İçeriğe atla

Rum

Rum (Osmanlıcaروم Rûm), Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış ve Roma yurttaşı haklarına sahip olmuş halk veya kişidir.[1] Bu kimselerin çeşitli etnisiteye sahip bireylerden oluşan bir topluluk olmalarına karşın ilerleyen zamanda bu kimselerin konuştukları Latinceyi bırakarak Yunancayı benimsemeleri ve çoğunluğun Müslümanlardan oluştuğu yerlerde yaşamaları nedeniyle daha sonradan bu kelime, Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmek için kullanılmıştır.[1]

Tarihte Doğu Roma İmparatorluğu'nu oluşturan 6. yüzyıla kadar Latince konuşan ve 6. yüzyıldan sonra Yunanca konuşan kimselere Müslüman ülkelerde Rum denirdi. Günümüzde Rumların büyük kısmı Kıbrıs'ta yaşamaktadır. Anadolu'ya yerleşmeleri çok eski tarihlere dayanan Rumlar, 1923 yılından sonra Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ve en son olarak 6-7 Eylül Olayları ile Türkiye Cumhuriyeti'nden neredeyse tamamen ayrıldılar.[]

Rum kelimesi herhangi bir dini/mezhepsel anlam taşımamakla birlikte Rumların tamamına yakını Doğu Ortodoks Kilisesi mensubudur. Bu tanımdaki Rum sözcüğü Helen kökenli Rumları kapsamaktadır. Diyar-ı Rum'da (Anadolu'da) yaşayan ve farklı dinlere ve etnik gruplara mensup olan kimseler için de "Rumî" (Rum diyarından olan) sıfatı Mevlana Celaleddin Rumi örneğinde olduğu gibi kullanılmıştır.

19. yüzyıl sonu Osmanlı nüfus verileri. Mavi, Rumların yaşadığı bölgelerdir.

Köken bilimi

Rum sözcüğü etimolojik ve tarihsel kullanılışıyla Roma'dan kaynaklanmıştır. Bu sözcükle "Roma İmparatorluğu", "Roma İmparatorluğu'nda yaşayan kimse", "Romalı", "Arap ilinden başka ilden olan kimse", "Anadolulu", "Osmanlı" gibi anlamların karşılığıdır. Eski Türkiye Türkçesinde Anadolu'ya Diyar-ı-Rum yani “Roma ülkesi” denirdi. Örneğin "Mevlânâ" unvânıyla meşhûr Celâleddîn-i-Rûmî; Romalı/Anadolulu Celâleddîn demektir. "Rum Selçukluları (Anadolu Selçukluları)" ve "Rumeli (Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki toprakları)" gibi.

“Rumeli” ismi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Roma İmparatorluğu'ndan fethettiği topraklara verdiği Türkçe isimdir. Osmanlı Türkleri, Avrupa'ya ayak bastıktan sonra, burada fethettikleri yerlere Rumeli adını verdiler. Hâlbuki bu isim evvelce bugünkü Anadolu için kullanılmış, hatta Orta Çağ Avrupa kaynaklarında Romanie şeklinde tercüme edilmiş iken bu son şekil, Rumeli'nin Anadolu'ya mütenazır olarak kullanılması gibi, Balkan yarımadasına tatbik olunmuş ve garp kaynaklarında "Peninsule romaine" tarzında da kullanılmıştır. Yeni çağlardan itibaren, Avrupa harita ve kitaplarında bu yarımadaya "Turquie d'Europe" veya "Empire ottoman d'Europe" denildiği görülüyor ki, sonradan Türkçe neşriyatta, bu adlara muadil olmak üzere, "Avrupa-i Osmânî" ve "Rumeli-i Şâhâne" tabirleri kullanılmıştır.[2] Rum+el+i (< Rum Eli: Rum (Ad) El (Ad) +i (3. teklik iyelik eki) yapısındaki sözün kökündeki "Rum" kelimesi "Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde olan toprak, halklar"[1] anlamıyla kelimenin yapısına katılmıştır. "Roma" sözünün bir biçimidir: (Lat.) Roma > Rum (Osm.Tr.).

Rumluk ırki birlikten yoksundur. Çeşitli kavimler dinleri bakımından "Rum" adıyla anılmışlardır. Mezhep bakımından Sırplar, Bulgarlar ve Ulahlar Ortodoks olduklarından Rum Cemaati (Millet-i Rûm) kabul edilmişlerdir. Onların yaşadığı Balkan toprakları da Türkler tarafından "Rumeli" olarak adlandırılmıştır. "Yunan olmak" ve "Rumluk" aynı şey değildir. Günümüzde Anadolu topraklarında yaşayan Rum kökenli aileler Trabzon'un Of bölgesinde yoğunlaşmıştır. En çok bilinen Yazıcı, Beyazıtlar, Melesler, Altukalar, (Altıokka) ve Çelikler'in soyları San. Papandreu ve Rodos Rahiplerine dayanır. Yunanlık Kuzey Yunanistan ve Mora çevresiyle sınırlıdır. Buna karşın daha geniş bir anlamı olan Rumluk, bir toplum ve ülkeler anlayışını ifade eder. Batı Anadolu, Adalar-Kıbrıs dahil ve Rumeli Yarımadası gibi daha geniş bir alan, Rumlukla ilgilidir.

Tanımlama

Rum kelimesi tarihsel kaynaklarda daha çok Doğu Romalı yani Yunanca konuşan Romalı, bir diğer ifadeyle Greko-Roman anlamında kullanılmıştır. Rumlar; Anadolu'nun yerli halkı ile Yunanların, Yunan dili ve kültürü lehine karışması ile ortaya çıkmışlardır. Cumhuriyet döneminde Rumlar, her ne kadar ırksal köken olarak karışık da olsalar, ana dilleri Yunanca olduğu için Yunan kabul edilip, Yunanistan'daki Türk nüfus ile mübadele olunmuştur. Yunanistan'a giden Rumlar, oradaki Yunanlar tarafından Türk diye dışlanmıştır. Yunanistan'da yaşayan Rumlar, hâlen Anadolu'dan getirdikleri Anadolu kültürünü yaşatmaya çalışmaktadır ve birçoğu anavatanları olarak Anadolu'yu görmektedirler. Bu Rumların belli bir kısmı Türkçeyi aynen Anadolu'daki Türklerin ağzı ile konuşmaktadır. Rum Kırımı ve Mübadele sonucu Hristiyan Rumlar ve Türkler Yunanistan'a giderken Müslüman Rumlar ve Rumlarla uzun süre yaşamış olan Lazlar yoğun oldukları bölge Trabzon ve Rize'de yaşamaya devam etmiştirler. Müslüman Pontus Rumlarının bir kısmı hala Trabzon ve Rize'de dillerini konuşmaktadırlar. Ayrıca şive içinde de bolca Rumca kelimeye rastlamak mümkündür. Karadeniz civarından giden Hristiyan Pontus Rumları Yunanistan'da -idis,-idi ekli soyadlarını almış, kültürlerini orada hala yaşatmaya devam etmişlerdir.[]

İsim ve tamlamalar

Rumlar, Anadolu'daki Bizans (Doğu Roma) egemenliğinden sonra, Yunan dilini ve Ortodoks Hristiyanlığı benimsemiş eski Anadolu uygarlıklarının kalıntıları olan çeşitli halklardan meydana gelmektedir.

Tarihçi İsmail Hami Danişmend'in bu konudaki değerlendirmesi ise şöyledir: "Yunanlık fikri, Rumluk fikriyle başlamıştır. Kuzey Yunanistan ile Mora çevresinde sınırlı olan Yunanlığa mukabil Batı Anadolu, Adalar ve Rumeli'nin çeşitli taraflarına yayılmış olan Rumluk daha geniş bir camiadır; her ikisi de ırki birlikten tamamıyla yoksundur; bütün Rum-Yunan toplumu bir mezhep ve dil birliğinden ibarettir. Bilhassa mezhep bakımından ilk zamanlarda Sırplarla, Bulgarlar ve Ulahlar bile Rum toplumuna mensup sayılmıştır."

Buna göre; Yunanlar, Ortodoksluk mezhebine mensup Yunan (Helen soyundan !) olmayanlara da sahip çıkarak, güçlerini aşan bir davayı sürdürmeye çalışmaktadırlar. Çapı büyük Rumluk ve Bizans hülyası tarihi gerçeklere göre 1821'de Balkanlarda -özellikle Romanya'da- akamete uğramış, Yunan isyanı ile mevzileşerek Yunanistan ve bazı Ege adalarında Yunanlık düşüncesine dönüşmüştür.

Bizans, Yunan olmaktan uzak, özellikle Anadolu kavimlerin Hristiyanlık potasında yoğrulmasıyla meydana gelen bir devlettir ki, Anadolu uygarlığını ifade eder.

Dini açısından Rum

Dini açıdan Bizans Ritini izleyen Hristiyan bazı kiliseler, Doğu Roma İmparatorluğuna atfen Rum olarak adlandırılır.

Tarihteki Rum devletleri

Türkiye'de kurulmuş Rum cemiyetleri

Aynı zamanda Türk Kurtuluş Savaşı sırasında tekrar bir Rum devleti kurmaya çalışan cemiyetler şunlardır:

Resimler

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Büyük Türkçe Sözlük, "Rum" 29 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türk Dil Kurumu
  2. ^ İslam Ansiklopedisi (MEB), Cilt 2, s. 280-281.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yunanca</span> Hint-Avrupa dili

Yunanca (Yunanca: Ελληνικά Elliniká veya Eλληνική γλώσσα Ellinikí Glóssa

<span class="mw-page-title-main">Rumeli</span>

Rumeli, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15. yüzyıldan itibaren Balkanlar’ın güneyine verilen addır. Aslı Rum İli olan coğrafik terim zamanla Rum Eli olarak dile otursa da 19. asra kadar evrakta Rum İli olarak yazımı devam etmiştir. Rumeli, sözündeki "Rum" kelimesi "Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde olan toprak, halklar" anlamıyla kelimenin yapısına katılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Karamanlılar</span> Türk kökenli veya bir kısmı Rum kökenli olduğu düşünülen Türk-Rum mübadelesiyle Yunanistana giden Ortodoks halk

Karamanlılar, Türkiye'de yaşamış, günümüzde başta Yunanistan olmak üzere farklı ülkelere göç etmiş Ortodoks bir Türk veya Rum halkıdır. Karamanlılar, Kapadokya Rumları ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Doğu Ortodoks Kilisesi</span> Bir Hristiyanlık mezhebi

Ortodoks Kiliseleri veya Bizans Ortodoks Kiliseleri, Bizans ayininin Reform öncesi kiliseleridir. Başlangıçtan itibaren hem katolik hem de havarilerin ardıllığında havariseldirler..

<span class="mw-page-title-main">Trabzon İmparatorluğu</span> Orta Çağda Karadenizde kurulmuş Bizans Yunan devleti

Trabzon İmparatorluğu ya da Tzaniti (Lazistan) Krallığı, Orta Çağ'da Doğu Karadeniz'de kurulmuş yerel krallık. Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Bizans İmparatorluğu'nun yıkılmasından kısa bir süre önce bağımsızlığını ilan etmiş ve 257 yıl boyunca "Roma İmparatoru" olarak Karadeniz kıyılarına hükmetmişlerdir.

Koine, Helenistik Dönemde Attik Diyalekt'ten sonra gelişen ve Yunanistan dışındaki bölgelerde de kullanılan, bu sebeple sadece Yunanlar'ın değil Yunan olmayanların da kullandıkları bir halk lehçesi. Aynı zamanda Romalıların Yunan toplumuyla anlaşmak için kullandığı lehçedir.

<span class="mw-page-title-main">İznik İmparatorluğu</span> 1204te Bizans İmparatorluğunun Haçlılar tarafından yıkılmasından sonra kurulan Bizans ardıl devleti

İznik İmparatorluğu ya da İznik ''Rum'' İmparatorluğu, Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Batı Avrupalı ve Venedikli orduların 1204 yılında Konstantinopolis'e gelip şehri talan etmesi ve şehirde Katolik Hristiyanlar idaresinde bir Latin İmparatorluğu'nun kurulmasının ardından Bizans İmparatorluğu asilleri tarafından kurulan Yunan devletlerinden en büyüğüdür. 1204 ile 1261 arası hüküm sürmüştür. İznik Rum İmparatorluğunun resmen, kültürel ve dinsel başşehri İznik olmakla beraber, ikinci hükümdar olan III. İoannis ve sonraki imparatorlar hükümdar sarayı yerleşkesi ve efektif idari merkezi olarak Kemalpaşa’yı kullanmışlar ve bu imparatorluk Kemalpaşa’dan idare edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan tarihi</span>

Yunanistan'ın ilk sakinlerine sıklıkla Pelasgi, yani "deniz halkı" denirdi. Yarımadanın bu sakinleri kuzeyden göçen işgalcilerin etkisi ile güneye kaçtılar. Birbiri ardı sıra gelen işgallerle güney kıyılarına ve Ege Adaları'na yayıldılar. MÖ 3200 civarında bölgeye yeni gelenler birlikte zamanla Yunancaya dönüşen bir Hint-Avrupa dili getirdiler.

Gayrimüslim, İslam hukuku ve dünya görüşünde Müslüman olmayanları tanımlamak için kullanılan terimdir. İslam esasıyla yönetilen devletlerin idaresi altında yaşayan ve İslam'dan başka bir inanca sahip kişi ve topluluklar ayrıca zimmî olarak sınıflanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Yunanistanı</span>

1828 yılında yapılan Edirne Antlaşması ile bağımsızlığını kazanana kadar Yunanistan'ın büyük bir kısmı Osmanlı Devleti sınırları içindeydi.

<span class="mw-page-title-main">Pontus Cumhuriyeti</span>

Pontus Cumhuriyeti, Karadeniz'in güney sahilinde kurulması önerilmiş bir Pontus Rum devletiydi. Ülke topraklarının Kuzey-doğu Anadolu'da yer alan tarihi Pontus Bölgesi ve günümüz Türkiye'sinin Karadeniz Bölgesi'nin bir kısmını da kapsaması düşünülmüştür. Bu önerilen ülke, 1919 Paris Barış Konferansı'nda tartışılmış fakat Eleftherios Venizelos yönetimindeki Yunan hükûmeti, böyle bir devletin güvence altında olamayacağından çekinmiştir. Böylece, daha geniş çapta önerilmiş bir ülke olan Wilson Ermenistanı'na dahil edilmiştir. En nihayetinde, iki ülke de var olamamıştır. Pontus Rum nüfusu katliama uğrayarak 1922'den sonra Türkiye'den sürgün edilmiş ve Sovyetler Birliği ya da Yunanistan'ın Makedonya bölgesine yerleştirilmiştir. Bu olaylar zinciri daha sonra 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında gerçekleşmiş olan nüfus mübadelesinin bir parçası olarak tanınacaktır. Günümüzde Yunan politik çevreleri, mübadeleyi Rum Kırımı'ndan ayrıştırılamaz olarak görmektedir.

Diyar- Rum tarihte Müslümanların Anadolu'yu tanımlamak için kullandığı bir tabirdir. Buradaki Rum'dan kasıt genel olarak Roma ya da Romalı, özel olarak da Doğu Roma ya da Doğu Romalı olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Rumları</span>

Osmanlı Rumları Osmanlı Devletinde yaşayan Rumlara verilen isimdir. Kuruluşundan itibaren pek çok Rum topluluğu Osmanlı sınırları içindeki İç Anadolu (Kapadokya), Ege ve Karadeniz bölgelerinde yaşamıştır ve devletin son dönemlerine kadar önemli rol oynamışlardır. Bugün büyük çoğunluğu Rum Kırımı ve Mübadele'den dolayı Yunanistan'da yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bizans takvimi</span>

Bizans takvimi, "'Konstantinopolis'in Yaratılış Dönemi'" ya da "'Dünya Dönemi'" olarak da bilinir takvimi Doğu Ortodoks Kilisesi tarafından 691'dan 1728'e kadar Rum Ortodoks Patrikhanesi olarak kullanıldı. Ayrıca bu takvim 988 ile 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu'nun ve aynı zamanda 988 ile 1700 yılları arasında Rusya'nın resmî takvimi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bizans Riti</span>

Bizans Riti, Yunan Riti ya da Konstantinopolis Riti günümüzde Doğu Ortodoks Kilisesi ve Bizans Katolik Kiliseleri'nde uygulanmakta olan bir liturjik rit. Kısıtlı ölçüde de olsa Anglikan Komünyonu ve Lüteran kiliselerde de uygulanan rit bu mezheplerde özellikle Doğu Riti Anglikanizmi Toplumu ve Ukrayna Lüteran Kilisesi'nde benimsenmiştir. 3. yüzyılda Konstantinopolis'te uygulanmaya başlayan rit bugün dünyada Roma Riti'nden sonra en çok uygulanan ikinci rittir.

<span class="mw-page-title-main">Pontus Rumları</span> Geleneksel olarak Pontus bölgesinde, Karadeniz kıyılarında ve Kuzeydoğu Anadolunun Pontus dağlarında yaşayan etnik Yunan grubu

Pontus Rumları veya Karadeniz Rumları, geleneksel olarak Pontus bölgesinde, Karadeniz'in kıyısında Pontus Alpleri'nde yaşayan etnik Rum grubudur. Daha sonraları 1461'de Osmanlı İmparatorluğu'nun Trabzon İmparatorluğu'nu fethetmesi ve 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonucu pek çok Pontuslu Rum Güney Kafkasya'daki Gürcistan'a ve Rus İmparatorluğu'nun Kars Oblastı'na göç etti. Güney Rusya, Ukrayna ve Kırım'dakiler Kuzey Pontus Rumu olarak adlandırılır. Gürcistan, kuzeydoğu Anadolu ve eski Rus bölgesi Güney Kafkasya'dakiler, çağdaş Yunan akademik çevrelerinde sıklıkla Doğu Pontus Rumu ya da Kafkasyalı Rumlar olarak anılır, ama aynı zamanda bu tabirler Rum asıllı olup Türkçe konuşan Urumları da içerir. Pontus Rumları, Çağdaş Yunancadan farklı bir evrim geçirmiş Pontus Rumcasını konuşurlar. Pontus Rumları, Pontus, Gürcistan ve Doğu Anadolu bölgelerinde en az MÖ 700'den 1922'ye kadar sürekli bir mevcudiyete sahiptiler. 1915'ten 1922'ye kadar Pontus Rumlarının bir kısmı Rum Kırımı'nda öldürülmüşlerdir, geri kalanların da büyük bir kısmı ise 1923'te, Yunanistan ile Türkiye arasında Lozan Antlaşması tarafından tanımlanan nüfus değişimi kapsamında Türkiye'den Yunanistan'a gönderilmişlerdir. Daha sonra Pontus Rumları, Yunanistan'da Nea Trapezounda gibi kasabalar kurmuşlardır. Günümüzde Trabzon'un doğusunda Pontus Rumcasını konuşmaya devam eden Müslüman Rumlar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kapadokya Rumları</span> Yunanistanda etnik grup

Kapadokya Rumları veya Anadolu Yunanları, tarihi Büyük İskender'in fetihlerinden sonra kurulan Helenistik Seleukos İmparatorluğuna kadar uzanan ağırlıkla İç Anadolu'nun Güneyinde Konya-Karaman (Likaonya)'dan Kayseri-Niğde (Kapadokya)'ya uzanan hatta yaşayan Hellen kökenli etnik bir halktır. Kapadokya Rumları, Hristiyan Ortodoks bir Türk halkı olan Karamanlılar ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Rum Ortodoks Kilisesi</span> Doğu Ortodoks Kilisesi içindeki kilise organı

Rum Ortodoks Kilisesi, geleneksel olarak Koini Yunancası'nı kullanan Doğu Ortodoks kiliseleri için kullanılan bir terimdir. Tarihsel olarak, Bizans İmparatorluğu'nun mirasına atıfta bulunmasından dolayı Rum Ortodoks terimi, genel olarak tüm Doğu Ortodoks Kiliseleri'ni tanımlamak için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bizans Rumları</span> Bizans İmparatorluğundaki Rumlar

Bizans Rumları, Bizans Grekleri veya Bizans Yunanları, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ'da Yunanca konuşan Hristiyan Romalılardır. Onlar, Bizans İmparatorluğu, Konstantinopolis ve Küçük Asya, Yunan adaları, Kıbrıs ve güney Balkanların bazı bölgelerinin ana sakinleriydi veya en büyük azınlık ya da çoğunluğu oluşturuyorlardı, Levant ve kuzey Mısır'ın kıyı kent merkezlerinde de mevcutturlar. Tarih boyunca, Bizanslı Yunanlar, kendilerini Romalılar olarak tanımlar, ancak modern tarihçilikte "Bizanslı Yunanlar" olarak adlandırılırlar.

Lozan Sözleşmesi ve Türk ve Yunan Nüfuslarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme olarak da bilinen Türk-Yunan Mübadele Sözleşmesi, Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi sonrasında, 30 Ocak 1923'te Lozan'da Yunan ve Türk hükûmetleri temsilcileri tarafından imzalanan arasında bir anlaşmadır. Anlaşma, Ortodoks Hristiyanların Türkiye'den Yunanistan'a ve Müslümanların Yunanistan'dan Türkiye'ye eşzamanlı olarak sınır dışı edilmesini sağladı. Bu gönülsüz nüfus transferleri, 1,5 milyon Anadolu Rumu ve 500.000 Yunanistan Müslümanı olmak üzere yaklaşık iki milyon insanı kapsıyordu.