İçeriğe atla

Reseptif afazi

Receptive aphasia
Diğer adlarWernicke's aphasia, fluent aphasia, sensory aphasia
Broca's area and Wernicke's area
UzmanlıkNöroloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Reseptif afazi, duyusal afazi veya arka afazi olarak da bilinen Wernicke afazisi, bireylerin yazılı ve sözlü dili anlamakta zorlandıkları bir afazi türüdür. Wernicke afazisi olan hastalar, tipik konuşma hızında, düzgün bir söz dizilimi olan ve zahmetsiz bir akıcı konuşma gösterirler.  Yazma da tıpkı konuşma gibi içerik veya anlamdan yoksun olma eğilimindedir. Çoğu durumda, Wernicke afazisi olan bireylerde motor kusurlar (hemiparezi) oluşmaz. Bu nedenle, çok fazla anlamı olmayan büyük miktarda konuşma üretebilirler. Wernicke afazisi olan kişiler genel olarak konuşmalarındaki hatalarını ve anlamsızlığın farkında değildirler. Genellikle en belirgin dil eksikliklerinin bile farkına varmazlar.

Birçok edinilmiş dil bozukluğu gibi, Wernicke afazisi de birçok farklı şekilde ve birçok farklı derecede deneyimlenebilir. Wernicke afazisi teşhisi konan hastalar ciddi anlamda dili kavramada sıkıntı çekebilirler; ancak bu lezyonun şiddetine ve derecesine bağlıdır. Şiddeti, en basit sözlü ve/veya yazılı bilgiyi bile anlayamamaktan, yalnızca bir konuşmanın küçük ayrıntılarını kaçırmaya kadar değişebilir. Wernicke afazisi teşhisi konan çoğu kişi, sözcüklerdeki ve cümlelerdeki tekrarla ve/veya işleyen bellekle ilgili zorluk yaşar.

Wernicke afazisinin adı, beynin dili anlamadan sorumlu alanını (Wernicke alanı) keşfetmesiyle tanınan Alman Doktor Carl Wernicke'den gelmektedir.

Belirti ve bulgular

Wernicke afazisi olan hastalarda görülen yaygın semptomlar şunlardır:

  • Bozulmuş bir anlama: Yazılı ve sözlü dili anlamada (reseptif) eksiklikler. Bunun nedeni, Wernicke bölgesinin işitilen dile anlam vermekten sorumlu olmasıdır, bu nedenle eğer bu bölge bir hasar görürse beyin alınan bilgiyi kavrayamaz.
  • Zayıf kelime hatırlama: Hedef kelimeleri anımsama yeteneği bozulur. Bu duruma anomi de denir.
  • Akıcı konuşma: Wernicke afazisi olan kişiler, akıcı ve bağlantılı konuşma üretmekte zorluk çekmezler. Ne var ki, sözcüklerin bağlantısı uygun olsa da kullandıkları sözcükler birbirine ait olmayabilir veya beraber bir anlam ifade etmeyebilir.
  • Jargon üretimi: İçerikten yoksun, tipik tonlamadan oluşan ve yapısal olarak bozulmamış bir konuşma. Jargon, bir dizi türetilmiş kelimelerden oluşabileceği gibi beraberken konu içerisinde bir anlam ifade etmeyen gerçek kelimelerden de oluşabilir. Bu durumda jargon bir kelime salatasına benzetilebilir.
  • Farkındalık: Wernicke afazisi olan kişiler genellikle yanlış konuşma ürettiklerinin farkında değildirler, bu da jargon, parafazi (sözcük karışıklığı) veya neolojizm (yeni sözcükler türetme) üretirken neden kendilerini düzeltmediklerini açıklar.
  • Parafaziler:
  • Fonemik (gerçekçi) parafaziler: seslerin hedef kelimeye benzer bir şekilde hata ile değiştirilmesi, eklenmesi veya yeniden düzenlenmesi olarak tanımlanabilir. Çoğu zaman, kelimenin yarısı hala bozulmamıştır, bu da uygun, orijinal kelimeyle kolay karşılaştırılmasına olanak sağlar.

Örneğin. "harita" için "farita"

  • Semantik (sözel) parafaziler: anlam veya kategori olarak hedef kelime ile ilgili bir kelime söylemek Wernicke afazisinde sık görülür.

Örneğin. "uçak" için "jet" veya "çatal" için "bıçak"

  • Neolojizmler: Hedef kelimeyle hiçbir ilişkisi olmayan uydurma kelimeler.

Örneğin. "Ayakkabı" için "dorflur"

  • Dolambaçlı söz: hedef kelimenin etrafında konuşmak.

Örneğin. "ahhh beyaz... düz... üzerine yazıyorsun..." (kâğıda atıfta bulunurken)

  • Konuşmanın üretimi: devamlı konuşma.

Bir klinisyen "Süpermarkette ne yaparsınız?" diye sorarsa, birey şöyle diyebilir, "Şey, süpermarket bir yer. Çok yemeğin olduğu bir yer. En sevdiğim yemek İtalyan yemeği. Bir süpermarkette farklı yiyecekler alırım. Arabalar ve sepetler var. Süpermarketlerin bir sürü müşteri ve işçisi var..."

  • Hemiparezi eksikliği: Tipik olarak, Wernicke bölgesinde olan bir lezyonda motor eksikliği görülmez.
  • Azalmış bellek süresi: bilgileri uzun süreler boyunca tutma yeteneğinin azalması.
  • Okuma ve yazma bozuklukları: Hem okuma hem de yazmada farklı seviyelerde bozulmalar görülebilir.

Diğer afazi türlerinden nasıl ayırt edilir[1]

  • Ekspresif afazi (akıcı olmayan Broca afazisi): bireyler, genellikle yalnızca temel içerikli sözcüklerle ("is" ve "the" gibi sözcükleri dışarıda bırakarak) tam cümleler oluşturmakta büyük zorluk yaşarlar.
  • Küresel afazi: Bireyler hem dili üretme (ekspresif) hem de dili anlama (reseptif) konusunda aşırı zorluk yaşarlar.
  • Anomik afazi: En büyük ayırt edici özelliği, kişinin zayıf kelime bulma yetenekleridir; konuşma akıcı ve uygundur, ancak dolambaçlı sözlerle doludur (hem yazılı hem de sözlü olarak belirgindir).
  • İletim afazisi: Kişiler ne söylendiğini anlayabilir ve spontane konuşmada akıcıdır, ancak kendilerine söyleneni tekrarlayamazlar.

Nedenler

Wernicke afazisinin en sık nedeni felçtir. Beyne giden kan akışı tamamen kesildiğinde veya ciddi şekilde azaldığında felç meydana gelebilir. Bu, beyni besleyen oksijen ve besin miktarı üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir ve beyin hücrelerinin dakikalar içinde ölmesine neden olur.

"Orta serebral arterler konuşma, dil ve yutma ile ilgili kortikal bölgelere kan sağlar. Sol orta serebral arter Broca bölgesine, Wernicke bölgesine, Heschl girusuna ve anguler girusuna kan sağlar". Bu nedenle Wernicke afazisi olan hastalarda tipik olarak sol orta serebral arterde bir tıkanıklık vardır.

Sol orta serebral arterdeki tıkanmanın bir sonucu olarak, Wernicke afazisine en sık arka superiyor temporal girustaki (Wernicke alanı) bir lezyon neden olur. Bu alan, bireysel konuşma seslerinin kodunun çözülmesinden sorumlu olan birincil işitsel korteksin (PAC) arkasındadır. Wernicke'in birincil sorumluluğu, bu konuşma seslerine anlam yüklemektir. Lezyonun boyutu, hastanın dile ilişkin eksikliklerinin şiddetini belirleyecektir. Çevredeki alanlara (perisilvian bölge) verilen hasar, bireysel nöroanatomik yapıdaki farklılıklar ve beynin bitişik bölgelerinde meydana gelen herhangi bir hasar nedeniyle Wernicke afazi semptomlarına da neden olabilir.

Teşhis

Genellikle afazinin teşhisi ilk olarak kişiyi beyin hasarı nedeniyle tedavi eden doktor tarafından konulur. Çoğu kişi, bir beyin hasarının varlığını doğrulamak ve kesin olarak yerini belirlemek için manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya bilgisayarlı tomografi (BT) taramasından geçmektedir. [12]. Bir kişinin olası afazi belirtileri gösterdiği durumlarda doktor, kapsamlı bir konuşma ve dil değerlendirmesi için onu bir konuşma dili patoloğuna (KDP) yönlendirecektir. KDP'ler, bireyin kendini konuşma yoluyla ifade etme, yazılı ve sözlü biçimde dili anlama, bağımsız yazma ve sosyal alandaki performansını inceleyecektir[12].

Amerikan Konuşma, Dil, İşitme Derneği (AKDİD), hastanın iletişim işleyişini birden çok düzeyde analiz etmek ve olası iletişim açıklarının günlük yaşam aktivitelerine etkisini gözlemlemek için kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtir. Bir afazi değerlendirmesinin tipik bileşenleri şunları içerir: vaka geçmişi, öz bildirim, sözlü motor muayene, dil becerileri, çevresel ve kişisel faktörlerin tanımlanması ve değerlendirme sonuçları. Kapsamlı bir afazi değerlendirmesi hem resmi hem de gayri resmi ölçümleri içerir.[13]

Resmi değerlendirmeler şunları içerir:

  • Boston Diyagnostik Afazi Muayenesi (BDAM): lezyonun konumuna ve altta yatan dilsel süreçlere odaklanarak afazinin varlığını ve tipini teşhis eder.[14]
  • Batı Afazi Bataryası – Revize (BAB): Afazinin varlığını, şiddetini ve tipini belirler; ve ayrıca hastanın temel yeteneklerini de belirleyebilir.[15]
  • Günlük Yaşamın İletişim Aktiviteleri - İkinci Baskı (GYİA-2): fonksiyonel iletişim yeteneklerini ölçer; okuma, yazma, sosyal etkileşimler ve değişen iletişim seviyelerine odaklanır.[16]
  • Gözden Geçirilmiş Belirteç Testi (GGBT): alıcı dili ve işitsel kavrayışı değerlendirin; hastanın yönergeleri takip etme yeteneğine odaklanır.[17]

Afazi şüphesi olan hastaların teşhisine yardımcı olan gayri resmi değerlendirmeler şunları içerir:[2]

  • Konuşmalı konuşma ve dil örneği[18]
  • Aile görüşmesi[18]
  • Vaka geçmişi veya tıbbi tablo incelemesi[18]
  • Davranışsal gözlemler[18]

Teşhis bilgileri uygun şekilde puanlanmalı ve analiz edilmelidir. Tedavi planları ve bireysel hedefler, tanısal bilgilerin yanı sıra hasta ve bakıcının ihtiyaçları, istekleri ve önceliklerine dayalı olarak geliştirilmelidir.[13]

Tedavi

Bates ve meslektaşları (2005)’na göre "rehabilitasyonun birincil amacı komplikasyonları önlemek, bozulmaları en aza indirmek ve işlevi en üst düzeye çıkarmaktır". Müdahalenin yoğunluğu ve zamanlaması konuları çeşitli alanlarda geniş çapta tartışılmaktadır.[19] Sonuçlar çelişkilidir: bazı çalışmalar erken müdahale ile daha iyi sonuçların olduğunu gösterirken[20] diğer çalışmalar tedaviye çok erken başlamanın hastanın iyileşmesi için zararlı olabileceğini göstermektedir.[21] Son araştırmalar, terapinin işlevsel olduğunu ve hastanın bireysel yaşam tarzına uygun iletişim hedeflerine odaklandığını öne sürüyor.[22]

Wernicke afazisi olan (veya işitsel anlamada eksiklik sergileyen) bireylerle çalışmak için özel tedavi konuları arasında tanıdık materyaller kullanmak, konuşurken daha kısa ve daha yavaş ifadeler kullanmak, doğrudan talimat vermek ve gerektiğinde tekrar kullanmak yer alır.[2]

Nöroplastisitenin iyileşmedeki rolü

Nöroplastisite, beynin deneyimler sonucunda kendini yeniden düzenleme, yeni yollar oluşturma ve var olanları yeniden düzenleme yeteneği olarak tanımlanır.[23] Kollateral filizlenme, homolog alanların artan aktivasyonu ve harita uzantısı gibi beyin hasarından sonraki nöronal değişiklikler, beynin nöroplastik yeteneklerini gösterir. Thomson'a göre, "Sağ yarıkürenin bölümlerinin, genişleyen sol beyin bölgelerinin veya her ikisinin de beyin hasarından sonra dil işlevlerini yerine getirmek için işe alındığı gösterilmiştir.[24] Tüm nöronal değişiklikler, büyük bölümlerden orijinal olarak veya doğrudan sorumlu olmayan alanları işe alır. [25] Nöroplastisite ilkelerinin beyin hasarından sonra nörorehabilitasyonda etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu ilkeler şunları içerir: daha güçlü nöral bağlantılar oluşturmak için birden fazla modaliteyi tedaviye dahil etmek, olumlu duygu uyandıran uyaranları kullanmak, kavramları eşzamanlı ve ilgili sunumlar ile birbirine bağlamak ve her bir hasta için uygun yoğunluk ve tedavi süresini bulmak.[23]

İşitsel anlama tedavisi

İşitsel anlama, Wernicke afazisinin tedavisinde birincil odak noktasıdır çünkü işitme güçlüğü bu hastalığın tanısında kullanılan temel eksikliktir. Terapi faaliyetleri şunları içerebilir:

  • Tek kelimeyle anlama: işaretleme alıştırması olarak bilinen yöntem tek kelimeyle anlama becerilerini desteklemek için kullanılan yaygın bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde klinisyenler, bir hastanın önüne çeşitli görüntüler yerleştirir ve hastadan klinisyen tarafından sağlanan kelimeye karşılık gelen görüntüyü göstermesi istenir.[2]
  • Sözlü cümleleri anlama: "Sözlü cümlelerin daha iyi anlaşılmasına yönelik tedavi tipik olarak hastaların soruları yanıtladığı, yönergeleri takip ettiği veya cümlelerin anlamını doğruladığı alıştırmalardan oluşur".[2]
  • Konuşmayı anlama: Söylemin anlaşılmasını desteklemek için etkili bir tedavi yöntemi, hastaya bir konuşma örneği sağlamayı ve ona bu örnekle ilgili sorular sormayı içerir. İşitsel anlamada daha az ciddi eksiklikleri olan kişiler de konuşmanın bazı yönlerini tekrar anlatabilirler.[2]

Kelime alma

Anomi, afazide sürekli olarak görülür ve bu nedenle birçok tedavi tekniği kelime bulma sorunları olan hastalara yardımcı olmayı amaçlar. Anlamsal bir yaklaşımın bir örneği, anlamsal özellik analizleri olarak adlandırılır. Süreç, resimde gösterilen hedef nesnenin isimlendirilmesini ve hedefle anlamsal olarak ilişkili kelimelerin üretilmesini içerir. Anlamsal olarak benzer özelliklerin üretilmesiyle, sözcük aktivasyonundaki artış nedeniyle katılımcılar uyaranları adlandırma konusunda daha yetenekli olurlar.[26]

Restoratif terapi yaklaşımı

Nöroplastisite beyin hasarını tedavi etmek için kullanılan restoratif terapinin temel bileşenidir. Bu tedavi yaklaşımı özellikle sol beyin yarımküresinde felç olan Wernicke afazisi hastaları için faydalıdır.[3]

Schuell’in uyaran yaklaşımı geleneksel afazi terapisinde dilin işitsel modalitesindeki işlevi geri almak ve çevredeki bölgeleri uyarma yoluyla etkilemek için belli ilkeleri izleyen ana yöntemdir. En etkili uyarmayı yapabilmek için gereken yönergeler şöyledir: dilin işitsel uyarımı yoğun olmalı ve diğer dil modaliteleri uyarıldığında mevcut olmalıdır.[3]

  • Uyaranın zorluk seviyesi hastanın yeteneğine eşit veya hemen altında sunulmalıdır.
  • Duyusal uyarım mevcut olmalı ve tedavi boyunca tekrarlanmalıdır.
  • Uygulanan her uyaran bir yanıt üretmelidir; eğer yanıt yoksa daha fazla uyaran sağlanmalıdır.
  • Konuşma dili patoloğu için başarıyı en üst düzeye çıkarmak ve geri bildirimi artırmak için uyaranlara yanıt en üst düzeye çıkarılmalıdır.
  • Konuşma dili patoloğunun geribildirimi başarı ve cesareti teşvik edici ve sabırlı olmalıdır.
  • Terapi, başarıya ulaşabilmek için yoğun ve sistematik bir yöntem izlemelidir.
  • Terapi çeşitli ve ustalıktan uzak terapi görevleriyle çeşitlendirilmelidir.[3]

Schuell’in uyaran yaklaşımı uyaranı başta basitleştirilmiş görevlerle başlayan ve aşağıdakiler gibi daha zor hale gelen terapi görevleriyle uygulanır:

  • İşaret etme görevi. Bu görevler esnasında hasta bir ya da birden fazla nesneyi işaret etmeye yönlendirilir. Beceri öğrenildikçe hastanın işaret etmesi gereken nesne sayısı arttırılarak görevin zorluğu arttırılır.
    • Basit: “Kitabı işaret edin.
    • Zor: “Kitabı işaret edin daha sonra da kulağınıza dokunduktan sonra duvarı işaret edin.
  • Nesnelerle talimatları takip etme görevi. Bu görevde hastaya beceri öğrenildikçe karmaşıklığı artan yönergeleri takip etme talimatı verilir.
    • Basit: "Kitabı alın."
    • Zor: “Kitabı alın ve ben fincanı hareket ettirdikten sonra bankın üzerine koyun.”
  • Evet-hayır soruları -Bu görev hastanın basitten karmaşığa değişen çeşitli evet -hayır sorularına cevap vermesini gerektirir.
    • Başka kelimelerle açıklama ve yeniden anlatım – Bu görev hastanın bir paragrafı yüksek sesle okuyup ardından başka kelimelerle açıklamasını gerektirir. Bu Schuell’in uyaran görevlerinin en karmaşığıdır çünkü anlama, hatırlama ve iletişim gerektirir.

Tedaviye sosyal yaklaşım

Sosyal yaklaşım, hastanın yaşam kalitesini iyileştirecek terapi hedefleri ve sonuçlarını belirlemek için hastalar ve klinik tedavi uzmanları adına ortak çabayı içerir. Konuşturma yaklaşımının iletişiminin önündeki engelleri kaldıran stratejilerin kullanılması ve geliştirilmesine katkı sağladığı düşünülmektedir. Bu tedavi yönteminin ana hedefi konuşma koçluğu, desteklenen konuşma ve partner eğitimi sağlayarak hastanın doğal bağlamlarda konuşma özgüvenini ve becerisini geliştirmektir.[4]

  • Konuşma koçluğu afazili hastaları ve onlara farklı iletişim senaryolarına yaklaşma stratejilerini gösteren “koç” olarak hizmet eden konuşma dili patologlarını içerir. Koç, hastanın bir senaryo geliştirmesine yardımcı olur (restoranda yemek siparişi vermek gibi) aynı zamanda hastanın sonucu değerlendirirken bu senaryoyu klinikte ve klinik dışında uygulamasına ve gerçekleştirmesine yardımcı olur.[5]
  •  Desteklenen konuşma ayrıca hastanın anlamasını desteklemek için bağlamsal ipuçları sağlayarak, kendi konuşma hızlarını yavaşlatarak ve hastanın kavrayışını artırmak için mesajların fazlalığını arttırarak iletişimsel bir ortak kullanmayı da içerir.

Ek olarak, afazili hastaların ailelerini de tedavi programlarına dahil etmek önemlidir. Klinik tedavi uzmanları aile üyelerine birbirilerini nasıl destekleyebileceklerini ve sevdiklerinin tedavisi ve rehabilitasyonunu kolaylaştırmak için konuşma kalıplarını nasıl ayarlayabileceklerini öğretebilir.[4]

Hastalığın Sonucunu Tahmin (Prognoz)

Hastalığın sonucunu tahmin etmek büyük ölçüde beyindeki lezyonun (hasarın) yeri ve boyutuna bağlıdır. Aynı şekilde yaş, tıbbi geçmiş, eğitim düzeyi, cinsiyet ve motivasyon gibi birçok kişisel faktör de bir kişinin nasıl iyileşeceğini etkiler.[6] Tüm bu faktörler beynin değişime uyum sağlama, önceki becerileri geri kazanma ve yeni beceriler öğrenme yeteneğini etkiler. Alıcı afazinin sunumunun değişebileceğini hatırlamak önemlidir. Semptomların sunumu ve hastalığın sonucunu tahmin etmek hem inme öncesi bireyin sinirsel organizasyonu hem de hasarın boyutu ve hasar meydana geldikten sonra çevresel ve davranışsal faktörlerin etkisine bağlıdır.[7] Sağlık ekibi tarafından konulacak inme teşhisi ne kadar hızlı olursa hastanın iyileşmesi o kadar olumlu olabilir. Tıbbi ekip inmenin belirti ve semptomlarını kontrol etmek için çalışacak ve rehabilitasyon tedavisi kaybedilen becerileri yönetmek ve iyileştirmek için başlayacaktır. Rehabilitasyon ekibi sertifikalı bir konuşma dili patoloğu, fizyoterapist, ergoterapist ve aile ya da bakıcılardan oluşabilir.[8] Terapinin uzunluğu herkes için farklı olacaktır ama araştırmalar kısa süreli, yoğun terapinin afazili hastalarda konuşma ve dil terapisinin sonuçlarını iyileştirebileceğini göstermiştir. Araştırma tek yol olarak terapi uygulanmalıdır olarak önermiyor fakat tedavinin hastanın hastalık ve tedavi sürecinin nasıl etkileneceğine dair fikir veriyor.[9]

Ayrıca Bakınız

  • agrafi
  • Logore (psikoloji)
  • paragrammatizm

Konuyla ilgili yayınlar

  • Klein, Stephen B. ve Thorne. Biyolojik Psikoloji. New York: Değer, 2007.
  • Saladin, Kenneth S. Anatomi ve Fizyoloji: Biçim ve İşlev Birliği. New York: McGraw-Hill Yüksek Öğrenim, 2010.

Kaynakça

  1. ^ Introduction to neurogenic communication disorders. 7th. St. Louis, MO: Mosby Elsevier. 2007. 
  2. ^ "Assessment Tools, Techniques, and Data Sources". American Speech-Language-Hearing Association. 7 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ a b c Manasco, H. (2021). Introduction to neurogenic communication disorders. Burlington, Massachusetts: Jones & Bartlett Learning.
  4. ^ a b Aphasia and Related Neurogenic Language Disorders. 3rd. New York, NY: Thieme Medical Publishers Inc. 2005. 
  5. ^ "Aphasia Therapy Guide". National Aphasia Association. 6 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ Thomson (2000). "Neuroplasticity: Evidence from aphasia". Journal of Communication Disorders. 33 (4): 357-366. doi:10.1016/S0021-9924(00)00031-9. PMC 3086401 $2. PMID 11001162. 
  7. ^ Keefe (1995). "Applying basic neuroscience to aphasia therapy: What the animals are telling us". American Journal of Speech-Language Pathology. 4 (4): 88-93. doi:10.1044/1058-0360.0404.88. 
  8. ^ Bates (2005). "Veterans affairs/department of defense clinical practice guideline for the management of adult stroke rehabilitation care". Stroke. 36 (9): 2049-2056. doi:10.1161/01.STR.0000180432.73724.AD. PMID 16120847. 
  9. ^ Nouwens (2015). "Optimal timing for speech and language therapy after stroke: More evidence needed". Expert Review of Neurotherapeutics. 15 (8): 885-893. doi:10.1586/14737175.2015.1058161. PMID 26088694. 
Sınıflandırma


İlgili Araştırma Makaleleri

Agnozi, duyusal bilgiyi işleme yetersizliğidir. Genellikle özel bir duyu ya da hafıza kaybının olmadığı durumlarda nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri, kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır.

Apraksi (Türkçe: işlev yitimi), fiziksel yeterliliği ve hareket etme arzusu olmasına rağmen, öğrenilmiş anlamlı hareketleri gerçekleştirme yeteneğinin kaybı olarak görülen bir nörolojik bozukluktur. Sonradan oluşan ya da gelişimsel olan motor planlama bozukluğudur ancak koordinasyon eksikliği, algısal kayıp ya da basit emirleri anlayamama nedeniyle oluşmaz. Apraksi, dili anlamama veya üretememe bozukluğu olan afazi ya da bir eylemi gerçekleştirme arzusu eksikliği olan abuli ile karıştırılmamalıdır.

Landau-Kleffner sendromu (LKS) ya da infantil edinsel afazi, edinsel epileptik afazi, konvülsif bozukluk ile afazi, oldukça ender görülen, ani ya da kademeli afazi oluşumu ve elektroensefalogram (EEG) anormallikleri gösteren bir çocukluk dönemi nörolojik sendromdur. LKS, beynin anlam ve konuşma yetilerini kontrol eden bölgelerini etkiler. Bozukluk genellikle beş ile yedi yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkar. Tipik olarak LKS olan çocuklar normal gelişim gösterir ama sonradan dil becerilerini yitirir. Bu sendromdan etkilenenlerin çoğu klinik anlamda nöbet geçirirken, bazıları yalnızca elektrografi sırasında fark edilen nöbet geçirir.

<span class="mw-page-title-main">Temporal lob</span> İnsanların beyninde bulunan dört lobdan biri

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

Broca alanı veya Broca bölgesi insansı beynin ses üretimiyle bağlantılı işlevleri yürüten bir bölgesidir.

Afazi (Türkçe: söz yitimi), beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan konuşma, konuşulanı anlama, tekrarlama, okuma-yazma gibi becerilerin gerçekleştirilememesi sorunu.

<span class="mw-page-title-main">Sinirdilbilim</span>

Sinirdilbilim, sinir dil bilimi, beyin dil bilimi ya da nörolinguistik; insan beyninde dil kavraması, üretimi ve edinilmesini denetleyen sinirsel mekanizmalara ilişkin çalışmaları kapsayan akademik alandır. Disiplinlerarası bir alan olarak sinir dil bilimi; sinir bilimi, dil bilimi, bilişsel bilim, iletişim bozuklukları ve nöropsikoloji gibi dallardan yöntemler ve teorilerden faydalanır. Birçok farklı geçmişi olan sinir dil bilimi araştırmacıları, bu alana çeşitli deneysel tekniklerin yanı sıra büyük oranda farklılık gösteren teorik bakış açıları getirmiştir. Sinir dil bilimi dalında yapılmış çalışmalar ağırlıklı olarak ruh dil bilimi (psikolinguistik) ve kuramsal dil biliminden kaynaklanan modellerin kullanımıyla şekillendirilmiş ve beynin ruh ile kuramsal dil bilimi dallarında dilin üretimi ve kavrayışı için şart olduğu önerilen işlemleri nasıl uyguladığını araştırmaya odaklanır. Sinir dil bilimcileri, beynin dil ile ilgili bilgileri işleme almak için kullandığı işlevbilimsel mekanizmaları araştırır ve afaziyoloji, beyin görüntüleme, elektrofizyoloji ve bilgisayar modellemesini kullanarak dilbilimsel ve ruhdilbilimsel teorileri değerlendirirler.

Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.

Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Orta serebral arter</span>

Orta beyin atardamarı ya da diğer adıyla orta serebral arter (MCA) beynin dış yüzeyinde sylvian yarık içerinde seyrederek beynin dış yüzeyinin büyük kısmını besler. Bu arter internal karotid arterden çıkar. Direkt olarak Willis poligonunun yapısına katılmaz. Önce anterior serebral arter ve arkada posterior komünikan arter ile posterior serebral arter ile dolaylı bağlantı içerisindedir.

<span class="mw-page-title-main">Broca afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ekspresif afazi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile karakterize edilen bir afazi türüdür. Ekspresif afazisi olan bir kişi normalden daha çok efor sarf ederek konuşma sergileyecektir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir, ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp, sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir, ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ekspresif afazi formlarında, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. Ekspresif afazide tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

Wernicke alanı, Wernike'nin konuşma alanı olarak da adlandırılır, serebral korteksin konuşmaya bağlı olan iki bölümünden biridir, diğeri Broca'nın alanıdır. Dilin üretiminde yer alan Broca'nın aksine, yazılı ve sözlü dilin anlaşılmasında rol oynar. Geleneksel olarak, sağ elini kullananların yaklaşık% 95'inde ve sol elini kullananların %60'ında sol yarıküre olan baskın serebral yarımkürede üstün temporal girusta yer alan Brodmann bölgesi 22'de bulunduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İfade afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ifade afazisi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile bilinen bir afazi türüdür. İfade afazisi olan bir kişinin konuşması normalden çok daha zahmetlidir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ifade afazisi çeiştlerinde, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. İfade afazisinde tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kafa travması</span>

Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.

Parafazi, yaygın olarak afazi ile ilişkilendirilen ve konuşma çabası sırasında istenmeyen hecelerin, kelimelerin veya ifadelerin üretilmesi ile karakterize edilen bir tür dil hatasıdır. Parafazik hatalar, akıcı afazi çeşitleri olan hastalarda en yaygın olanıdır. Parafaziler metrik bilgiyi, segmental bilgiyi, hece sayısını veya her ikisini de etkileyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Öğrenme güçlüğü</span> Öğrenme problemi

Öğrenme güçlüğü, öğrenme bozukluğu veya özel öğrenme güçlüğü, okuma, yazma, dinleme, konuşma, ilişkilendirme veya matematik alanlarından birinde veya daha fazlasında ortaya çıkan öğrenme problemlerine verilen nörolojik bir bozukluktur. İnsanların ne gördüğü ve ne işittiğini yorumlama yeteneğini hem de beynin farklı bölümlerinden gelen bilgiyi ilişkilendirme yeteneğini etkileyen bir grup sınırlılıktır. Bu sınırlılıklar sözlü ve yazılı dilde güçlükler, koordinasyon, kendini kontrol etme ya da dikkat gibi birçok şekilde ortaya çıkabilir. Öğrenme güçlüğü olan bireylerin zeka skalası normal veya normal üstüdür; normalin altında olan bireyler öğrenme güçlüğü sınıfından ayrılarak zihinsel yetersizlik sınıfına dahil olurlar. Öğrenme güçlüğü tek bir bozukluk olmayıp bir grup bozukluğu ifade eder ve ortak bir tanımı yoktur. Birçok disiplinlerce farklı tanımlamalar yapılmıştır.

Rehabilitasyon; çok geniş kapsamlı bir terim olup, sözcük anlamı kaybedilen fonksiyonların yeniden kazandırılmasıdır. Fizik tedaviye göre, daha uzun ve hastanın da aktif olarak tedaviye katılımını ve çabasını gerektiren bir süreçtir.

Agrafi, ya bir tür motor işlev bozukluğu ya da heceleme yetersizliği nedeniyle yazma yoluyla iletişim kurma yeteneğinde kayba neden olan, edinilmiş bir nörolojik bozukluktur. Yazma yeteneğinin kaybı, diğer dil veya nörolojik bozukluklarla ortaya çıkabilir; agrafi ile yaygın olarak görülen bozukluklar aleksi, afazi, dizartri, agnozi, akalkuli ve apraksidir. Agrafisi olan bireylerin incelenmesi, hem dille ilgili hem de motorik yazmayla ilgili yollar hakkında daha fazla bilgi sağlayabilir. Agrafi doğrudan tedavi edilemez, ancak bireyler önceki yazma becerilerinin bir kısmını yeniden kazanmaya ve iyileştirmeye yardımcı olacak teknikleri öğrenebilirler. Bu teknikler agrafi türüne bağlı olarak farklılık gösterir.

Primer progresif afazi (PPA), dil yeteneklerinin yavaş ve aşamalı olarak bozulduğu bir tür nörolojik sendromdur. Diğer afazi türlerinde olduğu gibi, PPA'ya eşlik eden semptomlar sol yarıkürenin hangi kısımlarının önemli ölçüde hasar gördüğüne bağlıdır. Bununla birlikte, diğer afazilerin çoğundan farklı olarak PPA, beyin dokusundaki sürekli bozulmadan kaynaklanır ve bu da erken semptomların daha sonraki semptomlara göre çok daha az zararlı olmasına yol açar. PPA'lı kişiler yavaş yavaş konuşma, yazma, okuma ve genel olarak dili anlama becerilerini kaybederler. Sonunda neredeyse her hasta dilsizleşir ve hem yazılı hem de sözlü dili anlama yeteneğini tamamen kaybeder. Her ne kadar ilk başta diğer zihinsel işlevler sağlam kalırken yalnızca dil yeteneklerinde bozulma olarak tanımlansa da, artık PPA'lı kişilerin çoğu olmasa da çoğunun hafıza bozukluğu, kısa süreli hafıza oluşumu ve yürütücü işlevler kaybı yaşadığı kabul edilmektedir. İlk kez 1982 yılında M. Marsel Mesulam tarafından ayrı bir sendrom olarak tanımlanmıştır. Primer ilerleyici afazilerin, frontotemporal lober dejenerasyon (FTLD) bozuklukları ve Alzheimer hastalığı spektrumu ile klinik ve patolojik bir örtüşmesi vardır. Bununla birlikte, PPA, Alzheimer hastalığından etkilenenlerin aksine, PPA'lı kişilerin genellikle kendilerine bakma, işlerini sürdürme ve ilgi alanlarını ve hobilerini takip etme becerilerini sürdürebilmeleri nedeniyle Alzheimer hastalığıyla eşanlamlı olarak kabul edilmez.

Psikolojide logore veya logorrhoea aşırı söz ve tekrarlamaya neden olan ve tutarsızlığa neden olabilen bir iletişim bozukluğudur. Logore bazen akıl hastalığı olarak sınıflandırılır, ancak daha yaygın olarak akıl hastalığının veya beyin hasarının bir belirtisi olarak sınıflandırılır. Bu rahatsızlık sıklıkla Wernicke afazisinin bir belirtisi olarak rapor edilir; beynin dil işleme merkezindeki hasar ben-merkezli konuşmada zorluk yaratır.