İçeriğe atla

Sülfür

Kimyada, sülfür terimi -2 yükseltgenme seviyesinde kükürt içeren kimyasal bileşiklerin birkaç tipi için kullanılır.

Sülfür, İngilizce "sulfide" terimine karşılık geldiği için bazen hatalı olarak sülfit olarak Türkçeye çevrilir; sülfit SO3- iyonunun, sülfür ise S2- iyonunun ismidir. Keza, İngilizce sulfur sözcüğünün Türkçeye kükürt yerine sülfür olarak çevrilmesi (kükürt dioksit yerine sülfür dioksit gibi) hatalıdır ve yanıltıcı olabilir.

Hidrojen sülfür (H2S) veya Li2S, Na2S ve K2S gibi alkali metal tuzlarının kuvvetli alkali çözeltilerinde sülfür anyonu S2- bulunur. Sülfür son derece baziktir, pKa'sı 14'ten büyük olduğu için çok alkalin çözeltilerde bulunmaz, pH ~15'in (8 M NaOH) altında varlığı saptanamaz. Sülfür, iyonlaşmak yerine, sudaki hidrojen ile birleşip HS- iyonunu oluşturur, buna hidrojen sülfür iyonu, hidrosülfür iyonu, sülfhidril iyonu veya bisülfür iyonu denir. Daha düşük pH'lerde (<7), HS-, H2S yani hidrojen sülfüre dönüşür.

Sulu çözeltilerde geçiş metallerinin katyonları, sülfür kaynakları (H2S, NaSH, Na2S) ile tepkiyerek katı sülfürler olarak çökelirler. Bu inorganik sülfürlerini suda çözünürlüğü çok düşüktür ve bunların çoğu minerallerle ilişkilidir. Bunun iyi bilinen bir örneği kadmiyum sarısı olarak bilinen parlak sarı boya malzemesinde kullanılan CdS'dir. Gümüşün kararması ile Ag2S meydana gelir. Bu bileşiklere bazen tuz olarak değinilse de, aslında geçiş metal sülfürlerindeki bağ yapısı çok büyük oranda kovalenttir. Bu bağ yapısı nedeniyle bu malzemelerin yarı iletken özellikleri vardır.

Organik kimyada "sülfür" terimi genelde C-S-C bağlantısı için kullanılabilir ama "tiyoeter" terimi daha az muğlaktır. Örneğin dimetil sülfür (CH3-S-CH3) adlı tiyoeter, metiltiyometan olarak da adlandırılabilir. Bazen sülfür terimi -SH fonksiyonel grubu için de kullanılabilir. Örneğin metil sülfür, CH3-SH anlamına gelebilir. Tercih edilmesi gereken adlandırma biçimi "tiyol" veya "merkaptan" terimini içermelidir, örneğin metantiyol veya metil merkaptan gibi.

Disülfür teriminin farklı anlamları akıl karıştırıcı olabilir. Molibdenum disülfür, +4 yükseltgenme seviyesinde molibdenum ile ilişik durumda ayrı sülfür merkezlerden oluşur. Buna karşın demir disülfür, +2 seviyesinde demir ile ilişik S22- veya S--S-'den oluşur. Dimetildisülfürdeki bağlar CH3-S-S-CH3 şeklindedir, ama karbon disülfürde S-S bağı yoktur, yapısı S=C=S şeklindedir.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kükürt</span> atom numarası 16, atom ağırlığı 32,06 olan, 119 °Cde eriyen ve 444 °Cde kaynayan, doğada saf veya başka cisimlerle birleşik olarak bulunan, sarı renkli element, sülf (simgesi S)

Kükürt, simgesi S, atom numarası 16 olan, limon sarısında ametal, yalın katı bir elementtir.

<span class="mw-page-title-main">Sodyum</span> atom numarası 11 olan kimyasal element

Sodyum, periyodik cetvelde Na simgesi ile gösterilen ve atom numarası 11 olan element. Sodyum yumuşak ve kaygan bir metal olup alkali metaller grubuna aittir. Doğal bileşiklerin içinde bol miktarda bulunur. Yüksek oranda reaktiftir, sarı bir alevle yanar, su ile şiddetli reaksiyon verir ve havada hızla oksitlenir. Dolayısıyla, vazelin, gazyağı gibi hava ve su ile temasını kesecek bir ortamda saklanması gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Alken</span>

Alkenler yapılarında en az bir tane karbon-karbon (C=C) çift bağı içeren organik bileşiklerdir. Alkenlerin yapısında karbon-karbon çift bağı bulunduğundan ve bu karbonların yapabileceği en fazla hidrojenle bağ yapmamış olduğundan alkenler doymamış bileşikler kategorisine girerler. Alkenlerin yapısında sadece bir karbon-karbon çift bağının bulunması durumunda homolog seriler oluşturur. Bu homolog serilerin genel formülü CnH2n şeklindedir. Burada n-in en az 2 olma şartı vardır. Aşağıda en basit alken olan eten, yaygın ismiyle etilenin, çeşitli modellemelerle çizilmiş şekillerinin yanı sıra alkenlerin çeşitli şekillerdeki yazılış şekilleri de bulunmaktadır.

pH Sulu bir çözeltinin asitlik veya bazlık seviyesinin ölçümü

pH, bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir. pH'in açılımının ne olduğu kesin olarak bilinmese de genellikle "potential of hydrogen" veya "power of hydrogen" olduğu varsayılır.

Kimya ve biyokimyada, yağ asidi, genelde uzun, alifatik kuyruklu bir karboksilik asittir. Uzun karboksilik yağ asitlerinden 4 karbonlu ve daha uzun zincirlileri yağ asidi olarak sayılır; doğal yağları (trigliseritleri) oluşturan yağ asitlerinden söz ederken ise bunların en az 8 karbonlu olduğu varsayılabilir. Çoğu doğal yağ asitlerinin çift sayılı karbon atomu vardır, çünkü bunların biyolojik sentezlerinde iki karbon atomlu asetat kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Sodyum karbonat</span> inorganik bileşik

Sodyum karbonat, (çamaşır sodası, kristal soda ve soda külü olarak da bilinir) Na2CO3 formülüne sahip değişik hidratları olan bir inorganik bileşiktir. Bütün formları beyaz, suda çözünür tuzlardır. Tüm formları güçlü bir alkali tada sahiptir ve suda orta derecede alkali çözeltiler verir. Tarihsel olarak sodyum bakımından zengin göl sularından veya sodyum bakımından zengin topraklarda yetişen bitkilerin küllerinden çıkarıldı. Bu sodyum açısından zengin bitkilerin külleri, potas üretmek için kullanılan odun küllerinden belirgin şekilde farklı olduğundan, "soda külü" olarak anıldı. Günümüzde ise, Solvay işlemi ile sodyum klorür ve kireç taşından büyük miktarlarda üretilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İyon</span> toplam elektron sayısının toplam proton sayısına eşit olmadığı, atoma net pozitif veya negatif elektrik yükü veren atom veya molekül

İyon ya da yerdeş, bir veya daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atomdan oluşmuş elektrik yüklü parçacıktır. Atomlar kararsız yapılarından kurtulmak ve kararlı hale gelebilmek için elektron alırlar ya da kaybederler. Bunun için de başka bir atomla ya da kökle bağ kurarlar.

<span class="mw-page-title-main">Redoks</span> Atomların oksidasyon durumlarının değiştiği kimyasal reaksiyon

Redoks atomların oksidasyon durumlarının değiştiği bir tür kimyasal reaksiyondur. Redoks reaksiyonları, kimyasal türler arasında elektronların fiili veya biçimsel aktarımı ile karakterize edilir, çoğunlukla bir tür oksidasyona, diğer türler indirgemeye uğrar. Elektronun çıkarıldığı kimyasal türlerin indirgenmiş olduğu söyleniyor. Başka bir deyişle:

<span class="mw-page-title-main">Amin (kimya)</span>

Aminler, amonyaktaki bir veya daha fazla hidrojen atomunun organik radikaller ile değiştirilmesi yöntemiyle türetilmiş organik bileşikler ve fonksiyonel gruplardır. Yapısal olarak aminler amonyağa benzerler, ama bir veya daha fazla hidrojen atomu, alkil veya aril gibi organik sübstitüentlerle yer değiştirmiştir. Bu kuralın önemli bir istisnası RC(O)NR2 tipi bileşiklerdir (C(O) karbonil grubuna karşılık gelir), bunlara amin yerine amid denir. Amidler ve aminlerin yapıları ve özellikleri farklı olduğu için bu ayrım kimyasal olarak önemlidir. Adlandırma açısında biraz akıl karıştırıcı olan bir nokta, bir aminin N-H grubunun N-M (M= metal) ile değişmesi hâlinde buna da amid denmesidir. Örneğin (CH3)2NLi, lityum dimetilamid'dir.

<span class="mw-page-title-main">Sülfürik asit</span> Kimyasal Madde

Sülfürik(VI) asit ya da halk arasında bilinen ismi ile zaç yağı, H2SO4, güçlü bir mineral asididir. Olası kâşifi 8. yüzyıl simyacısı Cabir bin Hayyan tarafından yenime uğratıcı, renksiz ve yoğunluğu yüksek sıvı olarak tanımlanmıştır. Suda her konsantrasyonda çözünebilir. Büyük ölçüde korozif oluşu, güçlü asidik yapısından ve dehidrasyon özelliğinden kaynaklanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kükürtlü asit</span>

Kükürtlü asit, sülfüröz asit ya da sülfürik(IV) asit formüllü H2SO3 olan bir kimyasal bileşiktir.

Floroantimonik asit (HSbF6) hidrojen florür ve antimon pentaflorürün farklı oranlardaki karışımıdır. Bu karışımlardan 1:1 kombinasyonu, bilinen en güçlü süperasit formunu oluşturur. Öyle ki, bu form, hidrokarbonları iyonize ederek karbokatyonlar ve H2 oluşturabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hidrotermal baca</span> Bir gezegenin yüzeyinde jeotermal olarak ısınmış suyun çıktığı bir yarık

Hidrotermal baca, jeotermal ısıya sahip suyun salındığı bir deniz tabağı yarığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Polisülfür</span>

Polisülfürler kükürt atom zincirleri içeren bir sınıf kimyasal bileşiklerdir. Polisülfürler iki ana sınıfa ayrılır: anyonlar ve organik polisülfürler. Anyonlar S2−ngenel formülüne sahiptir. Bu anyonlar hidrojen polisülfürlerin H2Skonjüge bazlarıdır. Organik polisülfürler genellikle RSnR formülüne sahiptir, burada R = alkil veya arildir.

Sülfür döngüsü, sülfürün (kükürt) kayalar, su yolları ve canlı sistemler arasında hareket ettiği süreçlerin toplamıdır. Bu tür biyojeokimyasal döngüler birçok minerali etkilemelerinden dolayı jeolojide önemlidirler. Biyokimyasal döngüler yaşam için de önemlidir, çünkü sülfür birçok proteinin ve kofaktörün bileşeni olan önemli bir elementtir ve sülfür bileşikleri mikrobiyal solunumda oksidan veya indirgeyici olarak kullanılabilir. Küresel kükürt döngüsü, kükürt türlerinin farklı oksidasyon halleri arasındaki geçişlerini içerir ve kükürtün oksidasyon hali hem jeolojik hem de biyolojik süreçlerde önemli bir rol oynar.

Disülfür diklorür S
2
Cl
2
formüllü kükürt ve Klor bileşiğidir.

<span class="mw-page-title-main">Kalsiyum nitrat</span>

Kalsiyum nitrat, (Norveç güherçilesi) olarak da adlandırılır. Ca(NO3)2 formülüne sahip bir inorganik bileşiktir. Bu renksiz tuz havadan nem çeker ve genellikle bir tetrahidrat olarak bulunur. Esas olarak gübrelerde bileşen olarak kullanılırsa da başka uygulamalarda da kullanılır. Nitrokalsit, çiftlik gübresinin ahır veya mağaralarda olduğu gibi kuru bir ortamda beton veya kireç taşı ile temas ettiği yerlerde bir çiçeklenme olarak oluşan hidratlı bir kalsiyum nitrat olan bir mineralin adıdır. Kalsiyum amonyum nitrat dekahidrat ve kalsiyum potasyum nitrat dekahidrat dahil çeşitli ilgili tuzları bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Antimon trisülfür</span>

Antimon trisülfür (Sb2S3) doğada kristal stibnit minerali ve amorf yapılı kırmızı metastibnit minerali olarak bulunur. emniyet kibritlerinde, askeri mühimmatlarda, patlayıcı maddelerde ve havai fişeklerde kullanılmak için üretilmektedir. Ayrıca yakut renkli cam üretiminde ve plastiklerde alev geciktirici olarak kullanılır. Tarihsel olarak stibnit formu, 16. yüzyılda üretilen resimlerde gri bir pigment olarak kullanılmıştır. 1.8-2.5 eV direkt bant aralığına sahip bir yarı iletkendir. Uygun katkılama ile, p ve n tipi malzemeler üretilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ultramarine</span>

Ultramarine, başlangıçta lapis lazuli 'nin bir toz halinde öğütülmesiyle elde edilen derin bir mavi renk pigment'idir. Adı Latin "ultramarinus" dan gelir, kelimenin tam anlamı "denizin ötesinde" demektir çünkü pigment Avrupa 'ya Afganistan'daki madenlerden İtalyan tüccarlar tarafından 14. ve 15. yüzyıllar'da ithal edilirdi.

Demir (III) klorür FeCl
3
formüllü inorganik bir bileşiktir. Kristal bir katı olmasının yanı sıra görüş açısına bağlı olarak farklı renklerle gözlemlenebilir; koyu yeşil, mor-kırmızı. Sulu formu da katı formu da fiziksel görünüm olarak koyu kahverengi rengindedir.