Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.
Dünya Kadınlar Günü, Birleşmiş Milletler tarafından bu şekilde tanımlanmış olarak her yıl 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları hareketinde bir odak noktasıdır.
Açlık grevi, katılımcılarının politik protesto davranışları olarak ya da diğerlerinde suçluluk duygusu yaratmak için genellikle bir yasanın değişmesi gibi belirli özel amaçlarda başarılı olmak için geliştirilmiş şiddet içermeyen bir direniş yöntemidir. Herhangi bir tutum, davranış, uygulama veya olayı benimsemediğini göstermek ya da bazı isteklerini yetkili kişi veya makamlara kabul ettirmek için su, tuz ve şeker dışında vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini almayarak aç kalma esasına dayanan bir protesto yöntemidir. Yemek yememe grevidir. 1991 tarihli Malta Bildirgesi'nde açlık grevi, "zihinsel olarak ehliyetli ve kendi iradesiyle açlık grevine karar vermiş kimsenin belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddetmesi" şeklinde tanımlanmıştır. Açlık grevi eyleminden farklı olarak, ölüm orucu eyleminde hiçbir gıda alınmaz. Genellikle açlık grevi eylemiyle sonuç alınamadığında, daha etkili bir eylem biçimi olduğu düşünülen ölüm orucu eylemine geçilir. Açlık grevleri süreli veya süresiz şekilde olabilir.
Kadın hakları, kadınların erkeklerle eşit şekilde sahip olduğu sosyoekonomik, siyasi ve yasal hakların tamamına verilen isim.
Mary Raleigh Richardson, Britanyalı-Kanadalı kadın hakları savunucusu. İngiltere'de kadınların oy hakkını kazanmasında etkin rol oynadı. En saldırgan savunuculardan biri kabul edilen Richardson, iki senede dokuz kez tutuklandı ve açlık grevindeyken yemek yemeğe zorlandı. Kadınlara da oy hakkı verilmesi konusunda Londra piskoposunu ikna etti ve kral V. George'a bir dilekçe sundu.
Kadın hareketi, kadın haklarını desteklemeye yönelik evrensel nitelikteki sosyal harekettir.
Emmeline Pankhurst, radikal feminizm kuramcısı, süfrajet ve kadın hakları savunucusudur.
Kadınların Sosyal ve Politik Birliği Birleşik Krallık'ta kadın hareketleri çerçevesindeki öncü örgütlerden birisidir. Üyelerin süfrajet olarak tanımlandığı ilk gruptur.
Kadın hakları hareketinin ya da feminist hareketinin ikinci dalgası, başta ABD'de olmak üzere Batıda 1960'ların başında başlayıp 1970'lerin son yıllarına kadar süren feminist faaliyetleri içeren bir dönemi kapsar.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, 1930’larda, Türkiye’de kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade eder. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nden birisidir.
Kadınlara oy hakkı, kadınların seçimlerde oy kullanma hakkıdır.
Dame Christabel Harriette Pankhurst, Birleşik Krallık'ta kadınların seçme ve seçilme hakkı için savaşan önder süfrajetlerden biri, Emmeline Pankhurst'un kızı. İngiliz seçme hakkı hareketi, Christabel Pankhurst ile annesi Emmeline Pankhurst tarafından yürütülen Kadın Sosyal ve Politik Birliği'nin 1903'teki kuruluşunun ardından gittikçe etkin taktikler benimsemişti. Farklı bir şehirdeki Pankhurstler doğrudan eylem kampanyası koordine ettiler ve bir dizi ilgi çeken eylem düzenlediler.
Kadınlara oy hakkı dünyanın farklı ülkelerinde farklı zamanlarda tanınmış olan haktır. Birçok ülkede kadınlara oy hakkı, genel oy hakkından önce tanındığından belirli sınıf veya ırka mensup erkekler ve kadınlar halen oy kullanamamaktadır. Bazı ülkeler her iki cinsiyete de aynı zamanda oy hakkı tanımıştır.
Mısır'daki feminizm, tarih boyunca birtakım toplumsal ve politik olayları içerir. Her ne kadar Mısır birçok açıdan reform konularında, özellikle de "milliyetçiliğin, emperyalizme ve feminizmin direniş hareketlerinde" öncülük etmiş olmasına rağmen kadınların erkeklerle eşit olması kolay olmamıştır.
Türkiye'de feminizm kavramının literatüre girişi, Türk milliyetçiliğinin ve Türkçülüğün düşünce babalarından Ziya Gökalp'in "Türkçülüğün Esasları" adlı kitabının "Türk Feminizmi" adlı bölümünde "feminizm" kavramına övücü bir dille değinmesiyle oldu. Jön Türkler ve İttihat & Terakki Cemiyeti içerisinde oldukça yetkili olan; Ziya Gökalp, Ahmet Rıza, İbrahim Hilmi ve Enver Beylerin başını çektiği Türk milliyetçisi kanat kadınların özgürleşmesinin milletin bir bütün olarak özgürleşmesindeki önemine dikkat çekerek kadınların eğitimine yönelik oldukça yoğun çabalar harcadılar. Bu çabalar sonucunda kadınlar için İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebi ve İnâs Darülfünunu gibi üniversite düzeyinde eğitim veren kurumlar yanında İstanbul'da ve Anadolu'da kız liseleri açılmasını sağladılar. Ayrıca yine bu milliyetçi kanat Türkiye tarihindeki ilk feminist kadın derneği olan Teali-i Nisvan Cemiyeti ile dönemi için oldukça sert taleplerde bulunan Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin ve kadınların iş gücüne katılımı için mücadele yürüten Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti'nin kuruluşuna önayak oldular. Ek olarak günlük yaşamda kadınları rahatlatmak için kadınlara uygulanan tek başına faytona binememek ve giyim-kuşam kısıtlamaları gibi bazı yasakları da kaldırdılar.
Emily Wilding Davison 20. yüzyılın ilk yıllarında Birleşik Krallık'ta kadınların oy hakkına sahip olabilmesi için mücadele etmiş bir süfrajettir. Mücadele verdiği 9 olayda tutuklanmış, 7 defa açlık grevine gitmiş, 49 olayda da mücadeleyi bırakmaya zorlanmıştır. 1913'te Epsom Derbisi adı verilen at yarışlarında yarış esnasında protesto için sahaya girdiği anda Kral V. George 'un atı Anmer'in altında kalmış ve ölmüştür. Cenaze töreni WSPU(Women's Social and Political Union-Kadınların Sosyal ve Politik Birliği) tarafından 14 Haziran 1913'te düzenlenmiştir. 5.000 süfrajet ve Londra sokaklarında sıralanan hayranlarıyla birlikte 50.000 kişinin katıldığı cenaze töreninde, Davison'ın naaşı Bloomsbury'deki kilise töreninden sonra trenle Morpeth, Northumberland'daki aile mezarlığına defnedilmiştir.
1900'ler, 1 Ocak 1900'de başlayan ve 31 Aralık 1909'da sona eren, Gregoryen takviminin içinde bulunan ve 20. yüzyıl için ilk onyıldır.
Feminizm tarihi, kadınlara eşit hakların sağlanmasını amaçlayan hareketlerin ve ideolojilerin kronolojik veya tematik anlatılarını içerir. Dünyanın dört bir yanındaki feministlerin sebepleri, hedefleri ve niyetleri ; zamana, kültüre ve ülkeye bağlı olarak değişmiş olsa da çoğu Batılı feminist tarihçi, kadın haklarını elde etmek için çalışan tüm hareketlerin, feminizm terimini kendilerine uygulamamış olsalar bile feminist hareket olarak değerlendirilmeleri gerektiğini iddia ediyorlar. Diğer bazı tarihçiler "feminist" terimini modern feminist hareket ve onun devamıyla sınırlandırır ve daha önceki hareketleri tanımlamak için "protofeminist" etiketini kullanır.
Yıllar boyunca çeşitli feminist ideoloji hareketleri gelişti. Hedefler, stratejiler ve bağlılıklar bakımından farklılık gösterirler. Sıklıkla örtüşürler ve bazı feministler kendilerini feminist düşüncenin çeşitli dallarıyla özdeşleştirirler.
"Ekmek ve Güller" adil ücretler ve onurlu çalışma koşulları için verilen mücadeleyle özdeşleşmiş bir deyimdir. Amerikalı kadınların oy hakkı aktivisti Helen Todd'un "herkes için ekmek ve güller" ihtiyacından bahsettiği bir konuşmasından ortaya çıkmıştır. Bu dize James Oppenheim'a ilk kez 1911 yılında The American Magazine'de yayınlanan "Ekmek ve Güller" başlıklı bir şiir yazması için ilham vermiştir. Şiir o zamandan beri başka dillere çevrilmiş ve çeşitli besteciler tarafından müziğe uyarlanmıştır. Bu ifade özellikle 1912 yılında Lawrence, Massachusetts'te gerçekleşen ve "Ekmek ve Güller grevi" olarak bilinen tekstil greviyle ilişkilendirilmektedir. Ekmeğin güllerle eşleştirilmesi, işçilerin sadece temel ihtiyaçlarının karşılanması değil, aynı zamanda saygı ve saygınlıkla muamele görmeleri gerektiği fikrini yansıtmaktadır.