İçeriğe atla

Sözleşme

Kontrat, iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan yasal bir anlaşmadır

Sözleşme ya da Kontrat, iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan hukukî işlemlere denir. Tarafların birbirine uygun irade açıklamalarıyla yapılan bir hukuki işlem olan sözleşmenin, genel olarak belirli bir biçimde yapılması zorunlu değildir ama bazı tür sözleşmelerin belirli biçimde yapılması yasalarda öngörülmüştür. Örneğin, taşınmaz malların satış sözleşmesinin resmi biçimde yapılması zorunludur. Sözleşmenin yazılı biçimde yapılması anlaşmazlık durumunda kanıtlamayı kolaylaştırmak için de yararlıdır.[1]

Bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için, sözleşmenin taraflarının irade beyanlarının karşılıklı ve birbiriyle uyum içinde olması gerekir. Bir sözleşmede tarafların karşılıklı çıkarları bulunur. Örneğin herhangi bir malı satın alırken yapılan iş sözlü bir sözleşmedir. Alıcı mala karşılık bir fiyat önerir ve satıcı bu öneriyi kabul ederse parayı alıp malı teslim eder. Bu durumda sözleşme yapılmış ve sözleşme koşulları yerine getirilmiştir.

Bir sözleşmenin geçerli olması için tarafların sözleşmeyi özgür iradeleriyle ve bilinçli olarak yapmış olmaları gereklidir. Taraflardan birinin zorlanması (cebir), korkutulması (tehdit) ya da aldatılması (hile) yoluyla yapılan sözleşmeler geçersizdir. Yasalara göre ergin sayılmayanlar, akıl hastaları, çocuklar sözleşme yapamaz. Konusu yasalara ya da ahlaka aykırı sözleşmeler yapılamaz.[2]

Sözleşmenin taraflarından biri sözleşmede belirtmiş olan yükümlülüklerini yerine getirmezse, karşı taraf mahkemeye başvurabilir. Mahkeme haksız tarafı yükümlülüğünü yerine getirmeye zorlar ya da sözleşmeye uyulmamasından doğan zararın ödenmesine karar verir. Tazminat denen bu ödemeye karar verilmesi için zarar gören taraf zararını kanıtlamalıdır.

Türleri

Tek tarafa borç yükleyen ve iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler

Sözleşmeler ya tek tarafa borç yükler ya da iki tarafa birden borç yükler. Tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler, tek taraflı hukuki işlemler ile karıştırılmamalıdır. Örneğin, bağışlama sözleşmesi, tek tarafa borç yükler ancak bu da iki taraflı bir hukuki işlemdir. Karşı taraf açıkça veya zımnî (örtülü) olarak karşı tarafın bağışlama yönündeki irade beyanını kabûl ederse, bu durumda bağışlama sözleşmesi geçerli olur.[3]

İki tarafa da borç yükleyen sözleşmelerde ise iki taraf da borç altına girer. Satım, kira, eser sözleşmeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Bu tür sözleşmelere sinallogmatik sözleşmeler de denir. İki tarafa da borç yükleyen sözleşmeler de kendi içinde ikiye ayrılır:

  1. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler
  2. Eksik iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler

Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler, içtihatlarda karşılıklı borç doğuran sözleşmeler olarak da zikredilmektedir. Her iki taraf da borç altına girmekte, taraflardan birinin borcu diğerinin borcunun karşılığını oluşturmaktadır.

Kaynakça

  1. ^ "Contract Terms". study.com. 16 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2024. 
  2. ^ Markovits, Daniel; Atiq, Emad (17 Şub 2021). Zalta, Edward N. (Ed.). The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University – Stanford Encyclopedia of Philosophy vasıtasıyla. 
  3. ^ "An Overview of Contract Law (By William Markham, 2002)". 5 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2024. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Vade ya da mühlet, günlük kullanımda; bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için, taraflarlarca belirlenen ya da mevzuat veya yetkili bir makam tarafından borçluya tanınan süreyi ve borcun doğumu ile ifa edileceği gün arasındaki zaman zarfını ifade eder. Bu anlamda ‘bir borcun vadesi’ denildiğinde, borcun ödenmesi için borçluya tanınan zaman aralığı ifade edilir.

Kefalet, hukuki işlem türleri yönünden bakıldığında, bir sözleşmedir. Kefalet güvence sağlama amacına yönelik sözleşmeler arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Opsiyon (finans)</span>

Finansta, opsiyonlar belirli bir malı, kıymeti veya finansal göstergeyi önceden anlaşılmış belli bir vade ve fiyattan alma-satma hakkı veren kontratlardır. Opsiyonu satın alan taraf opsiyon sözleşmesine karşılık, sözleşme tarihinde veya sözleşmede belirlene bir tarihte belli bir prim karşılığı ödemek zorundadır. Opsiyon sahibi opsiyon sözleşmesini yine sözleşmede belirlenen süre içinde veya sonunda kullanma hakkına sahip olmaktadır ancak vadeli işlemler sözleşmesinden farklı olarak herhangi alma veya satma yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, opsiyon hakkını alan tarafın kaybı en fazla ödediği primdir. Opsiyon hakkını satan taraf ise bu prim kazancını elde etmektedir.

Finansal kiralama veya İngilizce adıyla leasing, işletmelerin kuruluş veya büyüme dönemine geçtiklerinde, yatırımlarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duydukları orta vadeli finansman yöntemlerinden birisidir.

CIF, uluslararası ticaretle ilgili bir terimdir. Sözcük karşılıkları mal bedeli, sigorta ve navlun anlamındadır. Bu tip ticarette satıcı, CFR teriminde olan yükümlülükleri aynen üstlenmekte, ancak bunlara ek olarak taşıma sırasında malların kayıp ve hasar riskine karşı deniz sigortası sağlama yükümlülüğünü de almaktadır. Burada sigorta sözleşmesini akdetmek ve sigorta primini ödemek, satıcıya düşmektedir.

Bono ya da emre muharrer senet, üzerinde yazılı belli bir tutarda paranın, senet lehtarına ya da onun emrine kayıtsız şartsız ödeneceğine dair taahhüdü içeren bir kambiyo senedi. Üzerinde bono veya emre muharrer senet ibarelerini taşımayan ve açıkça emre yazılı olarak düzenlenen senetler "Emre yazılı ödeme vaadi" sayılır. TTK'nın 776 ila 779 maddelerinde düzenlenmiştir. Bono satış, kira, ödünç ve hizmet sözleşmeleri gibi para borcu içeren tüm hukuki ilişkilerde kullanılabilen bir kıymetli evraktır. Bonoda senedi düzenleyen yani keşideci ve lehine senet düzenlenmiş kimse yani lehtar olmak üzere, iki taraf vardır. Bono kanunen emre yazılıdır. Bir kimsenin adına (namına) düzenlenecek bononun emre yazılı olmadığı veya nama yazılı olduğu açıkça belirtilmelidir. Bono hamiline düzenlenemez. Bono hukuki niteliği itibarıyla soyut bir borç ikrarıdır.

Borçlar hukuku, bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisi adı verilen hukuki ilişkilerin incelendiği bir disiplindir. Borçlar Kanunu özel hukukta borçlar hukukuna kaynaklık eder ve borçlar hukuku alanına giren borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Borç ilişkisi kavramı, özel hukuk açısından tanımlandığında, alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği hukuki bir bağdır.

<span class="mw-page-title-main">Borç</span> geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Borç, geniş anlamda, bir borç ilişkisini, dar anlamda ise borçlu tarafın ödemekle yükümlü olduğu parasal değeri ya da yerine getirme taahhüdünde olduğu edimi ifade eder. Hukuki alanda kullanılışı, geniş anlamıdır. Borç ilişkisi, borçlu ve alacaklı olmak üzere iki taraf arasında bir edimin yerine getirilmesine dayanan hukuki bağdır. Edim, borçlu açısından bakıldığında borç, alacaklı açısından bakıldığında ise alacaktır. İki farklı kelime aynı davranışın iki farklı açıdan bakılması ile oluşturulmuş adlandırmalardır. Edim fiili, yapma, yapmama veyâ verme olarak üç şekilde tezâhür edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kredi</span> ekonomi terimi

Kredi, bir tarafın diğer tarafa para veya kaynak sağlamasına izin veren ve ikinci tarafın birinci tarafa hemen geri ödeme yapmadığı borç ve güvendir. Bir kimseye belirli bir süre sonra geri almak kaydıyla satın alma gücü sağlanması veya bu gücün devredilmesi olarak tanımlanır. Bu sözü edilen nakdi kredi tanımıdır. Ancak bankalar bir tüzel ya da gerçek kişi lehine garanti ve kefalet vererek de kredilendirme yapabilir. Buna da gayrinakdi kredi denir.

Bir borç ilişkisinde borçlu, alacaklı olan tarafa karşı belli bir taahhütte bulunmuştur. Kendiliğinden bu taahhüdünü yerine getirmediği takdirde hukuk düzeni, alacaklının bu borç ilişkisinden doğan haklarını, borçlunun mal varlığına yönelerek karşılamasını sağlayacaktır. Buna hukuk düzeninde sorumluluk denilmektedir.

Adi şirket, sahibinden ayrı bir varlığı olmayan şirketlerdir. En basit şirket modelidir.

Deniz ticareti hukuku, deniz üzerinde yürütülen ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. 29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda deniz ticaretini konu alan bazı başlıklar şunlardır:

Tapu: Bir taşınmaz malın yüzölçümünü, numarasını, mahallesini ve sahibini gösterir belgedir. Eski Türkçedeki kapuk (sağlam) sözcüğünden gelmiştir.

Sebepsiz zenginleşme veya haksız zenginleşme, bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın, başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir. Geçerli bir hukuksal neden bulunmadan, hukuksal bir neden gerçekleşmeden ya da hukuksal neden sona erdikten sonra bir işlem yapılması ve borç olmayan bir edimin ödenmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.

Hukukun herkes bakımından bağlayıcı olması gerekir. Kişiler bazen olması gereken gibi davranırlar, bazen de bu düzeni bozarlar. Hukukun var oluş nedenlerinden biri de bu noktada başlar. Yani toplumun düzenini korunması durumu. Devreye giren hukuki kuralları çiğneyen kişilerin bu yanlış davranışlarına engel olunur ve o kişilere bu kurallara uymaya zorunlu kılınır. Yaptırım bir hukuk kuralına aykırı davranılmasının sonucunda yol açılan zararın ortadan kaldırılmasını amaçlar. Kısaca yaptırım "Bir hukuk kuralına aykırı davranılması halinde hukuk düzenince öngörülen sonuçtur.". Yaptırım bir hukuk kuralını diğer sosyal düzen kurallarından ayırır.

<span class="mw-page-title-main">Hak</span> Kişinin hukuken korunan ve kendisine bu korumadan yararlanma yetkisi veren menfaat

Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir. Kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunması, bu korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunulması gibi yetkiler verir. Esasen Arapçada hukuk kelimesinin tekil hâli olan bu kelime, zamanla kişilerin hukuken korunan menfaatlerini tanımlamak için kullanılırken, hakların oluşturduğu düzene ise hukuk adı verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Takas</span>

Takas veya trampa, herhangi bir değişim aracı kullanılmaksızın, mal ve hizmetlerin diğer mal ve hizmetlerle değiş tokuş edildiği bir ticaret tipidir.

Tacir ya da tüccar, başkası tarafından üretilen malların ticaretini yapan kimse.

Tazminat, hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedel, zarar ödencesidir. Tazminat zararların giderilmesini amacıyla sorumlu tarafından zarar görene ödenen veya mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen parasal veya bir değer veya edimdir. Mahkemelerce kişilik haklarının uğradığı zararları gidermek için manevi tazminat, hukuka aykırı eylem nedeniyle mal varlığında yaşanan eksilmeleri karşılamak üzere maddi tazminat veya bir hukuka aykırı eylemin yarattığı düşünülen tüm zararın ödetilmesi amacıyla cezalandırıcı tazminat ödenmesine karar verilebilir.

Kamu gücü, idarenin kamu yararı amacını gerçekleştirebilmesi için sahip olduğu ayrıcalıkları ve yükümlülükleri ifade eden bir kavramdır. İdarenin kamu gücü olmadan yürüttüğü faaliyetler özel hukukun kapsamına girmekte olup bu davalar adli yargıda görülür. Bu sebeple özel hukukun kapsamını aşan birtakım yetki ve yükümlülükleri kamu gücü olarak tanımlanır ve bundan doğan davalar idari yargıda görülür.