
Dil, insanlar arasında anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.

Türk alfabesi, Türkçenin yazımında kullanılan Latin alfabesi temelli alfabedir. 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiştir.

Arap harfleri, 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren Emevi ve Abbasi imparatorlukları aracılığıyla Orta Doğu merkezli geniş bir alana yayılma olanağı bulmuş İslam dininin benimsendiği coğrafyalarda kabul gören, kökeni Arap alfabesine dayalı, ünsüz alfabesi türünde bir yazı sistemidir. Dünyada Latin alfabesinden sonra en çok kullanılan yazı sistemidir.
Türk dilleri alfabeleri veya çağdaş Türk yazı dilleri alfabeleri çağdaş dönem Türk yazı dilleri için kullanılan çeşitli alfabelerdir. Uzun tarihî dönemler içinde kullanılmış olan Türk yazı sistemlerinin sonrasında, bazılarının terki, bazılarının devamı ile günümüzde kullanımda olmuşlardır.
K-k, Türk alfabesinin 14. harfidir. Türkçede bu harfin işaret ettiği ses ke denilerek isimlendirilir. Sıklıkla, harfin işaret ettiği ses ka denilerek isimlendirilir, ancak TDK'ye göre bu isimlendirme yanlıştır. Bu durumda sesin ince ve kalın şekilleri vardır. Fonetik bakımdan kalın seslilerle birlikte art damak, ince seslilerle birlikte ön damaktan çıkarılan süreksiz ve sert bir sessiz harf olduğundan sesli-sessiz uyumunu gerektirir. Türkçe kelimelerde bu harfin kullanım sıklığı % 4,71'dir. Arap alfabesine dayalı Göktürk, Uygur ve Osmanlı alfabelerinde iki ayrı harf ve ses olarak kaf ve kef yerine bugünkü Türkçede k kullanılmaktadır.

Tamar, Gürcistan Krallığı’nı 1184-1213 arasında yöneten ünlü kraliçedir. Hükümdarlık dönemi Gürcistan’ın “Altın Çağı” olarak bilinir. “Krallar kralı” ve "Kraliçeler kraliçesi” olarak adlandırılmıştır. Bagrationi (Bagratlılar) hanedanından gelir. Bazı dillerde Tamara olarak da yazılır.

Slav dilleri, Slavların konuştuğu dillerin oluşturduğu dil ailesi. Hint-Avrupa dil ailesinin Baltık-Slav dilleri koluna mensup olan bu dil grubu diğer Hint-Avrupa dilleri ile akraba olmasına rağmen aralarında pek çok farklılık bulunmaktadır.

Ayırıcı im, fonetik işaret veya diyakritik; telaffuz, ton ve diğer ayırıcı unsurları belirtmek için gliflere eklenen imdir. Örneğin Latin harflerine geçiş döneminde Türkçedeki ötümsüz artdişyuvasıl sürtünmeli ünsüz sesini karşılamak için yeni arayışlara gidilmiş ve mevcut S harfine sedil eklenerek Ş harfi elde edilmiştir. O > Ö veya A > Â ya da Y > Ý gibi harflerde ayırıcı imlere örnekler görülebilir.

Azerbaycan alfabesi, Azerbaycan'da ilk olarak 1929 yılında kullanılmaya başlanan ancak 1939 yılında Sovyetler'in reddetmesi nedeniyle kullanımdan kaldırılan ve ülkenin bağımsızlığıyla 1991'den bu yana yeniden Azericenin yazımında kullanılmaya başlanan Latin alfabesine dayanan alfabedir. Azerice, Yakutçadan sonra Latin alfabesiyle yazılan ikinci Türk dilidir.

Karaçay-Balkarca, Karaçay-Malkarca ya da Davluca, Kuzey Kafkasya'da yaşayan Karaçaylar ve Balkarların konuştukları dil. İki halkın dilleri birbirine çok yakın olduğu için ortak bir adla adlandırılmaktadır.

İşaret dilleri anlamı karşı tarafa iletmek için görsel kanalı kullanan dillere verilen addır. El işaretlerinin (manual) yanında el dışı işaretler (non-manual) ile ifade edilirler. İşaret dilleri kendilerine ait kelime dağarcığı ve dilbilgisel yapısı olan doğal dillerdir. Evrensel olmamakla beraber, işaret dilleri arasında çarpıcı benzerlikler de bulunur.

Abazalar, çoğunluğu Karaçay-Çerkesya, Adigey ve Abhazya'da yaşayan Kuzey Kafkas halkı. Abhazya'da yaşayan Abhazlar, Abazalara dil açısından en yakın halktır. Günümüzde Abazaların büyük bölümü Türkiye ile Mısır ve bazı Arap ülkelerinde de yaşamaktadır.
Yeni Türk alfabesi (Tatarca: Яңа төрки әлифбасы, Yaña törki älifbası) veya kısaca Yenielif (Yanelif) (Tatarca: Яңалиф, Yañalif; Tatarca telaffuz: [jɑŋɑˈlif]), 1930'lu yıllarda Sovyetler Birliği'ndeki Slav kökenli olmayan halklar için oluşturulmuş Latin alfabesi temelli bir yazı sistemidir. 1926 yılının Şubat ayında Bakü'de toplanan Birinci Türk Halkları Kurultayı'nda alınan karar ile 1926 yılının Nisan ayında Kazan'da Yeni Tatar Alfabesi adıyla tasarlandı. 3 Temmuz 1927 tarihinde Tataristan hükûmeti tarafından Yanelif, Tatar dilinin resmi yazı sistemi olarak kabul edildi ve 1940 yılına kadar kullanıldı.
Türkmen alfabesi, Türkmen dilinin Latin harfleri yardımı ile yazımında kullanılan alfabedir. 1993 yılında beri Türkmenistan'da kullanılmaya başlanmıştır. Alfabe Türk alfabesini temel alarak oluşturulduysa da birkaç farklılık bulunmaktadır: Türkçedeki C harfi yerine J, I harfi yerine Y, İ harfi yerine I, J harfi yerine Ž, V harfi yerine W, Y harfi yerine Ý harfleri kullanılmaktadır. Ayrıca Türk alfabesinde bulunmayan açık e sesini göstermek için Ä, artdamaksıl n sesini göstermek için Ň harfleri eklenmiştir. Alfabede C, Ğ ve V harfleri yoktur.
Ölü bir doğu Slav dili olan Rutencenin, Kiril alfabesine dayalı alfabesidir. Rutence bu alfabeyle yazılırdı. Fakat dil yok olunca bu alfabe de kullanılmadı.
Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Yunancanın romanizasyonu, genelde Yunan alfabesi ile yazılan Yunanca metinlerin, Latin alfabesi ile temsili veya bunu yapmayı sağlayan bir sistemdir. Yunancanın romanizasyonu için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kaynak metnin Eski Yunanca mı Modern Yunanca mı olduğuna ve arzu edilen dönüştürmenin transkripsiyon mu transliterasyon mu olduğuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Lehçe, Polonyalıların konuştuğu dil. Polonya'nın resmî dilidir ve 39 milyonu Polonya'da olmak üzere dünyada toplam 50 milyon kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilir. Hint-Avrupa dilleri ailesinin Slav dilleri öbeğine bağlı bir dildir. Dünyada yaklaşık 44 milyon insanın ana dilinin olduğu tahmin edilmektedir. Bu dil esas olarak Polonya sakinleri ve sözde kişilerin temsilcileri tarafından konuşulmaktadır.
Rusinler, Doğu ve Güney Avrupa'da yaşayan Doğu Slav kökenli bir halktır. Ana dilleri Rusincedir. Slovakya, Polonya, Macaristan, Çekya, Sırbistan ve Hırvatistan'da azınlık olarak kabul edilmektedir.

Doğu Slav dilleri, Slav dillerinin üç bölgesel alt grubundan birini oluşturan ve günümüzde Doğu Avrupa, Kuzey Asya ve Kafkasya'da konuşulan diller. Doğu Slav dilleri, Batı ve Güney Slav gruplarından çok daha fazla konuşmacıya sahiptir. Modern Doğu Slav dillerini Belarusça, Rusça ve Ukraynaca oluşturur; Rusince ise bazen ayrı bir dil, bazen de bir Ukraynaca lehçesi olarak kabul edilir.