İçeriğe atla

Sömürgecilik

Dünyada sömürgeciliğin ortaya çıkışı ve ilerleyişi

Sömürgecilik; kolonicilik, kolonyalizm ya da müstemlekecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesidir.

Sömürgeciler genellikle sömürdükleri bölgelerin kaynaklarına, iş gücüne, pazarlarına el koyar ve aynı zamanda sömürgeleri altındaki halkın sosyo-kültürel, dinî değerlerine baskı uygularlar. Sömürgecilik ile emperyalizm kimi zaman birbirleri yerine kullanılan terimler olmakla birlikte emperyalizm, şekli olduğu kadar şekli olmayan alanlarda da kontrolün hakim gücün elinde bulunduğu durumlarda kullanılmaktadır. Sömürgecilik terimi aynı zamanda bu sistemi meşrulaştırmak veya yaymak için kullanılan bir dizi inanca da işaret etmektedir, zira Sömürgeciler kendilerinin sömürdükleri insanlardan daha üstün olduklarına inanırlar. Sömürdükleri insanları gelişmemiş toplumlardan seçerler. Dünya bu sömürgecileri, gelişmemiş toplumları refaha kavuşturmak ve gelişmelerinde katkıda bulunmak amacıyla baskı altında tuttukları şeklinde algılar veya algılanması sağlanır. Bir bakıma iyimserlik havası estirilir. Sözde bilimsel teorilerle de desteklenmeye çalışılan bu tip inançlar daha çok 19. yüzyılda Avrupa'da yayılmış ve Avrupalıların tüm dünyada sömürgeci güç olarak yayılmasının da sözde meşru dayanağı olmuştur.

Avrupa sömürgeciliği kabaca iki büyük dalgaya ayrılabilir. İlki keşiflerle başlamış ikincisi de 19.yüzyılın ikinci yarısında başlayan dönemidir.

Madagaskar'daki Fransız savaşı hakkında bir kitap.

Sömürge türleri

Sömürgecilerin büyük kentlerdeki halkları sömürdükleri topraklara taşıdıkları tipe örnek ABD'nin ilk on üç eyaleti, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Arjantin ve Sovyet döneminde Sibirya'da gerçekleştirilmiştir. Sömürgeciler sömürdükleri topraklardaki yerli halkı kontrol etmesi veya güçle tehdit etmesi için İngilizlerin Hindistan'da, Mısır'da, Hollandalıların uzak doğuda ve Japonların sömürge imparatorluklarında yaptıkları gibi yöneticiler atarlar. Bazen Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi sömürgeci gücün kendi topraklarından getirdiği halklar yerli halklarla karışır ki çoğunlukla olan budur; Fransa'nın yönetimi altındaki Cezayir'de veya Güney Rodezya'da olduğu gibi ırken ayrı topluluklar halinde yaşamaya devam ederler.

Bir başka türde de Barbados, Saint-Domingue ve Jamaika gibi ülkelerdeki geniş çiftliklere (plantasyon) beyaz sömürgeciler siyah köleler getirerek çalıştırırlar. Bir diğer sömürge türünde ise sömürgenin asıl amacı bölgenin daha geniş bir şekilde kolonize edilmesi değil ticarettir.

Bağımsızlıklarını kazanan ülkeler ve kazandıkları ülkeler

İlk Avrupa sömürgeciliği

1913 yılında Afrikadaki Avrupa hakimiyeti

Doğu ve Batı yarımkürelerindeki Avrupa sömürgeciliğinin kökleri, baharat ticareti için kaynak bulmak ve masalsı krallıkların varlığını keşfetmek isteyen Portekiz kaşiflere kadar geri gider. Avrupa dışındaki ilk ayak izi Ceuta'nın 1415'te fethedilmesiyle atılır. On beşinci yüzyılda Portekizli denizciler 1488'de Bartolomeu Dias'ın Ümit Burnu'nun çevresinden dolanarak Afrika kıtasının aşılabildiğini gösterip Vasco da Gama'nın 1498'de Hindistan'a ulaşmasına yol açana dek Atlantik adalarını ve tüm Afrika sahillerini keşfetmişlerdir.

Portekizli denizcilerin başarıları Kristof Kolomb'un 1492'de İspanyol finansmanıyla batı kıyılarına doğru yeni bir keşif rotasına çıkmasının önünü açmıştır. Kolomb Japon sahillerine vardığı inancıyla günümüzde Bahamalar denilen yere ulaşmış ancak gerçekte Amerika denilen yeni bir kıta keşfetmişti.

İlk sömürgecilikte şirketlerin rolü

Batı sömürgeciliği başından bu yana kamu-özel girişimin ortaklığıyla yürütülmüştür. Kolomb'un Amerika seyahatlerinin masrafı kısmen İtalyan yatırımcıları tarafından karşılanmıştır. İngiltere, Fransa ve Hollanda sömürgelerde ticari yatırım gerçekleştiren Doğu Hindistan Şirketleri ve Hudson's Bay Şirketine ticari tekel hakkı tanımış ve ticaret, sömürgedeki zenginlikleri sömüren ve Avrupa ülkelerine taşınması şeklinde gerçekleştirilmiştir.

Afrika'nın sömürgeleştirilmesi

1898 yılında Dünya'daki büyük sömürge imparatorlukları ve Osmanlı İmparatorluğu

Afrika'nın Sömürgeleştirilmesi, 15. yüzyılda köle ticareti ile başlamış ve uzun yıllar sürmüştür. Bunu en iyi anlatan terim İngilizce bir deyim olan "Afrika'ya hücum"dur.

Afrika'yı bir köle kaynağı olarak görenler, şimdi onunla hem hammadde kaynağı, hem de pazar olarak ilgilenmeye başladılar. Ama bunun için Afrika'da çalıştıracak işgücüne ihtiyaçları vardı. Köleciliğin yasaklanması doğrudan bununla ilişkiliydi. Afrikalıların kurtuluşu olarak ilan edilen bu yeni süreç, köleliğin yeni bir biçiminden başka bir şey değildi. Köle tacirleri, madenlere ya da çiftliklere işçi temin eden kuruluşlar halinde örgütlendi.

İspanyol sömürgeleri

İspanyol İmparatorluğu'nun en geniş sınırları

Kuzey ve Güney Amerika başta Güney Amerika'nın pek çok bölgesi, Orta Amerika, Meksika, Karayiplerin bazı bölgeleri ve ABD'nin büyük bir kesimi olmak üzere İspanya'nın hakimiyeti altına girmişti.

İlk dönemde Konkistadorlar (İspanyolca bir kelimedir ve sömürge askerleri, kaşifleri vs. ifade etmektedir) ile kraliyet otoritesi arasında çekişme yaşanmıştır. Konkistador asker ve memurlara ücret karşılığı olarak geniş topraklar ve yerli işçi çalıştırma hakkı verilmişti.

Britanya sömürgeciliği

Bordo renkli alan 1921'de İngiliz İmparatorluğuna ait bölgeleri göstermektedir.

Britanya İmparatorluğunun denizaşırı bölgelere yerleşmesinin kökleri 1485-1509 tarihleri arasında tahtta bulunan İngiliz Kralı VII. Henry'nin denizcilik alanıyla ilgili politikalarında yer almaktadır. Selefi Kral III.Richard'ın başlattığı ve 1707 sonrası Britanya sömürgeciliği için büyük önemi olan British East India Company gibi şirketlere de öncülük eden yün ticaretine yönelik deniz ticareti sistemi kurmuştu. Henry aynı zamanda küçük deniz kuvvetlerini genişletmiş ve Britanya'nın İlk denizaşırı kolonisini kuran İtalyan denizci John Cabot'un -Kral Henry adına Newfoundland'da koloni kurmuştur 1496 ve 1497 yılındaki seyahatlerinin de sponsorluğunu yapmıştı.

VIII. Henry babasının başlattığı işi devam ettirmiş ve Britanya deniz kuvvetlerini geliştirmeye devam etmişti.

Kraliçe I. Elizabeth döneminde Sir Francis Drake kuzey California'ya ayak basmış ve İngiliz Kraliyeti adına buraya Nova Albion (Albion İngiltere için kullanılan antik bir isimdi) adıyla yönetimi altına almıştı. İngiltere'nin Avrupa dışındaki bölgelere ilgisi gittikçe artmış ve ilk defa John Dee tarafından "Britanya İmparatorluğu" ifadesi öne sürülmüştü. Denizcilik konusunda uzman olan John Dee imparatorluk kavramına ilişkin bakış açısını Dante'nin "Monarchia" kitabından almıştı.

Humphrey Gilbert Cabot'u izlemiş ve 1583'te Newfoundland'ı sefer düzenlemiş ve 5 Ağustos'ta bölgenin Britanya kolonisi olduğunu ilan etmişti. Sir Walter Raleigh ise Kuzey Carolina'da Roanoke Adalarında 1587'de ilk koloniyi kurmuştu. Gilbert'in Newfoundland ve Roanoke'deki kolonilerinin ömrü yiyecek kıtlığı, hava koşulları gibi sebeplerle kısa olmuştu.

Fransız sömürgeciliği

İlk (açık yeşil) ve İkinci (koyu mavi) Fransız sömürge imparatorluklarının haritası

Fransız sömürge imparatorluğu 17.yüzyılda başlar ve 1960'lara kadar sürer. 19.ve 20 yüzyıllarda Fransız sömürge imparatorluğu İngiliz İmparatorluğu'nun ardından gelen ikinci büyük sömürge imparatorluğuydu ve en geniş sınırlarına 1919 ve 1939 arasında ulaşmış, ikinci Fransız sömürge imparatorluğu 13.000.000 km²'yi aşmıştı. Bu rakam dünya toprağının 8.7%'dir.

Fransız sömürge yayılmacılığı 16.yüzyılın başlarında Giovanni da Verrazzano ve Jacques Cartier'in seyahatleriyle başlar. Ancak İspanya'nın Amerika kıtası üzerindeki tekelini koruması ve Din Savaşları Fransa'nın koloniler kurma çabalarını engellemişti. Fransanın ilk koloni kurma teşebbüsü 1555'te Brezilya'da Rio de Janeiro'dadır (o dönemde Fransız Antarktiki olarak adlandırılıyordu). 1612'de São Luís'de Portekiz ve İspanyol engeliyle karşılaştığı için başarısız olan Fransa Florida'da da benzer teşebbüslere girişmişti.

Fransız ve İngiliz sömürgeleri

Fransızlar sömürdükleri bölgelerdeki halklara çok daha acımasız davranırken İngilizlerin kolonilerine bir müttefik gibi davranması Fransızları sömürge savaşında geri düşürmüştür.

Fransızların sömürge halklarına alt sınıf muamelesi yapmaları sömürgeleri fakirleştirmiştir ve fakirleştikleri için Fransa'ya daha az yarar sağlamışlardır. Örneğin eski İngiliz sömürgeleri olan Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada bugün gayet zengin devletlerken Fransız sömürüsüne maruz kalan Cezayir, Suriye, Vietnam oldukça yoksul durumdadır.

ABD'nin yayılma siyaseti

ABD'nin yayılmacı siyasetinin arkasında şu nedenlerin yattığı gösterilmektedir:

  • ABD'nin endüstri ve ziraati ihtiyacın ötesinde büyümüştü. James G. Blaine gibi iş camiası ve siyasetin önde gelen figürleri daha fazla ekonomik büyüme için yabancı pazarların gerekli olduğu ve bunun için de saldırgan bir dış politika izlenmesi gerektiğine inanmaktaydılar.
  • Ernst Haeckel'in "biyogenik yasa"sına dikkat çeken John Fiske, Anglo-Saxon ırki üstünlüğü teorisini öne sürmüş, Josiah Strong ise geri ulusları "medenileştirmek ve Hristiyanlaştırmak" gerektiği çağrısını yapmıştı. Bunlar Amerikan siyaset düşüncesinde bazı gruplarda giderek büyüyen Sosyal Darvinizm ve ırkçılığın da tezahürleriydi aynı zamanda.
  • Frederick Jackson Turner'in geliştirdiği "Öncülük Tezi". Amerika'nın öncülüğü medeniyet için gereken yaratıcılık ve gücü (virility) taşımaktaydı. Çoğu insan Amerikan ruhunun sürdürülmesi için denizaşırı yayılmacılığının hayati olduğuna inanmaktaydı.
  • Alfred T. Mahan'ın 1890'da yayımlanan "The Influence of Sea Power upon History" adlı eseri ABD'nin "dünya gücü" konumunun yükselmesi için gereken üç unsur olduğunu öne sürmüştü: Güney Amerika'da bir kanal inşası (Panama Kanalının inşası fikrinin de kaynağıdır), ABD deniz gücünün genişletilmesi ve Pasifik'de Çin ile ticareti geliştirmek için ticari/askeri bir yapı, karakol inşası. Bu yayın Roosevelt gibi başkanların politikaları ve daha güçlü bir deniz kuvvetlerinin kurulması konusunda etkili olmuştu.

Sömürgelerin bağımsızlığa kavuşması

Sömürge ülkelerde I. Dünya Savaşı sonrasında ulusal özgürlük hareketleri başlamasına karşın II. Dünya Savaşının sonuna kadar bu hareketler başarıya ulaşamamışlardı.

1952'de nüfus bilimci Alfred Sauvy, Soğuk Savaş sırasında Batı ile ittifak içinde olmamakla birlikte Sovyet Bloğuna da dahil olmayan ülkeleri tanımlamak için "Üçüncü Dünya" terimini ortaya attı. Bunu takip eden yıllarda sömürgelikten kurtulan ulusların sayısında artış oldu ve bu grup Birleşmiş Milletler'de temsil edilmeye başladı. Üçüncü Dünya'nın ilk uluslararası hareketi Hindistan'dan Nehru, Mısır'dan Nasır ve Yugoslavya'dan Tito'nun başını çektiği, 1955 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlasına sahip olan 29 ülkenin bir araya gelerek gerçekleştirdiği Bandug Konferansı'dır.

ABD Başkan Wilson'un ilkelerinde de görülebileceği başta sömürge güçlerine karşı olduğunu ilan etmesine karşın Musaddık'ın İran petrolünü ulusallaştırmasına karşı çıkmış ve Şah'a baskı uygulamak için 1953 yılındaki darbeyi desteklemiş, bir sonraki yıl Guatemala başkanı Arbenz'in United Fruit'i ulusallaştırma çabasına karşılık Amerikan Gizli Servisi düzenlediği operasyonla yerine askerî cuntayı geçirmişti.

Bu müdahalelere rağmen sömürgelikten kurtulma süreci devam etmiş 1960'ta bazı ulusal kurtuluş hareketlerinden sonra Birleşmiş Milletler üye sayısı 99'a 1980'de 154'e 1990'da ise 159'a yükselmişti.

Yeni sömürgecilik

SSCB Komünist Parti Genel Sekreteri Josef Stalin, Amerikan Başkanı Harry S. Truman ve İngiliz Başbakanı Winston Churchill Almanya, Potsdam'da "Big Three Conference"nin açılışında ve ilk kez bir aradayken görülüyor. (1945)

Dünya'da 1960-70'lerde sömürgecilik sona ermesine karşın eskiden sömürge olan ülkeler günümüzde hâlâ güçlü Batı etkisi altındadırlar. Devam eden bu Batı etkisi yeni sömürgecilik şeklinde adlandırılmaktadır. Bu durumun tek istisnası Doğu Asya Kaplanları denilen (Hong Kong, Singapur, Güney Kore ve Tayvan) ile Hindistan ve Çin'dir. Yine de sömürgecilik Hindistan'da 1984 yılında gerçekleşen Bhopal felaketi gibi birtakım izler bırakmıştır. Hindistan'ın Bhopal eyaletindeki böcek ilacı fabrikasındaki patlama 40 ton Metil Isocyanate'in (MIC) çevreye yayılmasına yol açmış ve çevre bölgedeki 150 bin ila 600 bin kadar insan bundan etkilenmiş, daha sonra en az 15 bin kadar insan da ölmüştür. Fabrikanın sahibi olan Union Carbide hiçbir zaman Birleşik Devletlerdeki korunma tedbirlerini uygulamamıştır.

Soğuk Savaş döneminde Rusya ve Çin, Birleşik Devletlerin ve NATO'nun çeşitli ülkelere müdahalesine karşı anti-emperyalist hareketleri desteklemişler buna karşılık Birleşik Devletler ve Fransa "Özgür Dünya" denilen bloktan Komünist bloğa kayma riskine karşı demokrasi yerine üçüncü dünyada diktatörlükleri desteklemişlerdir.

ABD'nin müdahalesi

Soğuk Savaş dönemi Rusya ve Çin'in antiemperyalist hareketleri desteklemekte, ABD ve diğer NATO ülkeleri de çeşitli ülkelerin iç işleri müdahale etmekteydiler. Bunların en bilinen örneği 1959 Küba Devrimi sonrasında Küba'ya karşı 7 Şubat 1962'de başlayan ambargo Domuzlar Körfezi Baskını, Küba Projesi gibi gizli operasyonların desteklenmesidir. ABD ve Fransa bu amaçla Üçüncü Dünya ülkelerinde demokrasi yerine diktatörlükleri desteklemiştir.

Fransa'nın müdahalesi

Fransa, Afrika'daki eski kolonilerin diktatörlük rejimlerini desteklemişti. Anti-neokolonyalist Survie NGO örgütü üyesi François-Xavier Verscha, Fransızların kıtaya yaptıkları müdahaleleri Françafrique olarak isimlendirmekte ve sömürge sonrası ülkelere gelişme yardımına bu yardımların yalnızca yeni sömürgeciliği, ülke içi yozlaşmayı ve silah ticaretine destek verdiğini söyleyerek karşı çıktı. Üçüncü Dünya ülkelerinin gelişmiş ülkelere borçlandırılması eski sömürgeci ülkelerin bu ülkeleri baskı veya kontrol altına alma yollarından biriydi.

Birleşmiş Milletler listesi (kendi yönetimine kavuşmamış bölgeler)

Daha önce listede yer alanlar

Bu listede daha önce geçmişte kendi yönetimini devralmayan bölgeler yer almaktadır.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı</span> Avrupada başlayan küresel savaş (1914–1918)

I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Avrupa merkezli küresel bir savaştır. II. Dünya Savaşı'na (1939-1945) kadar Dünya Savaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır. Savaşın taraflarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nda "Genel Savaş" anlamında Harb-i Umumi, halk arasında ise Seferberlik olarak adlandırılmıştır. 1917'de Amerika Birleşik Devletleri'nin savaşa katılmasına kadar bu savaş ABD basınında Avrupa Savaşı olarak anılmıştır. Savaşan taraflar, çoğunlukla Avrupa, Kafkasya, Amerika, Orta Doğu ve Afrika ile Asya'nın bazı bölgelerinde çatıştılar.

<span class="mw-page-title-main">On Üç Koloni</span> Britanya İmparatorluğuna ait olan Kuzey Amerikanın doğu kıyısında bulunan 13 kolonidir

On Üç Koloni, Britanya İmparatorluğu'na ait olan Kuzey Amerika'nın doğu kıyısında bulunan 13 kolonidir. 1607'de Virginia Eyaleti'nde Jamestown kasabasının kurulmasıyla kuruluşa başlamış, 1733'te Georgia Eyaleti'nin kurulmasıyla kuruluş tamamlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yedi Yıl Savaşı</span> Büyük Britanya ve Fransanın Sömürgecilik Yarışı

Yedi Yıl Savaşı ya da Yedi Yıl Harbi, Avrupa'nın güçlü devletleri arasında, 1756-1763 yılları arası yaşanmış bir dizi askeri çatışmadır. Savaşın nedeni Büyük Britanya ve Fransa için aralarındaki sömürge yarışı, Avusturya ve Prusya içinse Orta Avrupa hegemonyasıdır. Yedi Yıl Savaşı, küresel çapta gerçekleşen ilk savaştır.

<span class="mw-page-title-main">İtilaf Devletleri</span> I. Dünya Savaşında Britanya, Fransa ve Rusyadan oluşan ittifak

İtilaf Devletleri, Anlaşma Devletleri ya da Müttefik Devletler, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve Rusya'dan oluşan ittifaktır. I. Dünya Savaşı'ndaki iki ana ittifaktan biridir. İtilaf Devletleri Almanya'nın önderliğindeki İttifak Devletleri'ne karşı savaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Britanya İmparatorluğu</span> Birleşik Krallık tarafından yönetilmiş devletler ve dominyonlardan oluşan imparatorluk

Britanya İmparatorluğu, Birleşik Krallık veya öncül devletleri tarafından yönetilen dominyonlar, sömürgeler, himayeler ve mandalar ile diğer bağımlı bölgelerden oluşmuş olan imparatorluktur. 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere Krallığı tarafından kurulan denizaşırı sömürgeler ve ticaret karakolları olarak başlamıştı. En güçlü döneminde tarihteki en geniş topraklara sahip devlet olmasının yanı sıra bir yüzyıldan fazla bir süre boyunca dünyanın en önde gelen küresel gücüydü. 1922'de 458 milyon kişi, yani dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri, Britanya İmparatorluğu'nun egemenliği altındaydı ve toprakları 33.000.000 km2'lik alanı kapsıyordu. Bu derece geniş bir coğrafyaya hükmettiği için siyasi, dilsel ve kültürel kalıtı hâlen yaygın olarak devam etmektedir. Gücünün doruklarındayken, dünya geneline yayılmış toprakları nedeniyle her zaman en az bir bölgesinde gün ışığı olmasından ötürü "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" olarak da tanımlanmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Fransız sömürge imparatorluğu</span> 17. asırdan 20. asıra kadar sürdüğü düşünülen Fransa sömürgesi altındaki Afrika bölgeleri

Fransız sömürge imparatorluğu, 19. ve 20. yüzyılda Britanya İmparatorluğu'nun ardından Dünya'nın en büyük ikinci sömürge imparatorluğuydu. İmparatorluğunun yüzölçümü, anavatan ile birlikte 1900 ile 1939 yılları arasında 13.500.000 km²ye ulaştı. Bu büyüklük toplam karasal alanının %10'u idi. İlk Fransız sömürge imparatorluğu, zirvesinde (1680), 10.000.000 km²'nin üzerine yayıldı, o zamanlar dünyanın sadece İspanyol İmparatorluğu'nun arkasındaki en büyük ikinci imparatorluğu. Fransız Sömürge İmparatorluğu'nun toplam alanı, birinci ve ikinci Fransız sömürge imparatorluklarının bir araya gelmesiyle, dünyanın en büyük ikinci olan 24.000.000 km²'ye ulaştı.

<span class="mw-page-title-main">Afrika'nın sömürgeleştirilmesi</span>

Afrika'nın sömürgeleştirilmesi, 15. yüzyılda köle ticareti ile başlamış ve uzun yıllar sürmüştür. Bunu en iyi anlatan terim İngilizce bir deyim olan "Afrika'ya hücum"dur.

<span class="mw-page-title-main">Portekiz İmparatorluğu</span> 15. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar Portekiz tarafından yönetilen tüm denizaşırı bölgeler

Portekiz İmparatorluğu, denizaşırı Portekiz veya Portekiz Sömürge İmparatorluğu da denilen, denizaşırı koloniler, fabrikalar ve daha sonra Portekiz tarafından yönetilen denizaşırı topraklardan oluşuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Afrika'da açlık</span>

Afrika'daki açlık, Afrika genelinde egemen olan açlık sorunu.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'na katılan ülkeler</span> Vikimedya liste maddesi

I. Dünya Savaşı'nın başlamasının çok öncesinde ve savaşa yakın zamanlarda gruplaşmalar olmuş ve bu gruplaşmalar sonucu İtilaf Devletleri ve İttifak Devletleri olmak üzere iki grup ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Fransa</span>

Yeni Fransa Naipliği (Nouvelle-France) 1534'te Saint Lawrence Irmağı'nın Jacques Cartier tarafından keşfini izleyen süreçte Fransız egemenliğinde kalmış ve 1763'te İspanya ve Büyük Britanya'ya bırakılmış olan bölgedir. Meksika Körfezi, Newfoundland ve Hudson Körfezi 1721'de bölgenin sınırları içinde bulunuyordu. Bölge daha sonra yönetsel bağımsızlığı bulunan beş sömürgeye ayrılmıştır. Bunlar, Kanada, Acadia, Hudson Körfezi, Newfoundland ve Louisiana'dır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri tarihi</span> Amerika kıtasının keşfiyle başlayan tarihi olaylar

Amerika Birleşik Devletleri tarihi veya kısaca Birleşik Devletler tarihi, Amerika Birleşik Devletleri'nin kurulduğu Kuzey Amerika topraklarının üzerinde, tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan geçmişi. Amerika'nın 15. yüzyılın sonlarında Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinden önce bu topraklarda yüzyıllardır sadece Kızılderililer yaşamaktaydı. Keşiften sonra başta İspanya, Fransa ve Büyük Britanya olmak üzere aralarında Hollanda, İsveç ve Portekiz'in de dahil olduğu birçok Avrupa ülkesi buralarda sömürgeler kurdular. Bu sömürgeler arasında Britanya'ya ait On Üç Koloni de vardı. Günümüzdeki ABD 18. yüzyılda Britanya İmparatorluğu'na ait bu sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanması sonucu oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Britanya Denizaşırı Toprakları</span> Birleşik Krallıkın hâkimiyetindeki on dört bölge

Britanya Denizaşırı Toprakları ya da Birleşik Krallık Denizaşırı Toprakları, Birleşik Krallık'ın bir parçasını oluşturmamakla birlikte Birleşik Krallık hâkimiyeti altında bulunan on dört bölgedir.

Güneşi Batmayan İmparatorluk, İngiltere başta olmak üzere tarihteki bazı deniz aşırı imparatorluklar için kullanılan terimdir. Herodot'a göre terimin bir benzeri ilk kez Pers imparatoru I. Serhas tarafından kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika'nın Britanya tarafından sömürgeleştirilmesi</span> Amerika kıtasında önce İngiltere sonra Büyük Britanya ardından da Birleşik Krallık sömürgeleri

Amerika'nın Britanya tarafından sömürgeleştirilmesi 1607 yılında Jamestown ile başladı ve Amerika kıtasının pek çok yerinde kolonilerin kurulmasıyla doruk noktasına ulaştı. İngilizler, sonraki dönemlerde Britanyalılar, Amerika'nın en önemli sömürgeci güçleri arasındaydı ve imparatorluklarının Amerika'daki bölümü askeri ve ekonomik yönden İspanyol kolonileriyle rekabet halindeydi.

<span class="mw-page-title-main">İngiliz imparatorluğu</span> İngiltere Krallığı tarafından 16. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başı arasında sömürgeleştirilen denizaşırı topraklardan oluşmaktaydı

İngiliz Sömürge İmparatorluğu İngiltere Krallığı tarafından 16. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başı arasında sömürgeleştirilen denizaşırı topraklardan oluşmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Senetli kölelik</span>

Senetli kölelik, özellikle gençlerin Yeni Dünya'ya geçiş karşılığında belirli bir süre, bir işveren için çalışmak zorunda olduğu çalışma rejimiydi. Başta Kuzey Amerika olmak üzere 18. yüzyılda Britanya İmparatorluğu sömürgelerinde çok yaygındı. Britanya ve Almanya'daki yoksul gençler için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Belirli bir süre zorunlu çalışmanın ardından kişi istediği yerde çalışma hakkını kazanabiliyordu. İşyeri sahibi patron gençleri geldikleri gemi kaptanından satın almaktaydı. Gelişen imalat sanayisinin yanı sıra çiftliklerde yoğun bir işgücü talebi bulunmaktaydı. Her iki taraf da sözleşmenin şartlarını yerini getirmekle mesuldü, bu konuda Amerikan mahkemeleri yetkiliydi. İşyerinden kaçanlar yakalanıp geri getirilirdi. 17 ve 18. yüzyılda Amerikan sömürgelerine gelen beyazların neredeyse yarısı bu şekilde senetli köleydi. İngiltere ve Fransa çocuk yaşta yoksul gençleri kaçırıp Karayipler'de senetli köle olarak satan suç örgütleri mevcuttu, sözleşmeleri alınıp satılarak sürekli el değiştiren bu çocukların bazıları özgürlüklerine hiç kavuşamazdı.

<span class="mw-page-title-main">Alman sömürge imparatorluğu</span> Alman İmparatorluğunun yurt dışındaki kolonilerini, bağımlılıklarını ve topraklarını kapsamaktaydı

Alman Sömürge İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu'nun yurt dışındaki kolonilerini, bağımlılıklarını ve topraklarını kapsamaktaydı. Alman devletleri tarafından kısa ömürlü sömürgeleştirme girişimleri önceki yüzyıllarda meydana gelmişti, ancak önemli sömürge çabaları ancak 1884'te Afrika Talanı ile başladı. Afrika'nın sömürgeleştirilmemiş kalan bölgelerinin çoğunu üzerinde hak iddia eden Almanya, Britanya ve Fransız imparatorluklarından sonra o dönemin üçüncü en büyük sömürge imparatorluğunu kurdu. Alman Sömürge İmparatorluğu; bugünkü Burundi, Ruanda, Tanzanya, Namibya, Kamerun, Gabon, Kongo, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Nijerya, Togo, Gana, Yeni Gine ve diğer birçok Batı Pasifik/Mikronezya adası dahil birkaç Afrika-Pasifik ülkelerinin bir bölümünü kapsıyordu.
Almanya, 1914'te tüm kolonilerinin İtilaf Devletleri tarafından savaşın ilk haftalarında işgal edildiği Birinci Dünya Savaşı başladığında sömürge imparatorluğunun kontrolünü kaybetti. Ancak, birkaç sömürge askeri birimi uzak bölgelerde bir süre daha direnmeye devam etti: Alman Güneybatı Afrikası 1915'te, Kamerun 1916'da ve Alman Doğu Afrikası 1918'de teslim oldu.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan Versay Antlaşması ile Almanya tüm kolonilerini kaybetmiştir. Alman sömürge imparatorluğu 1919'da varlığını sona erdirdi. Kaybedilen sömürgeleri geri kazanma planları, İkinci Dünya Savaşı boyunca devam etti ve çoğu zaman bunun Üçüncü Reich'ın bir hedefi olduğundan şüphelendi.

<span class="mw-page-title-main">Sömürge imparatorluğu</span> sömege imparatorlukları 15. yüzyıl itibariyle başka devletlerin kaynaklarını alan imparatorluklardır

Sömürge imparatorluğu, ya emperyal merkeze bitişik ya da denizaşırı ülkelerde bulunan, belirli bir devletin nüfusu tarafından yerleşmiş olan ve o devlet tarafından yönetilen bölgelerden oluşan bir kolektiftir . Erken modern Avrupa güçlerinin genişlemesinden önce, diğer imparatorluklar İberya'daki Romalılar veya şu anda Güney Çin'deki Çinliler gibi toprakları fethedip sömürgeleştirdiler. Modern sömürge imparatorlukları ilk olarak 15. yüzyılda o zamanlar en gelişmiş Avrupa denizcilik güçleri Portekiz ve İspanya arasında bir keşif yarışıyla ortaya çıktı. Bu dağınık deniz imparatorluklarının ve onu izleyenlerin arkasındaki ilk dürtü, Avrupa Rönesansından çıkan yeni fikirler ve kapitalizm tarafından yönlendirilen ticaretti. 1479, 1493 ve 1494'te dünyayı aralarında bölmek için anlaşmalar da yapıldı. Avrupa emperyalizmi, 14. yüzyılda hızla yükselen ve İspanyol ve Portekiz'i zorlayan Avrupa Hristiyanları ve Osmanlı Müslümanları arasındaki rekabetten doğdu. Hindistan'a ve daha az ölçüde Çin'e yeni ticaret yolları aramaya başladı.

Sömürge Hindistanı, Keşifler Çağı sırasında Hint alt kıtasının Avrupalı sömürgeci güçler tarafından işgal edilen kısmıdır. Keşifler Çağı boyunca Portekiz, Hollanda Cumhuriyeti, İngiltere, Fransa ve Danimarka-Norveç gibi Avrupalı güçler Hindistan alt kıtasının Sömürge Hindistan'ı olarak bilinen bölümlerini işgal edip sömürgeleştirmiştir. Bu ülkeler, özellikle baharat ticareti yoluyla zenginlik ve refah elde etmeye çalıştılar. Amerika kıtasının kolonileştirilmesi, Hindistan'da zenginlik arayışıyla motive edildi. Vasco da Gama, 15. yüzyılın sonlarında Afrika'yı dolaşarak Hindistan ile doğrudan ticareti yeniden kuran ilk Avrupalı oldu. Seylan'da bir üsse sahip olan Hollandalılar da Hindistan'a doğru genişleme girişiminde bulundular ancak Colachel Savaşı'nda Travancore Krallığı tarafından yenilgiye uğratıldılar. Avrupalı güçler 17. yüzyılın başlarında Hindistan'da ticaret merkezleri kurdular ve Babür ve Maratha İmparatorlukları zayıfladıkça birçok istikrarsız Hint devletini manipüle edip kontrol altına almayı başardılar. 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında İngiltere ve Fransa, hem vekil yöneticiler hem de doğrudan askeri müdahale yoluyla Hindistan'da hakimiyet mücadelesi verdi. Nihayetinde İngiltere Hindistan'ın büyük bir bölümünün kontrolünü ele geçirdi ve Hindistan "İngiliz tacının mücevheri" olarak anılmaya başlandı. Hindistan 1947 yılında bağımsızlığını kazanmış ve Hindistan Dominyonu ile Pakistan Dominyonu olarak ikiye bölünmüştür.