Romantik dönem Polonya edebiyatı
Romantik dönem Polonya edebiyatı, 1822-1863 yılları arasında Polonya edebiyat tarihinde, Avrupa'daki geç romantizm eğilimine karşılık gelen dönemdir.
1822-1830 yılları
Polonya, 1795'te parçalanmasının üçüncü aşamasında Prusya, Avusturya İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu tarafından Avrupa haritasından tümüyle silinmiştir. Fransız devriminin ardından ortaya çıkan Napolyon, Polonya için umut oldu.[1] Çünkü Polonya'yı işgal eden Prusya, Avusturya İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu Fransa'nın ortak düşmanıydı. Nitekim Napolyon sayesinde Polonyalılar Varşova Düklüğü'nu kurmayı başarmıştı. Ancak Napolyon'un savaşı kaybetmesiyle toplanan Viyana Kongresi'nde (1815) alınan kararla, Kongre Polonyası, sınırları ve hukuku ayrı kalmakla birlikte, Rusya ile şahsi birlik kapsamında Varşova Dükalığı topraklarının bir kısmında kuruldu. Alınan karar, Polonya toplumunun büyük çoğunluğunda memnuniyet uyandırdı, çünkü çar I. Aleksandr yüksek kültürü, kişisel cazibesi ve bir liberal olarak görülmesi nedeniyle Polonya halkında sempati uyandırmıştı. Aynı zamanda Polonyalılar, Napolyon Savaşları'yla birlikte tekrar hatırlanan Polonya isminin Napolyon Savaşları'nın ardından tamamen silinmemiş olmasından da memnundular. Ancak kısa süre sonra, çarın Polonya'ya özerklik tanımak yerine Polonya'nın Rusya'ya kademeli olarak entegre edilmesini istediği ortaya çıktı. Kongre Polonyası anayasası çiğnenmesiyle gerilen Rus-Leh ilişkileri, I. Aleksandr'ın kardeşi Konstanty'nin acımasız politikaları nedeniyle daha da kötüleşti. 1819'da, süreli yayınlar kapatılırken, Julian Ursyn Niemcewicz'in Tarih Şarkıları ve Izabela Czartoryska'nın Dobromila Hacı gibi bazı kitapları yasaklandı. Bu sansür uygulamaları sonucunda gençler arasında direniş çağrıları yükselmeye başladı.
Klasikler ve romantikler arasında bir tartışma
Kongre Polonyası'nın kurulduğu ilk yıllarında edebiyat, Aydınlanma dönemi'nin yazarları tarafından yönlendiriliyordu. Ancak Fransız devrimi, tüm Avrupa toplumunun manevi yaşamı değiştirmişti. Bunun değişiklikler edebiyatta da yaşanmıştır. Çünkü akla dayalı klasisizm, Fransız devrimi ve ardından gerçekleşen Napolyon Savaşlarının o döneme kadar gelen değerleri yıkması ve insanları yalnızlığa itmesi nedeniyle büyük travmalar yaşayan topluma hitap edemez duruma gelmiştir.[1] Bu ortamda aklın yerine duyguyu koyan romantizm ortaya çıkmıştır. Nitekim romantizm yavaş yavaş, Batı'dan getirilen dergiler, kitaplar ve Varşova Günlüğü gibi yerel basınla Polonya'da duyulmaya başlandı. Bu dönemdeki edebi olaylardan biri Kazimierz Brodziński'nin 1818'de Klasisizm ve Romantizm Üzerine ve Polonya Şiirinin Ruhu üzerine incelemesinin yayınlanmasıydı. Bu eserde Romantizm hakkında güvenilir bilgilere ek olarak Aydınlanma yazarlarının eserleri (klasikleri) eleştiriliyordu. Eser, Klasiklerin tepkisine neden oldu. Tepki verenlerin arasında yer alan Jan Śniadecki, Klasik ve Romantik Yazılar Üzerine incelemesinde Romantikleri geri kalmışlığı, cehaleti ve batıl inancı övmekle suçladı.
Bu, klasikler ve Romantikler arasında, görünüşte edebiyatı ilgilendiren, ancak aslında daha geniş konulara (işgal güçlerine yönelik tutum dahil) değinen bir anlaşmazlığa neden oldu. 1820'de Stanisław Kostka Potocki, Karanlığa Yolculuk'ta Orta Çağ üzerine inşa edilen romantizm ile alay etti. Romantizm ile ilgili eleştirel yaklaşım, Kajetan Koźmian, Ludwik Osiński gibi diğer klasik sanatçılar tarafından da ifade edildi. Bununla birlikte Romantizm, özellikle genç kuşak arasında giderek daha fazla popülerlik kazandı ve zamanla Polonya edebiyatının baskın yönü haline geldi. Franciszek Morawski, Franciszek Wężyk, Leon Borowski, Maurycy Mochnacki ve birçok yazar, edebiyattaki yeni eğilimin destekçileriydi. Franciszek Salezy Dmochowski, klasikler ve romantikler arasındaki anlaşmazlıkta tarafsız bir duruş sergiledi. Klasikler ve romantikler arasındaki tartışma 1830'a kadar devam etti.
1822-1830 yıllarında edebi eserler
Bu dönemin en ünlü şairi, Nowogródek yakınlarında bulunan Zaoś'da doğan Adam Mickiewicz'di. Başlangıçta, Mickiewicz, Kış Şehri gibi eserlerinde ahlak ve vatansever ideallerle karakterize edilen klasisizme uygun eserler kaleme aldı. Bununla birlikte, 1820'den itibaren Mickiewicz, genç nesil romantiklerin bir marşı haline gelen ünlü Odę do młodości'yi (Gençliğe Övgü) yayınlayarak yavaş yavaş klasik tarzından vazgeçti. Mickiewicz aynı yıl Filaret Şarkısı'nı yayınladı. Buna ek olarak, doğaüstü hikâyelerle dolu gizemli bir dünya vizyonunu sunduğu bir dizi baladta yazdı. Mickiewicz, bu eserlerin ardından arkadaşlarına hitaben birkaç farklı şiir yaşmış ve 1822'de İlk şiir cildi adlı eserde bütün şiirlerini yayınlamıştır. Bu cilt o dönemde edebiyat eleştirmenleri tarafından fark edilmese de okuyucular tarafından büyük ilgi gördü. Bu cildin yayınlandığı yıl, Polonya'da Romantizm döneminin başlangıcı olarak kabul ediliyor. 1823'te Mickiewicz, İlk şiir cildinin ardından İkinci Şiir cildini yayınladı. Bu sefer Mickiewicz eleştirmenler tarafından da fark edildi. Bu sırada işgale karşı Vilnius Üniversitesi'nin de desteklediği komplo grupları ortaya çıkmaya başladı. Yetkililer bu duruma hemen tepki gösterdi ve 1824'te Vilnius entelektüellerini tutukladılar. Tutuklananların arasında Mickiewicz de vardı. Mickiewicz Rusya'ya sürgüne yollandı. Rusya'da kalması zihinsel ufkunun genişlemesine katkıda bulundu ve bu dönem şairin büyük ününün başlangıcı oldu. Hayatının bu döneminde Kırım Soneleri, Konrad Wallenrod ve baladları kaleme almıştır. Arkadaşlarının çabaları sayesinde Mickiewicz, Rusya'dan ayrılmayı ve Batı'ya gitmeyi başardı. Mickiewicz'nin Polonyalı anneye gibi karamsarlıkla dolu şiirleri bu dönemde yazılmıştır.[2]
Romantizmin erken evresinde çıkış yapan diğer yazarlar, Ukrayna Şairler Okulu'na mensup yazarlardı. Bu şiir grubunun en seçkin yazarları Józef Bohdan Zaleski, Antoni Malczewski, Seweryn Goszczyński (Kaniów Kalesi) idi. Diğerlerinin yanı sıra bu gruba ait olmayan yazarlar arasında, Maurycy Gosławski, Ludwik Nabielak ve Józef Korzeniowski (Drama Provaları). Bu dönemde Aleksander Fredro'nun ilk komedileri ve genç Zygmunt Krasiński'nun çalışmaları dergilerde yayınlanmaya başlanmıştı.
Kasım Ayaklanması sırasında Polonya edebiyatı
Kasım Ayaklanması, Avrupa'daki Kongre Polonyası sonrası düzene karşı romantik bir isyanın sonucuydu. Ayaklanmanın en radikal kanadını romantik yazarlar oluşturuyordu. 29-30 Kasım 1830 gecesi komplocular arasında şairler Ludwik Nabielak ve Seweryn Goszczyński de vardı. Romantik yazarların çoğu da Polonya ordusunun safındaydı. Ayaklanmanın patlak vermesiyle romantik edebiyat, klasiklerin etkisini kırdı. Klasikler ya kamusal yaşamdan çekildi ya da Franciszek Morawski gibi romantiklere katıldı.
Kasım Ayaklanması döneminde yazılan şiirler, çoğunlukla Józef Wybicki'nin Mazurek Dąbrowskiego ve Casimir Delavigne'nin Warszawianka eserlerinde olduğu gibi askerliği ve vatanseverliği öven şiirlerden oluşur. Şiirler, cesaret ve vatanseverliği özgürlük mücadelesini veren bir askerin yüceliğine vurgu yaparak halka anlatılıyordu. 19. ve 20. yüzyıl Polonya edebiyatında (resim ve müzikte dahil) popüler olan eserler, düşmanlarının ezici güçlerini fantastik ruhuyla yenen renkli uhlan askeriyle dolu olanlarıydı. Ayaklanmanın sonuna doğru, şiirlerde iç karartıcı ve hüzünlü bir tonda yazılmaya başlandı. Bu dönemde şiirler, askerlerin trajik kaderini ve vatanın hüzünlü kaderini anlatıyordu. Bununla birlikte, bu eserler, sürgüne giden aydınlar tarafından (çoğunlukla Paris'te) daha büyük koleksiyonlarda ve kitap formatında yayınlandılar. Kasım Ayaklanması'nın şiirleri çoğunlukla anonim yazarlar tarafından yazılmıştır. Bu dönemdeki ünlü şairler şunlardır: Savaşta aldığı yaralardan ölen Rajnold Suchodolski, Avusturya hapishanesinde ölen Maurycy Gosławski, Garczyński, Seweryn Goszczyński, Wincenty Pol ve Franciszek Kowalski (en ünlü şiiri Ułan ve kız). Bu dönemde Juliusz Słowacki ve yukarıda bahsedilen şairlerden bazıları askeri-vatansever şiirin yanı sıra özgürlük ve ilerleme ideallerinin yaşama geçirilmesi için eserler de yazmıştır. Adam Mickiewicz'in ünlü şiiri Reduta Ordona, ayaklanmanın bastırılmasından sonra yazılmasına rağmen yıllarca özgürlük mücadelesi çağrısında bulunan en temsili eserlerden biri olarak kabul edildi.[3]
1831-1865 yıllarında Polonya edebiyatı
Kasım Ayaklanması'nın yenilgisi ve ardından gelen baskılar, Polonya Romantik edebiyatının çehresini değiştirdi. Ayaklanma sonrası Polonya edebiyatının en karakteristik özelliği, ölümle ya da Sibirya'ya sürülmekle tehdit edilen ulusal kurtuluş faaliyetlerine katılan seçkin sanatçıların yurt dışına gitmesiyle edebiyatın yurtiçi ve yurtdışı olarak bölünmesidir. Yurt dışına giden sanatçılar arasında irrasyonel akımlar (mesihçilik, mistisizm) oldukça yaygındı. Bununla birlikte, Polonya edebiyatındaki en etkili şiirleri, sürgündeki sairler tarafından bu dönemde yazılmıştır. Sürgündeki edebiyatın dışında, Polonya'da da edebiyat hayatı devam ediyordu. Polonya'daki yazarlar eserlerini zor koşullarda, terör, tehdit ve ayrıca sansür baskısına maruz kalarak yazıyordu. Birçoğu yeraltı faaliyetlerine karıştı ve bir kısmı da bastırıldı (örneğin, Magdeburg'da bir hapishanede üç yıl geçiren Józef Ignacy Kraszewski). Durumu kolayca kabul edenler de vardı. Zygmunt Kaczkowski, Henryk Rzewuski gibi birçok yazar işgalcilerle işbirliği yapmaya başladılar.
Göç
O dönem edebiyat açısından en seçkin yazar tartışmasız bir şekilde eserlerini sürgünde kaleme alan Adam Mickiewicz'di. Polonya Ulusu ve Polonya Hac Kitapları ve Dziady eserlerinde Mickiewicz, Polonya ulusuna "milletlerin Mesih'i" olma tezini destekledi. Olağanüstü çalışmalarından bir diğeri de, Napolyon Savaşları'nın ardından yenilen Polonyalıların azalan Asaletini yücelten ünlü Pan Tadeusz'du. Hayatının sonlarına doğru karamsar, acı ve dalgın Lozan liriği de dahil olmak üzere birçok şiir yazdı. Pek çok çağdaş yazar için Adam Mickiewicz, ahlaki bir otorite ve önde gelen bir vatansever olarak kabul edildi.
Bu dönemin ikinci önde gelen şairi, Mickiewicz'nin gölgesinde kalan ve sık sık onunla rekabet eden Juliusz Słowacki idi. Słowacki ilk olgun başlangıcı, 1833'te Paris'te yayınlanan şiir çalışmasıydı. Ardından, göçmen şairler arasındaki konumunu güçlendiren Lambro ve Düşünce Saati şiirlerini yayınladı. Başlangıçta isimsiz olarak yayınladığı Kordian eserinde Słowacki, kendisine göre savaşma iradesini zayıflatan bir faktör olan şehitliği övmekle suçladığı Mickiewicz'yi eleştirmiş ve bu eleştiri Mickiewicz ile polemiğe girmesine sebep olmuştu. Ardından kaleme aldığı Balladyna adlı eserinde Polonya'daki Romantik estetiğin bir portresini çizdi. Słowacki aynı zamanda Holsztyński ve Napoli'den Kutsal Topraklara Yolculuk adlı tamamlanmamış ve Anhella, Lilla Weneda'nın ve Beniowski adlı tamamlanmış şiirlerin de yazarıydı.
Mickiewicz ve Słowacki dışında, üç büyük romantik ozandan üçüncüsü, Zygmunt Krasiński'ydi. İlahi olmayan komedi, Geleceğin mezmurları, Irydion ve Konrad Wallenrod eserlerini kaleme alan Krasiński, devrim karşıtı bir tutum sergilemiş ve bu nedenle Juliusz Słowacki ile polemiğe girmiştir. Polemiği ateşleyen Geleceğin mezmurları'na cevaben Słowacki, Krasiński'yi insani gelişmenin kaçınılmaz aşamasından (yani devrimden) korkmakla suçladığı Geleceğin Mezmurlarına bir yanıt adlı kaleme almıştır.
Diaspora romantik Polonya edebiyatında en büyük yazar, yaşamı boyunca hafife alınan ve yanlış anlaşılan Kıbrıslı Kamil Norwid'dir. Kamil Norwid yalnızlık ve unutulmuş bir şekilde ölse de Genç Polonya döneminde keşfedildi. En seçkin eserleri arasında Verona'da, General Bem Anısına Bir Cenaze Rapsodisi, Vatandaş John Brown'a ve Beyaz Trajedi vardır. Norwid ayrıca deneme ve kısa öyküler de kaleme almıştır. Eserlerinin çoğu ölümünden yıllar sonra yayınlandı.
Yukarıda bahsedilenlere ek olarak, sürgünde Józef Bohdan Zaleski, Konstanty Gaszyński, Stefan Garczyński, August Antoni Jakubowski, Seweryn Goszczyński, Michał Czajkowski gibi şairler ve şairlerin yanı sıra Maurycy Mochnacki ve Zygmunt Miłkowski gibi düzyazı yazarları da vardı.
1831 sonrası
Polonya şiirinde önde gelen figür, romantizm çağına uygun metafizik ve tarihsel felsefi yazılarıyla tanınan ve en çok komedi yazarı olan Aleksander Fredro'ydu. Onun dramaları dünyaya ve insanlara uzaklıkla eleştirilimiştir. Fredro aynı zamanda Üçe üç adlı günlüğün de yazarıydı.
1848 Devrimleri'nin arifesinde, esas olarak Çar I. Aleksandr'ın gayri meşru oğlu Gustav Ehrenberg (en ünlü şiiri Ulus kavga ettiğinde) ve Ryszard Berwiński tarafından temsil edilen, şiirde devrimci bir eğilim güçlü bir şekilde gelişti. Bu iki şairin yanında Jeremy'nin şikayetleri, Maraton ve Chorał eserlerinin yazarı Kornel Ujejski'de bu akımın parçasıdır. Ocak Ayaklanması'nda ölen Mieczysław Romanowski vatansever şiirler yazdı. Varşova Çingeleri adlı dergide toplanan Włodzimierz Wolski, Roman Zmorski, [[Józef Bohdan Dziekoński, Władysław Syrokomla ve Lucjan Siemieński, Polonya romantizmine ayrı bir çerçeve çizmiştir. Polonya romantizminde halk folklorundan esinlenen sanatçılar ayrı bir yer işgal etti. Bunların en göze çarpanı Lirenka adlı eseri kaleme alan şair Teofil Lenartowicz'di. Lenartowicz'in yanında Oskar Kolberg ve Kazimierz Władysław Wóycicki'de bulunmaktadır.
Polonya ulusal düzyazısında lider, Polonyalıların birçok neslinin tarih öğrendiği ve Eski bir peri masalı, Kontes Cosel, Masław, Sigismund'un zamanları, Ulana Eski Şehrin Çocuğu ve Szalona gibi çok sayıda romanın yazarı olan Józef Ignacy Kraszewskidir. Diğer düzyazı yazarları arasında Henryk Rzewuski (Soplica'nın hatıraları, Listopad), Narcyza Żmichowska (Poganka), Walery Łoziński (Büyülü konak), Zygmunt Kaczkowski (Nieczujów'un Sonu, Murdelio), Józef Korzeniowski (Akrabalar, Spekülatör), Józef Dzierzkowski (Salon ve Sokak) ve Ludwik Sztyrmer'de (Merhum Terliğin Romanları) bulunmaktadır.
Kaynakça
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 14 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Mayıs 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2021.