İçeriğe atla

Replantasyon

Replante edilmiş parmak ucu.

Replantasyon Türk El Cerrahisi Derneği tarafından cerrahi olarak vücudun kopan bir parçasının işlevini yeniden kazandırmak amacıyla tüm yapılar ile beraber yeniden onarılması olarak tanımlanmaktadır. Bu kopan uzuvlar genellikle parmak, el, kol, bacak, saçlı deri, penis, kulak olmaktadır.[1]

Tarihçe

Tarihteki ilk replantasyon 1962 yılında başasistan olan Dr. Ronald Malt tarafından 12 yaşındaki bir çocuğa Massachusetts General Hospital’da uygulanmıştır (Boston, Massachusetts, ABD). Humerus seviyesinden kopan kolu başarıyla yerine dikilmiştir. Büyütme araçları kullanılarak yapılan ilk replantasyon Zhong-Wei Chen liderliğindeki ekip tarafından 1963 yılında Şangay’da gerçekleştirilmiştir. Bir makinistin ön kol uç seviyesinden kopan eli başarıyla yerine dikilmiştir. O dönemde çinde mikro dikişler olmadığı için damarlar birleştiriciler ile onarılmıştır.

Parmakta kısmi kopma sonrası ilk damar onarımı: Kleinert, ABD (1963)

İlk parmak replantasyonu: Komatsu & Tamai, Japonya (1965)

Teknik

Parmak veya ekstremite replantasyonlarında başarı ölçüsü sadece kopan parçayı yaşatmaktan ibaret değildir. Replante edilen parçanın fonksiyonlarının bir protezden daha iyi olması, motor, duyu fonksiyonları ve eklem hareketlerinin en az %60-80’inin kazanılması durumunda başarıdan söz edilir. Sonucun iyi olması kopan uzvun tüm yapılarının, yani kemik, kas, tendon, damar ve sinir gibi oluşumlarının hepsini uygun şekilde karşı karşıya getirilmesine bağlıdır. Bu yüzden replantasyon cerrahisi için özel donanım, özel teknik, deneyimli ve sabırlı cerrah ve yardımcılar gereklidir. Bunun yanında çok iyi bir rehbilitasyon uygulaması gerekir. Bunlardan birinin eksik veya yetersiz olması, replantasyon sonrası başarıyı olumsuz yönde etkiler, hatta replantasyon yapılmasını imkânsız kılar.[1]

Endikasyon ve kontraendikasyonlar

Yaş

Her yaşta replantasyon yapılabilir. Ancak, küçük yaşlarda, özellikle parmak replantasyonlarında damar çaplarının küçüklüğü anastomoz zorluğu yaratır. Ameliyat sonrası anksiyeteye bağlı vazospazm ve rehabilitasyon çocuklarda sorun olabilir. Üst yaş sınırını belirlemek zordur. Hastanın fizyolojik durumu, başka hastalıklarının varlığı, genel aktivite seviyesi iyi değerlendirilmelidir. Yaşlı kişilerde replantasyon sonuçları çok iyi değildir.[1]

Yaralanma şekli, kopan parçanın durumu

Temiz ve giyotin kesisi şeklindeki kopmalarda replantasyon başarısı yüksektir. Minimal lokal ezilmeli ve minimal distal ve proksimal yaralanması olan kopmalarda, ezilmiş ve hasarlı bölgenin temizlenmesi sonrası kısalık oluşturularak başarılı sonuçlar alınabilir. Çekme kuvveti sonucu oluşan avulsiyon tipi kopmalarda yaralanan doku seviyeleri farklı olabileceğinden çok iyi değerlendirme sonucu replantasyon yapılmalıdır. Özellikle oluşan atardamar eksikliğini kapatmak için araya toplardamar yamaları kullanmak gerekebilir. Kopan parçada ilave yaralanmalar olması replantasyon başarısını azaltır hatta imkânsız hale getirebilir. Geniş doku ezilmesi olan ve kirli kontamine kopmalarda replantasyon yapılmamalıdır. Çünkü, hem damar hasarından dolayı beslenmeyi sağlamak zordur, hem de enfeksiyon riski fazladır.[1]

Kopma düzeyi

Genç ve sağlıklı insanlarda eğer yaralanma temiz ve giyotin kesisi şeklinde ise humerus, dirsek veya önkol proksimalinden olan kopmalarda replantasyon başarılı sonuç verebilir. Sinir iyileşmesinin yavaş olması, kas atrofisi, eklem sertliği gelişmesi gibi nedenlerle omuza yakın replantasyonlarda sonuç el fonksiyonları yönünden iyi değildir. Özellikle yaşlılarda bu seviyede yapılan replantasyon sonuçları daha kötüdür. Bilek ve alt seviyeden olan replantasyonlarda motor ve duyu geri dönüşü iyidir. Başparmak amputasyonu hangi seviyeden olursa olsun replante edilmelidir. Fakat tek parmak amputasyonu kesin replantasyon endikasyonu taşımaz. Eğer çok sayıda parmak amputasyonu varsa en az iki parmak işaret ve yüzük parmak fonksiyonu görecek şekilde replantasyon yapılırsa başparmak ile tutma ve yakalama görevi sağlanmış olur. İki taraflı amputasyonlarda replantasyon her iki tarafa da yapılmalıdır. Eğer bir taraf replantasyon için uygun değilse karşı tarafta uygun olan kompmuş parçalar diğer taraftaki uyan güdüğe replante edilebilir.[1]

Sıcak iskemi zamanı

İskelet kasları 6 saatlik kansızlıktan sonra normal ısıda nekroze olmaya başlar. Kopan parça +4 dereceye yakın soğutulursa bu değişiklikler geciktirilip iskemi zamanı uzatılabilir. Fakat adaleler için üst sınır tam olarak bilinmemektedir. Bilek seviyesi üzerinde olan kopmalarda 6-8 saatten önce kanlanma sağlanamayacaksa replantasyon yapılmamalıdır. Eğer yapılır ise replante edilen parçanın kaslarının sebep olduğu hiperkalemi, asidozis, myoglobulinüri, aritmi, böbrek hasarı ve metabolik asidoz yapabilir sonuçta hastanın hayatı riske girebilir. Ayrıca enfeksiyon riski artar ve uzuv yaşarsa ileride fonksiyonu kötü olur. Adale taşımayan parmak kopmalarında sıcak iskemi zamanı 8 saat olup parmak +4 derecede saklanırsa bu süre 30 saate kadar çıkabilir.[1]

Hastanın durumu

Kaza nedeniyle hayatı tehdit eden kafa, göğüs veya karın travması olan hastalarda uzun süre anestezi verilemeyeceği ve kan kaybı nedeniyle replantasyon yapılmayabilir. Romatoid artrit, diyabet, SLE, kalp krizi, kronik kalp, akciğer ve böbrek hastalıkları, kanser hastalığı olan hastalarda anestezi riski ve damar sorunu nedeniyle; psikiatrik hastalarda ise rehabilitasyon güçlüğü nedeniyle replantasyon yapılmaması daha uygundur.[1]

Hasta ve kopan parçanın taşınması

Replantasyonda başarı faktörlerinden biri de hasta ve kopan parçanın replantasyon merkezine en kısa ve en uygun şekilde gönderilmesidir. Uygun olmayan bir taşıma replante edilebilecek özellikte bir kopmayı replante edilemez hale getirebilir. Kaza geçiren ve bir uzvu kopan hastanın öncelikle genel durumu değerlendirilmeli, kanama kontrol altına alınmalıdır. Kanamayı kontrol için genellikle basınçlı sargılar yeterli olur. Damarlar klempe edilmemeli veya bağlanmamalıdır. Çünkü bu şekilde oluşan damar hasarı tekniği zorlaştırır. Basınçlı sargı ile kanama kontrol altına alınamıyorsa geçici turnike kullanılabilir. Kopan uzvun tüm parçaları korunmalıdır. Doku temizliği gerektirecek şekilde kirlenme varsa, kopan parça nazikçe temizlenmeli ve bulaşan artıklardan kurtarılmalıdır. Doku temizliğinde tentürdiyot, zefiran, oksijenli su gibi antiseptikler asla kullanılmamalıdır. Daha sonra kopan parça serum fizyolojik veya ringer laktat ile nemlendirilmiş bir beze sarılarak sağlam bir naylon torbaya konup torbanın ağzı bağlanmalıdır. Torbanın içerisine alkol veya formaldehit gibi sıvılar kesinlikle konulmamalıdır. Replantasyon merkezi yaralanma yerine yakın değilse, iskemi zamanını uzatmak için kopan parçayı +8 veya +4 dereceye soğutarak göndermek gerekir. Bu durumda bir buzlu su (1/3 oranında su, 2/3 oranında buz) torbası hazırlanır. Daha önce hazırlanan kopan parça torbası ile bu iki torba bir arada bir kap içerisine konarak gönderilir. Parça buz kalıbı üzerine konulmamalıdır, çünkü donma sonucu replantasyon şansı kalmaz. Bu nedenle buzlu su hazırlanırken buz kalıp halinde değil küçük parçalar halinde torbaya konulmalı, buzlu su torbasının her tarafı aynı soğuklukta olmalıdır.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h "Arşivlenmiş kopya". 3 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2017. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ateroskleroz</span>

Ateroskleroz, atardamarları (arterleri) etkileyen bir hastalıktır. Yaygın olarak "damar sertleşmesi" olarak adlandırılan arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen "aterom" veya "plak" olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. Aterom, hangi safhada olduğuna bağlı olarak çeşitli yapılar barındırabilir:

<span class="mw-page-title-main">Cerrahi</span> medikal uzmanlık

Cerrahi, ilaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır. Tıbbın en eski dallarından biridir. Cerrahide bilgi ve becerinin bir arada bulunmasından dolayı hem bilim hem sanat olarak kabul edilir. Genellikle lokal anestezi veya genel anestezi altında uygulanmaktadır. Ameliyatı alan kişi tipik olarak bir kişidir, ancak aynı zamanda insan olmayan bir hayvan da olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Tromboz</span> Kan pıhtılarının neden olduğu tıbbi durum

Tromboz (thrombosis), canlı organizmada kan elemanlarının kalp ve damar iç yüzüne kitle (pıhtı) ha­linde yapışması olgusudur; oluşan pıhtı kitlesine trombüs ya da trombus (thrombus) adı verilir. Trombozun yaşam kurtarıcı (fizyolojik) ve öldürücü (patolojik) sonuçları vardır. Tromboz olgusu genellikle damarlara yönelik olumsuzluklarda görülür. Endotel zararıyla birlikte pıhtılaşma (hemostaz) mekanizması çalışmaya başlar. Önce trombin aktive olur, sonra da fibrinojen fibrine dönüşür. Fibrin, pıhtının ana elemanıdır. Ayrıca, genel bir tanım olarak herhangi bir damardaki trombustan kopan pıhtı parçasının başka bir bölge damarını tıkamasına tromboembolizm denir.

<span class="mw-page-title-main">Kaşık</span>

Kaşık, sofrada yemek yemede kullanılan bir mutfak eşyasıdır. Yarım küremsi şekliyle, temel olarak sulu veya zerreli yemeklerin bir yudumluk miktarını tabaktan ağza götürmekte kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Epilepsi</span> beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluk

Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Raynaud fenomeni</span>

Raynaud fenomeni ya da Raynaud olgusu, uzuvlarda oluşan bir kan dolaşım rahatsızlığıdır. Özellikle soğuğa karşı uzuvların hipotermi direnci düşüktür.

Plastik cerrahi veya tam adıyla plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi, vücut üzerindeki çeşitli yapıların yeniden yapılması, şekillendirilmesi, ciddi doku kayıplarının giderilmesini ve her türlü estetik girişimi kapsayan cerrahi bir disiplindir. Pediatrik plastik cerrahi türü de vardır. Kozmetik, estetik tıp, estetik cerrahi plastik cerrahinin en bilinen kısımlarıdır. Bilinenin aksine plastik cerrahi alanının büyük kısmını estetik cerrahi dışında rekonstüktif cerrahi, kraniyofasiyal cerrahi, el cerrahisi, el nakli, mikrocerrahi ve yanık tedavisi oluşturmaktadır. Rekonstrüktif ve estetik cerrahi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmıştır.

Kalp masajı, resusitasyon, kardiyopulmoner resusitasyon, kalp-akciğer canlandırması veya kısa adıyla CPR (İng: Cardiopulmonary resuscitation), kalbi duran bir kişide kan dolaşımını ve solunum sistemini tekrar çalışır hâle getirmek amacıyla uygulanan acil yöntemler bütünüdür. Yöntemin bir ilk yardım yöntemi olması sebebiyle öncelikli amaç, hastaya yeterli sağlık hizmeti ulaşıncaya kadar ya da nefes ve nabız geri gelene kadar, kişinin dolaşım ve solunumunun devam ettirilmesi, dolayısıyla organların oksijensiz kalmasının geciktirilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Hemodiyaliz</span> Kanın temizlenmesi için kullanılan tıbbi prosedür

Tıpta, hemodiyaliz, fistül, greft ya da kateter adı verilen uygun bir vasküler giriş yolu kullanılarak hastadan alınan kanın, bir makine ve pompa yardımıyla diyalizör adı verilen bir süzgeçten geçirilirken sıvı ve solüt içeriğini düzenleyerek hastaya geri verilmesine verilen addır. Genelde haftada 3 kez 4 saat süren seanslar şeklinde uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Diyabet</span> Kandaki glikoz seviyesinin aşırı artmasından kaynaklanan metabolik bozukluk

Diabet ya da Diabetes mellitus, sıklıkla yalnızca diabet ya da diyabet veya halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kandaki glukoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesiyle (hiperglisemi) sonuçlanan metabolik bir bozukluktur. Vücutta kan şekerinin düzenlenmesi pek çok sayıda kimyasal madde ve hormonun karmaşık etkileşimi sonucunda sağlanır. Şeker metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynayan hormonlardan en önemlisi pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Diyabetes Mellitus ya insülin salgılanmasındaki yetersizlik ya da insülinin etkisindeki veya insülin cevabındaki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekerinin yol açtığı birkaç grup hastalığı tanımlamak için kullanılan ortak bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">İlk yardım</span> Birine yapılan ilk müdahale

İlk yardım herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin yardımını sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç – gereç aranmaksızın mevcut araç - gereçlerle yapılan ilaçsız bir uygulamadır.

İlk yardım için gelişmiş araç – gereçler olması gerekmez. İlk yardım çantası içindeki malzemeler yeterlidir. Fakat ilk yardım kitabını okumadan müdahale yapmamalıyız.

Nöropatik osteoartropati ; yavaş başlangıçlı, özellikle yük taşıyan eklemlerde ilerleyici kemik yıkımı, kemik rezorpsiyonu ve deformite ile kareketerli ilerleyici dejenerasyon. Hastalığın kontrolsüz seyri deformite, fonksiyon kaybı, yaralar, süperenfeksiyon ve amputasyona kadar gider.

<span class="mw-page-title-main">Ampütasyon</span> Vücudun bir bölümünün kesilip atılmasını içeren tıbbi prosedür

Ampütasyon, bir uzvun tamamının ya da bir kısmının kesilip atılması. Yaralanma, hastalık ve ameliyat yoluyla gerçekleşebilir.

<span class="mw-page-title-main">İskemi</span> Dokulara kan akışında eksiklik

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Preeklampsi</span>

Preeklampsi veya gebelik zehirlenmesi, hipertansiyon ve idrarda yüksek miktarda protein bulunmasıyla karakterize bir obstetrik hastalıktır. Bu bozukluk çoğunlukla üçüncü trimestre'de meydana gelir ve zamanla daha da kötüleşir. Kırmızı kan hücrelerinin yıkımı, düşük seviyede kan platelatları, karaciğer fonksyon bozukluğu, böbrek disfonksyonu, şişkinlik, akciğerlerde su toplaması sebebiyle kısa soluk alıp verme ve görünüş bozuklukları görülebilmektedir. Preeklamsi hem anne hem de doğacak olan bebek için kötü sonuçlar doğurabilir. Eğer tedâvi edilmezse, fetüsün alınmasına kadar süren sonuçlar ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Yapışkan bandaj</span> çeşitli boyutlarda bulunan yaraları koruyan bandaj

Yapışkan bandaj tam boyutlu bir bandaj gerektirecek kadar ciddi yaralanmalar için kullanılan küçük bir pansumandır. Ürün adı olmuş markalar olarak Band-Aid veya Elastoplast (İngiltere'de) olarak bilinirler. Curad ve Nexcare gibi markalar da bulunuyor. Yapışkan bandaj yara ve kabuğu sürtünme, bakteri, hasar ve kirden korur. Böylece, vücudun iyileşme süreci daha az rahatsız edilir. Sargılardan bazıları antiseptik özelliklere sahiptir. Ek bir fonksiyon, iyileşme sürecini daha hızlı yapmak için cildin iki kesik ucunu bir araya getirmektir.

<span class="mw-page-title-main">Embolizm</span> Atardamar, arteriyol ve kılcal damar hastalıkları

Embolizm, bir kütlenin kan akımıyla sürüklenerek damarları tıkamasına embolizm (embolism), bu cisme embolus denir. Kan akımıyla sürüklenen kütle maddenin her türden fiziksel niteliğini taşıyabilir. Bir embolizm sürecinin etkisi, embolusun kaynağı ve izlediği yol ile belirlenir. Trombuslardan kökenli emboluslar en sık görülen embolizm türünü oluşturur (tromboembolizm).

<span class="mw-page-title-main">Subaraknoid kanama</span> Subaraknoid aralığa kanama

Subaraknoid kanama, araknoid membran ile beyni çevreleyen pia mater arasındaki alan olan subaraknoid boşlukta meydana gelen kanamalardır.

Su altı buz hokeyi nispeten ekstrem bir spor olup buz hokeyinin türevidir. Donmuş havuzların veya göletlerin altında baş aşağı durarak oynanır. Katılımcılar dalış maskeleri, paletler ve dalış elbiselerini giyip donmuş yüzeyin alt tarafını oyun alanı veya yüzen bir disk için pist olarak kullanırlar. Yarışmacılar herhangi bir solunum cihazı kullanmazlar, bunun yerine hava almak için her 30 saniyede bir yüzeye çıkarlar.

<span class="mw-page-title-main">Künt travma</span>

Künt travma veya perforan (delici) olmayan travma; bir fiziksel travma sonrası ortaya çıkan durumdur. Bir nesne cildi deldiğinde ve vücudun bir dokusuna girerek açık bir yara ve çürük oluşturduğunda ortaya çıkan delici travmadan (penetran) farklı bir durumdur.