İçeriğe atla

Sâmânîler

Sâmânîler
سامانیان
819-999
Sâmânî İmparatorluğu.
Sâmânî İmparatorluğu.
BaşkentSemerkant
(819–892)
Buhara
(892–999)
Yaygın dil(ler)
Resmî din
Sünnilik
HükûmetEmirlik
Emir 
• 819–864
I. Ahmed (ilk)
• 999
II. Abdülmelik (son)
Tarihî dönemOrta Çağ
• Kuruluşu
819
• Dağılışı
999
Yüzölçümü
9282.850.000 km2
Öncüller
Ardıllar
Seferîler
Abbâsîler
Zeydîler
Soğdya
Gazneliler
Karahanlılar
Büveyhîler

Sâmânîler (819-999) (Farsçaسامانیان, Sāmāniyān), Orta Asya ve doğu İran'da kurulmuş, adını kurucusu Sâmân Hüdâ'dan alan bir Fars[1][2] hanedanlıktır. İslâm ordularının İran'ı ele geçirmesinin ve Seferî egemenliğinin yıkılmasının ardından İran'da iktidarı ele geçiren ilk yerli yönetimdir.

Sâmânîler dönemi İran milletinin başlangıcı olarak kabul edilir. Egemenlikleri 102 yıl süren Sâmânîler, topraklarını Horasan, Taberistan, Kirman, Cürcan, Rey ve Maveraünnehir'e kadar yaymışlardır. Egemenliklerini kabul ettirmek için Sasaniler'in devamıymış gibi davranmışlardır. Başkentleri Buhara, Semerkand ve Herat gibi kentler olmuştur.

Sâmânîler eski İran kültürünü canlandırmakla kalmadılar, İslâmiyetın yayılması için de büyük çaba sarf ettiler. Pers-İran kültürünün tüm etkilerini Orta Asya'ya yaydılar. Sanatta çanak-çömlek yapımında ileri gittiler ve süslemeli yazıları olan eserler verdiler. Toprakları içindeki birçok topluluk İslâmiyete girmeye başladı. Tarihçilere göre Sâmânîlerin gayretleri ile o dönemde yaklaşık 200.000 Türk İslâmiyete girdi.[3] Türkler'in İslâm'a girişi gelecekte bölgeyi egemenlikleri altına alacak olan Gaznelilerin hızla güçlenmesine ortam hazırladı. Devletleri 999 yılında Karahanlılar tarafından yıkıldı.

Sâmânî saltanatı yönetimi ve rolleri İran'ın ve Orta Asya içlerinde Selçuklular, Gazneliler ve İlhanlılar da bulunan daha sonraki hükümdarlar için örnek teşkil etmiş olabilir. En önemlisi Sâmânîlerin istikrarı ve serveti, zengin bir kültür hayatına hâmîlik etmelerini sağlamıştı. Hanedan, bu himaye sayesinde Orta Asya'daki Türkler ve batıdaki Araplara karşı İran kimliğinin kesin temellerini atarak daha sonraki bütün İran tarihine damgasını vurdu. Sâmânîler önce Rudeki'ye hâmîlik yapmıştı. Bu şairin yarım kalan Şehnâme adlı eserini büyük şair Firdevsî (ö. 1020) Gaznelilerin himayesinde tamamlayacaktı. Şehnâme, Fars diline yaptığı büyük katkının yanında hükümdarlık konusunda İran tarihi ve efsanelerini içeren bir taban oluşturmuştu. Şehnâme'nin önemli temalarından biri, İran'la Orta Asya'daki Türk dünyası Turan arasındaki çatışmadır. Eser, ayrıca Selçuklularla başlayıp varlığını Modern Çağ'da da devam ettiren Türk etkisinin habercisidir. Selçukluların selefi olan Gaznelilerin iki lideri Sâmânî ordusunda komutanlık yapan memluklardı. Bu komutanlardan biri olan Gazneli Mahmud (998-1030), Sâmânîlerin bir nevî halefi olarak kabul edilir. Mahmud'un Firdevsî'nin kendisi için tamamladığı Şehnâme'ye kayıtsız kaldığı söylenmektedir. Bir diğer büyük eser olan Beyhâkî tarihi, yine Gazneliler zamanında Farsça yazılmıştır.[4]

Kökenleri

Hânedan, adını Belh şehrinin hâkimi iken düşmanlarının baskısından kaçarak Emevîlerin Horasan valisi Esed b. Abdullah el-Kasrî’ye sığınan ve onun yardımları sayesinde Belh’i yeniden ele geçiren Sâmânhudât’tan alır. Sâmânîlerin kökeni hakkında iki görüş vardır. İran menşeli olduklarını savunan görüşün en önemli dayanağını Behram Çubin’e ve İranlılar’n efsanevî hükümdarı Keyûmers’e kadar uzanan soy kütükleri oluşturmaktadır. Buna karşı çıkanlar, şecerelerde Guzek (İbn Hurdâzbih, s. 39), Tamgaç (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, I, s. 454) gibi Türk isimlerinin de geçtiğini, Behram Çubin’in İran kisrâsına karşı başarısız bir isyan girişiminin ardından Göktürk hakanının yanına giderek onun kızıyla evlendiğini, kaynaklarda birbirinden farklı şekilde Sâmânîlerin ortaya çıktığı yer adları olarak geçen Semerkant, Belh ve Eşnas şehirlerinin Akhunlar döneminden beri Türklerin hâkimiyetinde bulunduğunu, ailenin atası Sâmân’ın unvanı olan “hudât” kelimesinin Farsçada “sâhip”, eski Uygur Türkçesinde “ünvan ve rütbe” anlamında kullanıldığını belirterek Türk kökenli olduklarını ileri sürer (Caferoğlu, s. 83; Usta, s. 59-76). Ailenin İran kökenine dayandığını söyleyenlerin diğer bir delili de İran dili ve edebiyatının bu hânedan devrinde zirveye çıkmış olmasıdır. Ancak bu gelişmeyi sadece Sâmânîler dönemine bağlamak doğru değildir. Çünkü Sâmânîler, Farsça yazan şair ve edipler kadar Arapça yazanları da himaye etmişler, divanlarında resmî dil olarak Arapçayı kullanmışlardır. Sâmânîlerin Türk kökenli olduğunu söyleyen Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, onların Oğuzlardan (Türkmen) geldiklerini ileri sürmüş, ancak bu görüş kendisinin Sâmânîlerden birkaç yüzyıl sonra yaşamış olması ve kaynak belirtmemesinden ötürü şüpheyle karşılanmıştır.

Sâmânî emirleri

# Emir
I. Ahmed 204 (819)
I. Nasr 250 (864)
I. İsmail 279 (892)
II. Ahmed 295 (907)
II. Nasr 301 (914)
I. Nûh 331 (943)
I. Abdülmelik 343 (954)
I. Mansûr350 (961)
II. Nûh 365 (976)
II. Mansûr387 (997)
II. Abdülmelik389 (999)
II. İsmail 390-395 (1000-1005)
900 yılında Avrasya ve Kuzey Afrika
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Saman Hüda
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Esad
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Nuh
 
Ahmed
 
Yahya
 
İlyas
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
I. Nasır
1.(875-892)
 
I. İsmail
2.(892-907)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
II. Ahmed
3.(907-914)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
II. Nasır
4.(914-943)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
I. Nuh
5.(943-954)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
I. Abdül Melik
6.(954-961)
 
 
 
 
 
I. Mansur
7.(961-976)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
II. Nuh
8.(976-997)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
II. Mansur
9.(997-999)
 
II. Abdülmelik
10.(999)
 
İsmail
el-Muntasır
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Notlar

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2022. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2022. 
  3. ^ Ibn Athir, Cilt 8, s.396
  4. ^ Gene R. Garthwaite, Pers İmparatorluğundan günümüze İran Tarihi, 2005, Blackwell Publishing Ltd., çeviri:Fethi Aytuna.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mâverâünnehir</span> Tarihî bölge

Maveraünnehir, Orta Asya'da, Ceyhun ve Seyhun nehirleri arasında kalan tarihi bölge.

<span class="mw-page-title-main">Gazneliler</span> Orta Asyada eski bir Türk devleti

Gazneliler, 963-1186 yılları arasında Maveraünnehir, Afganistan, Hindistan'ın kuzeyi ve Horasan'da hüküm sürmüş olan Türk devleti. Gazneliler adlarını başkent edindikleri, hâlen Afganistan sınırları içinde bulunan Gazne şehrinden almıştı. Mahmud-ı Gaznevî'nin Yemînüddevle lakabına atıfla bu hanedana Yemînîler denilmektedir. Ayrıca hanedanın babası Sebük Tigin'e atıfla Sebük Teginîler olarak da anılmaktadır. Gazne Devleti'nden önce bu topraklarda hüküm sürmüş olan Fars asıllı Samanîlerin siyasi ve kültürel etkisinden dolayı Gazneli Türkler, zaman içerisinde Farslaşmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Karahanlılar</span> Orta Çağda hüküm sürmüş bir Türk devleti (840–1212)

Karahanlı Devleti ya da kısaca Karahanlılar, 840-1212 yılları arasında Orta Asya ve Maveraünnehir'de hüküm süren bir Türk Hanedanıdır. Orta Asya'da kurulmuş ilk İslam Hanedanıdır. Karahanlı Devleti, tercih edilen görüşe göre, Karluk Türk kabilelerine mensuptur. 389/999 yılında İlek Han'ın (388–403/998–1013) komutanlığında yapılan Karahanlı saldırıları, onlara Mâverâünnehir bölgelerinde hâkimiyeti ele geçirmeyi sağladı. Bu saldırılar, aynı zamanda Sâmânî Devleti'nin yıkılışının habercisiydi. Çünkü saldırılar sonrasında Karahanlı Devleti, bölgede Sâmânî Devleti'nin pek çok yerini işgal etti Karahanlı Devleti, iç çekişmeler ve bölünmelerle pek çok dönemler geçirdi. Bölünme ve iç çekişmeler, tabiatıyla söz konusu devletin, yönetimde ortaklık sistemini tatbik etmesinin bir sonucudur. Çünkü devlette, aynı anda iki ayrı yönetici vardı; Büyük Han ve Ortak Han. Büyük Han, doğuda ikâmet ediyor ve devletin doğu kısmını; diğer Han ise batıda ikâmet ediyor ve devletin batı kısmını idare ediyordu.

<span class="mw-page-title-main">Harezm</span>

Harezm, Ceyhun Nehri'nin Aral Gölü'ne döküldüğü yerin her iki yanında yer alan tarihsel bölgedir.

<span class="mw-page-title-main">Firdevsî</span> Samanîler ve Gazneliler dönemleri İran edebiyatının önde gelen Fars şair

Firdevsî, Samanîler ve Gazneliler dönemleri İran edebiyatının önde gelen Fars şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Merv</span> Türkmenistanda bir şehir

Merv, Türkmenistan sınırları içinde tarihi İpek yolu güzergâhı üzerinde kurulmuş, Karakum Çölü'nde bir vaha şehridir.

<i>Şehnâme</i> Firdevsinin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanı

Şehnâme veya Şahnâme, Firdevsî'nin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanıdır. İran edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. 977 ila 1010 arasında yazılmıştır. 60.000 beyit civarında hacime sahiptir. Tek şair tarafından yazılan en uzun epik şiirlerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Mahmud Gaznevî</span> Gazne Devleti hükümdarı

Mahmud Gaznevî veya Gazneli Mahmud, , 998-1030 yılları arasında hüküm sürmüş olan Gazne Devleti hükümdarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tuğrul</span> Büyük Selçuklu Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı

Tuğrul Bey veya Toğrül, Tuğril, Toghrïl Beg, I. Tuğrul Tam adı: Rükneddîn Ebû Talîb Muhammed Tuğrul-Bey bin Mikail bin Selçuk) (Arapça: طغرل بك; Farsça: طغرل بیک) Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu ve ilk sultanıdır.

Arslan bin Selçuk, Selçuklu hanedanının atası olan Selçuk Bey'in Mikail Bey'den sonraki büyük oğludur. Türkiye Selçuklu Devleti'ni kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın dedesidir.

<i>Hüsrev ve Şirin</i>

Hüsrev ve Şirin, İran ve Türk edebiyatlarında mesnevilerde işlenen klasik bir aşk macerası.

Firdevsî Osmanlı Devleti'nde yaşamış bir şair ve çok yönlü bir Alevi-Bektaşi tarikatına mensup Türkmen kökenli bir araştırmacı ve tarihçi yazardı. En meşhur eseri Süleymanname'dir, ayrıca Hacı Bektaş Veli'nin hayatı hakkındaki efsaneleri içeren Velayet-nâme-i Hacı Bektâş Velî'nin derleyicisidir. Firdevsî "uzun" lakabıyla, “İlyas Firdevsî Çelebi” adıyla ve İranlı Firdevsî-i Tûsî’den ayırt etmek için "Firdevsî-i Rumi" ve “Firdevsî-i Horasanî” lakaplarıyla anılırdı. Asıl adı Şerafeddin b. Hızır veya Şerafeddin Musa’dır, mahlas olarak kullandığı Firdevsî-i Rumi ile en iyi bilinir. Çoğu tarih ve edebiyat üzerine olan 40 civarında eser yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Alp Tigin</span>

Alp Tigin veya Alp Tegin, Gazneli devletinin temellerini atan Türk asıllı kölemen asker ve hükümdardır.

<span class="mw-page-title-main">Sebük Tegin</span>

Sebük Tegin, 977–997 yılları arasında hüküm süren Gazne Devleti sultanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kazvin</span> İranda bir şehir

Kazvin,, İran'da Kazvin Eyaleti yönetim merkezi olan şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">I. Mesud (Gazneli)</span>

I. Mesud, 1031-1041 yılları arasında hüküm süren Gazne Devleti sultanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Efrasiyab</span> Türklerin efsane kahraman yiğit atası

Efrasiyab veya Afrasiyab, Şehnâme'nin karakterlerinden efsanevi kral ve Turan kahramanı.

Fâtımîler devrinde Alevîler Hicrî üçüncü asırda Afrika'da devam eden propagandalar neticesinde Fâtımîler'in yayılmaları da daha hızlı ilerlemekteydi. Doğudan batıya doğru durmadan akın eden Alevîler Ehl-i Beyt’in maruz kaldıkları haksızlıkları en feci bir tablo şeklinde tasvir ederek Afrika halkını şiddetli bir Alevîlik yandaşlığıyla Abbâsîler aleyhine teşkilâtlandırıyorlardı. İşte böyle bir ortamda “Ebû Muhammad Ubeyd Allâh el-Mehdi Billah ibn Razî ʿAbd Allâh” Rakkade kentinde hilâfet ilân ederek “Benî Merdar”, Cezâyir merkezli “Benî Rüstem Haricî Hanedânlığı” ve “Benî İdris Alevî Hanedânlığı” hükûmetlerini nihâyete erdirdi. Bu yoğun çalışmalar neticesinde istilâ hudutları da genişleyerek “Delta” kıt’asına kadar dayandı. Sonunda Mısır’ın “Mûiz’ed-Dîn Allâh” tarafından feth edilmesi üzerine Fâtımîler, olanca güçleriyle Abbâsî Hâlifeliği’nin kaşısına çok kuvvetli bir “Alevî Devleti” olarak dikilmeyi başardılar. Hicrî dördüncü asrın ortasında H. 358 / M. 969 tarihinde Kahire kenti inşa edilerek, sadece Şiîliğin eğitim ve öğrenimi maksadıyla meşhur “Ezher Medresesi” kuruldu. Sünnî Ulemâ tedrisattan men'edildiği gibi yeni şehir Kahire de Fâtımî Payitahtı olarak seçildi.

Farslaşmış toplum, Fars diline, kültürüne, edebiyatına, sanatına, kimliğine dayanan veya fazlasıyla bu unsurlardan etkilenmiş toplumdur.

Tarih-i Beyhaki, Beyhakî tarafından yazılmış, 1018-1059 yılları arasındaki olayları anlatan eserdir.