İçeriğe atla

Ruhsal eş

Ruhsal eş ya da eş ruh (soulmate) Spiritüalizm kaynaklı bir terim olup, reenkarnasyonist New Age grupları aracılığıyla yaygınlık ve popülerlik kazanmış ve günümüzde Spiritüalist olmayanlarca da kullanılır hale gelmiş bulunmaktadır.

Fakat Spiritüalist görüşe vakıf olmayanlarca kullanımı, terimin içerdiği anlamlarından yalnızca biriyle anlaşılmasına ve yalnızca bu anlamda ele alınmasına neden olmuştur.

Spiritüalist görüşte ruhsal eş, ruhsal tekâmül gereksinimleri gereği birçok reenkarnasyonunda birlikte olan ruhlara verilen addır. Fakat ruhsal eşlerin bu birlikteliğinin her reenkarnasyonlarında karı-koca biçiminde gerçekleşmesi şart değildir; bu birliktelik ana-oğul, baba-kız, akrabalık, dostluk, arkadaşlık vs. biçimlerde de kendini gösterebilir. Sonuç olarak ruhsal eş kavramında, bu iki varlığın birkaç reenkarnasyon süresince bir şekilde yakın ilişki içerisinde bulunması ve yaşam planı denilen planlarının bu birlikteliği sağlayacak biçimde düzenlenmesi söz konusudur.

Elizabeth Clare Prophet’e göre ruhsal eşlerin birlikteliğindeki üç ana neden ya da etken; yakınlık veya ortaklık, sevgisel çekim ve salt karmik nedendir.

Spiritüalist görüşe göre ruhsal eş birlikteliği asla sonsuza dek sürmez. Bununla birlikte tekâmüllerine ayrı yollarda devam eden ruhsal eşler; yolları aynı yola kavuşursa, gerektiğinde tekrar birleşebilirler.

“Uyuyan peygamber” lakabıyla ün yapmış, ABD'den Edgar Cayce; ruhsal eşlerin vibrasyonel olarak büyük bir yakınlık ve ortaklık içinde olduklarını belirtir.

Kaynakça

  • Ruh ve Kainat, Bedri Ruhselman
  • Encyclopedia of Mystical& Paranormal Experience, Rosemary Ellen Guiley

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Reenkarnasyon</span> ölümden sonra ruhun yeniden bedenlendiği inancı

Reenkarnasyon veya ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. Günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı aşmaktadır. Ayrıca Dürzîlik ve Nusayrîlik gibi Orta Doğu'da yayılmış bazı dinlerde de bu inanış mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Ruh</span> yaşayan bir varlığın manevi özü

Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır. Teolojide ruh kişinin tanrısallığa ortak olan kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.

Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:

Tekâmül, sözlük anlamı "olgunlaşma", "gelişim" ve "evrim" olan bir terimdir.

Nevroz ya da sinir hastalığı, sürekli sıkıntı içeren fakat sanrı ya da varsanı içermeyen işlevsel akıl hastalıklarına verilen addır. Terim 1980'den itibaren Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'ndan çıkarılarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki uzman ruh hekimliği topluluğu tarafından artık kullanılmamaktadır. Hâlen ICD-10 Chapter V F40–48'de kullanılmaktadır.

Medyum, ruhlar alemi ile iletişime geçebildiğini ve ölülerle canlılar arasında iletişim kurabildiğini iddia eden kişi. Türkçeye Fransızcadan geçen sözcüğün kökeni Latince medium (aracı) sözcüğüne dayanır.

Gnostisizm Antik Mısır hermetizmini, Antik Yunan ezoterizmini, İbrani geleneklerini, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve dinlerini, Hristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikâtın benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır. Daha açık bir ifade ile Gnostisizm, hakikatin bilgisine ilham keşf ve sezgi ile ulaşılacağını savunan mistik bir felsefi düşüncedir.

Spiritizm, Hermetistler’in ve Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19. yüzyıla dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun; Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Kardec’in sistemli hale getirdiği spiritizm adıyla bilinen deneysel spiritüalizmin belli başlı ilkeleri şöyle özetlenebilir:

“Metafizik” terimiyle karıştırılmaması gereken “metapsişik” terimi, “insanın olağan ruhsal fenomenlerini aşan, henüz yeterince açıklanamayan, insanın birtakım bilinmeyen yetenekleriyle oluşturduğu tüm paranormal olayları konu alan araştırma alanı” olarak tanımlanır. “`Bedene bağlı ruh`a ait” anlamındaki “psişik” sözcüğü ile “ötesinde” anlamındaki “meta” sözcüklerinden türetilen metapsişik terimi ilk kez 1905’te Paris Tıp Fakültesi fizyoloji profesörü Charles Richet tarafından kullanılmıştır. Terim hem isim hem sıfat olarak kullanılmaktadır. Metapsişik, günümüzde parapsikolojinin kapsamı alanına giren konuları parapsikoloji terimi popüler hale gelmeden önce ele almış olduğundan, parapsikolojinin öncüsü olarak da kabul edilir. Fakat parapsikologların çoğunun paranormal fenomenlerde ruhun varlığının söz konusu olmadığını ileri sürmelerine karşın, metapsişikçilerin hepsi de bu fenomenlerde kaynağın bedenli veya bedensiz bir ruh olduğunu kabul etmişlerdir. Bu yüzden kimi spiritüalistler parapsikoloji terimi yerine parapsişik ya da metapsişik terimini kullanmayı tercih ederler.

Mukadderat terimi çeşitli inanç sistemlerinde, mistisizmde ve kimi felsefi akımlarda farklı anlamlarda kullanılmış bir terimdir. Terimin genellikle, kişinin gelecekte karşısına çıkması kesinleşmiş olaylara istinaden “takdir olunmuş olanlar”, “karşılaşılması kaçınılmaz olanlar” ya da “karşılaşılması kaçınılmaz hale gelmiş olanlar” anlamlarında kullanıldığı görülmektedir. İlk bakışta kader sözcüğüyle eş anlamlı olduğu sanılabilirse de, farklı görüşlerin bu terime yükledikleri anlam farklıdır; dolayısıyla mukadderat terimi fatalist (yazgıcılık) görüşteki tümüyle ezelden çizilmiş ve planlanmış bir geleceği ifade eden kader terimiyle eş tutulamaz.

Vazife kavramı, neo-spiritüalizm’in temel kavramlarından biridir. Vazife kavramı otomatik karakterler göstermekle birlikte hayvanlarda bile mevcuttur, bir hayvanın kimi zaman kendi canını feda edecek derecede yavrusunu korumaya çalışması buna bir örnektir.

Tebliğ, kelime manasıyla “bildirme, duyurma, haber verme” manasına gelir. Terim dinî, felsefî ve spiritüalist literatürlerde az çok farklı anlamlarda kullanılmıştır.

Merhamet, sözlüklerde “bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak tanımlanmakta olup, neo-spiritüalist terminolojide kullanılan terimlerden biridir. Neo-spiritüalist görüşe göre merhamet, insan ruhunun "Dünya Okulu"nda edinmesi gereken temel ruhsal yeteneklerden biridir. Bu görüşe göre, kişinin acınacak bir hale gelmiş, bir felakete uğramış veya benzeri hallere düşmüş, ıstırap çeken bir insana acıyarak, o insanın çektiği ıstırabı kendi yüreğinde hissetmesi, ıstırabını paylaşması kişiye, onun başına gelen olaydan ıstırap çekerek edindiği deneyimi edinme olanağı sağlayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kurtuluş (mitoloji)</span>

Kurtuluş, bazı dinlerde, öğretilerde, Mistisizm'de, İç Simya'da, Teozofi'de, Ezoterizm'de ve mitolojilerde farklı öğeler ve değişik adlarla ifade edilmiş bir kavramdır. Az çok farklı biçimlerde ve farklı adlarla ifade edilmiş olmakla birlikte, bu kavram, hepsinde, Dünya insanının, istenen birtakım nitelikleri edinmek üzere yoğun çaba, ıstırap ve sınavlarla dolu bir ruhsal gelişim sürecinden geçmesinden sonra, Dünya'daki ruhsal gelişim hedefine varmakla ulaşabileceği bir hal olarak belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Devir (İslam)</span>

Devir, Bir noktanın çember üzerinde 360 derece yol kat etmesidir. Ezoterizm ve Sufilik’te kullanılan bir terimdir. Kimi sufilere göre madde aleminde ruhlar önce cansız madde, sonra bitki, sonra hayvan, sonra insan biçiminde doğarak, ‘insan-ı kamil' olma yolunda sürekli olarak gelişir, olgunlaşırlar. Anlamı ruhçuluktaki terimlerle reenkarnasyon yoluyla ruhsal tekamüldür. Ruhun maddeye gömülüş yayına kavs-i nüzul, insan-ı kamil olma yolundaki yükseliş yayına ise kavs-i uruc adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Ektoplazma</span>

Ektoplazma (ectoplasm), trans haline girmiş medyumların vücutlarından, özellikle ağız, burun, kulak gibi organlarından çıktığı, havada yayıldığı, bazen gözle görülebildiği ve elle dokunulabildiği ileri sürülen şekilsiz (amorf) süptil maddelere verilen addır. Terim 1913'te Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almış Fransız Fizyolog Charles Richet tarafından eski Yunancadaki “dışında” anlamına gelen “ektos” ve “yaratılmış, benzeyen” anlamına gelen “plasma” sözcüklerinden türetilmiştir.

Ksenoglosi (xenoglossy) kişinin bilmediği bir yabancı dilde aniden konuşabilme, yazabilme, okuyup anlayabilme yeteneğinin belirmesi paranormal fenomenine Metapsişik'te verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Ruhsal irtibat</span>

Ruhsal irtibat, spiritüalist terminolojide “zihinsel medyumluk” yoluyla bedensiz ruhlarla kurulan ilişkiye verilen addır.

Prekognisyon meydana gelecek olayların önceden paranormal olarak algılanması fenomenine Parapsikoloji'de verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Tesir</span>

Tesir, ruhçulukta, okültizmde, mistisizmde, teozofide, ezoterizmde ve parapsikolojide kendisini niteleyen sıfata göre özel anlamlar kazanan, geniş bir kullanım alanı olan genel bir terimdir. Tesir sözcüğünün kullanımıyla bu alanlarda oluşturulmuş başlıca terimler olarak ruhsal tesir, ilâhî tesir, astral tesir, maddi tesir, psişik tesir, majik tesir, manyetik tesir, telepatik tesir, vicdani tesir, nefsani tesir, müspet tesir, menfi tesir, tesir kuşakları, tesir kademeleri ve tesir konisi terimleri sayılabilir.