İçeriğe atla

Risâletü'n-Nushiyye

Risâletü'n-Nushiyye (Arapçaرسالة النصحيّة), Yunus Emre'nin dinî nasihatler içeren mesnevi türünde Türkçe eseri.

Adı, "Nasihatler Kitabı" anlamına gelir. Yunus'un ilk eseri olan Dîvân'ndan sonra ikinci ve son eseridir. Risalenin sonunda yer alan "Söze tarih yedi yüz yediydi, Yunus canı bu yolda fidiydi" mısrasında 1307 veya 1308 yılında yazıldığı tarih düşme sanatıyla belirtilmiştir.

Nasihatname türünün Anadolu'daki ilk örneklerinden biri olan eser,[1] bireyin nefsi ile başa çıkabilmesi için yaptığı mücadeleyi konu edinir.[2] Eserde İslamiyet'in öne çıkardığı değerler Anadolu insanına sembolik bir dille, somutlamalar yaparak anlatılmıştır.[3]

İçerik

Aruz ölçüsü ile yazılmış ahlakî ve öğretici, 573 beyitlik küçük bir mesnevidir. Başındaki fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün kalıbıyla yazılan 13 beyit dışında, mefâ’îlün mefâ’îlün fa’ûlün vezniyle yazılmıştır.

13 beyitlik başlangıçtan sonra kısa bir düz yazı vardır. Arkasından gelen manzum kısım ruh, nefis, kanaat, gazap, sabır, haset, cimrilik, akıl gibi konuların işlendiği "dâstân" adı verilen altı bölümden oluşur. Buradaki beyitler müfteilün müfteilün fâilün/-..-/-..-/-.- ölçüsüyle yazılmıştır.

Eserde alegori, kıssa, kişileştirme, konuşturma, anlatıcı çeşitliliği, bakış açısı gibi anlatım yöntem ve teknikler kullanılmıştır.[4]

Konunun işlendiği asıl bölümde şair, insan gönlünü büyük bir ülkeye benzetmiştir. Bu ülkeyi ele geçirmeye çalışan "şeytanî (nefs)", "rahmanî (ruh)" iki sembolik sultan vardır. Adaletli, ulu bir sultan olan "Akıl" onlara yol gösterir. Her bölümde, kötülük içindeki insan, "Akıl"ın huzuruna çıkartılır ve doğru yolu bulur. Böylece gönül ülkesi kötülüklerden temizlenmiş olur.[3] Yunus, bu şekle soyut kavramları somutlaştırır. Örneğin tevazû ve onun karşıtı olan kibir, dağ ve su sembolleri ile somutlaştırılmıştır.[3] 13. yüzyılda önemli görülen ve insanların sahip olması istenen kanaat, tevazu, cömertlik ve doğruluk; dünya ve ahiret mutluluğunun kapısını açan anahtarlar olarak sunulmuştur.[3]

Nüshaları

Eserin beş nüshası bulunmaktadır:

  1. Bir nüsha Fatih Kitaplığında,
  2. Bir nüsha Üsküdar Selimağa Kitaplığında,
  3. Bir nüsha Beşiktaş Yahya Efendi Kitaplığında,
  4. Bir nüsha Nur-i Osmani Kitaplığında,
  5. Bir nüsha Taşbasması kitaplığındadır.

Konuyla ilgili yayınlar

Kaynakça

  1. ^ Tatcı, Mustafa. "Yûnus Emre" (PDF). Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt: 43, Yıl: 2013,. 13 Aralık 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2018. 
  2. ^ Sağlam, Soner. ""Risâletü'n-Nushiyye" ve "Vagz-ı Azat" ta Nefis Terbiyesi". Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 27, Mayıs 2017. 9 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2017. 
  3. ^ a b c d Demir, Hiclal. "Değerler Eğitiminde Klasik Metinlerden Yararlanma:B^stan ve Risâletü'n-Nushiyye" (PDF). İdil dergisi, Cilt 5, Sayı 27, Yıl:2016. 25 Nisan 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2017. 
  4. ^ Gökalp, Haluk. "Risâletü'n-Nushiyye'de Tahkiyevî Unsurlar" (PDF). Turkish Studies, Cilt 4/2 Kış 2009. 31 Ekim 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fuzûlî</span> 15. ve 16. yüzyılda yaşamış Türk şair

Fuzûlî, Azerbaycan Türkçesi, Arapça ve Farsça eser veren Osmanlı dönemi Türk divan şâiridir. Asıl adı Mehmed bin Süleyman'dır. Oğuzlar'ın Bayat boyuna mensuptur. Arapça ve Farsça eserleri de bulunmakla birlikte Azerbaycanca'nın en önemli lirik şairi olarak kabul görmüştür. Mehmed Fuzûlî Alevî Müslümanların Yedi Ulu Ozanlarından birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

Şeyhî, Kütahya doğumlu 15. asır Türk divan şairi ve tabip.

Nefis ya da Nefs (نفس), Arapça kökenlidir, sözlükte ruh, bir şeyin kendi, akıl, insan bedeni, ceset, kan, azamet, arzu ve kötü istekler gibi manalara gelmektedir.

<i>Kutadgu Bilig</i> Yusuf Has Hacibin Tabgaç Uluğ Buğra Kara Hana takdim ettiği Orta Türkçe eser

Kutadgu Bilig, 11. yüzyıl Karahanlı Türklerinden Yusuf Has Hacib'in Doğu Karahanlı hükümdarı ve Kaşgar Prensi Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han'a atfen yazdığı ve takdim ettiği Orta Türkçe eserdir. Eser, Karahanlıca olarak da isimlendirilen Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.

Harâbat, Ziya Paşa'nın 1874-1875'te yayınlanan, içerisinde Türk, Arap, İran ve Çağatay sahasında yazılmış şiirlerden seçmeler bulunan 3 ciltlik divan edebiyatı antolojisidir.

<span class="mw-page-title-main">Yunus Emre</span> Türk şair ve mutasavvıf (1240–1320)

Yunus Emre (1240-1320), Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf. 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış Türkmen bir derviş olan Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüdür. Tarihî şahsiyeti hakkındaki bilgiler yetersiz, hatta birbirini yalanlayıcı nitelikte olmakla birlikte biraz da menkıbelere karışmıştır. Yunus Emre hakkında biyografik bilgi veren velayetnameler ile manzum şiirler dışında temel kaynak bulunmamaktadır.

Niyâzî-i Mısrî,, Halvetiye tarikatının Mısriyye kolunun kurucusu olan mutasavvıf ve şair.

İskendernâme, 14. yüzyılda Ahmedî tarafından yazılan mesnevi tarzında manzum bir Türkçe eserdir.

Mesnevi, özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir.

Yenişehirli Avni, 19. yüzyıl divan şairi.

<i>Dîvân-ı Kebîr</i>

Dîvân-ı Kebîr veya Dîvân-ı Şems-i Tebrizî, Muhammed Celâleddin-i Rûmî'nin söylediği ilahi aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik nazım bir eserdir. Mevlânâ'nın "Âşıklar Divanım" biçiminde adlandırdığı eser aynı zamanda "Şems Divanı" ya da "Divan-ı Şems-i Tebrizî" olarak anılmaktadır. Divan edebiyatında divanların, şairlerinin isimleri ile anılması geleneğine ters düşen bu son adlandırma; Mevlânâ'nın gazellerinin sonunda kendi adı yerine her zaman Şems-i Tebrizi adını kullanmasından kaynaklanmaktadır.

<i>Çarh-nâme</i>

Çarhnâme-i Ahmed Fakıh der Bîvefâî-i Rûzigâr , 13. yüzyılın ilk yarısında Ahmed Fakih'in kaside biçiminde yazmış olduğu 83 beyitlik tasavvuf manzumesidir.

İbrahim Gülşeni, mutasavvıf ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Nâsır-ı Hüsrev</span>

Nâsır-ı Hüsrev, İsmailî şair, filozof, seyyah.

Gel Gel Ne Olursan Ol Yine Gel, yaygın olarak Mevlana'ya atfedilen ancak Ebu Said-i Ebu’l-Hayr'a ait olduğu iddia edilen şiir. İçerik olarak Mevlana'nın felsefesine denk düştüğü ve döneminin en önemli şairi olduğu için ona isnad edildiği düşünülür.

Terci-i bend, Ziya Paşa'nın 1859’da kaleme aldığı ünlü şiiridir.

<span class="mw-page-title-main">İskendernâme</span> İslami edebiyatlarda Büyük İskender hayatını ve maceralarını konu edinen edebî tür

İskendernâme, İslami edebiyatlarda Büyük İskender hayatını ve maceralarını konu edinen; Kur’an’da geçen Zülkarneyn’in kişiliğinin İskender’in hayatına sindirerek anlatıldığı, destanî-efsanevî tarzda yazılmış kitapların adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.

Ümmî Îsâ, Azerbaycan Türkçesiyle yazılan ilk eserlerden birinin ve Türk edebiyatının ilk "Mehri ve Vefa" hikâyesinin yazarıdır. Bazı araştırmacılara göre Ümmî Îsâ, Azerbaycan Türkçesiyle yazan ilk şairdir.