Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.
Émile Durkheim, Fransız sosyolog, sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır.
Talcott Parsons, Amerikalı sosyolog.
Toplumsal grup, üyeleri arasında etkileşim olan, ortak amaç ve çıkarlara sahip, belirlenen değer ve normları paylaşan insanların birlikteliğini ifade etmektedir. Toplumsal grup, hem sosyal psikolojinin hem de sosyolojinin çalışma konularından biridir. Bununla birlikte, psikologların ve sosyologların toplumsal grubu ele alış biçimleri farklılık göstermektedir.
Kent sosyolojisi, tanım olarak Batı'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış olan disiplinin adıdır. Sosyoloji disiplinleriyle aynı zemini paylaşmakla birlikte büyük ölçüde bu disiplinlerden ayrılan yönlere sahip olarak şekillendi. Kent sosyolojisinin ana sorunu ya da meselesi, modern kent toplumlarının yapısal özelliklerini ve sorunlarını anlamaya çalışmak olarak şekillenmiştir. Buna göre, kent sosyolojisi alanı içinde, belirli bir yöntemsel tercihle araştırmacılar, kentte meydana gelen sosyal gruplaşmaları, bu grupların birbirleriyle olan ilişkilerini, etkileşim ve çatışmalarını, kentsel kurumlaşmaları ve örgütlenme biçimlerini, demografik dağılımın sosyal bağlantılarını ve söz konusu grupların kent sosyal yaşamına uyum problemlerini vb. ele alıp irdeleyebilirler.
Toplum ya da cemiyet, bir arada yaşayan canlıların oluşturduğu topluluktur. Sosyolojide toplum, onu oluşturan canlıların basit bir toplamından ziyade, farklı biçimler ve özellikler gösterip özgün olan ve nesnel yasalar gereğince insanların maddi üretim içindeki gündelik hayat faaliyetleriyle ve sınıfsal savaşımıyla değiştirilen ve gelişen ilişkilerden oluşan sisteme denir. Bir nevi örgütlenmedir.
Georg Simmel, Ferdinand Tönnies ile birlikte Alman Sosyolojisi'nin kurucularından biri olan sosyolog, filozof ve eleştirmen.
İşlevselcilik (İngilizce:Functionalism), Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde esas olarak en derinde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine; özellikle istikrarlı, kararlı toplum yapısı üzerine odaklanır. İşlevselcilik, yaklaşımın diğer öğretileri ile beraber ana sosyolojik yaklaşımdır. Tıpkı çatışmacı kuram ve etkileşimcilik gibi. İşlevselcilik, önce Emile Durkheim ile şekillenmiş daha sonra ise yakın yüzyılda Talcott Parsons tarafından geliştirilmiştir. Aynı zamanda 20. yy. sosyologları tarafından da kurama çok önemli katkılar yapılmıştır ve bu yaklaşım 1970'lere kadar, yani yeni ve eleştirel argümanlarla karşılaşıncaya kadar popüler etkinliğini sürdürmüştür.
Daniel Bell, Amerikalı sosyolog. New York doğumlu olan Daniel Bell, New York City College'de ve Columbia Üniversitesi'nde öğrenim görmüştür. Gazetecilik de yapan Bell, Chicago Üniversitesi'nde asistanlık yaparak başladığı akademik kariyerine, Columbia ve Harvard Üniversitesi'nde sosyal bilimler profesörü olarak devam etmiştir. Bell'in çalışmaları sosyolojiye, özellikle de toplumsal değişme, modernite, kapitalizmin gelişimi ve Batı kültürünün çalışmaları konularında önemli katkılar sağlamıştır. Kitapları arasında İdeolojinin Sonu, Sanayi Sonrası Toplumun Gelişi', Kapitalizmin Kültürel Çelişkileri yer almaktadır.
Pitirim Alexandrovich Sorokin Rus asıllı Amerikalı sosyolog. C. W. Mills gibi, Talcott Parsons'ın kuramlarının sesli muhalifidir. Toplumsal çevrim kuramına katkısı en fazla bilinen sosyologdur ve bütüncül yaklaşımı benimsemiştir.
Toplumsal bütünleşme, sosyoloji veya sosyal bilimlerde, etnik azınlıklar, mülteciler veya toplumları oluşturan ana akım dışında kalan, sosyal haklardan mahrum bırakılmış bir topluluğun veya azınlık gruplarının hareketleridir.
Anomi, suç ve suçluluk konularında araştırmalar üzerine kurulmuş bir teori olup toplumun bireylerinin az kültürel ve ahlaki rehberlik almasını tarif eder. Toplumun bireyle olan sosyal bağının kopması tanımıdır. Örnek olarak haksız yönetim sonucunda sosyal kimliğin bireysel düzeye inerek ufak parçalara indirgenmesi ve bireyin toplum değerlerine karşı gelmesi verilebilir.
Tülay Uğuzman; sosyolog, halkbilimci.
Çatışma teorileri, toplumu içindeki farklı gruplar arasındaki eşitsizliklere odaklanarak inceler. Toplumu oluşturan gruplar arasındaki rekabetten kaynaklanan çıkar çelişkisini ele alan, çatışmanın toplumun gelişimi açısından önemli bir yeri olduğunu dile getiren teori. Toplumların genel yapısını çözümleyen bir yaklaşım olarak, işlevselciliğe karşı oluşturulmuştur. İçinde üç kabulü bulundurur:
- İnsanların istedikleri, elde etmeye çalıştıkları; ancak toplum tarafından belirlenmemiş olan ama insanların hepsinde ortak bazı temel çıkarlara sahip olduklarıdır.
- Toplumsal ilişkilerin çekirdeği olarak güç'e verilen ağırlıktır. Çatışma kuramcıları her zaman güçü yalnız az bulur ve eşitsizce bölünmüş ve dolayısıyla çatışmanın bir kaynağı olarak değil esas itibarıyla zorlayıcı olarak görülürler.
- Değerlerin ve düşüncelerin bütün toplumun kimliğini ve hedeflerini belirleyen araçlar olmaktan çok, farklı toplulukların kendi amaçlarını gerçekleştirmek üzere kullandıkları silahlar olarak görülmesidir.
Toplum, ortak bir coğrafi mekandan, kurumsallaşma davranış biçimleri sergileyen ve bir arada yaşayan bireylerden oluşmuş bir bütündür. Toplumu oluşturan bireyler arasında düzenli ilişkiler ve davranış kalıpları vardır. Davranış kalıpları, dil ve kültür sayesinde oluşur. Toplumun sahip olduğu bu davranış kalıpları zamanla değişebilir.
Theda Skocpol, Harvard Üniversitesi'nde Victor S. Thomas Yönetim ve Sosyoloji Profesörü olan Amerikalı sosyolog ve siyaset bilimci. Her iki disiplinde de etkili bir figür olan Skocpol, en çok tarihsel-kurumsal ve karşılaştırmalı yaklaşımların yanı sıra "devlet özerkliği teorisi" ile tanınır. Hem popüler hem de akademik kitle için çok sayıda yazı yazdı. Amerikan Siyaset Bilimi Derneği ve Sosyal Bilimler Tarih Derneği Başkanlığı yapmıştır.
Fei Xiaotong veya Fei Hsiao-tung, Çinli sosyolog ve insanbilimci.
Kamu sosyolojisi, akademik olmayan izleyicilerle etkileşim kurmak için sosyolojinin disiplin sınırlarını genişletmeyi vurgulayan daha geniş sosyoloji disiplininin bir alt alanıdır. Belki de en iyi, belirli bir bilimsel yöntem, teori veya bir dizi politik değerden ziyade bir sosyoloji tarzı olarak anlaşılması daha makul bir yoldur. Yirmi birinci yüzyıldan beri bu terim, 2004 Amerikan Sosyoloji Derneği (ASA) başkanlık konuşmasında kamu sosyolojisinin disipline edilmesi için ateşli bir çağrıda bulunan Berkeley sosyologu Michael Burawoy ile geniş çapta ilişkilendirilmiştir. Burawoy konuşmasında, halk sosyolojisini, öncelikle diğer akademik sosyologlara hitap etmekle ilgilenen bir sosyoloji biçimi olan "profesyonel sosyoloji" olarak adlandırdığı olguyla karşılaştırır.
Sapma veya sapma sosyolojisi, resmi kuralları ihlal eden davranışları, eylemleri araştırmaktadır. Örnek olarak sapma sosyolojisi, toplum kuralların ihlalini, suç vb. durumları ele almaktadır.[3]Sapma teriminin olumsuz bir anlamı olsa da, sosyal kuralların çiğnenmesi her zaman olumsuz bir eylem oluşturmamaktadır. Bazı durumlarda kuralların ihlal edilmesine rağmen, davranış olumlu veya toplum tarafından kabul edilebilir olarak adlandırılabilir.
Lawrence Joseph Henderson bir fizyolog, kimyager, biyolog, filozof ve sosyolog idi. 20. yüzyılın başlarında önde gelen biyokimyacılardan biri oldu. Çalışması, bir asitlik ölçüsü olarak pH'ı hesaplamak için kullanılan Henderson-Hasselbalch denklemi'ne katkıda bulundu.