
Isaac Newton, İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, simyacı, teolog ve filozoftur. 1687 yılında yayımladığı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) kitabıyla klasik fizik mekaniğinin temelini oluşturmuş ve bu eser, dünya tarihinin en önemli bilimsel kitaplarından biri olmuştur. Bu eserle birlikte kendi adıyla anılan evrensel kütleçekim yasası ve üç hareket yasasını ortaya koymuş ve kendisinin yaratmış olduğu bu etki, bilim tarihindeki kilometre taşlarından biri olmuştur. Newton'ın evrensel kütleçekimi ve hareketin üç kanunu, sonraki üç yüzyıl boyunca bilim dünyasına egemen olmuştur.
Kütleçekim ya da çekim kuvveti, kütleli her şeyin gezegenler, yıldızlar ve galaksiler de dahil olmak üzere birbirine doğru hareket ettiği doğal bir fenomendir. Enerji ve kütle eşdeğer olduğu için ışık da dahil olmak üzere her türlü enerji kütleçekime neden olur ve onun etkisi altındadır.
Fizikte, kütle, Newton'un ikinci yasasından yararlanılarak tanımlandığında cismin herhangi bir kuvvet tarafından ivmelenmeye karşı gösterdiği dirençtir. Doğal olarak kütlesi olan bir cisim eylemsizliğe sahiptir. Kütleçekim kuramına göre, kütle kütleçekim etkileşmesinin büyüklüğünü de belirleyen bir çarpandır (parametredir) ve eşdeğerlik ilkesinden yola çıkılarak bir cismin kütlesi kütleçekimden elde edilebilir. Ama kütle ve ağırlık birbirinden farklı kavramlardır. Ağırlık cismin hangi cisim tarafından kütleçekime maruz kaldığına göre ve konumuna göre değişebilir.

Kütleçekimi ivmesi, bir cismin kütleçekimi etkisiyle sahip olduğu ivmedir.
Antony Hewish, 1974 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne lâyık görülmüş İngiliz fizikçidir.

Atarca ya da pulsar [İngilizce: pulsating radio source'dan ], mıknatısal kutuplarından elektromanyetik ışınım yayan, oldukça mıknatıslanmış, dönen bir nötron yıldızıdır. Bu ışınım, yalnızca bir ışın Dünya'ya doğrultulduğunda gözlemlenebilir ve bu, yayınımın titreşimli (atımlı) görünümünden sorumludur. Nötron yıldızları çok yoğundur ve kısa, düzenli döngülere sahiptir. Bu, tek bir atarca için milisaniyeden saniyeye kadar değişen atımlar arasında çok kesin bir aralık oluşturur. Atarcalar, yüksek enerjili evrensel ışınların olası kaynaklarından biridir.

Bir gökcisminin yüzeysel kütleçekimi, yüzeyinde etkili olan kütleçekim ivmesidir. Yüzeysel kütleçekim, söz konusu nesnenin kütle ve çapına bağlıdır. Sıkça Yer'inkine oranla belirtilmektedir.
Kuantum kütleçekim kuramsal fiziğin bir dalı olup doğanın temel kuvvetlerinden üçünü tanımlayan kuantum mekaniği ile dördüncü temel kuvveti kütleçekimin kuramı olan genel göreliliğini birleştireceği düşünülen bir kuramdır.

Galaksi grubu (veya gökada grubu ya da gökada öbeği), kütleçekim etkisiyle birbirlerine bağlı birçok gökadadan oluşan bir topluluktur. Her biri en az Samanyolu kadar parlak olan (Güneş'in parlaklığının yaklaşık 1010 katı), yerçekimsel olarak bağlı yaklaşık 50 veya daha az üyeden oluşan bir galaksi topluluğudur. Birinci dereceden kümelenme olan gruplardan daha büyük galaksi koleksiyonlarına galaksi kümeleri denir.

Yıldız sistemi, kütleçekim etkisiyle bağlı olarak birbirlerinin yörüngesinde dolanan az sayıdaki yıldızdan oluşan bir sistemdir. Kütleçekimi ile bağlı büyük bir yıldız grubu genellikle bir yıldız kümesi veya gökada olarak adlandırılır, fakat geniş anlamıyla bunlar aynı zamanda yıldız sistemleridir. Yıldız sistemleri; gezegenler ve benzer cisimleri içeren gezegen sistemleriyle karıştırılmamalıdır.

Joseph Hooton Taylor Jr., Amerikalı astrofizikçi. Kütleçekim çalışmaları için olanaklar yaratan bir buluş olan yeni bir tür pulsarı keşfettiği için Russell Alan Hulse ile birlikte 1993 yılında Nobel Fizik Ödülü almıştır.
Anti-kütleçekimi, kütleçekim etkisinden bağımsız bir alan veya obje yaratma düşüncesidir. Bu, serbest düşme veya yörünge olduğu gibi kütleçekimi altında ağırlığın azalması ya da kütleçekim gücünü elektromanyetizma veya aerodinamik kaldırma gibi birtakım başka güçlerle dengeleme anlamına gelmez. Anti-kütleçekimi bilimkurguda da yinelenen bir kavramdır, özellikle de uzay aracı sevki bağalamında. Buna H.G. Wells’in Ay'da ilk insanlar kitabındaki kütleçekimini bloklayan cisim “Cavorite” örnek olarak verilebilir. Newton’un evrensel kütleçekim yasasına göre kütleçekimi, bilinmeyen birtakım yollarla iletilen bir dış kuvetti. 20. yüzyılda Newton'un kuramının yerini genel görelilik aldı. Genel göreliliğe göre göre kütleçekimi, bir güç değil; uzay zamanı geometrisinin sonucudur. Kurama göre, özellikle sağlanmış bazı koşullar haricinde Anti-kütleçekimi imkânsızdır.
1915 yılında ortaya atılan genel görelilik kuramı, somut ve empirik kurallarla temellendirilmiyordu. Merkür'ün günberisindeki anormal devinimler sonucu oluşan ve felsefi temelde Newton'un evrensel kütleçekim kuralları ile özel görelilik kuramını birleştirebilme özelliğine sahipti. 1919 Yılında gerçekleşen güneş tutulması sırasında ışığın kütleçekim nedeniyle büküldüğü ilk kez gözlemlenmişti. Bu gözlem genel görelilik için ilk kanıttı. Bu ışık kütleçekim alanına eğilmiş ve genel görelilik kuramı ile 1919 yılında bir hat oluşturmuştur. Fakat bunlar 1959 yılında çeşitli genel görelilik tahminlerinin test edilmelerine kadar bir program olarak adlandırılmıyorlardı. Bu testler zayıf çekim alanı içerisinde teori sapmalarıyla sınırlandı. 1974 yılında başlamak üzere Hulse Taylor ve diğerleri bizim Güneş Sistemi'mizden çok daha fazla kütleçekime sahip pulsar yıldızlarının ikili davranışları üzerinde çalıştı. Bizim Güneş Sistemi'miz ve pulsar yıldızlarının genel görelilik kuramları yerellerde başarıyla incelenmiştir.

Nissan 100NX, Nissan tarafından 1990-1996 yılları arasında üretilen bir spor otomobil modelidir. NX Nissan Pulsar NX/Nissan EXA ve Nissan Sunny Coupe'nin gevşek bir evrimiydi.

Nissan Tiida, Nissan tarafından 2004 yılından bu yana üretilen alt orta sınıf otomobil modelidir. Araç Nissan Sunny ve Nissan Almera'nın yerini almıştır.

Nissan Pulsar, Nissan tarafından 1978-2005 yılları arasında ve 2013 yılından bu yana üretilen alt orta sınıf otomobil modelidir. Araç Avrupa pazarında Cherry (1978–1986), Sunny (1986–1995) ve Almera (1995–2000) adlarıyla satılmıştır. 2014 yılından itibaren Tiida temelli C13 Pulsar Avrupa pazarında satışa sunulmuştur.

Rainer "Rai" Weiss, Amerikalı fizikçi ve akademisyendir. Kütleçekimi fiziği, lazer fiziği ve astrofizik alanlarında çalışmalarda bulunmaktadır.

Kütleçekimi radyasyonu, genel görelilik formüllerinden ortaya çıkmış bir öngörüdür. Eğer birbirinin çevresinde yörüngeye girmiş cisimler varsa bunlar Uzayzaman eğrisinde dalgalanmalar oluşturur. Güneş ve diğer gezegenlerin yarattığı bu dalga ölçülemeyecek kadar düşüktür. İkili pulsar sistemlerinde oluşan enerji kaybı kütleçekimi radyasyonu ile uzay zaman da dalgalanmalar yapar. Bu olaya örnek olarak Hulse-Taylor çifti olarak bilinen PSR B1913+16 adlı pulsar sistemi gösterilebilir. Nötron yıldızı çarpışmalarında veya karadelik çarpışmalarında bu olayın tespit edilmesi daha kolaydır. LIGO bu çarpışmalarda oluşan kütleçekimi radyasyonunu tespit edebilmek için inşa edilmiştir. Bu olayı ilk kez 14 Eylül 2015 yılında LIGO 1.3 milyar ışık yılı uzaklıktaki GW151226 olarak adlandırılan iki karadeliğin çarpışmasını gözlemleyerek bu olayın doğru olduğunu ispatlamıştır.

Victoria Michelle Kaspi Amerikalı-Kanadalı bir astrofizikçi ve McGill Üniversitesi'nde profesördür. Araştırmaları öncelikle nötron yıldızları ve pulsarlarla ilgilidir.

Pulsar, Rüzgar Yapım imzalı, ilk bölümü 10 Haziran 2008 tarihinde yayımlanan, yapımcılığını Ayşe Şule Bilgiç, yönetmenliğini Ayşe Şule Bilgiç, Serkan İpekören, Kartal Çidamlı ve Mustafa Yaşar'ın üstlendiği, senaryosunu Engin Elgün, Kubilay Zerener, Aybike Ertürk, Yasemin Özek, Duygu Nişancı, Alper Erze ve Ramazan Denizhan'ın yazdığı, başrollerini Pulsar Von Juliet, Ayberk Koçar, Buket Dereoğlu, Kayra Şenocak ve Ecem Uzun'un paylaştığı aile türündeki Türk televizyon dizisidir. Dizi, 14 Ekim 2008 tarihinde yayımlanan 17. bölümüyle final yaparak sona ermiştir.