İçeriğe atla

Sâdâbâd

Sâdâbâd, 18. yüzyılda Kağıthane Deresi kıyısında Haliç'e doğru uzanan düzlük mesire ve eğlence alanına Lale Devri'nde verilen ad.

Tarihçe

Sâdâbâd eğlenceleri, III. Ahmed (1703-1730) ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa zamanında (1717-1730) Lâle Devri diye adlandırılan devrede İstanbul'da Kâğıthane semtinde, Alibeyköy yakınlarında inşa edilen Sâdâbâd Kasrı çevresinde düzenlenen eğlenceler.

Kağıthane semti İstanbul'un en tutulan mesîre yerlerindendi. I. Süleyman ve II. Selim zamanlarında burada eğlenceler düzenlenir, İstanbul halkının ileri gelenleri de eğlencelere katılırdı. III. Ahmed zamanında bu eğlencelere daha büyük önem verildi. Önce Kâğıthane Deresi'nin akış yolu değiştirildi. Derenin kenarlarına mermer rıhtımlar yaptırıldı. Ayrıca otuz sütun üzerine oturtulmuş göz alıcı bir kasır, Sâdâbâd Kasrı inşa edildi. Kasrın önünde büyük bir havuz, çevresinde çeşitli çağlayanlar, ağızlarından su fışkıran ejderha heykelleri vardı. Sâdâbâd Kasrı'ndan başka çevreye çeşitli köşkler, bahçeler, hamamlar yapıldı.

Eğlenceler, hıdırellezin birinci günü (6 Mayıs) başlar, özellikle mehtaplı gecelerde sabahlara kadar devam ederdi. Zamanın şairleri, yazdıkları çeşitli şiirlerle padişahı ve sadrazamı överek, onları bu eğlencelere çağırırlardı. Ziyafetler kasırda verilir, ziyafet bittikten sonra eğlencelere dışarıda devam edilirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk defa 20. yüzyıl başlarında meşhur şair Yahya Kemal Beyatlı tarafından "Lâle Devri" adıyla anılan[1] bu dönemdeki eğlencelere, başta padişah olmak üzere bütün saray erkānı ve İstanbul halkının ileri gelenleri katılırdı.

Gün geçtikçe bu eğlencelere çeşitli sebeplerle karşı olanlar çoğaldı; Patrona Halil İsyanı çıktı. Ayaklanma sonunda Damat İbrahim Paşa öldürüldü, III. Ahmed tahtından indirildi ve Sâdâbâd eğlencelerinin yapıldığı yerler, başta kasır olmak üzere tahrip edildi (1730).

Aşağıdaki şarkı, Nedim'in Sâdâbâd içeren en ünlü şarkılarından biridir.

Bir safa bahşedelim gel şu dil-i na-şada
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
İşte üç çifte kayık iskelede amade
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
Ma-i Tesnim içelüm çeşme-i nev-peydadan
Görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda
İznin olursa eger bir de Nedim-i şeyda
Gayrı yaranı bugünlük edip ey şuh feda
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada

Kaynakça

  1. ^ Çelik, Sıddıka Dilek Yalçın, Eski Şiirin Rüzgârıyla'da Lâle Devri Ve Dönemin Rûhu[], Türkoloji Dergisi, 01.04.2011, c.18, s.1, sh.135-159 (Yahya Kemal'in Eski Şiirin Rüzgârıyle adlı kitabında Lâle Devri'ni anlatan beş şiiri bulunmaktadır. Bunlardan dördü gazel, biri de musammat tarzındadır. Gazeller: Bir Sâkî, Şerefâbâd, Mâhûrdan Gazel, Mükerrer Gazel. Musammat: Sene 1140)

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kâğıthane</span> İstanbul ilçesi (Avrupa Yakası)

Kâğıthane, İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Kuzeyde Sarıyer, kuzeydoğuda Beşiktaş, doğu ve güneyde Şişli, güneybatıda Beyoğlu ve batıda Eyüpsultan ile çevrilidir. İlçenin, Kâğıthane Deresi'nin sona erdiği kısmında Haliç'e kısa bir kıyısı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Nedîm</span> Divan edebiyatı şairi

Nedîm, Divan Edebiyatı eserleri veren Türk bir şairdi. Şöhretini, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1718-1730 yılları arasındaki Lâle Devri'nde kazandı. Hayatı ve eserleri ile Lâle Devri ruhûnun en önemli temsilcisi olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Nevşehirli Damad İbrahim Paşa</span> 118. Osmanlı sadrazamı

Nevşehirli Damad İbrahim Paşa, III. Ahmed saltanatında, 9 Nisan 1718 - 1 Ekim 1730 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış Türk asıllı Osmanlı devlet adamı. Oğuzlar'ın Beydilli boyuna mensup Boynuinceli aşiretindendir. İsmi Lale Devri ve Nevşehir ile özdeşleşmiştir. Enderundan yetişen sadrazamların on üçüncüsü ve Osmanlı sadrazamlarının yüz otuzuncusudur.

<span class="mw-page-title-main">III. Ahmed</span> 23. Osmanlı padişahı (1703–1730)

III. Ahmed divan edebiyatındaki mahlasıyla Necib, 23. Osmanlı padişahı, 102. İslam halifesi ve Lale Devri padişahıdır.

<span class="mw-page-title-main">I. Mahmud</span> 24. Osmanlı padişahı (1730–1754)

I. Mahmud, divan edebiyatında kullandığı mahlasıyla Sebkati, 24. Osmanlı padişahı ve 103. İslam halifesidir. 1696'da Edirne Sarayı'nda dünyaya geldi. II. Mustafa'nın oğlu ve III. Ahmed'in yeğenidir.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Lale Devri</span> Osmanlı Devleti tarihinde bir döneme verilen isim

Lâle Devri, Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren gerileme devri içinde yaşanmış bir ara dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'dır.

<span class="mw-page-title-main">Patrona Halil İsyanı</span> Lideri Patrona Halil olan Lale Devrini bitiren isyan

Patrona Halil İsyanı, Osmanlı Devleti'ndeki Lale Devri'nin sonunu getiren ayaklanmadır. Patrona Halil idaresindeki ayaklanma 28 Eylül 1730'da başlayıp günlerce sürmüştür. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa idam edilmiş; Sultan III. Ahmed tahttan indirilmiş, yerine yeğeni I. Mahmud tahta geçirilmiş ve böylece Lâle Devri sona erdirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Levni</span> Osmanlı halk şairi

Levni, asıl adı Abdülcelil Çelebi, Osmanlı minyatür sanatçısı, halk şairi.

<span class="mw-page-title-main">Küçüksu Kasrı</span> İstanbul’da bulunan tarihi yapı

Küçüksu Kasrı veya Göksu Kasrı, İstanbul'un Küçüksu semtinde, Göksu Deresi ile Küçüksu Deresi arasında, Boğaziçi'nde Üsküdar-Beykoz sahilyolu üzerinde yer alan kasır. Sultan Abdülmecid tarafından Nigoğos Balyan'a yaptırılmış, inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır. Eski adı "Göksu Kasrı" olan bu yapı, padişahların, Boğaziçi kıyılarındaki biniş kasırlarından biridir. Kasırlar sadece hünkârların malı sayılan ve sarayların haricinde inşa edilen, köşkten büyük binalardır. Devamlı ikamet için kullanılmayan kasırlar, padişahların dinlenmeleri için vakit geçirdikleri yerdir.

Divan şiirine Türkler tarafından katılmış bir nazım şeklidir. Besteyle okumak için yazılmıştır. Bestelenmek amacıyla yazıldığı için 3-5 dörtlük arası değişir. Yeni edebiyatımızda Yahya Kemal Beyatlı, bu türü ustalıkla kullanmıştır. Aruz ölçüsünün her kalıbı kullanılır. Dörtlüklerden kurulan musammat da denebilir. Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bentlerden de oluşabilir. Üçüncü dizeye miyan, dördüncü dizeye nakarat denir. Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim'dir. Lale Devri'nin en önemli temsilcisi ise Nedim'dir. En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kaymak Mustafa Paşa</span>

Kaymak Mustafa Paşa ya da Atlamacı Mustafa Paşa Lale Devri sırasında Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı Donanmasına kumanda etmiş bir devlet adamıydı.

Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi 16. yüzyılın son yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında çok uzun yaşayan, Sultan I. Mustafa, Sultan IV. Murat ve Sultan İbrahim devirlerinde üç defa Şeyhülislam olarak yüksek devlet görevi yapmış bir âlim ve aynı zamanda ünlü bir Türk divan şairidir.

Zâtî, tanınmış bir Divan Edebiyatı şairidir. Ziya Paşa tarafından Türk şiirine temel koyan şairlerin üçüncüsü olarak anılmıştır. Çok sayıda şiir yazmış olması nedeniyle değişik eserlerin değişik estetik standartlarda olması sonucu ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kâğıthane Deresi</span>

Kâğıthane Deresi, İstanbul'da yer alan küçük bir akarsudur. Terkos Gölü'nün doğusunda bir kaynaktan doğar. Eyüpsultan, Sarıyer ilçelerinden geçerek Kâğıthane'de Haliç'e dökülür. Bizans döneminde Barbisos adıyla bilinen derenin, Osmanlı döneminde çevresinde bulunan kâğıt fabrikası nedeniye Kâğıthane Deresi olarak anılmaya başlandığı rivayet edilir.

Birinci Sadabad Sarayı, İstanbul'da Kağıthane Deresi kenarında 1722 yılında inşa edilen 1809'da yıktırılan yazlık saraydır. Lale Devri'nin simgesi olmuştur.

İkinci Sadabad Sarayı, İstanbul'da Kağıthane Deresi kenarında bulunan Lale Devri'nin ünlü sarayının yerine 1809-1816 arasında inşa edilen ve 1862'de yıktırılan saraydır.

<i>Surname-i Vehbi</i>

Surname-i Vehbi, padişah III. Ahmed’in dört oğlunun 1720’de gerçekleşen ve 15 gün süren sünnet şenliklerini anlatan ve şair Seyyid Vehbi tarafından kaleme alınmış mensur eserdir.

<span class="mw-page-title-main">Seyyid Vehbi</span>

Seyyid Vehbi, divan şairi ve nesir yazarı.

<span class="mw-page-title-main">Lale Devri mimarisi</span>

Lale dönemi mimarisi, Osmanlı mimarisinin 18. yüzyılın başlarındaki bir dönemine verilen isimdir. Osmanlı mimarisinin mevcut klasik üslubuna yeni dekorasyon türleri dahil edildi ve çeşme ve kütüphane gibi yeni bina türleri önemli simge yapılar haline geldi. Tarz III. Ahmed dönemindeki barış içindeki ve mimari patronajın arttığı bir dönem olan Lale Devri (1718-1730) ile yakından ilişkilidir. Yine de yeni üslup III. Ahmed'in saltanatının başlangıcında da mevcuttu ve ondan sonra 1730'larda da belirgin olmaya devam etti. Osmanlı kültürü ve mimarisindeki Avrupa etkileri, 1740'larda Osmanlı barok stilinin yaratılmasına yol açtı.