İçeriğe atla

Roma Statüsü

Roma Statüsü taraf ve imzacı ülkeler. Yeşil Renk: Taraf ülkeler | Sarı Renk: İmzalayan ancak onaylamayan ülkeler | Mor Renk: Daha sonra üyeliğini geri çeken taraf ülkeler (Filipinler ve Burundi) | Turuncu Renk: Daha sonra imzasını geri çeken imzacı ülkeler | Kırmızı Renk: Taraf ve imzacı olmayan ülkeler

Roma Statüsü; 15 Haziran 1998 - 17 Temmuz 1998 tarihleri arasında toplanan Birleşmiş Milletler Konferansı'nın İtalya'nın başkenti Roma'da karara bağladığı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Kuruluş Statüsü'dür. Uluslararası anlaşmalar genellikle statü olarak adlandırılır ve söz konusu belge günlük kullanımda Roma Statüsü olarak geçer. Anlaşma için yapılan oylamada 160 oy kullanılmış; 120 kabul, 21 çekimser, 7 karşı oy verilmiş ve oy çokluğu ile kabul edilmiştir.[1]

Kaynakça

  1. ^ Kurşun, Günal. 101 SORUDA ULUSLAR ARASI CEZA MAHKEMESİ (PDF). 11 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Temmuz 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi</span> Türkiyedeki en yüksek yargısal devlet organı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye'de anayasal denetimi yürüten en yüksek yargı organıdır. Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Görevleri, Türkiye Anayasası'nın 148. ve 153. maddeleri arasında belirtilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Savaş suçu</span> Savaş kanunlarının ihlali sonucu ortaya çıkan durum

Savaş suçu, askerî veya sivil, kişi veya kişilerin, savaş kanunları ihlâli için uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçtur. Bunlar özellikle, sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması veya zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi ya da kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel kişilerin mallarının yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması gibi eylemleri kapsamaktadır. Devletler arası çatışmalarda savaş kanunlarının her ihlâli bir savaş suçu sayılmaktadır, ama devlet içi çatışmalarda yer alan ihlâller savaş suçu sayılmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi</span> İkinci Dünya Savaşının sonunda bir dizi askeri yargılama

Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi veya Nürnberg mahkemeleri, Ekim 1945'te, ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Sovyetler Birliği'nin açtığı dava. Almanya'nın Nürnberg şehrinde yapıldığı için bu isimle anılmıştır. Nazi liderlerine karşı suçlama 4 noktada toplanıyordu: Barışa karşı suç, insanlığa karşı suç, savaş suçları ve ilk üç noktada listelenen suç eylemlerinin ''ortak bir plan ve komplo süreci ile gerçekleştirilmesi.'' 216 oturum süren yargılamalar 1 Ekim 1946 tarihinde sona erdi ve üçü beraat eden, 22'si için idam cezası istenen 24 sanık şu cezalara çarptırıldı: Daha hafif suçlamalarla yargılananlardan 4 kişi 10 ile 20 yıl arasında hapis cezası aldı: Karl Dönitz, Baldur von Schirach, Albert Speer ve Konstantin von Neurath. Üçü ömür boyu hapse mahkûm edildi: Rudolf Hess, Walter Funk ve Erich Raeder. On ikisi hakkında idam cezası verildi ve bunlardan Hans Frank, Wilhelm Frick, Juluis Streicher, Alfred Rosenberg, Ernst Kaltenbrunner, Joachim von Ribbentrop, Fritz Saucker, Alfred Jodl, Wilhelm Keitel ve Arthur Seyss 16 Ekim 1946 tarihinde idam edildi. Firardaki Martin Bormann'a yokluğunda idam cezası verildi. Hermann Göring ise asılmasına saatler kala zehir içerek kendi hayatına son verdi.

İşkenceye Karşı Komite, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10 Aralık 1984 tarih ve 39/46 sayıyla kabul edilmiş olan Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme'ye uyarınca, anlaşmaya tabi olan devletler tarafından seçilen komitedir. Sözleşme'nin II. Bölüm'ü Komite üyelerinin sayısını, seçilme yönntemini, görev süresini ve görev ve işlevlerini içeren maddelerden oluşur. 17 maddeye göre komite 10 üyeden oluşur. Her bir Taraf Devlet en fazla iki aday ile seçime katılabilir. Seçim gizli oyla yapılır. Komite üyeleri 4 yıl için seçilirler, her iki senede bir görevi biten beş üye için yeni seçim yapılır, daha önceki üyeler, tekrar aday olabilirler. Madde 18'e göre Komite Üyeleri mutlak çoğunluk ile kararı alabilirler. 19 madde raporları düzenler, buna göre Taraf Devletler, anlaşma yürürlüğü girdikten sonra bir sene içinde anlaşma hükümlerini yerine getirebilmek için aldıkları önlemleri açıklayan rapor verirler. Üyelik boyunca her 4 yılda bir ve Komite'nin talebi olduğunda da rapor vermekle yükümlüdürler. Ayrıca somut olaylara yönelik raporlar ve bunlara komite'nin verdiği yanıtlar düzenli olarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları yüksek Komiseliği 14 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.'nin sitesinde yayınlanmaktadır. Madde 20'de Komite sistematik işkence olduğu kanısına vardığı durumunda izlenecek prosedürün ana hatları verilmektedir. Böyle bir durum da, üye veya üyeler gizli araştırma yapmak ve rapor hazırlamak üzere görevlendirilebilir. İlgili devletlerin işbirliği istenir ve gerektiğinde ziyaretler yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Ceza Mahkemesi</span> hükûmetlerarası örgüt ve uluslararası mahkeme

Uluslararası Ceza Mahkemesi, kuruluş belgesi Roma Statüsü olan, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası "Ev Sahipliği Anlaşması" yaptığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmaktadır. Mahkemeye 124 ülke taraf olmuştur.

Uluslararası ceza hukuku, uluslararası hukuk kapsamında bireylerin cezaî sorumluluğunu doğrudan düzenleyen normların bütününü tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Uluslararası hukuk suçları soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçudur. Bu suçlar söz konusu olduğunda, etkilerinin tek bir devletin ötesine geçtiği ve dolayısıyla uluslararası toplumun bir bütün olarak sorumluların yargılanmasında çıkarı olduğu varsayılır.

<span class="mw-page-title-main">Radovan Karadžić</span> Sırp cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı ve savaş suçlusu Bosnalı sırp siyasetçi

Radovan Karadžić, Bosnalı Sırp siyasetçi, psikiyatrist ve şairdir. Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarından mahkûm edildi. Bosna Savaşı sırasında Sırp Cumhuriyeti'nin başkanıydı.

<span class="mw-page-title-main">Ömer el-Beşir</span>

Ömer Hasan Ahmed el-Beşir, Sudanlı asker ve siyasetçi. 1989-2019 yılları arasında Sudan devlet başkanı ve Ulusal Kongre Partisi'nin lideri. 1989'da tuğgeneral rütbesiyle görev yaptığı Sudan ordusu kansız bir darbeyle hükûmeti devralmış, Ekim 1993'te cuntanın kendisini feshetmesinden sonra devlet başkanlığına getirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Soykırım Sözleşmesi</span>

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş ve Ocak 1951'de yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, avukat Raphael Lemkin tarafından Simele Katliamı, Holokost ve Ermeni Kırımına atfedilen soykırım terimini yasal olarak tanımlamaktadır. Sözleşmeye taraf ülkeler, soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmakla yükümlüdürler. Sözleşmeyi şu ana dek onayan ülke sayısı 140'tır.

Hasan Iğsız Türk asker. Eski 1. Ordu Komutanı.

<span class="mw-page-title-main">İnsanlığa karşı suçlar</span> savaş yasalarının ciddi bir ihlalini oluşturan devlet destekli eylem

İnsanlığa karşı suçlar, fiili bir otorite, genellikle bir devlet tarafından veya onun adına işlenen ve insan haklarını ağır biçimde ihlal eden, yaygın veya sistemik suç eylemleridir. Savaş suçlarından farkı, savaş dışında da işlenebilen, bireysel olmayan eylemler olmasıdır. Suçun resmi bir politikanın parçası olması gerekmiyor ve yalnızca yetkililer tarafından hoş görülmesi yeterlidir.

<span class="mw-page-title-main">Kutsal Makam</span> Katolik Kilisesinin Piskoposluk Yönetimini ile Vatikanı yönetmek için piskoposlarca yönetilen bir yetki alanı oluşumu

Santa Sede (Latince: Sancta Sedes) veyahut Papalık Makamı; Batı Avrupa dillerinde "Aziz Sandalye", "Apostolik Makam", "Kutsal Koltuk" olarak adlandırılır. Bu isimlendirme Vatikan'ın devlet pozisyonunu belirleyen resmi isimlendirmesidir. Nihayetinde Roma’da bulunan Katolik Kilisesi'nin Piskoposluk Yönetimi'ni içerir ve devleti yönetmek için piskoposlarca yönetilen bir yetki alanı oluşumudur. Bu isimlendirme ise; Papa ile beraber Devlet Sekretaryasını, farklı Kongregasyonlarını ve papalık konseylerini içerir. Bütün bu sistemin başında bulunan kişiye de 'Başpiskopos' denir ve bu haliyle 'Papa'ya işaret etmektedir. Kısaca, Papalık Makamı, Katolik Kilise'sinin merkezi yönetimi olarak kabul edilebilir ve nihayetinde alışılagelen en basit isimlendirmesiyle buna Vatikan denilir.

Mehmet Akarca Türk hukukçu. Eski Yargıtay Başkanı.

Perinçek-İsviçre Davası, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile İsviçre Federal Hükûmeti adına İsviçre arasında Ermeni Soykırımı'nın inkârı üzerine 2007-2015 yılları arasında süren yargı süreci. 15 Ekim 2015 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi tarafından açıklanan kesin karar ile Doğu Perinçek'in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedildi ve İsviçre Devleti mahkûm edildi.

<span class="mw-page-title-main">Benjamin Ferencz</span> Amerikalı avukat

Benjamin Berell Ferencz, Macar asıllı bir Amerikalı avukat. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Nazi savaş suçlarının araştırmacısı ve Birleşik Devletler'in Nürnberg kentinde bulunan yetkililer tarafından düzenlenen on iki askeri dava olan Einsatzgruppen Davasında ABD Ordusu Başsavcısı olarak görev yapıyordu. Daha sonra uluslararası bir hukuk devleti ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurulmasını savundu. 1985-1996 yılları arasında Pace Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü oldu.

<span class="mw-page-title-main">Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme</span> 26 Haziran 1987 tarihinde yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme

Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 10 Aralık 1984 tarihli oturumunda 39/46 sayılı kararla kabul edilmiş ve 26 Haziran 1987 tarihinde yürürlüğe girmiş sözleşmedir. Bu protokol, insan hakları ihlalleri olduktan sonra müdahale etme mantığı üzerine kurulmuştur.

Selahaddin Menteş, Türk hakim. Anayasa Mahkemesi üyesi.

<span class="mw-page-title-main">Vuk Jeremić</span> Sırp siyasetçi

Vuk Jeremić, Sırp diplomat, eski Sırbistan Dışişleri Bakanı ve Eylül 2012 ve Eylül 2013 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun altmış yedinci oturum Başkanı. Jeremić, Belgrad doğumludur ve karma bir Hristiyan ve Müslüman hanede yetişmiştir. Babası, devlete ait tanınmış bir petrol şirketinin CEO'suydu ve annesi, Holokost sırasında Yahudileri kurtarmaları nedeniyle ölümünden sonra iki üyesi Yad Vashem tarafından Uluslararası Dürüstlerden ilan edilen tanınmış bir partizan aileden geliyordu. 1990'ların başında, henüz gençken, Jeremić ve ailesi, ülkenin komünist hükûmetinin düşmesinden sonra Yugoslavya'dan ayrılmak zorunda kaldılar. Jeremić sırasıyla 1998 ve 2003 yıllarında Cambridge ve Harvard'dan mezun oldu ve 1990'larda demokrasi yanlısı çeşitli öğrenci hareketlerinde aktif olarak yer aldı. 2000'li yılların başlarında, New York Times'ın Sırbistan'ın "en batıya yakın hükümeti" olarak gördüğü Başkan Boris Tadić'in hükûmetine danışman olarak katıldı. Mayıs 2007'de Tadić halen görevdeyken, Jeremić Dışişleri Bakanı olarak atandı. Görev süresi boyunca Sırbistan'ın Kosova'nın tek taraflı ayrılmasına karşı ateşli bir muhalefete öncülük etti, Sırp makamları bir dizi savaş suçu zanlısını tutukladı ve Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne iade etti ve Sırbistan ile Batı arasındaki ilişkilerde önemli bir iyileşme oldu. Avrupa Birliği 2009'da Sırbistan vatandaşlarına yönelik tüm vize kısıtlamalarını kaldırdı ve 2012'de aday ülke ilan etti.

Cinsiyet suçlarının kovuşturulması, tecavüz ve diğer cinsel şiddet suçlarının kovuşturulmasına yönelik yasal işlemlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Roma vatandaşlığı</span> Antik Romada vatandaşlık

Antik Roma'da vatandaşlık özgür bireylerin yasalar, mülkiyet ve yönetim ile ilgili olarak elde ettiği ayrıcalıklı siyasi ve hukuki bir statüdür.