İçeriğe atla

Rybczynski teoremi

Grafiğe göre başlangıçta üretim dengesi E0'dır. Emekteki artış sonucu üretim olanakları dışa doğru genişler ve yeni üretim dengesi E1 olur. Bu durum, dış ticaret hadlerinin sabit kalması (FF=F1F1) varsayımı altında geçerlidir. Emek faktöründeki artış (sermaye sabit) sonucu Tekstil üretimi T0-T1 kadar artmış, motor üretimi ise M0-M1 kadar azalmıştır.

Rybczynski teoremi, 1955 yılında Polonya asıllı İngiliz ekonomist Tadeusz Rybczynski tarafından geliştirilmiş bir ekonomi teorisi. Teoreme göre; sabit göreli fiyatlarda, faktörlerden birinin miktarının artması, yoğun olarak o faktörün kullanılmasıyla üretilen ürün miktarının doğru orantıdan daha fazla artmasına ve üretilen diğer ürün miktarının azalmasına yol açar.

Uluslararası ticaretteki teoremlerden biri olan Heckscher-Ohlin modelinde de, ağırlıklı faktörlerin imalatta yoğun olarak kullanılması sonucu iki ülke arasında yapılan ticaretin, karşılıklı olarak faktör fiyatlarının göreli olarak eşitlenmesine kadar devam edeceğini belirtir. Rybczynski teoremi bir faktörün arzındaki artışın sonuçlarını ve buna bağlı diğer faktör kullanılarak üretilen ürün çıktısına etkilerini açıklar.

Faktör fiyatı ve ürün arasındaki ilişki

Rybczynski teoremi, ekonomide işsizliğin olmadığı bir durumda (tam istihdam), faktörlerin birinin miktarının artması durumunda üretilen ürün miktarının nasıl etkileneceğini inceler. Teorem, sermaye yatırımılarını, göçleri ve göçmenliği Hekscher-Ohlin modeli çerçevesinde inceler. Aşağıdaki grafikte işgücü kısıtı kırmızı, sermaye kısıtı ise maviyle gösterilmiştir. Üretimin başlangıçta üretim imkânları eğrisinde, A noktasında başladığını düşünelim.

İşgücü miktarında artış olduğunu varsayalım. Bu işgücü kısıtının sağa doğru kaymasına neden olur. Bu durumda üretim A noktasından B noktasına kayar. Dolayısıyla, emek yoğun olan kumaş üretimi C1'den C2'ye doğru artış gösterir. Sermaye yoğun olan araba üretimi ise S1'den S2'ye doğru azalış gösterir.

Benzeri bir durum sermaye miktarının artması durumunda da söz konusudur. Artışın ardından, sermayeye yoğun olarak üretilen araba miktarı artar ve kumaş miktarı azalır.

Sonuç olarak, faktörlerden birinin miktarının artması durumunda, o faktörü kullanarak üretimi yapılan ürün miktarında artış meydana gelirken, diğer ürünün üretim miktarında azalma meydana gelir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi (bilim dalı)</span> İktisat bilimi

Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır. Mikroekonomi, bireysel ajanlar ve piyasalar, bunların etkileşimleri ve etkileşimlerin sonuçları da dahil olmak üzere ekonomideki temel unsurlar olarak görülen şeyleri analiz eden bir alandır. Bireysel aracılar arasında örneğin hane halkı, firmalar, alıcılar ve satıcılar yer alabilir. Makroekonomi, üretim, tüketim, tasarruf ve yatırımın etkileşim içinde olduğu bir sistem olarak ekonomi ve emek, sermaye ve toprak kaynaklarının istihdamı, para birimi enflasyonu, ekonomik büyüme ve bu unsurlara etkisi olan kamu politikaları gibi ekonomiyi etkileyen faktörleri analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">Adam Smith</span> İskoç filozof ve ekonomist (1723–1790)

Adam Smith FRSA, "Ekonominin Babası" ve "Kapitalizmin Babası" olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasındaki önemli bir figürdü.

<span class="mw-page-title-main">Enflasyon</span> mal ve hizmetlerin zaman içinde değerinin artması, hayat pahalılığı

Enflasyon veya parasal şişkinlik, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır. Bu genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılarak ölçülür. Genel fiyat seviyesi yükseldiğinde, her bir para birimi daha az mal ve hizmet satın alır; sonuç olarak, enflasyon paranın satın alma gücünde bir azalmaya karşılık gelir. TÜFE enflasyonunun tersi, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinde bir düşüş olan deflasyondur. Enflasyonun yaygın ölçüsü, genel bir fiyat endeksindekinin yıllık olarak yüzde değişimi olan enflasyon oranıdır. Hanelerin karşılaştığı fiyatların hepsi aynı oranda artmadığından, bu amaçla genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Deflasyon</span>

Deflasyon ya da para kısıtlaması, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Enflasyonun tersidir. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.

<span class="mw-page-title-main">Döviz kuru</span> bir birim ülke parasının diğer bir ülke parası cinsinden fiyatına, değerine denir

Döviz yabancı ülkeler tarafından kullanılan para birimidir. Döviz kuru ise bir birim ülke parasının diğer bir ülke parası cinsinden fiyatına, değerine denir. Bu kavram iki taraflı bir ilişkiyi içerir, bu yüzden iki taraflı (nominal) döviz kuru olarak da adlandırılır.

Tekel veya monopol, bir pazarda belirli bir ürün için üretici ya da dağıtımcı olarak tek bir firmanın bulunması durumudur. Bir monopol, rakip firmaların daha düşük fiyat koyması korkusu olmadan kendi fiyatını belirleme gücüne sahiptir. Monopoli, serbest rekabeti ortadan kaldırarak kaynakların verimli kullanımını önleyen bir durum yaratır.

<span class="mw-page-title-main">Merkantilizm</span> Politik ve iktisadî bir teori

Merkantilizm, bir ekonominin ihracatını en üst düzeye çıkarmak ve ithalatını en aza indirmek için tasarlanmış milliyetçi bir ekonomi politikasıdır. Başka bir deyişle, ülke içindeki kaynak birikimini en üst düzeye çıkarmayı ve bu kaynakları tek taraflı ticaret için kullanmayı amaçlamaktadır.

Singer-Prebisch tezi, uzun dönemde ticaret hadlerinin, tarım ürünü ihraç eden gelişmekte olan ülkeler aleyhine ve sanayi ürünü ihraç eden sanayileşmiş ülkeler lehine değişeceğini savunan tez.

<span class="mw-page-title-main">Stagflasyon</span>

Stagflasyon, stagnasyon ile enflasyonun aynı anda görüldüğü durumdur. Bu durumda ekonomideki işsizlik oranı artarken fiyatlar da hızla yükselmektedir. 1970 yılında İngilizcede stagnation ile inflation kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Joseph Alois Schumpeter</span> Avusturyalı ekonomist (1883 – 1950)

Joseph Alois Schumpeter, Avusturyalı iktisatçı ve siyaset bilimcidir. Çalışmaları ile siyasi iktisada önemli katkılarda bulunmuştur.

Hollanda hastalığı, ani zenginleşme kaynağına kavuşan bir ekonomide mevcut üretim faktörlerinin diğer üretim alanlarından çekilip yeni kaynağa yönelmesi sonucunda toplam üretimin azalmasına denir. 1960'lı yıllarda Hollanda'da doğalgaz bulunması sonucunda yaşanan gelişmeleri aktaran The Economist dergisinin 26 Kasım 1977 tarihli sayısındaki "Dutch Disease [Hollanda Hastalığı]" başlıklı yazı bu ekonomik durumun adını koymuştur.

Heckscher-Ohlin modeli, Stockholm İktisat Okulu'ndan Eli Heckscher ve Bertil Ohlin tarafından geliştirilen bir uluslararası ticaret modelidir. Üniversitelerin ilgili bölümlerinde yoğun olarak yer verilir. David Ricardo'nun karşılaştırmalı üstünlükler teorisi üzerine bir ülkenin üretim faktörlerinin yoğunluğuna dayanan üretim ve ticaret kalıplarının tahmin edilmesi şeklinde kurulmuştur. Model esasen ülkelerin bol üretim faktörlerini kullandıkları malları ihraç, kıt olanları kullandıkları malları ise ithal edeceğini söyler.

<span class="mw-page-title-main">Karşılaştırmalı üstünlükler</span>

Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi, iktisat biliminde bir grubun bir malı göreceli olarak daha az maliyetle üretebildiği bir durumda ticaretin ticaret yapan iki taraf için de nasıl faydalı olacağını anlatır. Önemli olan üretimdeki mutlak maliyetler değil fakat fırsat maliyetidir. Karşılaştırmalı üstünlükler modern uluslararası ticaret teorisinin anlaşılabilmesi için önemlidir. David Ricardo tarafından oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İşletme ekonomisi</span> belirli işletme kararlarına mikroekonomik analizin uygulandığı bir iktisat dalı

Yönetim iktisadı, belirli işletme kararlarına mikroekonomik analizin uygulandığı bir iktisat dalıdır. Yani, uygulamada iktisadi teori ile iktisat arasındaki köprüdür. Yoğun bir şekilde regresyon ve korelasyon, (doğrusal) Lagrange Analizi gibi nicel (matematiksel) teknikleri kullanır. İşletme iktisadı kıt kaynaklarla belirlenmiş kısıtlar ve firma amaçlarının en iyilenmesi sağlayarak tek bir sonuca ulaşmayı sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Modelistlik</span>

Modelistlik, tekstil sektöründe özellikle dokuma ürünü kumaşlardan elde edilecek giysilerin modelist tarafından, önceden belirlenmiş uluslararası standart ölçü tablosuna göre seri üretim amaçlı model kalıbının hazırlanmasına verilen addır.

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

Uluslararası ticareti serbestleştirme çabalarını bir bölümünü oluşturan uluslararası birleşme ya da diğer ifadesiyle uluslararası ekonomik entegrasyonların tanımı entegrasyon kavramı çerçevesinde yapılabilir. Ekonomik birleşme, birleşmeye giden ekonomilerde mal ve hizmet akımlarına serbesti sağlayıp, ticarete engel olan kısıtlamaları kaldırarak, bir ortak pazar yaratmak şeklinde tanımlamaktadır. Bugün için dünyadaki bölgesel ekonomik entegrasyonlara verilebilecek en önemli örnek; temelleri 1957 yılında atılan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'dir.

<span class="mw-page-title-main">Marksist ekonomi</span>

Marksist iktisat veya Marksist iktisat okulu, politik iktisadi düşüncenin heterodoks bir okuludur. Temelleri Karl Marx'ın ekonomi politik eleştirisine kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, ekonomi politik eleştirmenlerinin aksine, Marksist iktisatçılar ekonomi kavramını ilk bakışta kabul etme eğilimindedir. Marksist ekonomi birkaç farklı teoriden oluşur ve bazen birbirlerine karşıt olan birden fazla düşünce okulunu içerir; birçok durumda Marksist analiz diğer ekonomik yaklaşımları tamamlamak veya desteklemek için kullanılır. Ekonomik olarak Marksist olmak için siyasi olarak Marksist olmak gerekmediğinden, iki sıfat eşanlamlı olmaktan ziyade kullanımda bir arada bulunur: Anlamsal bir alanı paylaşırken, aynı zamanda hem yananlamsal hem de düzanlamsal farklılıklara izin verir.

Katkı payı maliyet ve performans elde edilen gelirler (satışlar) ile değişken maliyetler arasındaki farktır. Bu nedenle sabit maliyetleri karşılamak için var olan miktardır. Katkı payı bir ürünün toplam miktarına (DB) ve bir ölçü birimine (db) bağlı olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Arz yönlü ekonomi</span> makroekonomi teorisi

Arz yönlü ekonomi, bir ekonomik sistemin arzın belirleyici bir faktör olduğu bir perspektifi ifade eder. Bu yaklaşım, bir ürün/hizmetin üretim maliyeti, üretim teknolojisi ve kaynakların kullanımı gibi arz faktörlerinin, fiyatlar ve üretim miktarları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu savunur.