Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.
Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.
Kadıncılık (Womanism), feminist yazar Alice Walker tarafından özellikle Afrikan Amerikan feminizmi için tanımlanan ancak sonradan ırk ve sınıf ayırımlarını aşan feminizmin bir versiyonudur.
Sosyalist gerçekçilik, sosyalizm ideolojisinin sanat ve edebiyata yansıması olarak 1930'lu yıllarda ortaya çıktı. Özellikle SSCB'de ve Çin'de ön plana çıktı ve komünistlerden de destek gördü. Sosyalist ideolojinin idealizmini ortaya çıkarmayı hedefleyen bu akımın etkisinde edebiyat eserlerinde devrimci kahramanlarla, halka örnek olacak kişiler yaratılması hedeflendi. Maksim Gorki'nin Ana romanı bu akımın ilk örneklerinden sayılır. Resim sanatında ise devrimci ruhun ön plana kuvvetli bir imajla çıktığı eserler desteklendi. Sosyalist gerçekçi akımın ana konuları arasında devrim, işçi sınıfı ve sanayi bulunmaktadır.
Avangart, Fransızca askeri bir terim olan öncü birlik sözcüğünden gelir. Gerek Fransızcada gerek diğer dillerde kültür, sanat ve politika ile bağlantılı olarak, "yenilikçi" kişiler veya "deneysel" işler anlamına gelir.
Avni Arbaş, Türk ressamdır.
Batı felsefesi, Antik Yunan'dan başlayıp günümüze kadar gelen Batılı felsefe tarihi anlayışı. Özellikle Avrupa'nın ve batı olarak adlandırılan dünyanın 19. yüzyıl'da felsefe tarihini yazarken kategorize ettikleri düşünce geleneği Batı felsefesi olarak adlandrılır. Platon'dan başlayıp modern zamanlara uzanan belirli bir felsefe yapma tarzı batı felsefesinin ayırıcı özelliği, daha ayrıcalıklı özelliği olarak anlaşılır. Bu eğilim genel bir yaklaşımla "Doğu'da felsefe yoktur" savını ileri sürer. Antik Mısır, Mezopotamya, İran, Çin ve Hint kültürleri tarih olarak çok daha eski olmalarına ve buralarda yaşayan insanların belirli düşünce geleneklerine sahip olmalarına rağmen, Batı felsefesi Antik Yunan dönemiyle birlikte başlatılır ve bunlar dışta bırakılır. Doğu felsefesi, Hint ve Çin felsefeleri dahil olmak üzere çok önceleri başlamıştır, bu gelenekler etkileşimlerle sürekli varlıklarını devam ettirmişlerdir, ancak Batı felsefesi bu gelenekleri felsefe-dışı sayma yönelimindedir. Felsefe tarihi kitapları, genel bir eğilim olarak, MÖ 500'lerden başlayarak bugüne kadar, batı olarak addedilen bölgelerde ve batılı düşürlerce ortaya konulan felsefe yapma geleneği Batı felsefesi olarak görülür.
İcazet, "diploma" anlamına gelen bir terimdir.
İslam sanatı, İslâm kültürünün büyük bir bölümünü oluşturur. İslamî sanat(lar) terimi görece yeni bir terimdir ve genel olarak modern bir kavram olarak ele alınabilir. Terim ile kastedilen İslam topraklarında üretilen, İslam kültürünün izini taşıyan sanat eserleridir; eserlerin illâ ki Müslüman için veya Müslümanlar tarafından yapılmış olması gerekmez. Nitekim birçok Hindu, Hristiyan ve Yahudi sanatçılar İslamî sanat eserleri verdikleri gibi, Müslümanlar tarafından yapılan bazı sanat eserlerinin alıcıları, sahipleri gayri müslimdir. Zaman zaman tarihi İslamî sanat eserleri ve sanatçılar çağdaş zamanlarda dinîden ziyade millî sanat açısından değerlendirilmiştirler; bununla birlikte bu genelde yanlış bulunur zira İslamî sanatlarda tarih boyunca ortak olan değer ve vurgu İslamdır ve sanatlar birçok etnik grubun katkısının sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Nitekim o dönemlerde İslam topraklarında bulunan vatandaşların da ayırıcı özelliği etnik gruplarından ziyade dinleriydi ve bu sebeple de bugün birçok tarihî İslamî sanatçının yaşadığı toprağa bakarak etnik kökenini bilmek çok zordur.
Müze, somut ve somut olmayan kültürel mirası araştıran, ilgili nesneleri toplayan, muhafaza edip sergileyen kurumlar ve sergileme mekanlarıdır.
Hiciv, hicviye ya da yergi, edebiyat ve sanatta, bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür..
Işık gölge, sanatta karanlık ve aydınlığın oluşturduğu zıtlık için kullanılan bir terimdir. Terim çoğunlukla tüm düzenlemeyi etkileyen, vurgulanmış zıtlıklar için kullanılır. Fakat ressamlar ve sanat tarihçileri vücut gibi üç boyutlu nesnelere hacim kazandırmak için yapılan, güçlü olmayan etkiler için de kullanırlar.
İkona Doğu Ortodoks Kilisesi, Oryantal Ortodoksluk, Katolik ve Doğu Katolik Kiliselerinin kültürlerinde en yaygın şekli illüstrasyon olan dinî bir sanat eseridir. Türkçeye Fransızca icône sözcüğünden geçmiş olan kavramın kökeni Yunanca eikon "benzerlik, resim, portre" sözcüğüdür. Bu sözcük ise yine Yunanca eikenai kökünden gelir. En yaygın konular Mesih, Meryem, azizler ve meleklerdir. Özellikle bir veya iki ana figür üzerinde yoğunlaşan portre tarzı görüntülerle ilişkili olsa da, terim aynı zamanda Doğu Hristiyanlığı tarafından üretilen ve anlatım sahneleri de dahil olmak üzere çeşitli sanatsal basındaki dini imgelerin çoğunu kapsar.
Candeğer Furtun Türk seramik sanatçısı. Seramik sanatında figürü andıran ve organik şekillere uzanan çalışmaları ile bilinmekte ve figüratif minimal çalışmaları ile dikkat çekmektedir.
İnayet Sevim Çizer Türk seramik sanatçısı ve profesör.
Belkıs Mustafa İlk Türk kadın ressamlardan biri ve aynı zamanda İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nden diploma alan ilk Türk kadını. İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebi'nin 3 numaralı öğrencisi olan Belkıs Mustafa aslen Makedonya kökenli bir aileden gelmektedir. 1896 yılında İstanbul'da doğmuştur ve 1914'te girdiği güzel sanatlar okulundan 1917'de diploma alan ilk Türk kadını olma özelliğine sahiptir. Başarılı ve yetenekli bir öğrenci olmasından dolayı mezun olduğu yıl Maarif Vekâleti tarafından Almanya'ya eğitim için gönderilmiştir. Burada Berlin Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünü tamamlamış ve dönemin önemli isimlerinden Lovis Corinth'in atölyesinde çalışmıştır. İlerleyen dönemlerinde Münih, Amsterdam, Floransa, Roma ve Venedik gibi şehirlerde kalarak Avrupa sanatını yakından incelemiş; Hollandalı Rembrandt'a büyük ilgi duymuştur.
Nevhiz Tanyeli Türk ressamdır.
İrfan Önürmen Türk çağdaş sanatçı ve ressam.
Tülay Tura Börtecene, soyut dışavurumcu Türk ressam.
Figüratif sanat veya Figürativizm, doğada mevcut nesneleri betimleyen sanat eserlerini tanımlamak için kullanılan sanat terimi. Soyut sanatın tersi olarak kabul edilir. Terim, soyut sanatın ortaya çıkmasından bu yana, gerçek dünyayla ilgili güçlü referanslar içeren modern sanatın herhangi bir biçimini ifade etmek için kullanılmıştır.