İçeriğe atla

Riyazet

Riyazet, nefsin isteklerini dizginlemek amacıyla kişinin kendisine çeşitli şeyleri yasak etmesini veya onlardan kaçınmasını ifade eder.

Riyazet içinde özellikle haz veren bedensel aktivitelerin sınırlandırılması veya kontrol altında tutulması hedeflenir. Bu bağlamda riyazet, cinsel tatmin, gıda tüketimi, alkol tüketimi, sigara kullanımı, uyuşturucu kullanımı gibi aktivitelerden uzak durmayı kapsar. Riyazetin temelinde farklı motivasyonlar olabilir. Bunlar dini saiklerle benimsenen bir tercih ve kaçınma olabileceği gibi günlük yaşamı kolaylaştırıcı gerekçelere de dayanabilir. Sürekli benimsenen bir kaçınma halini belirtebileceği gibi belli koşullar altında terk edilecek bir kaçınma halini ve tercihini de ifade edebilir. Kişinin gıda tüketimini sınırlandırması sürekli bir riyazet olabilir; oysaki oruç gibi ibadetler altında bu gıda tüketmeme hali belli vakitlerle sınırlıdır. Nikâhsız cinsel birlikteliğe karşı olan bir kişi, nikâh sonrası bu riyazeti terk eder. Bir çeşit arınma, kontrol etme ve iradi uzak durma çabası olarak değerlendirilebilecek riyazet, tasavvufta da mutasavıffın yemek yeme, uyuma, konuşma gibi temel dürtülerine dahi karşı koyma gibi yöntemlerle nefsini denetleme çabasını da ifade eder.

Dini riyazet

Dini riyazette amaç iç yolculuk ile kuralları tatbik etmek ve manevi olgunluğa erişmektir.[1][2][3] Dini yasakların riyazet olabilmesi için kişisel bir muhasebe ve mücadele gereklidir ve bu yasakların veya kısıtlamaların iradi olarak benimsenmesi ve uygulanması gereklidir. Tasavvufta ise nefis terbiyesi olarak özetlenmektedir.[4]İslam'a göre riyazetin kapsamına domuz eti yememek, içki içmemek, nikâhsız cinsel birliktelikten yani zinadan kaçınmak, uyuşturucu kullanmamak gibi yasaklar girer. Ayrıca Ramazan ayında farz orucu tutarken orucu bozacak şeylerden kaçınmak da geçici bir riyazet örneğidir. Bunun yanında helal yemek, yalan söylememek, tecessüs etmemek, başkasının hakkına tecavüz etmemek gibi davranışsal riyazet çeşitleri de vardır. Manevi haz için dünyevi hazlardan uzak durmak çilecilik olarak adlandırılır. Farklı inançlardaki oruç pratikleri de riyazet kapsamına girer. Yahudilerin Kefaret Günü olarak adlandırdığı Yom Kippur'da oruç tutma, deri ayakkabı giymeme, yıkanmama, koku sürmeme ve cinsel birliktelikten kaçınma gibi uygulama ve kısıtlamaları vardır. Hinduların Ekdaşi gününde oruç tutması da oruç benzeri bir riyazet örneğidir. İslam'da olduğu gibi Hristiyan inancında da nikâh öncesi cinsel birliktelik yasaktır. Mormon tarikati için sağlık gerekçesi ve ruhsal disiplin amacıyla belirli gıda ve içeceklerden uzak durmak, ayda bir kez oruç tutmak dini riyazet örnekleridir. Budistler'de Anatta anlayışı, Sihler ve Hindular'ın et ve balık gibi yaşayan hayvanları tüketmekten kaçınması, Hinduların inek eti yememesi de bunun bir çeşididir. Tayland ve Myanmar'da yaygın olan bir Budizm yolu olan Theravada'da ise öğleden sonra yemek yememek, para kabul etmemek bir örnektir. Jainizm'de herhangi bir canlıyı öldürmekten kaçınmak veya her türlü şiddet eyleminden uzak durmak yine riyazet örneğidir.

Tıbbi riyazet

Tıbbi riyazet, tıbben alınan ancak bağımlılık yaratabilecek bir ilacın tıbbi gerekçelerle kullanılmasını bırakmayı ifade etmektedir.

Tüketimsel riyazet

Tütün ürünleri

Sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmayı ifade eder. Riyazetin iradi olması gereklidir. Devlet eliyle ve baskıyla bu tür bir uzak durmaya zorlama örneği olarak Nazi Almanyası'nda tütün karşıtı hareket tütün karşıtı bir hareket olmakla birlikte iradi olmayıp zoraki olduğu sürece riyazet örneği sayılamaz.

Uyuşturucu

Uyuşturucu kullanımından uzak durmayı ifade eder. Adsız Narkotik örgütü de uyuşturucu riyazeti için yardım sağlamaktadır.

Alkol

İçki ve alkollü ürünlerin tüketilmesinden uzak durmayı ifade eder. Teetotalizm ise alkollü içecek kullanmama veya kullanmamaya özendirme ile ilgili davranışlara denmektedir. Alkol riyazeti amacını güden Adsız Alkolikler örgütü, "içki içmeyi istememek" temelli yardımda bulunmaktadır.

Zevk ve zaman

Kişisel zevklerden ve serbest zaman kullanımından uzak durmayı ifade eden bir riyazet örneğidir. Bu iradi tercihin oluşmasına nedenler arasında hırs, kariyer hedefleri, iş hayatında yükselme ve çalışma motivasyonu bulunabilir. İş-yaşam dengesi ifadesi de özel hayat ile iş hayatına ayrılan sürelern çakışması ve birinin diğerine feda edilmesi durumuna işaret etmektedir.

Cinsel riyazet

Cinsel riyazet, cinsel aktivitelerden ve cinsel birliktelikten dini, sosyal, tıbbi, maddi, hukuki, psikolojik, felsefi veya ahlaki gerekçelerle uzak durma iradesini ifade etmektedir. Bu uzak durma hâli genellikle nikâhsız birliktelik durumuna işaret etmektedir. Bunun dışında cinsel yolla bulaşıcı hastalığa sahip birinin eşiyle veya başkasıyla cinsel ilişkiden uzak durması da tıbbi, hukuki ve ahlaki saiklerle alınmış bir cinsel riyazet örneğidir. Bazı inanç önderlerinin cinsel yolla bulaşan hastalıklarla mücadelede önceliği riyazet olmuştur.[5][6] Bazı dini veya felsefi görüşlerde uzun yıllar süren ve hatta hayat boyu benimsenen cinsel riyazet örnekleri de mevcuttur.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Yeni Şafak - Toplumsal eğitim kurumları: Tekke ve Dergahlar". 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017. 
  2. ^ "Riyazet Eğitimi İle Gerçekleşen Manevî Olgunluk, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.11,No.1,2011". 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017. 
  3. ^ [DİNLERDE İÇ YOLCULUKLAR Riyazetin Kökenine Dair - Muharrem YILDIZ, Mehmet Mekin MEÇİN]
  4. ^ TDV İslamAnsiklopedisi - Riyâzet - yıl: 2008, cilt: 35, sayfa: 143-144
  5. ^ "Papa AIDS'e çareyi açıkladı - Hürriyet- 18 Mart 2009". 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017. 
  6. ^ "NTV - BM prezervatifi Papa'ya karşı korudu". 18 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Oruç, belli bir zaman dilimi içerisinde; yiyecek, içecek veya her ikisinden de kaçınma eylemidir. Mutlak oruç ise, tüm yiyecek ve sıvılardan; genellikle önceden belirlenmiş bir veya birkaç gün kaçınma olarak tanımlanır. Diğer oruçlar, belli yiyecekler veya maddeleri sınırlayarak kısmen kısıtlayıcı olabilir. Oruç eylemi, yiyeceğin dışında cinsel ilişki ve diğer aktiviteleri de engelleyicidir.

Farz ya da “fariza”; Fıkıh bilginleri tarafından oluşturulmuş ve tanımlaması yapılmış olan bir İslâm dinî terimidir. Yine fıkıhçılar tarafından tanımlanan efâl-i mükellefînden sayılır. İslâmî anlayışta Allah'ın sözü sayılan Kur’an’da Müslümanlara yapılmasının açık bir şekilde emredildiği kurallar veya ibadetler olarak kabul edilir. Kur’an’da yapılması açık emir ve gereklilik ifade etmeyen fiiller ise vacip gibi başka kavramlar ile tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Hinduizm</span> Hindistan merkezli bir din

Hinduizm, çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır. Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şeriat</span> İslamî hukuk

Şeriat, Kur'an âyetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının (Fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dinî kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar. Tarihsel seyir içerisinde kanun ve kuralların teorik (usul) ve pratik uygulama (füru/fetva) çalışmaları ile ilgilenen ve isimleri öne çıkan kişiler adına belirli toplum ve devlet yönetimlerinin de tercihlerini yansıtan fıkıh mezhepleri ortaya çıkmış, ancak şeriat hiçbir zaman tek başına geçerli bir hukuk sistemi olmamış, Ömer veya Emevilerden itibaren "örfi hukuk" ile birlikte kullanılmıştır. Şeriat’ın "insanlar arası ilişkiler bölümü” 1850’lerden itibaren “İslam hukuku” olarak yeni bir isimle sunulmaya başlanır. İslam hukukunda yer yer modern hukukla benzer argümanlar kullanılmasına rağmen aralarında bir takım temel farklar vardır. İslam'da hukuki argümantasyon olarak -insanların birbirlerinin maddi ve manevi alanlarına girmelerini yasaklayan- hak ve -üst makamın alt grup insanlara dengeli davranmasını içeren- adalet kavramları ön plana çıkarılır. Buna göre amirler emirleri altında bulunan insanların gözetimi ve onlara karşı adaletli olmakla, yönetilenler ise onlara itaatle yükümlüdürler. Adaletten sapan amire itaat edilip edilmeyeceği tartışmalıdır. Ayrıca bu anlayışta insanlar Allah'ın kulları (İbadullah) olmakta, şeriat onlara karşı adaletli davranmayı gerektirse bile eşit davranmayı gerektirmemektedir. Şeriat ile modern hukuk arasındaki farklardan belki de en önemlisi, insanların eşit ve özgür bireyler oldukları temelinde geliştirilen modern hukuktaki insan hakları kavramına karşılık, şeriat anlayışında bireysel özgürlük kavramı bulunmamasıdır. Dinî edebiyat ve söylemlerde sıkça kullanılan özgür irade kavramı günlük yaşam tarzını seçebilmesinde değil, kader karşısında insanın uhrevi sorumluluğu bağlamındaki felsefi tartışmalarda görülür. Kur'an'da 30 ayette tekrarlanan ve İslamcılığın temel motivasyonlarından birisi olan “şeriatta kötü olarak tanımlanan durumlar için güç kullanımı kişilerin ev, elbise, beden ve ibadet–inanç gibi özel alanlarına girmeyi gerektirse bile bu kişilerin (kul) hakkına tecavüz olarak değerlendirilmez.

Helal, Dini terim. Meşru, yasal veya uygun anlamındadır. Haram teriminin zıt anlamındadır. Çoğu zaman Mübah ile eş anlamlı olarak da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Yom Kippur</span> Yahudilik için bir dinî bayram

Yom Kippur, Yahudiliğin en mukaddes bayramıdır. Var olan şahsi günahlar için Yahudiler tarafından oruç tutularak tövbeler edilir. Gregoryen takvimine göre hesaplandığında Eylül veya Ekim aylarının farklı günlerine denk gelir.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık</span> organizmaları olumsuz etkileyen anormal durum

Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.

Sanatana Dharma, Hinduizm için Sanskritçe ve diğer Hint dillerinde Vaidika Dharma ile birlikte kullanılan alternatif bir adlandırmadır. Bu terim sınıf, kast veya mezhep farkı gözetmeksizin tüm Hindulara yüklenen "ebedî" ve mutlak görevler ile dinî olarak emredilen uygulamaları ifade eder. Bu dinî uygulamaları takip eden kişiyeyse Sanatani veya Dharmi adları verilir.

Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası, bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi, kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir, ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Sekiz Aşamalı Asil Yol</span>

Sekiz Katlı Asil Yol (Pāli: Ariyo aṭṭhaṅgiko maggo, Sanskrit: Ārya 'ṣṭāṅga mārgaḥ, Budizm'de acıları sona erdiren yol olarak kabul edilir. Gautama Buddha'ya atfedilen Dört Asil Hakikat öğretisinin dördüncüsüdür.

Takıntı (Obsesyon), ruhçulukta (spiritüalizm) ve ruhbilimde (psikoloji) farklı olarak tanımlanır ve farklı kavramları ifade etmek üzere kullanılır. Psikiyatri sözlüklerinde kısaca “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Ruhçulukta ise, “bir bedensiz ruhun bir bedenliyi (insanı) hükmedecek derecede etkisi altına alması” olarak tanımlanır. Tanımlardan da anlaşılabileceği gibi, birinde obsede edici etken bir fikir olarak kabul edilir, diğerinde ise bu etken bir fikir değil, bu tür fikirleri obsedeye aşılayan canlı bir varlıktır. Obsesyon (obsession) sözcüğü Latincede “rahatsız etme” anlamında kullanılan “ obsideratum” ya da “obsidere” sözcüğünden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Zina</span>

Zina, aralarında bir nikâh bağı bulunmayan yetişkin bir erkek ile kadın arasındaki cinsel ilişkidir, ancak efendi-cariye ilişkisinde de nikah bağı yoktur ve onlar zina sayılmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Keşiş</span> evlenmeyen inzivaya çekilmiş din adamı

Keşiş, Hristiyanlık'ta evlenmemiş, manastırda yaşayan rahip ve rahibe.

Bhagavad Gita, kısaca Gita, kutsal bir Hindu metni, ve edebiyat tarihindeki ve felsefedeki en önemli metinlerden biri kabul edilir. Kabaca Bhagavat Gita'da 700 vecize vardır ve Mahabharata destanının bir parçasıdır. Bhagavat Gita'daki öğretmen, Hindularca Tanrı'nın tezahürü olarak görülen ve Bhagavan, ilahi olan, olarak hitap edilen Krişnadır.

<span class="mw-page-title-main">Ramazan</span> Hicrî takvimin 9. ayı, Müslümanların oruç tuttuğu ay

Ramazan, hicrî takvime göre 9. ay ve İslam inancına göre Muhammed'e Kur'an ayetlerinin inmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca oruç tutulmaya ve terâvih namazının kılınmaya başlandığı aydır. Bu ayda oruç tutmak, İslam'ın beş temel şartından biridir. Ramazan, Ay'ın hilâl görünümünün ilk görülüşünden itibaren 29 veya 30 gün boyunca sürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Macaristan'da LGBT hakları</span>

Macaristan'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler, LGBT olmayan sakinlerinin karşılaşmadığı yasal ve toplumsal zorluklara uğrayabilir. Macaristan'da hemcins cinsel ilişkileri hem erkekler hem de kadınlar için yasaldır. Ülkede cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık yasaktır. Buna rağmen, karşı cins evli çiftlerine mevcut olan yasal haklar, hemcins çiftlerinin başta olduğu hanehalklara mevcut değildir. "Kayıtlı birliktelikler", 2009'da hemcins çiftleri için yasal oldu, ancak hemcins evlilikleri yasaktır. Viktor Orbán Hükûmeti altında LGBT Macarların sivil haklarını bazı bakımlardan kısıtlayan yasalar uygulanmıştır ve LGBT bireylerin sivil haklarını kısıtlamaya yönelik bu eğilim henüz devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Güvenli seks</span> CYBE kapmanın risklerini düşürme yolları

Güvenli seks, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların (CYBE), özellikle HIV'in bulaşma veya kapma riskini azaltmak için çeşitli yöntemler veya gereçleri kullanan cinsel aktivitedir. "Güvenli seks", güvenli seks uygulamalarından bazılarının CYBE risklerini tamamen ortadan kaldırmadığını göstermek için bazen daha güvenli seks veya korunmalı seks olarak da adlandırılır. Aynı zamanda, gebeliği önlemeyi amaçlayan ve bazen CYBE risklerini azaltabilen veya ve azaltamayan yöntemleri tanımlamak için kullanılır.

Cuma Orucu, Doğu Ortodoks, Katolik, Lüteryen, Anglikan ve Metodist mezheplerde uygulanan, Cuma günleri et, süt ürünlerinden ve alkolden uzak durma ya da Cuma günü tüm gün oruç tutma şeklinde gerçekleştirilen bir uygulamadır.20 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. [4][5] Birinci yüz yılda yazılan 12 Havarinin Öğretisi, Hristiyanları hem Çarşamba günleri hem de Cuma günleri oruç tutmaya yönlendirmiştir. Çarşamba günü tutulan oruç, Yahuda İskariot'un Mesih'e ihanetini anmak için Casus Çarşambası gününde tutulmakla beraber Cuma günü tutulan oruç Kutsal Cuma diye anılan İsa Mesih'in çarmıha gerilişini anmak adına gerçekleştirilirdi. Bu nedenle, yılın tüm Cuma günleri tarihsel olarak Hristiyan âleminin birçok yerinde perhiz, alkolden, et ve süt ürünlerinden uzak durma ve katı besin orucu tutma günü olarak kabul görmüştür.20 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. [1] Ortodokslukta ise, gündoğumundan günbatımına yapılan oruca ek olarak inananların Cuma günlerinde cinsel ilişkiden de uzak durmaları beklenmektedir.20 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. [8]

<span class="mw-page-title-main">Esrar ve din</span>

Farklı dinlerin esrar kullanımına ilişkin tarihsel ve günümüzde farklı yaklaşımları vardır. Antik çağlarda, özellikle geleneksel uygulamaların daha sıkı olduğu Hint yarımadasında, bazı dinler esrarı enteojen olarak kullanmıştır.