İçeriğe atla

Sîn-lēqi-unninni

Sîn-lēqi-unninn (Akadca𒁹𒀭𒌍𒋾𒀀𒅆 md30-TI-ER2),[1] MÖ 1300 ile MÖ 1000 yılları arasında Mezopotamya'da yaşamış olan mašmaššu'dur. Edebi çevrelerde, Gılgamış Destanı'nın en iyi korunmuş versiyonunu derlemesiyle bilinmektedir. Adı, çivi yazısıyla yazılmış çalışmalarda pek rastlanmayacak bir şekilde metnin içerisinde yer almıştır. Yazdığı versiyon, açılışıyla bilinmektedir: "Sha naqba īmuru" ("Derinleri gören adam" ya da "Boşluğu gören kişi"). Versiyonunun önceki metinlerden ne kadar farklı olduğu bilinmiyor.

Prolog, Sîn-lēqi-unninni'nin birinci kişi anlatımının tek örneğini sunmaktadır. Versiyonu, XI. tabletteki Utnapiştim'in tufan hikâyesi ile XII. tabletteki Sümer Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'nı içermektedir.

Sîn-lēqi-unninni'nin adı "Sîn (Ay Tanrısı), duamı kabul eden kişi" anlamına gelmektedir. Bazen -daha az olasılıkla da olsa- "Ey Sin! Duamı kabul et." anlamına gelen "Sîn-liqe-unninni" şeklinde de kopya edilir.

Kaynakça

  1. ^ "ORACC – Sin-leqi-unninni". 1 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Babil</span> Mezopotamyada tarihi bölge ve devlet

Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmuş olmasına rağmen Sümerce dinî dil olarak kullanılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin geçer dili konumuna gelmiştir.

<i>Gılgamış Destanı</i> tarihin en eski yazılı destanı

Gılgamış Destanı, antik Mezopotamya'dan günümüze ulaşan en eski edebiyat eseri ve Piramit metinlerinden sonra en eski ikinci dini metin olarak kabul edilen destansı bir şiirdir. Gılgamış'ın yazınsal tarihi, Üçüncü Ur Hanedanlığı'ndan kalma Uruk Kralı Bilgamış hakkında yazılan beş Sümer şiiriyle başlar. Bu bağımsız hikâyeler, daha sonra Akadcada birleşik bir destan için kaynak olarak kullanılmıştır. "Eski Babilce" yorumu olarak bilinen bu birleşik destanın günümüze ulaşan ilk yorumu, MÖ 18. yüzyıla dayanır ve adını açılışından almıştır. Destanın sadece birkaç tableti günümüze ulaşmıştır. Sîn-lēqi-unninni tarafından derlenen daha sonraki Standart Babilce yorumu, MÖ 13. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar uzanır ve Sha naqba īmuru açılışına dayanır. Bunun yaklaşık üçte ikisi daha uzundur ve on iki tabletlik yorum kurtarılmıştır. En iyi kopyalardan bazıları, MÖ 7. yüzyılda yaşamış olan Asur Kralı Asurbanipal'in kütüphane kalıntılarında keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış</span> Sümer şehir devleti Urukun tarihî kralı

Gılgamış, Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Nuh</span> Peygamber

Nuh, İbrahimî dinlerde kendisinden söz edilen Tufan peygamberidir. Tevrat'ta Nuh'un 950 yıl yaşadığına işaret edilir. Kur'an'da ise kaç yıl yaşadığı bildirilmemiş, yalnızca kendisinin 950 yıl boyunca kavmi içinde yaşadığı belirtilmiştir. İnanışa göre Tufan'dan önce Allah'ın emriyle büyük bir gemi inşa etmiş ve bu gemiye "Nuh'un Gemisi" denmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Enkidu</span> Gılgamışın yol arkadaşı

Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10), antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.

Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

Lugalbanda, Sümer mitolojisi ve edebiyatından bir karakterdir. Adı genç kral anlamına gelir. Sümer Kral Listesi'ne göre Uruk şehrinin üçüncü kralıdır. Eski Çağ Mezopotamya edebiyatında Gılgamış'ın babası olarak yer alır ve karısı tanrıça Ninsun'dur.

<span class="mw-page-title-main">Akad İmparatorluğu</span> Mezopotamyada tarihi bir devlet

Akad İmparatorluğu veya Akkad İmparatorluğu, uzun ömürlü Sümer uygarlığından sonra Mezopotamya'nın ilk antik imparatorluğuydu. Merkezi, Akad şehri ve çevresindeydi. İmparatorluk, Mezopotamya, Levant ve Anadolu'da nüfuz sahibi oldu ve Arap Yarımadası'nda Dilmun ve Magan'a kadar güneye askerî seferler düzenledi.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü Ur Hanedanı</span>

Üçüncü Ur Hanedanı, Üçüncü Ur Sülalesi, III. Ur Hanedanlığı ve benzeri isimlerle anılan, Mezopotamya'da bir dönem egemen olmuş, Ur kenti temelli Sümer hanedanıdır. Bundan dolayı “Yeni Sümer Devleti” olarak da tanımlanmaktadır. Kısa bir dönem boyunca bölgesel bir siyasi güç olmuştur. Hanedan kısaca Ur III veya III. Ur olarak da anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çivi yazısı</span> ilk yazı türü

Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Uruk</span> Antik bir sümer şehri

Uruk, antik bir Sümer şehridir. Günümüzde Tel el-Varka adıyla bilinir. Kent, Fırat Nehri'nin bugünkü yatağının doğusunda, nehrin eskiden kurumuş bir kanalının üzerinde bulunmaktadır. Bugünkü Irak'ta Müsennainin başkenti Semave'nin 30 km doğusuna denk gelir. Uruk, Babil döneminde de varlığını korumuştur. Kitab-ı Mukaddes'te şehrin adı Erek olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Sümer Kral Listesi</span>

Sümer Kral Listesi, Sümerli ve yabancı hanedanlıklardaki Sümer krallarını listeleyen Sümer dilinde yazılmış antik bir metindir. Daha sonra yazılan Babil kralları listesi ve Asur kralları listesi bu metne benzer.

<span class="mw-page-title-main">Hititçe</span> Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil

Hititçe veya Hitit dili, Tunç Çağı'nda Anadolu'da yaşamış Hititlerin veya dillerinde kendilerine verdikleri isimleri ile Neşalıların konuşmuş olduğu, Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil. Dil, diğer Anadolu dilleri olan Luvice ve Palaca ile yakından ilişkilidir. Tarihte belgelenmiş en eski Hint-Avrupa dilidir.

Milat, tarih hesaplamalarında İsa'nın doğduğu kabul edilen gün. İsa'nın doğum tarihine dair net bir bilgi olmamakla birlikte, miladi takvime göre oluşturulmuş zaman çizelgesinde başlangıç noktası yani 1 Ocak 1 tarihi olarak kabul edilir. Bu takvimde 0 yılı tanımlanmamıştır. Bu tarihten önceki tarihler milattan önce (MÖ), bu tarihten sonraki tarihler milattan sonra (MS) olarak tanımlanır. Ayrıca İsa'dan önce (İÖ) ve İsa'dan sonra (İS) terimleri de aynı anlamda kullanılır.

Pamba MÖ 23. yüzyılda yaşadığı düşünülen bir Hatti kralıdır.

Sultantepe Höyüğü, Şanlıurfa ili'nin Harran İlçesi'nin Akçakale yolu 13 km kuzeybatısında, Kötüçay ile Kömürcü Dere arasında, Sultantepe Köyü'nün hemen yanında yer alan bir höyüktür. Tepenin tabanda çapı 550 metre olup Urfa Ovası'nın en büyük höyüğüdür. Yüksekliği 43 metredir. Adana İli Kozan İlçesi yakınlarındaki, günümüzde yeri tam olarak bilinmeyen Sultantepe Höyüğü ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sedir Ormanı</span> kurgusal orman

Sedir Ormanı, Mezopotamya mitolojisinde tanrıların yüce diyarıdır. Yarı tanrı Humbaba tarafından korunmaktadır. Şöhret arayışı sırasında ağaçları kesmeye cesaret eden Gılgamış, ormana bir kere girebilmiştir. Sedir Ormanı, Gılgamış Destanı'nın 4-6 numaralı tabletlerinde tarif edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış tufan efsanesi</span> tufan efsanesi

Gılgamış tufan efsanesiGılgamış Destanı'nda geçen bir tufan efsanesidir. Birçok araştırmacı, destanın "standart sürümü"nün XI. tabletinde yer alan tufan efsanesinin destana Atrahasis Destanı'ndaki tuhaf hikâyesini kullanan bir düzeltmen tarafından eklendiği görüşündedir. Çok eski Sümer Gılgamış şiirlerinde tufan efsanesine kısa bir gönderme de mevcuttur.

<i>Atra-Hasis</i> Akadca destansı şiir

Atra-Hasis, kil tabletlere çeşitli versiyonlarda kayda geçirilmiş MÖ 18. yüzyıla ait Akadca yazılmış destansı bir şiirdir. Şiirin adı, şiirin protagonisti olan Atrahasis'ten gelir ve Atrahasis'in anlamı "yüce bilge"dir. Atra-Hasis tabletleri, hem bir yaratılış mitini hem de günümüze ulaşan üç Babil su baskını hikayesinden biri olan tufanı ele alır. "Atra-Hasis" adı, Sümer kral listesinin birinde tufandan önceki zamanlarda Şuruppak'ın kralı olarak yer alır.