İçeriğe atla

Rosetta Taşı

Kontrol Edilmiş
Reşid Taşı
Rosetta Stone
British Museum'da sergideki Rosetta Taşı
HammaddeGranodiyorit
Boyut1,123 × 757 × 284 milimetre (0,0442 in × 29,8031 in × 11,1811 in)
YazıEski Mısır hiyeroglifleri, Demotik yazı ve Yunan yazısı
OluşturulmaMÖ 196
Keşfedilme1799
KeşfedenPierre-François Bouchard
YerBritish Museum

Rosetta Taşı ya da Reşid Taşı, Mısır'da kale yapımındaki bir kazı sırasında rastlantı eseri bir Fransız askeri tarafından bulunmuş, Mısır'da Fransızlar tarafından kurulmuş olan enstitüye gönderilmiştir.

Taş, belli başlı üç Mısır tapınağına gönderilmek amacıyla ve üç dilde yazılmış. Bu diller: Demotik (Mısır'da halkın kullandığı dil), Hiyeroglif ve Antik Yunancadır. Bir kısmı kırılmış olan taşın üzerinde 14 satır hiyeroglif yazı, 32 satır Demotik yazı, 53 satır da Antik Yunan yazısı bulunmaktadır.[1] Böylece Mısır halkı ile Mısır asilleri ve Yunanlar bu antlaşmayı rahatlıkla okuyabilmişlerdir.

Yüzyıllar boyunca çözülemeyen bir sır olarak kalan hiyeroglif, Napolyon'un 1798 yılındaki Mısır Seferi sırasında bulunan bu taşın yardımıyla çözülmüştür. Antik Mısır yazıları çözülmeden önce arkeologlar, Hiyerogliflerin Mısır'ın tufan'dan önceki yaşamına ait şekiller olduğunu düşünürlerdi. MÖ 196 yılında yazıldığı tahmin edilen bu taş adını bulunduğu Reşit (Rosetta) kasabasından almaktadır. Ağırlığı 760 kg dan daha fazla ve 114 cm uzunluğunda, 72 cm genişliğinde, 28 cm kalınlığındaki bu taş granit ya da siyah bazalttan yapılmıştır. Büyük İskender'in Mısır'ı fethinden sonra hüküm sürmeye başlayan Ptolemaios Hanedanı'nın hükümdarlarından biri tarafından yazdırılmıştır. O güne kadar okunamamış Demotik ve Hiyeroglif alfabelerinin yanı sıra, okunabilen Yunanca bir metnin de aynı taş üzerinde bulunması ile tek bir metnin üç ayrı dilde yazılmış olduğu görüşü pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Taşın ve dolayısıyla Hiyeroglifin sırrını çözen araştırmacı, 1822 yılında, eski Mısır yazılarının güncel kıpti diline benzediğini ortaya koyan araştırmacı Jean-Francois Champollion olmuştur. Yazıtın Yunanca kısmını Hiyerogliflerle kıyaslayan Champollion'a Demotik alfabesini 1814 yılında çözen İngiliz Thomas Young'ın çalışmaları da yardımcı olmuştur.

Antik Mısır'a ait yazıların çözülmesi ile birlikte Mısırbilim diye adlandırılan Antik Mısır bilimi doğmuş ve geçmiş yüzyılların açıklığa kavuşması kolaylaşmıştır. İngiliz koleksiyoncuların eline geçen taş, günümüzde British Museum'da sergilenmektedir.

Rosetta Taşı'nda yazanlar

Saltanatta, genç bir hükümdar babasının krallığının varisi olmuştur. O hükümdar ki hükümdarların efendisi, en şanlı, şereflisi, Mısır'ın kurucusudur ve onun dindarlığı tanrılara doğru, zaferleri düşmanların üzerinedir, o insanlığın uygar hayatını geliştirmiş olandır, Otuz Yıl Festivalleri'nin1 efendisi, Ptaah kadar yüce, Ra gibi bir kraldır. O aşağı ve yukarı ülkelerin muhteşem hükümdarıdır. Philopatores'in evladı, Ra'nın zafer bahşettiklerinden olmaya, Ptaah'ın kabul edip onayladıklarından biri, Amon'un yaşayan suretidir. Ra'nın oğlu, Ptolemaios, -sonsuza dek yaşayacak olan, Ptaah'ın sevdiği- dokuzuncu yılında, Aetos oğlu Aetos tanrı Alexander'in rahibi ve tanrı Soteres'in ve tanrı Adelphoi'in ve tanrı Euergetai'in ve tanrı Philopatores'in rahibi2 olduğunda, Xandikos ayının dördünde, Mısırlıların takviminde Mekhir3 ayının onsekizinci gününde, Diogenes 'in kızı Areia, Philadelphos'ın kız kardeşi ve karısı, kraliçesi ve Ptolemaios kızı Irene Arsinoe Philopator'un rahibesi oldu.

Orada kahinlerin ve rahiplerin başı ile tanrılığın hükümdar kıyafetini giydirmek için tapınağa girmiş olan ve yelpaze taşıyıcıları ve kutsal yazıcılar ve Memphis'in kralıyla tanışmaya ülkenin her yanındaki tapınaklardan gelmiş bütün diğer rahipler, babasının krallığına varis olan -sonsuza dek yaşayan ve Ptaah'ın sevdiği, Ptolemaios(V), Tanrı Epiphanes Eukharistos'un kabul seremonisi için bir araya geldiler. Onlar, Memphis'teki tapınakta bir araya geldikleri bugün ilan ettiler ki:

Kral Ptolemaios ve Kraliçe Arsinoe'nin oğlu, Ptaah'ın sevdiği, sonsuza dek yaşayacak, Kral Ptolemaios, Tanrı Epiphanes Eukharistoris, tapınaklara da onların içinde ikamet edenlere, onun hükmü altında olan diğerlerinin hepsine olduğu gibi iyiliklerde bulunmuştur. Onun tanrı olarak varlığı hem tanrılıktan hem Osiris ve İsis'in oğlu, -babasının intikamını almış- Horus'a benzer bir iyilikten çıkmıştır. Onun iyilikseverliğindeki isteklilik tanrılara doğrudur, tahıl ve para olarak gelirleri tapınaklara bahşetmiştir ve Mısır'a daha da çok bolluk ve refah getirmek için daha fazla harcama yapmayı ve tapınaklar kurmayı üstüne almıştır. O bütün kendi yol yöntemlerinde hep cömert olmuştur. Mısır'da mecburi olarak toplanan gelir ve vergi borçlarını bağışlamış, diğerlerini hafifletmiş, bu düzenlemeyle insanlar ve tüm diğerlerinin onun saltanatı boyunca mal-mülk sahibi olabilmesi mümkün hale gelmiştir. O Mısır'da ve krallığın geri kalanında bulunanların borçlarını affetmiş, çok uzun zamandır hapishanelerde bulunanları ve suçlamalar nedeniyle göz altında bulundurulanları affetmiştir, onlara karşısında mesul bulunduklarından özgür bırakılmıştır; ve;

Tanrıların hoşuna gidecek biçimde tapınakların gelirlerinin sürmesini ve onlara senede bir olarak para yahut tahıl olarak ödeme yapılmasını, babasının saltanatında da tanrılara tahsis edilmiş olan mal-mülklerin, bağların ve bahçelerin gelirinin de keza aynı şekilde tapınaklara verilmesini emretmiştir; ve

O bunun yanında rahiplere yönelik saygıyla, rahipliğe kabul ediliş için ödenen verginin, kendi saltanatının ilk yılında, babasının saltanatı boyunca belirlenip uygulanandan daha fazla olmamasını emretmiştir; ve rahipliğin buyruğundakilerin yılda bir defa İskenderiye şehrine gelme zorunluluğunu da kaldırmıştır.

O, donanma için kamulaştırılmış gemilerin bundan böyle istihdam edilmesini emretmiş ve tapınaklar tarafından hükümdarlığa keten kumaş olarak ödenen verginin ikinci ve üçüncü kalitede olanlarını bağışlamıştır. Eski dönemden kalmış ve ihmal edilmiş her ne var ise, en uygun duruma gelecekleri biçimde, tanrılara karşı geleneksel görevlerin, borçların uygun biçimde ödenmiş olmasına da dikkat edilerek restore edilmiştir; ve ayrıca o adaleti hepsine, Muhteşem ve yüce Tanrı Toth gibi eşit biçimde tanzim etmiştir; ve o savaşçılar sınıfının geri dönmesini ve kargaşalık günlerinde uygunsuz biçimde kandırılmış olan diğerlerinin de eski pozisyonlarındaki meşguliyetlerine geri dönmelerine müsaade edildiğini buyurmuştur; ve

O, Mısır'ı kara ve deniz yoluyla tehdit eden düşmanlara karşı süvari ve piyade güçleri ve gemiler tedarik edip, tapınaklarda çok büyük miktarlarda bulunan para ve tahılın ve ülkenin her yerindekilerin güvenlik içinde olmalarını sağlamıştır ve Busirite idari bölgesinde bulunan Lykopolis'e gitmiştir. Bu şehir daha önce işgal edilmiş ve kuşatmaya karşı stoktaki bolca silah ve her tür başka mühimmatla güçlendirilmişti. Aralarında tapınaklara ve Mısır'ın her yanında ikamet eden insanlara zarar veren kafirlerinde bir araya toplanmış olduğu iktidara muhalefet edenlerin karşısında ordugahını kurdu, tümsekler ve siperlerle ve dikkatle hazırlanmış takviyelerle kuşattı. Onun saltanatının sekizinci yılında Nil daha önce olduğu gibi ovalara doğru taşmak üzere büyük bir yükselme gösterdiğinde o kanalın çıkış noktalarına hiç de az sayılamayacak miktarda paralar harcayarak yaptırdığı setlerle bu taşmayı engelledi. Süvari birliklerini ve piyadeleri onları koruyacak biçimde yerleştirdi, kısa zamanda çok şiddetli biçimde hücum ederek şehri aldı ve içindeki bütün kafirleri Osiris ve İsis'in oğlu, Tanrı Horus, Tanrı Thoth gibi yok etti. Aynı bölgedeki babasının saltanatı zamanında da ayaklanmış olan, bütün ülkeyi rahatsız eden, tapınaklara zarar veren isyancıları da kontrol altına aldı. O Memphis'e babasının ve kendi krallığının öcünü almak için geldi ve onları hak ettikleri biçimde cezalandırdı. Ve o aynı zamanda hükümdarlığın kabulü seremonileriinn uygun biçimde yerine getirilmesi için geldi; ve

O hükümdarlığının sekizinci yılında, hükümdarlığına uygun biçimde, hiç de küçük miktarlarda olmayan tahıl ve parayı tapınakların geliştirilmesi için bağışladı, yine buna benzer biçimde hükümdarlığına gönderilmemiş keten kumaşın cezasını da ve bunların dağıtımını ve bunların onaylanması için ödenen çeşitli ücretleri de bağışladı ve bununla birlikte yine aynı dönem için tapınaklardan her iki ölçü tahıl için bir ölçü ve benzer biçimde her iki asma için bir kavanoz şarap olarak alınan vergiyi de bağışladı. Ve O pek çok hediyeyi Apis ve Mnevis4 ve Mısır'ın diğer kutsal hayvanları için ihsan etti. Çünkü o, bu hayvanlara kendisinden önceki diğer krallardan daha saygılı, onlara daha bağlıdır. Ve onların kabristanları için cömertçe ve görkemli şeyler verdi ve onların kabirleri için düzenli ödemelerde bulundu, kurbanlarla, festivallerle ve diğer alışılmış olan görenekleri yerine getirerek saygısını gösterdi ve o yasalara uygun biçimde Mısır'ın ve tapınaklarının onurunu korudu ve o Apis'in tapınağını bol bol altın ve gümüş harcanarak yapılmış zengin işlemelerle süsleyip, küçük miktarlarda olmayan değerli taşlarla donattı; ve

O tapınaklara ve türbelere ve sunaklara kaynaklar bularak, onlara gelir sağladı ve o onlardan ihtiyacı olanları, dine ait konularda sahip olduğu iyiliksever tanrı ruhuyla tamir ettirdi; ve

Bir tahkikattan sonra o, saltanatı boyunca, en saygıdeğer tapınakları yenilemiş ve bunlar olurken ona ödül olarak tanrılar sağlık, zafer ve güç ve diğer bütün iyi şeyleri vermişlerdi ve o ve onun çocukları hükümdarlığı her zaman ellerinde tutacaklar.

Uğurlu talihin yardımıyla : Ülkenin bütün tapınaklarındaki rahipler tarafından Kral Ptolemaios'un - sonsuza dek yaşayacak, Ptah’ın sevdiği, Tanrı Epiphanes Eukharistos - ebeveyni Tanrı Philopatores ve aynı zamanda Mısır’ın koruyucusu, Ptolemaios olarak da anılan ve ataları Yüce Euergatai ve tanrı Adelphoi ve tanrı Soteres gibi onurunun yükseltilmesi ve sonsuza dek yaşayacak olan Kral Ptolemaios'un -Ptah’ın sevdiği, Tanrı Epiphanes Eukharistos- resminin bütün tapınakların en göze çarpan yerine yerleştirilmesi kararlaştırılmıştır. O, bunun yanında tapınağın en önemli tanrısı olarak duracak olan, zaferin palasını devralmış olandır. Bunların hepsi Mısır'a özgü bir tarzda biçimlenip, üretilecek ve rahipler bu resme karşı günde üç defa hükümdara olan saygılarını sunacak ve onların üstüne kutsal giysiler koyacaklar ve Mısır'a özgü festivallerde diğer tanrılara gösterilene benzer olağan onurlandırıcı bir tarzda görevlerini gerçekleştireceklerdir ve Kral Ptolemaios -Kral Ptolemaios ve Kraliçe Arsione'den olma, Tanrı Philopatores, Tanrı Epiphanes Eukharistos- için tapınakların her birinde altın bir kutsal eşya sandığı konulacak ve bir yontu yerleştirilecektir ve bu kutsal eşya sandığı içerideki diğer kutsal eşya sandıklarından daha yukarıda olacaktır. Tanrı Epiphanes Eucharistos'un kutsal eşya sandığı, büyük festivallerde kafile ile birlikte taşınan diğer kutsal eşya sandıklarının yanında yer alacaktır. Bu düzenlemeyle o şimdi bütün zamanlar için kolayca ayrıdedilebilir olacaktır. Sandığın üstüne on altın kral tacı konacaktır. Bu taçların üzerine tıpkı diğer sandıkların üzerine konan kobra yılanları gibi bir kobra yılanı konulacaktır. Onların ortasında, o'nun Memphis'e gidip hükümdarlığının kabulü seremonisinde taktığı çifte taç durmalıdır; onlar, meydanda çember biçimde konumlanmalıdır. Sözü edilen taç, altın sembol, onun aşağı ve yukarı Mısır'a hakimiyetini ispatlayan kralın kutsal eşya sandığını belirten sekizincisinde durmalıdır. Ve Kral'ın doğum gününün kutlandığı Mesore ayının 30. gününden bu yana ve buna benzer olarak hükümdarlıkta babasının yerine geçtiği Paophi ayının 17. gününden beri ve bunların, hepsi için büyük kutsanmışlığın kaynağı oluşundan beri, rahipler tapınaklarda bu günleri onurlu isimli günler olarak tuttular. Ayrıca emredilmiştir ki, Mısır'ın her yerindeki tüm tapınaklarda her ayın bu günlerinde şenlikler düzenlenmeli, bu şenliklerde kesilen kurbanlar ve içkiler ve bütün diğer olağan şenliklerde olanların tamamı olmalı ve bunlar tapınaklarda görev yapan rahiplere sunulmalıdır. Ve Kral Ptolemaios -sonsuza dek yaşayacak olan, Ptah’ın sevdiği, Tanrı Epiphanes Eukharistos- için ülke genelindeki tapınaklarda, her yıl Thoth5 ayının ilk gününden itibaren beş gün boyunca sürecek olan, herkesin çelenkler takacağı ve Tanrıların şerefine içkiler sunacağı, kurbanlar keseceği ve diğer olağan hürmetlerini göstereceği ve her bir tapınaktaki rahibin, hizmet ettiği diğer Tanrıların isimlerine ek olarak, ‘Tanrı Epiphanes Eukharistos’un Rahipleri’ olarak da adlandırılacağı bir festival düzenlenecektir. Mısır’ın insanlarının, kanunlara göre; Kral, Tanrı Epiphanes Eukharistos’u övdüğünün ve şereflendirdiğinin herkesçe bilinmesi için, sözü edilen bu kutlamaları her yıl yaparak; O’nun ruhban sınıfı bütün resmi belgelere geçmiş ve taktıkları yüzüklere işlenmiş olacak; ayrıca bireylerin de festivalde bulunmalarına izin verilmiş ve sözü edilen, kutsal eşya sandığını tesis etmelerine ve evlerinde de bulundurmalarına izin verilmiş olacaktır.

Bu ferman sert taştan yapılmış dikili taşın üstüne kutsal dilde, yerlilerin dilinde ve Yunanların dilinde işlenecek ve birinci, ikinci ve üçüncü sıradaki tapınaklarda sonsuza dek yaşayacak olan kralın tasvirinin yanına yerleştirilecektir.

1 = Kralın taç giyme töreninden 30 sene sonra Kralın fiziki güçlerinin yeniden güçlendirip onarmak üzere düzenlenen festival.
2 = Bunlar sırasıyla Muhteşem Aleksandert, Ptolemaios I and Berenike I, Ptolemaios II and Arsinoe II, Ptolemaios III and Berenike II, and Ptolemaios IV and Arsinoe III' e tekabül eder.
3 = Tahminen bu ay Ocak ayına karşılık gelmektedir.
4 = Bu ikisi Mısır için kutsal boğalardır.
5 = Thoth hem bilgelik, yazı ve ay tanrısının, hem de Mısır takviminde ilk ayın adıdır.[2]

Tarih

Rosetta Taşı MÖ 305 - MÖ 30 yılları arasında Mısır'ı yöneten Hellenistik Ptolemaios Hanedanlığı'nın yazıt taşıdır. Ptolemaios hükmünün, hüküm serisinin en iyi bilinen bir örneğidir. Ptolemaios hükmünün kopyaları pek çok tapınağın avlusuna dikildi. Rosetta Taşı'ndaki hükmün metni Nil Nehri'ndeki bir adada olan Philae Tapınağı'na oyuldu.

Keşfi

Napolyon'un Mısır seferi sırasında, Fransız Ordusu'nun mühendisi Yüzbaşı Pierre-François Bouchard taşı 15 Temmuz 1799'da inşaat çalışmalarına devam ederken keşfetti. Rosetta Şehri'nin Mısır limanı yakınındaki Fort Julien'de çalışırken onun önemli olduğunu anladı ve general Jacques de Menou'ya gösterdi. Fransızlar bölgeye pek çok bilim adamı ve arkeolog getirerek, Kahire'de Mısır Enstitüsü'nü kurup, taşı oraya gönderdiler. Ağustosta oraya vardı. Eylül ayında, Fransız gazetesi Courrier de l'Egypte taşın bulunduğunu duyurdu.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2019. 
  2. ^ "fordham.edu". 21 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Antik Mısır</span> Kuzeydoğu Afrikada varolmuş bir antik medeniyet

Antik Mısır, Antik Çağ'daki medeniyetlerden biridir. Kuzeydoğu Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" ve "Yukarı Mısır" olarak ikiye ayrılmaktaydı. Uygarlık, MÖ 3.150 yılında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır'ı politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.

Monarşi ya da tek erklik, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan, han gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızcadan (Monarchie) geçmiştir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Tutankhamun</span> 18. Hanedanlığın on ikinci firavunu

Tutankhamun veya Tutankamon, Mısır tarihinin Yeni Krallığı sırasında 18. hanedanlığın sonunda, kraliyet ailesinin sonuncu lideri olan ve MÖ 1332 – MÖ 1323 yılları arasında hüküm sürmüş Mısır firavunudur. Babası, KV55 mezarında mumyalanmış olarak bulunan firavun Akhenaton'du. Annesi, DNA testi yoluyla KV35'te bulunan Genç Kadın olarak anılan ve mumyalanmış olarak bulunan babasının üvey kız kardeşidir.

<span class="mw-page-title-main">Firavun</span> Antik Mısırda hükümdarlara verilen isim

Firavun Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. "Büyük Ev, Saray" anlamını taşıyan kelime daha sonraları hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Firavunlar aynı zamanda tanrı Horus'un yeryüzündeki simgesi ve beşinci hanedandan sonra da güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Mabedi</span> antik Yeruşalimdeki bir mabet

Süleyman'ın Mabedi veya Birinci Mabet,, günümüzde Kudüs'ün Eski Şehri'deki Tapınak Dağı'nda MÖ 964'te yapımına başlanmış ve MÖ 957'de bitirilmiş devasa bir Yahudi mabediydi. Adını bizzat yapım emrini veren Yehuda ve İsrail Krallığı kralı Süleyman'dan almıştır. Fakat bu mabede Yahudiler tarafınca Süleyman'ın Mabedi değil, "Mukaddes Ev" anlamına gelen Beit HaMiqdaş denir.

<span class="mw-page-title-main">Mısır hiyeroglifleri</span>

Mısır hiyeroglif yazısı, birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilecek yüzlerce sembolden oluşur. Her işaret belli bir sesi veya nesneyi temsil eder. Bu yazı soldan sağa veya sağdan sola ya da yukarıdan aşağı yazılabilir, okumak için ölçüt sembollerdeki insan ya da hayvan figürlerinin baktıkları yöndür. Mısır hiyerogliflerinde 700'den fazla işaret bulunmaktadır. Bu yüzden de okuma yazma oranı düşüktür. Çünkü hiyeroglif bir harf yazısı değildi. Bunlar için yazıcı adlı bir meslek vardı. Bu insanlar uzun bir eğitimden geçerlerdi. Ayrıca hiyeroglif öyle zor bir yazıydı ki sanat halini almıştı.

<span class="mw-page-title-main">I. Seti</span>

I. Seti, Yeni krallık döneminin 19. hanedanının 2. firavunudur.

<span class="mw-page-title-main">Dikilitaş (Sultanahmet)</span> Sultanahmet Meydanının güneyindeki Antik Mısır yapımı dikilitaş

Dikilitaş ya da Theodosius Dikilitaşı, Sultanahmet Meydanı'nın güney tarafında, Yılanlı Sütun'un yanında bulunan bir Antik Mısır dikilitaşıdır. MS 390 yılında Roma imparatoru I. Theodosius tarafından Mısır'dan getirilerek şimdiki yerine dikilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">XIII. Ptolemaios</span>

XIII. Ptolemaios Theos Philopator d. MÖ 62/61 – ö. 13 Ocak MÖ 47 ?,) MÖ 51 yılında tahta çıkmış olan Antik Mısır'ın son Hellenistik kökenli Ptolemy hanedanı krallarından biridir.

Ptolemaios hanedanı ya da Batlamyus Hânedânı, Mısır'da MÖ 305 ile MÖ 30 yılları arasında yönetimde bulunmuş bir hanedandı. Makedonyalı III. Aleksander'in ölümünden sonra onun fethettiği ülkelerde Diadoklar tarafından kurulan Helenistik hanedanlardan biridir. Bu hanedan Makedonyalı general Ptolemaios I Soter tarafından kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ptolemaios Krallığı</span> Mısırda MÖ 305ten MÖ 30a kadar hüküm sürmüş Helenistik Dönem krallığı

Ptoleme Krallığı veya Batlamyus krallığı Mısır'daki Helenistik Dönem krallığıdır. Krallık MÖ 323'te Büyük İskender'in ölümünden sonra I. Ptolemaios Soter tarafından kurulmuş ve Ptolemaios hanedanı tarafından yönetilmiştir. Krallık VII. Kleopatra'nın ölümünden sonra MÖ 30'da Roma İmparatorluğu tarafından yıkılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mezopotamya dini</span> din

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

Ptolemy III Euergetes MÖ 246'dan 222'ye kadar Mısır'daki Ptolemaios hanedanının üçüncü firavunuydu. Ptolemaios Krallığındaki hükümdarlığı sırasında gücünün zirvesine ulaştı.

<span class="mw-page-title-main">II. Arsinoe</span>

II. Arsinoë bir Ptolemaios kraliçesiydi ve eski Mısır Ptolemaios Krallığı'nın eş vekiliydi.

<span class="mw-page-title-main">IV. Ptolemaios Filopater</span>

Ptolemi IV Filopator, Ptolemi III ve Berenike II'nin oğlu, MÖ 221'den 204'e kadar Ptolemaik Mısır'ın dördüncü Firavunuydu.

V. Ptolemy Epiphanes, IV.Ptolemy Philopator ve Mısırlı III.Arsinoe'ün oğludur. Temmuz veya Ağustos 204'ten Eylül 180'e kadar Ptolemaios hanedanının beşinci hükümdarıydı. Ptolemy, ailesi şüpheli koşullarda öldüğünde, beş yaşında tahtı miras aldı. Yeni naip Agathocles, geniş çapta hakarete uğradı ve MÖ 202'de bir devrimle devrildi, ancak onu izleyen vekiller dizisi yetersiz kaldı ve krallık felç oldu.Seleukos Kralı Antiochos III ve Antigonid kralı Philip V Beşinci Suriye Savaşını başlatmak için krallığın zayıflığından yararlandı. Ptolemy V, kendi kendini ilan eden firavunlar Horwennefer ve Ankhwennefer'in önderlik ettiği yaygın bir Mısır isyanıyla karşı karşıya kaldı ve bu, Yukarı Mısır'ın çoğunun ve Aşağı Mısır'ın bazı kısımlarının da kaybedilmesine neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">VI. Ptolemaios</span>

VI. Ptolemaios Filometor Ptolemaios dönemi Mısır kralıydı. M.Ö. 180'den 164'e ve M.Ö. 163'ten 145'e kadar hüküm sürdü. V. Ptolemaios ve Kleopatra'nın en büyük oğlu, M.Ö. 180'de çok küçük bir çocuk olarak tahta çıktı ve krallık naipler tarafından yönetildi: annesinin M.Ö. 178 veya 177'deki ölümüne kadar annesi ve ardından iki arkadaşı, Eulaeus ve Lenaeus tarafından M.Ö. 169'a kadar yönlendirildi. M.Ö. 170'ten itibaren kız kardeşi II. Kleopatra ve küçük erkek kardeşi VIII. Ptolemaios, onun yanında ortak hükümdarlardı.

Ptolemy VIII Euergetes II Tryphon, takma adı Physcon, Mısır'daki Ptolemaios hanedanının kralıydı. Ptolemy V. Epiphanes ve Cleopatra I. Syra'nın küçük oğluydu. Saltanatı, ağabeyi Ptolemy VI. Philometor ve kız kardeşi II. Kleopatra ile şiddetli siyasi ve askeri çatışmalarla karakterize edilmiştir.

Ankhkheperure-Merit-Neferkheperure/Waenre/Aten Neferneferuaten Onsekizinci Hanedanlık döneminde Amarna Dönemi'nin sonlarına doğru hüküm süren bir kadın firavuna atıfta bulunmak için kullanılan bir isimdir. Cinsiyeti, adında ve sıfatında bulunan kadınsı izlerle doğrulanır. Kendinden önceki firavun Smenkhare de Ankhkheperure ön adını kullandığı için Neferneferauten'e ait kalıntılarda karmaşa yaşanır. Ancak daha sonra Neferneferauten'in kartuşlarında Ankhkheperure'nin yanında Neferneferatuen'i de kullanmasıyla, kalıntılar bir önceki firavun Smenkhare'den ayırt edilmiş oldu. Meritaten ya da daha büyük olasılıkla firavun Akhenaton'un eşi Nefertiti olduğu ileri sürülür. Eğer bu kişi tek firavun olarak hüküm süren Nefertiti ise, Mısırbilimci ve arkeolog Dr. Zahi Hawass tarafından, Amarna'nın düşüşü ve başkentin geleneksel Thebes şehrine geri taşınmasıyla onun saltanatının damgasını vurduğu teorisi öne sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Den</span>

Hor-Den, Dewen ve Udimu olarak da bilinen Den, Mısır'ın Birinci Hanedanlığı döneminde hüküm süren Erken Hanedan Dönemi firavununun adıdır. Bu dönemin arkeolojik olarak en iyi kanıtlanmış hükümdarıdır. Den'in krallığına refah getirdiği söylenir ve hükümdarlığına sayısız yenilik atfedilir. "Yukarı ve Aşağı Mısır'ın Kralı" unvanını ilk kullanan ve çift taç takan ilk kişi olarak tasvir edilir. Abidos yakınlarındaki Umm El Qa'ab'daki mezarının zemini kırmızı ve siyah granitten yapılmıştır. Uzun saltanatı boyunca, daha sonraki hükümdarlar tarafından kullanılan saray ritüellerinin ve kraliyet âdetlerinin birçoğunu o kurdu ve ardılları tarafından büyük saygı gördü.