İçeriğe atla

Rollo May

Rollo May
Rollo May (1977)
Doğum21 Nisan 1909(1909-04-21)
Ada, Ohio
Ölüm22 Ekim 1994 (85 yaşında)
Tiburon, California
MeslekPsikolog
MilliyetABD
Dönem20. yy
KonuPsikoloji, Varoluşçuluk, Psikoterapi

Rollo May (21 Nisan 1909 - 22 Ekim 1994), Amerikalı varoluşçu psikolog. Varoluşçu felsefenin yanı sıra humanist psikolojinin de önemli isimlerinden biri olarak bilinir. Türkçeye Kendini Arayan İnsan ve Yaratma Cesareti isimli kitapları çevrilmiştir. Rollo May, teolog Paul Tillich'in yakın arkadaşlarındandır. Yaratma Cesareti (The Courage to Create) ismini Paul Tillich'in Varolma Cesareti (The Courage to Be) isimli eserine referansla koymuştur.[1]

Biyografi

May, Ohio eyaletindeki Ada'da 1909 yılında doğmuştur. Bir süre Ohio eyaletinde yaşadıktan sonra beş erkek kardeşi ve bir kız kardeşi ile birlikte Michigan'a yerleşmiştir. Çocukluk döneminde ebeveynleri boşanmış ve ablasına şizofreni teşhişi konulmuştur. 1930 yılında Oberlin Üniversitesinden mezun olmuş ve bir süre boyunca Yunanistan'da öğretmen olarak çalışmıştır. Yunanistan'da çalışırken yaz aylarında Viyana'ya giderek Adler ile çalışmıştır. Daha sonra Union Teological Seminery üniversitesinde din alanında eğitim almış sonrasında psikoloji alanına geçiş yapmıştır. Klinik psikoloji alanında doktora Columbia Üniversitesi'ndeki Öğretmenlik Yüksekokulu'ndan 1949 yılında almıştır. Doktora eğitiminden sonra New York'ta kendi çalışma yerini açmıştır, ayrıca William Alanson Enstitüsü'nde analist ve süpervizör olarak çalışmıştır. May aynı zamanda San Francisco'daki Saybrook Lisansüstü Eğitim ve Araştırma Merkezi'nin kurucularından ve öğretim üyelerinden birisidir. Doktora eğitimi sırasında iki yıl sanatoryumda kalmasına neden olan tüberküloza yakalanmış, iyileşme döneminde zamanını geçirmiştir. Bu süre içinde Kaygının Anlamı (1950) adlı kitabını yazmıştır.[2] 1994'ün ekimindeki ölümünden önceki son yıllarını San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki Tiburon'da geçirmiştir.

Çalışmaları

Rollo May, Amerikan hümanizminden etkilenmiştir ve varoluşçu psikolojiyi başta Freud'unki olmak üzere diğer felsefi yaklaşımlarla birleştirerek yeni bir yaklaşım yakalamaya çalışmıştır.

Aynı zamanda Rollo May, Otto Rank'i varoluşçu psikoterapinin en önemli öncülerinden biri olarak görmüştür. Ölümünden kısa bir süre önce May, Rank'in derslerinin Robert Kramer tarafından derlendiği bir esere yazdığı önsözde, "Otto Rank'i, uzun bir süredir Freud'dan etkilenen büyük ama keşfedilmemiş bir dahi olarak görüyorum." demiştir.[3]

May kişilik gelişiminde bazı "aşamalar" tespit etmiştir:

  • Masumluk - yeni doğanın ego ve öz bilinçlilik öncesi içinde bulunduğu aşamadır. Masumluk aşamasındaki biri yalnızca yapması gerekeni yapar. Buna karşın, gereksinimlerini karşılayacak seviyeye kadar etkin olan bir iradeye de sahiptir.
  • İsyankarlık - isyankar insan özgürlüğünü istemektedir; ancak özgürlükle birlikte gelecek olan sorumluluğa ilişkin yeterli bir kavrayış geliştirememiştir.
  • Karar verme - birey bu aşamada yaşamının, ailesinden daha bağımsız duruma gelmek ve "sıradan aşama"ya geçmek gereksinimini duyduğu bir geçiş aşamasındadır. Bu aşamada birey yaşamında ne istediğine karar vermeli ve isyankarlık çağında duyduğu isyan gereksinimini karşılamalıdır.
  • Sıradanlık - olağan yetişkin egosunun sorumluluk anlayışını geliştirdiği - yine de sorumluluğu fazla "ağır" bulduğu - ve bu yüzden de uyum sağlamakta ve geleneksel değerlerde bir güvenlik duygusunu aradığı aşamadır.
  • Yaratıcılık - bireyleşmiş yetişkinlik, varoluş aşaması; kendini gerçekleştirmenin ve basit egosantrikliğin ötesine geçilen aşama.

Yine de, bunlar alışageldiğimiz anlamıyla "aşama"lar değildir. Bir çocuk kimi zamanlar masumluğun, sıradanlığın ve yaratıcılığın niteliklerini taşıyabileceği gibi bir yetişkin de isyankarlık durumunda olabilir. Aşamaların yaşlarla ilişkilendirilmesindeki tek etken önemliliktir. İsyankarlık iki yaşındaki bir çocuk veya bir ergen için diğer yaşlardan daha fazla önem taşımaktadır.

Kaynakça

  1. ^ Rollo May, Yaratma Cesareti, sayfa 36. Metis Yayınları, 2001, İstanbul.
  2. ^ Gerald Corey, Psikolojik Danışma, Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları, sayfa 170. Mentis Yayınları, 2015, Ankara.
  3. ^ Rank, 1996. Sayfa xi

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">William James</span> Amerikalı filozof ve psikolog (1842–1910)

William James, psikolojide işlevselcilik hareketinin öngörücüsü, pragmatizmin öncüsü Amerikalı filozof ve psikologdur.

<span class="mw-page-title-main">İbn Haldun</span> Arap tarihçi, düşünür ve sosyolog (1332–1406)

İbn Haldun, modern tarihyazımının, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisidir. Ayrıca İslam aleminde Liberalizm ilkelerini kitaplarında bulunduran ilk Müslüman düşünür. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı. Tunus ve Fas'ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır'da çalıştı. Kuzey Afrika'nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden oldu. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı aranan bir devlet adamı ve danışman oldu. Mısır'da 6 defa Maliki kadılığı yaptı. Şam'ı işgal eden Timur ile görüşmesi bir fatih ile bir bilginin ilginç buluşması olarak tarihe geçti.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Adler</span> psikiyatrist

Alfred Adler, bireysel psikoloji ekolünün kurucusu, Yahudi Avusturyalı psikiyatrist. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biridir. Adler, bireyin yeniden uyum sürecinde sosyal unsurun önemini vurgulayan ve psikiyatriyi topluma taşıyan ilk kişi olmuştur. 2002'de yayınlanan A Review of General Psychology araştırması, Adler'i 20. yüzyılın en seçkin 67. psikoloğu olarak sıraladı.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Reich</span> Macar-Amerikalı ruhçözümcü (1897 – 1957)

Wilhelm Reich, Avusturyalı-Amerikalı psikiyatrist ve psikanalist, psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri, Faşizmin Kitle Psikolojisi ve Kişilik Çözümlemesi gibi çok bilinen ve dikkate değer kitapların yazarı, Sigmund Freud'un öğrencilerinden biri, Carl Gustav Jung ve Alfred Adler'in tersine Sigmund Freud'un cinsellikle ilgili tezlerini daha ilerilere götürmeye çalışmıştır.

Psikiyatri ya da ruh hekimliği, ruhsal durumların teşhisi, korunması ve tedavisine adanmış tıbbi uzmanlık alanıdır. Bunlar ruh hali, davranış, bilişsellik ve algılarla ilgili çeşitli konuları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Ali Şerîatî</span> İranlı sosyolog ve düşünür (1933–1977)

Ali Şerîatî, İranlı Müslüman sosyolog, düşünür ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Psikanaliz</span> Freudun çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesi

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Daniel Dennett</span> Amerikalı filozof

Daniel Clement Dennett, Amerikalı filozof ve bilişsel bilimcidir. Araştırmaları genellikle zihin felsefesi, bilim felsefesi ve biyoloji felsefesi üzerine odaklanmıştır, özellikle evrimsel biyoloji ve bilişsel bilimle ilişkisini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Kötülük problemi</span> Gereksiz Acı Argümanında olduğu gibi Kötülüğün ve mutlak iyi olan Tanrının nasıl bağdaştığına ilişkin felsefi bir sorun

Epikür Paradoksu, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan bir Tanrı'nın varlığının nasıl bağdaştığı şeklindeki bir sorudur. Sorunu ilk olarak Epikür mantıksal bir formül ile ortaya koymuş, o zamandan beri de felsefe ile hiçbir ilişkisi olmayan kişilerden filozoflara kadar hemen herkesin zihnini meşgul etmiştir.

Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.

Fizyolojik psikoloji, kontrollü deneylerde insan dışı hayvan deneklerin beyinlerinin doğrudan manipülasyonu yoluyla sinirsel algı ve davranış mekanizmalarını inceleyen davranışsal sinirbilimin bir alt bölümüdür. Bu psikoloji alanı beyin ve insan davranışlarını incelerken ampirik ve pratik bir yaklaşım gerektirir. Bu alandaki çoğu bilim insanı, zihnin sinir sisteminden kaynaklanan bir fenomen olduğuna inanmaktadır. Fizyolojik psikologlar sinir sisteminin mekanizmaları hakkında çalışarak ve bilgi edinerek insan davranışı hakkında birçok gerçeği ortaya çıkarabilirler. Biyolojik psikolojideki diğer alt bölümlerin aksine, psikolojik araştırmanın ana odağı beyin-davranış ilişkilerini tanımlayan teorilerin geliştirilmesidir.

Bu liste dikkate değer psikologları ve psikoloji alanında önemli katkıda bulunan insanları gösterir. Liste söz konusu olan kişilerin soyadlarının alfabetik sıralanması sonucu oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Nefret</span> Derin ve duygusal aşırı beğenisizlik

Nefret, bir duygudur. Bazı insanlara veya fikirlere karşı kullanılabilecek kızgın veya küskün bir duygusal tepkiye neden olabilir.

Ego ölümü, "öznel öz kimliğin tamamen kaybıdır". Terim, birbiriyle ilişkili anlamlarla birlikte çeşitli iç içe bağlamlarda kullanılır. Analitik psikolojide, psişenin temel bir dönüşümünü ifade eden psişik ölüm ile eşanlamlı terim olarak kullanılır. Ölüm ve yeniden doğuş mitolojisinde, ego ölümü, Joseph Campbell tarafından Monomit mitolojisi üzerine yaptığı araştırmada tanımlandığı gibi, kendine teslim olma ve geçiş aşamasıdır. Bu dünya mitolojisinde tekrarlanan bir temadır ve aynı zamanda çağdaş batı düşüncesinin bazı kollarında bir metafor olarak kullanılır.

James William Fowler, Amerikalı ilahiyat profesörü. İnanç gelişimi teorisi ile tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Psikoterapinin tarihi</span>

Modern, bilimsel psikoloji genellikle 1879'da Wilhelm Wundt tarafından ilk psikolojik kliniğin açılışına dayansa da, zihinsel sıkıntıyı değerlendirmek ve tedavi etmek için yöntemler yaratma girişimleri çok daha önce vardı. Kaydedilen en eski yaklaşımlar, dini, büyüsel ve/veya tıbbi bakış açılarının bir kombinasyonuydu. Bu tür psikolojik düşünürlerin ilk örnekleri arasında Patanjali, Padmasambhava, Rhazes, Avicenna ve Rumi bulunmaktadır.

Laura Perls, Gestalt psikoterapi okulunun kurulmasına yardımcı olan, Almanya doğumlu ünlü bir psikolog ve psikoterapistti. Aynı zamanda ünlü bir psikoterapist ve psikiyatrist olan Friedrich (Frederick) Perls'in karısıydı.

Bazı gözlemciler[kim?] varoluşçuluğun anarşizm için felsefi bir zemin oluşturduğuna inanmaktadır. Anarşist tarihçi Peter Marshall, "varoluşçuların birey, özgür seçim ve ahlaki sorumluluk üzerindeki vurgusu ile anarşizmin temel prensipleri arasında yakın bir bağlantı olduğunu" iddia ediyor.

<span class="mw-page-title-main">Pozitif psikoterapi</span>

Pozitif psikoterapi, psikiyatrist ve psikoterapist Nossrat Peseschkian ve çalışma arkadaşları tarafından 1968'den itibaren Almanya'da geliştirilen bir psikoterapi yöntemidir. PPT, hümanistik psikodinamik psikoterapinin bir biçimidir ve insan doğasının pozitif bir anlayışına dayanır. Hümanistik, sistemik, psikodinamik ve bilişsel-davranışçı unsurları içeren bütünleştirici bir yöntemdir. 2014 yılı itibarıyla yirmi ülkede merkezleri ve eğitimleri mevcuttur. Pozitif psikoloji ile karıştırılmamalıdır.