Astım , küçük bronşların ve bronşiollerin, çeşitli uyaranlara aşırı tepki vermesinin sonucu ortaya çıkan, solunum yolu daralmasına sebep olan kronik bir rahatsızlıktır. Buna hava yollarında iltihap da eşlik eder. Çocukların %10'u, erişkinlerin %6'sı astım hastasıdır. Astım atakları esnasında solunum güç ve hırıltılıdır, çoğu zaman öksürük de vardır. Hastaların bir bölümünde astım, ilaçlarla kontrol altına alınmazsa KOAH hastalığına sebep olabilir.
Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.
Üç boyutlu ses, seslerin geliş yönlerini gerçekçi bir şekilde ayarlama teknolojisidir. Örneğin, kullanıcının arkasından gelmesi gereken su sesi gerçekten de arkasından geliyormuş gibi yollanır.
Uluslararası Ses Abecesi veya Uluslararası Fonetik Alfabe, seslerin kâğıt üzerinde gösterilebilmesi için oluşturulmuş standart alfabedir. Tüm dillerdeki konuşma seslerini bir örnek biçimde kodlayabilmek için oluşturulmuş işaretler ve simgeler sistemidir. Bu sistemden en çok dilbilimde ve sözlüklerin hazırlanmasında yararlanılır.
Hava soluyan omurgalılardaki temel solunum organıdır. Soluk alındığında burun ve ağızdan giren hava nefes borusu ve sonrasında bronşlardan geçerek akciğerlere ulaşır. Toplardamarlarla gelen karbondioksitce fazla olan (kirli) kan burada yenilenir. Ayrıca sesin oluşumunda da görevlidir.
Soluk borusu vücutta solunan havanın geçtiği, boru şeklinde bir organdır. Omurgalılarda trakea havanın boğazdan akciğerlere geçişini sağlarken, omurgasızlarda dışarıdaki havayı doğrudan iç dokulara ulaştırır.
İletici kısım, solunum sisteminin nefes borusu, bronş, bronşiyol (bronşçuk) ve terminal bronşiyollerden oluşan kısmıdır. Görevleri şöyle sıralanabilir:
- Hava akımı için düşük dirençli bir yol,
- Savunma,
- Havayı ısıtmak ve nemlendirmek,
- Ses üretimi.
Bronş, soluk borusunun (trachea) ikiye ayrılması ile başlayıp akciğerlere kadar giden kısımlarından birine verilen ad. Sağ ve sol akciğere gitmesine göre sağ bronş, sol bronş adını alır. Sağ bronş sol bronşa göre daha kısadır.
Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir.
Fagot, ahşap nefesli çalgıdır. Fagot, çift kamışlı ve tek parçalı bir enstrüman olan Curtal'dan, 16. yüzyıl'da Avrupa'da türemiştir. Ses aralığı 3,5 oktav olan, akçaağaç, ahşabı ve metal borudan yapılan fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir.
Bronşektazi, bronşların doğuştan ya da sonradan 'geri dönüşsüz' biçimde genişlemesidir. Bronş genişlemesine, çeşitli biçimlerde ve bronş ağacında değişken yaygınlıkta rastlanabilir. Doğumsal olduğu kadar, bronşlara yerleşen enfeksiyon etkenlerinden de kaynaklanabilen geri dönüşümsüz bir bozukluktur. İltihaplanma ilerlediğinde ilk kez iltihaba bağlı yüksek ateş, halsizlik, üşüme gibi belirtilerle enfeksiyon fark edilebilir.
Alveoller, akciğerlerin içinde bulunur. Kılcal damarlardaki karbondioksiti alırlar ve kılcal damarlara içlerinde olan oksijeni verirler. Buna gaz alışverişi denir. Alveoller kan dolaşımında da görevlidir. Nefes aldığımızda hava; burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, akciğerler, bronşlar, bronşçuklar ve alveoller yolunu izler. Alveoller de havayı temizleyip, kılcal damarlara verir. Damarlar tüm vücuda dağıtır. Kirlenen kan kılcal damarlar ile yeniden alveollere gelir. Alveoller karbondioksidi alır, bronşlara verir, bronşlar soluk borusuna, soluk borusu burna verir. Burundan da dışarı atılır. Alveoller difüzyon ile gaz alış-verişini yapar, tip 2 alveol epitel hücreleri tarafından salgılanan, yüzey aktif bir lipoprotein kompleksi olan surfaktan maddesi ile, yüzey gerilimleri azalır ve büzülmeleri engellenmiş olur. Ayrıca surfaktanın hidrofobik tarafı sayesinde alveole su geçişi engellenir.
Bronkoskopi, teşhis ve tedavi amaçlı olarak hava yollarının içini görselleştiren endoskopik bir tekniktir. Bronkoskop ile genellikle burun veya ağızdan, buralardan ulaşılamadığı durumlarda da trakeostomi yoluyla hava yollarına ulaşılabilir. Bu, uygulayıcının hastanın hava yollarını yabancı cisimler, kanama, tümörler veya iltihaplanma gibi anormallikler açısından incelemesine olanak tanır. Biyopsi için parça alınmasına ve gerektiğinde yabancı cisimlerin çıkarılmasına da yarar. Fleksibl ve rijit bronkoskopi diye iki çeşidi vardır. Rijit bronkoskopi 19. yüzyılın sonundan beri bilinen ve kullanılan bir teknikken, günümüzde yaygın olarak kullanılan fleksibl bronkoskoplar ya da fibroskoplar 1966'da ortaya çıkmıştır. Fleksibl bronkoskopların kullanımı daha kolay olup, yapılan işleme fibroskopi de denmektedir.
Atelektazi, akciğerin bir kısmının ya da akciğerlerden birinin tamamen büzüşmesi sonucu yeterince genişleyememesi ve böylece işlevini yitirmesidir. Atelektazi durumunda daha az hava içeren akciğer parankimi oluşur. Bu gelişme, oksijenlenmeyi azaltır ve enfeksiyona ortam oluşturur.
Sibilan ral, wheezing, sibilan ronküs ya da hırıltılı solunum daha çok distal hava yolu obstrüksiyonlarında olmak üzere solunum yollarındaki kısmi obstrüksiyonların klinik bulgusudur.
Ral akciğer oskültasyonunda genellikle inspiryum sırasında duyulan çıtırtı sesine benzeyen anormal solunum sesleridir. Bronşit, pnömoni ve pulmoner fibrozis gibi akciğer patolojilerinde duyulabilir, ayrıca daha nadir olmak üzere konjestif kalp yetmezliğinde de duyulabilir. İnce, orta ve kaba raller olmak üzere üç grupta incelenebilir:
- İnce raller: İnspirasyonun sonunda duyulur, öksürünce kaybolmaz, kısa süreli yüksek volümlü çıtırtı benzeri ince seslerdir. Bronşiolit, bronkopnömoni, konjesyon, atelektazi gibi akciğer patolojilerde duyulur.
- Orta raller: Öksürükle artarlar, ince rallerle birlikte bulunurlar, insprasyon ortasında daha düşük frekanslı seslerdir. Bronşiolit, bronşektazi, akciğer tüberkülozu, apse, konjesyon gibi akciğer patolojilerinde duyulur.
- Kaba raller: Gargara sesine benzerler, büyük hava yollarındaki sekresyonlara bağlıdır. Kuvvetli öksürükle kaybolurlar, akut pnömoninin rezolüsyon döneminde duyulabilir.
Stridor üst solunum yollarının yarı tıkanıklığı nedeniyle türbülan hava akımı oluşması sonucunda duyulan ıslığa benzer, kaba, yüksek frekanslı ek solunum sesleri. Daha çoklukla inspiryumda duyulur.
Ral veya RAL şu anlamlara gelebilir:
- Ral (tıp), akciğer oskültasyonunda anormal solunum sesleri
- RAL, Bir renk sistemi, kataloğu
- Raleigh, Kuzey Karolina, ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinin başkenti
Dolby Digital, Dolby Laboratuvarları tarafından geliştirilen veri ve ses sıkıştırma teknolojilerinin ismidir. Orijinal ismi, 1994'e kadar Dolby Stereo Digital olarak kullanılmıştır.
Aynı zamanda, chest cold olarak da bilinen akut bronşit, akciğerlerin bronşlarının kısa süreli iltihaplanmasıdır. En sık görülen semptomu öksürüktür. Diğer semptomları arasında balgamlı öksürük, sibilan ral, dispne, ateş, göğüste rahatsızlık vardır. Enfeksiyon birkaç ila on gün arasında sürebilir. Öksürük, birkaç hafta boyunca devam edebilir ve toplam belirti süresi genellikle üç hafta civarındadır. Bazılarının altı haftaya kadar semptomları vardır.