İçeriğe atla

Ren Altını

Ren Altını

Alberich ve Ren kizlari Ressam:Arthur Rackham
Özgün isimDas Rheingold
MüzikRichard Wagner
Gala22 Eylül 1869
İlk gösterim yeriNationaltheater, Münih
Oyuncular
  • Voglinde, Ren kızı (Soprano)
  • Vellgunde, Ren kızı (Soprano)
  • Flosshilde, Ren kızı (Mezzosoprano)
  • Alberich, Nibelungların Kralı (Bas)
  • Fricka, Wotan’ın karısı (Mezzosoprano)
  • Votan, Tanrıların başı (Basbariton)
  • Freia, gençlik ve güzellik tanrıçası (Soprano)
  • Fasolt, dev (Bas)
  • Fafner, dev (Bas)
  • Froh, Tanrı (Tenor)
  • Donner, Tanrı (Bariton)
  • Loge, Ateş Tanrısı (Tenor)
  • Mime, cüce, Alberich’in kardeşi (Tenor)
  • Erda, Yer Tanrıçası (Alto)

Ren Altını, Richard Wagner'in librettosunu yazdığı ve bestelediği Nibelung Yüzüğü epik dörtlüsünün birinci kısmıdır. Ilk temsili Münih'te 22 Eylül 1869 tarihinde yapılmıştır. Yüzüğün dövülerek hazırlanması ve bu yüzüğün lanetlenmesi hikâyesini anlatır.[1] Fantastik yaratıklar ve tanrılarla dolu bu mistik diyar, daha perde kalkmadan, müzigi ile seyircileri sanki büyülemektedir.[2]

Hazırlanma ve ilk sahnelenme

Ren Altını diğer "Nibelung Yüzüğü" operaları hazırlanmadan önce tek opera olarak 22 Eylül 1869'da "Nationaltheater, Münih'ye prömiyer temsil olarak sahnelendi. Bu sahnelenmede "August Kindermann" Votan rolünde, "Heinrich Vogl" Loge rolünde ve "Karl Fischer" Alberich rolünde idi. Richard Wagner Nibelung Yüzüğü'nü oluşturan dört operanın da tamamlanınca birbiri arkasında temsil edilmesini tercih etmekteydi ama patronu olan Bavyera Kralı II. Ludwig'in ısrarı ile ilk operayı tamamlayınca onun tek olarak prömiyer temsilini kabul etti. Nibelung Yüzüğü'nü oluşturan 4 opera serisinin arka-arkaya ilk temsilinin prömiyeri 13 Ağustos 1876'da, Richard Wagner tarafından şahsen tasarlanan ve inşa ettirilen Bayreuth Festivali Tiyatro Salonu'nda yapıldı.

Roller

Roller Ses tipi Prömiyerde roller
22 Eylul 1869
(Orkestra şefi: Franz Wüllner))
Yuzuk Prömiyerinde roller
13 Agustos 1876
(Orkestra şefi: Hans Richter))
Tanrilar
Votan bas-bariton August Kindermann Franz Betz
LogetenorHeinrich Vogl Heinrich Vogl
Frickamezzo-soprano Sophie Stehle Friederike Grün
FreiasopranoHenriette Muller Marie Haupt
Donner bas-bariton Karl Samuel Heinrich Eugen Gura
Frohtenor Franz Nachbaur Georg Unger
Erda kontraltoEmma Seehofer Luise Jaide
Nibelunglar
Alberich baritonKarl Fischer Karl Hill
Mime tenor Max Schlosser Max Schlosser
Devler
Fasolt bas-bariton veya bas Toni Petzer Albert Eilers
Fafner bas Kaspar Bausewein Franz von Reichenberg
Ren-kizlari
Voglinde soprano Anna Kaufmann Lilli Lehmann
Vellgunde soprano veya mezzo-soprano Therese Vogl Marie Lehmann
Flosshilde mezzo-soprano Wilhelmine Ritter Minna Lammert

Konu özeti

Mekan:Mitik çağlarda Almanya

Sahne 1

Nibelung kralı Alberich ve Ren-Kızları - 1876 yapımı mizanseni

Mekan: Ren Nehri

Perde açıldığında Ren Nehri dibi ve sahnenin üst tarafında vahşi kayalıklı bir nehir kıyısı vardır. Üç Ren Kızı (Voglinde, Vellgunde ve Flosshilde) çok kıymetli Ren Altınının koruyucuları olarak beklemekte ve yüzüp şarkı söylemektedirler. Bir kötü karakterli ve görünüşlü cüce Nibelunglar kralı olan Alberich gelir ve onları yakalamaya çalışır. Onlara aşkını ilan eder, ama Ren Kızları onu çirkinliğinden dolayı alaya alırlar. Alberich onların koruduğu altını görür ve onlara bunun ne olduğunu sorar. Kızlar bu altınla kim yüzük yapıp parmağına takarsa büyük bir büyü gücüne sahip olacağını ama bu altına sahip olmak için aşktan feragat etmesi gerektiğini ifşa ederler. Ren Kızlerı Alberich'in kızlardan çok hoşlandığı için aşktan hiç vazgeçmeyip altını almak istemediğini sanmaktadırlar. Ama Alberich altını çok istemektedir. Kayalara tırmanıp aşktan vazgeçtiğini ilan eder. Sonra da altını alıp kaçmaya başlar. Ren Kızları buna yakınmaya başlayınca uzaktan Alberich'in kahkahası duyulur.

Sahne 2

Iki dev Fasolt ve Fafner'in Freia'yi alip gitmeleri
Ressam: Arthur Rackham

Mekan: Valhalla

Bu sahne tanrıların yaşadıkları yer olan Valhalla'da geçer ve bunun için sahnede kayalıklar arasında bir boğaz ve uzakta yalçın dağlar üzerinde bir büyük kale olan Valhalla görünür.

Baştanrı olan Votan ve karısı Fricka sahnenin ön planında uyumaktadır. Votan uyanır ve Valhalla'ya bakar. Karısına iki devin, Fasolt ve Fafner, tanrılar evi olacak bu kaleyi tamamladıklarını ve bu yapının çok muhteşem olduğunu söyler. Karısına bunun karşılığı söz verdiği ödemenin yapılması zamanı geldiğini hatırlatır. Votan'ın verdiği söz, yapı bitince bu yapıyı yapan Fasolt ve Fafner adlı iki deve Fericka'nın kız kardeşi olan Tanrıça Feria'yo verileceğidir. Halbuki Freia bir bahçeye bakmakta ve burada yetiştirdiği altın elmalar tanrılara olumsuz olarak ebediyen yasama imkânı sağlamaktadır. Eğer bu altın elmalara bakan olmazsa tanrılar da yaslanıp öleceklerdir. Bu nedenle Fericka kız kardeşinin bu iki korunç yaratığa verilmesinin şiddetle aleyhindedir. Kocası olan Wotan'ın bu sözü vermesini bu yeni büyük yapı ile kendi gücünü gösterme ihtirasına ve iktidara olan sınırsız eğilimene bağlayıp onu lanetlemektedir. Wotan karısına bir yolunu bulup devleri aldatmak için uygun bir yol bulduğunu; ve bunu kullanıp sözünü tutmayıp Tanrıça Freia'yı devlere vermeyeceğini söyler.

Tanrıça Freia büyük bir endişe ile sahneye girer. Fasost ve Fefner devleri tarafından kovalanmakta ve kardeşleri olan Tanrı Froh ile Tanrı Donner Tanrıçayı korumaya çalışmaktadırler. Devler Wotan'dan kaleye hazırlayıp bitirdikleri için kendilerine vadedilen ücretin ödenmesini isterler. Wotan onlara kutsal mızrak üzerine de yazılmış olan bu verdiği yemini tutacağını söyler; ama biraz daha beklerlerse bu değerli hediyeye daha da rahatça kavuşabileceklerini bildirir. Bunda amacı yeni durumlar ortaya çıkana kadar biraz vakit kazanma isteğidir.

Bu sırada Ateş Tanrısı Loge yanan bir alev olarak sahneye girer ve sonradan Ates Tanrısı şeklini alır. Cüce Nibelung Alberich'in nasıl Ren Altını'nı bulup eline geçirdiğini ve bu altından yapacağını yüzüğün yüzük sahibine tüm dünya üzerinde tam büyük bir iktidar gücü bağışlayacağını anlatır. Devler Loge'yi dinledikten sonra Votan'a fikirlerini değiştirdiklerini ve kendilerine Tanrıça Freia yerine Ren Altını verilmesini kabul edebileceklerini bildirirler. Bu yüzüğün mümkün büyük gücünü anlayan Votan bu yeni teklifi kabul etmez ve verdiği söze uygun olarak devlerin Tanrıça Freia'yı alıp götürebileceklerini bildirir. Devler tanrılardan hiç başka direniş görmeden, tanrılara Freia'yı geri isterlerse karşılığında Ren-Altınını kabul edebileceklerini de bildirip Tanrıça Freia'yı alıp oradan ayrılırlar. Bu gelişmeye karşı güçsüz kalan tanrılar onlar arkasından bakakalırlar.

Tanrı Loge Votan'a döner ve davranışının hatalı olduğunu, bu nedenle Feria'nın bekçiliğini yaptığı onlara ebediyet sağlayan altın elmanın ağaçtan koptuğunu bildirir. Baştanrı Votan, Tanrı Loge'ye nasıl olup da bu altını ele geçirebileceklerini sorar. Löge, Votan ile birlikte Neibelung'ların yaşadığı yeraltı mevkine gidip zaten Alberich'in Ren Kızlarından çalmış olduğu altını ondan çalabilaceklerini açıklar. Buna aklı yatan Votan Loge ile birlikte Ren altınını çalmak için Nibelung'ların yaşadığı yeraltı mağarasına gitmek üzere sahneden çıkarlar.

Sahne 3

Nibelheim'da Albericht'in Nibelunglara zorla calistirmasi
Ressam: Arthur Rackham

Mekan: Nibelheim - Nibelung'lar mağarası ağzı ve mağara içi

Sis dağılırken ateş ve duman kaplı bir cehennemi andıran bu mağara içinde cüce Mime, Alberich'in emriyle sihirli "Tarnhelm" miğferini yapmaktadır. Bu miğferi giyen kişi hem göze görünmez olabilmekte ve hem de her istediği kılığa girebilmektedir. Fakat miğferi yapan Mime miğferi önce saklar. Niyeti bu miğfer yardımıyla Yüzüğü eline geçirmektir. Fakat Mime Alberich'in öfkesinden korkmaktadır ve Albericht miğferi istediği zaman ona bu sihirli miğferi verir.

Hazır olan miğferi Alberich başına giyer ve birden gözden kaybolur. Wotan ve Loge mağaraya girerek Alberich'i beklemeye başlarlar. Alberich yine kendini gösterir. Mağarada bulunan iki yabancı zannettiği iki tanrıya övünerek başındaki miğferin marifetlerini anlatmaya başlar. Bir marifeti daha göstermek için korkunç bir ejderha olur. Şeklini geri alınca Loge ona daha küçük bir sürüngen şeklini alabilmesinin mümkün olup olmadığını sorar. Cüce derhal kurbağa olur. O zaman Wotan kurbağa kılığında olan Alberich'in üzerine ayağını basarak onu yakalar. Kurbağayı bağlayıp ve mağarada bulunan altınları da paketleyerek oradan Valhalla'ya geri gitmek üzere ayrılırlar.

Sahne 4

Yeryüzü tanrıçası Erde
Ressam: Arthur Rackham

Mekan: Valhala

İkinci perdedeki kayalık boğaz ve Valhalla yine görünmektedir. Wotan ve Löge Nibelungların Kralını bağlı olarak getirirler ve onunla alaya başlarlar. Alberich bağımsızlığı kazanmak için ne istediklerini onlara sorar. Votan altını ve miğferi istediğini bildirir. Albericht altından ve başlıktan vazgeçmeye hazırdır, çünkü onun için önemli olan bir eşini Mime'ye yaptırabileceği miğfer ve altın değil, yüzüktür. Fakat Votan Albericht'ın parmağındaki yüzüğü de görmüştür ve bağımsızlığı sağlamak için Albericht'ten parmağındaki yüzüğü ister. Albericht buna uymayacak gibi olunca Votan yüzüğü Albericht'in parmağından zorla çıkarıp alır. Servetini terkedip bağımsızlığını kazanan Albericht oradan ayrılmadan evvel yüzüğü lanetler. Bu koyduğu lanete göre kim yüzüğe sahip olursa çok geçmeden ölecektir. Yüzüğün bu laneti Wagner'in bu dört operasının hepsinde çok önemli bir öğedir.

Bu sırada iki dev ve köle saydıkları Freia sahneye gelirler. Freia'nın yetiştirdiği altın elmaları yiyemedikleri için tanrılar pek zayıf düşmüşlerdir ve ölümsüzlüklerini kaybetmişlerdir. Bunlara tekrar kavuşabilmek isteyen tanrılar devlerin her türlü isteğini kabul etme yanlısıdırlar. Freia'yı kurtarmak için Votan devlere, eline geçirdiği her hazineyi ve özellikle altını onlara vermeye hazır olduğunu belirtir. Devler Freia'yı geri vermek için, Freia'yi hiç görünmeyecek hale getirecek şekilde her tarafını kaplayacak kadar altın istediklerini söylerler. Çaresiz Votan onların bu isteğine razı olmak zorunda kalır. Freia'nın her tarafını kapatacak altını ayırmaya başlarlar ama ellerindeki altın Freia'nın gözünün önünde kaplanmamış bulunan küçük bir deliği kapatmaya yetişmez. Bu sırada devler Votan'ın parmağındaki sihirli altın yüzüğü görürler ve bu yüzüğün bu ufak deliği kapatmaya yetişeceğini söylerler. Wotan buna önceden itiraz eder.

Bu sırada sahneye bir yaşlıca kadın şeklinde olan Yeryüzü Tanrıçasi Erde girer. Tanrıça Erde yüzüğün laneti dolayısıyla karanlık bir geleceğin beklediğini ve olayların hayırlı olmadığını söyler (*Weiche, Wotan, weiche*). Yüzüğün lanetli olduğunu ve bunun için onu taşımayıp devlere vermesini tavsiye eder. Votan bunu kabul ederek yüzüğü de diğer altınlarla beraber devlere verir. Freia'yı böylece devlerden kurtarır.

Yüzüğün laneti hemen işlemeye başlar. Yüzük dev Fasolt'un elindedir ama dev Fafner yüzüğü ondan almak ister. Devler aralarında çıkan bu anlaşmazlık sonunda birbirleriyle dövüşmeye başlarlar. Bu dövüş sonucu dev Fafner arkadaşı Fasolt'u öldürür ve yüzüğü eline geçirir. Fafner arkadaşı Fasolt'un cesedini ve yüzüğü alıp sahneden uzaklaşır. Loge Votan'a yüzüğü onlara vermekle çok akıllı bir iş yaptığını söyler. Fakat Votan'ın karısı Votan'ın yüzüğe kısa bir süre sahip olduğunu düşünerek kocasının akıbetinden korkmaya başlamıştır.

Votan yeni evi Valhalla'ya gitmek istemektedir. Sislere karışmış Valhalla'yı göstererek Şimşek Tanrısı Donner'e bir fırtınayla bulutları dağıtmasını emreder. Donner diğer Tanrı Froh'un yardımıyla müthiş bir fırtına koparıp sisleri uçurup giderir. "Gökkuşağı leit-motifi" çalınmakta iken, bir ucu Tanrılar ayaklarında diğer ucu Walhalla'da olan muhteşem gökkuşağından bir köprü oluşturur. Votan Valhalla tanrilar evini selamlar (*Abendlich strahlt*). Sonra Tanrıça Fericka'yı elinden tutarak köprüden Valhalla'ya doğru yürür. Diğer Tanrılar da onları takip ederler. Bu sırada uzaktan altınlarını kaybeden Ren Kızları'nın acılı çığlıkları gelmeye başlar. Votan Ren Kızlarının kaybına pek aldırmaz ama Loge'den onların çığlıklarını susturmasını ister. Bunun için Loge Ren Kızlarına seslendiğinde Tanrıların hepsi onu alaya alıp kahkahalara kapılırlar. Bu kadar Tanrıların bu kadar şakacı ve şen olmaları diğer üç opera sonunda hepsinin yüzük lanetiyle ölmeleri sonucu ile çok tezatlı olduğu sonradan anlaşılacaktır. Orkestra da "Valhalla leit-motifi"'ni bütün ihtişamıyla çalmaktayken perde kapanıp opera sona erer.

Müziksel özellikleri

Wagner "Ren Altını" Niebelunger Yüzüğü opera dizisinin diğer üç operasına bir prolog olarak hazırlamıştı ve diğer üç operayı konunun esasını teşkil ettiğini ön görmüştü.

Ren Altını çok iyi bilinen bir prelüd ile başlar. Bu prelüd Ren Nehri'nin dibini tanımlayan Mı-bemol akoru ile başlar. Önce bu akorun notları aynen tutulur ama sonra yavaş yavaş kırılan akorlar ve arpeggiolar nehrin üzerindeki hafif dalgacıkları andırmaya başlarlar. Harpler girerek büyük dalgalar gibi ses yapmaya başlarlar. Armoni olarak Ren Kızlerı girişine kadar aynı mi-bemol akoru 136 ölçü aynen çalınıp sanki Ren nehrinin sakin akışını ve bilinmez derinliklerini anlatır. "Ren leit-motifi" Nibelung Yüzük dizisinin ilk hatırlatıcı leit-motifidir. Bu leit-motif dizinin son eseri olan Gotterdämmerung’un bitiminde yine bulunur.

Wagner bu operasında "leitmotif" kavramını çok geliştirmiştir ve operaları klasik aryalar, düetler, vb.den sıyrılmıştır. Bu opera eserindeki her karakterin bir müziksel "leit-motifi" bulunmaktadır. Bu karakterin değişen ruh hâli ve değişen durumlara göre karakterin leit-motifi değişebilmekte veya diğer karakter leitmotifleri ile birleşmektedir. Devler için leit-motif büyük ağır akorlardan oluşur. Çok kurnaz olduğu kabul edilen ateş tanrısı olan Loge için leit-motifi kromatik dolambaçlı müziklidir. Yerküre Tanrısı olan Erda için leit-motif çok ciddi saygın müzikten oluşur. Bu operada ortaya çıkan "lanet" için özel bir leit-motif bulunur ve Nibelunglar Yüzüğü'nün dört eserinde de aynı "lanet leit-motifi" duyulur.

Bu operada bulunan bazı popüler parçalar şunlardır:

  • Prelud
  • Ren Kızlarinin şarkısı
  • Löge'nin Anlatımı
  • Nebelheim'e iniş ve oradan çıkış
  • Alberich'in laneti
  • Erda'nın ikazı
  • Donner'in Şarkısı (Heda! Heda hedo!)
  • Gökkuşağı Köprüsü Müziği
  • Tanrıların Valhalla'ya Girişi

Seçilmiş ses ve video kayıtları

Kaynakça

  1. ^ Viking say.1188
  2. ^ Riding ve Dunton-Downer say. 230

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yunan mitolojisi</span> Antik Yunanların oluşturduğu mitlerden oluşan mitoloji

Yunan mitolojisi, Antik Yunanistan'da dünyanın yaratılışı, tanrı, tanrıça ve kahramanların hayatı hakkındaki söylence ve öğretileri içermekle kalmayıp aynı zamanda Eski Yunan dininin gövdesini oluşturmaktadır. Günümüzde, bu mitoloji hakkındaki bilgilerimizi bu sözlü edebiyatın yazılı hâllerinden alıyoruz. Tarihçiler, mitoloji hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için o dönemin sanatındaki ipuçlarını bile toplar.

<span class="mw-page-title-main">Zeus</span> Yunan mitolojisinde en güçlü ve önemli; göklerin şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısı

Zeus, "Tanrıların ve İnsanların Babası" ve Yunan mitolojisinde en güçlü ve önemli tanrıdır. Roma'da Jüpiter olarak da bilinir. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısıdır. Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir. Bereket ile özdeşleşmiştir, yağmur ondan beklenir. Titan Kronos'un ve eşi Rhea'nın en küçük çocuğu ve oğludur. Tanrıça Hera'nın kocasıdır. Simgesi şimşeğin yanında boğa, kartal ve meşe ağacıdır. Aynı zamanda tanrıların kralı olduğu için taht ve asa ile de sık sık betimlenir. Ayrıca Athena'nın ona hediyesi olan Aegis'in de taşıyıcısıdır. Zeus'un en eski kült ve bilicilik merkezi Yunanistan'daki Dodona antik şehirdir. Habercisi oğlu Hermes'tir. Gigantlar arasındaki karşıtı Kral Porphyrion'dur.

Nibelungen Destanı, Ren Nehri kıyısında, eski Worms şehri civarında geçer.

Çin mitolojisi, Çin halk ve kültürünün biriktirdiği mitolojik ve efsanevi söylence, inanç ve tarih anlayışın bütününü tanımlar. Oxford'un Asya Mitolojisi Sözlüğü Çin mitolojisini tanımlarken şu ifadeye yer verir:

Çin mitolojisi, ..., tarih, efsane ve mitin bir karışımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Parsifal</span> Opera oyunu

Parsifal, Richard Wagner’in üç perdelik bir operası veya müzikal dramıdır. Wagner bu eserini şahsen olarak tanımlamayı tercih etmiştir. Parsifal operasının konusu çok serbest biçimde Wolfram von Eschenbach tarafından 13. yüzyılda yazılmış olan bir epik şiir olan Parzival'dir ve mitik İngiliz Kralı Artur zamanının bir şövalyesi olan Parzival'in Kutsal Kaseyi bulmak için geçirdiği serüvenleri anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Iðunn</span>

İskandinav mitolojisinde Iðunn, elma ve gençlikle ilişkilendirilen bir tanrıçadır. Bu elmalar İskandinav tanrılarına sonsuz gençlik ve güzellik sağlamaktadır. Iðunn, 13. yüzyılda daha önceki geleneksel kaynaklardan derlenen Şiirsel Edda'da ve 13. yüzyılda Snorri Sturluson tarafından yazılan Nesir Edda'da tasdik edilmiştir. Her iki kaynakta da, skaldik şiir tanrısı Bragi'nin karısı ve ayrıca Şiirsel Edda'da elmaların bekçisi ve ebedi gençliğin bahanesi olarak tanımlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Arthur Rackham</span> İngiliz kitap ressamı

Arthur Rackham, ünlü İngiliz kitap ressamı.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan sanatı</span>

Bugünkü Yunanistan topraklarına Yunanlar ayak basmadan önce, Girit, kültürel gelişimin öncülerindendi. Burada Neolitik'ten son Tunç Çağına kadar sürekli bir gelişim izlenilebilir. Minos kültürü; Girit'teki Bronz Çağ kültüründeki kral Minos'a bağlanarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte bir tür akraba olarak tanımlayabileceğimiz Yunan topraklarındaki kültür için "Hellas" terimi kullanılmıştır. Ayrıca "Kiklad" terimi de Kiklad'larda bulunan 3000 yıllık mermer heykelcikleri ve çömlekleri için kullanılmıştır. Bu adlandırmalar dönemi inceleyen arkeologlar tarafından verilmiştir. Kiklad yapıtları, Minos ve Hellas kültürü ile ilişkili değildir. Tam tersine bu yapılar yerel olarak sınırlanmış ve bugüne dek az tanınmış bir kültür çevresine bağlıdır. Erken Minos kültürünün en önemli kalıntıları Girit'in doğu bölümünde, özellikle Gurnia, Vasiliki, Palaikastro gibi küçük kentlerle komşu adalardan Pseira ve Mochios'da bulunmuştur. Akdeniz çevresiyle de karşılıklı ilişkiler kurduğu açıkça bellidir.

<span class="mw-page-title-main">Uçan Hollandalı (opera)</span> Wagner tarafından hazırlanmış üç perdelik bir opera

Uçan Hollandalı liberetto ve müzik bestesi Richard Wagner tarafından hazırlanmış. üç perdelik bir operadır. Liberetto Richard Wagner tarafından, Heinrich Heine'nin 1834 tarihli eski bir efsanenin hiciv nitelikli olarak yeniden söylemesinden uyarlanmıştır. Uçan Hollandalı efsane hikâyesi kıyamet gününe kadar ilahi güçler tarafından denizlerde yelkenli gemi kullanmaya mahkûm edilmiş olan bir Hollandalı gemi kaptanı hakkındadır. Wagner'in bu operada işlediği ana tema aşk ile insanların kendilerini kurtarabilmeleri hakkındadır.

<span class="mw-page-title-main">Tannhäuser</span>

Tannhäuser Richard Wagner tarafından 1845'te yazılmış ve bestelenmiş üç perdelik operadır. Bu operanın konusu iki Alman Orta Çağlar efsanesi olan Tannhauser ve Wartburg Şatosu müzikçiler yarışmasından uyarılmıştır. Konunun teması kutsal ve kutsal olmayan aşk arasındaki ilişkiler ve insanların ruhunun aşk ile kurtulmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tristan ve İsolde (opera)</span>

Tristan ve İsolde Richard Wagner tarafından bestelenmiş ve liberettosu yazılmış üç perdelik bir Almanca operadır. Eser bir İngiliz efsanesi olan Tristan ve İsolde'nin Almanca Göttfried von Strassburg tarafından uyarlamasına dayandırılmıştır. 1857 ile 1859 arasında bestelenmiş ve prömiyeri Münih Opera Evi'nde Hans von Bulow'un orkestra şefliği altında 10 Haziran 1865'te yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sebasteion Kabartmaları</span>

Sebasteion Kabartmaları, Anadolu'nun Karya Bölgesi'nin kuzeydoğusunda, Tanrıça Aphrodite'e adanmış antik Roma kenti Afrodisias'daki Sebasteion Tapınağı'nın kuzey ve güney kenarlarındaki cephelerin ikinci ve üçüncü katlarını süsleyen insan boyutlarında yapılmış, Afrodisias Heykelcilik Okulu'nun ürünü olan 200 adet kabartmadır.

<span class="mw-page-title-main">Valküreler (opera)</span>

Valküreler, Richard Wagner'in librettosunu yazdığı ve bestelediği Nibelung Yüzüğü epik dörtlüsünün ikinci kısmıdır. Ölümlü kişiler olan Siegmund ve Sieglinde'nin ve tanrısal Valküre Brunnhilde'nin tanrıların kralı ve babaları olan Votan'a itaatsizlik etmesinin hikâyelerini anlatmaktadır. Telif hakları sona erdikten sonra çok popüler olarak yapımlanması Wagner'in unutulmaz müziksel temaları nedeniyledir; ama bunun yanında olağanüstü ölümsüz savaşçılar olan Valküreler de çok unutulmazlar.

<span class="mw-page-title-main">Nibelung Yüzüğü</span>

Nibelung Yüzüğü, Alman besteci Richard Wagner (1813–83) tarafından hazırlanmış dört epik operadan oluşan bir opera serisidir. Bu eserlerin konusu ve karakterleri genel bir şekilde "Nibelungenlied" adini taşıyan İskandinav mitolojisi saga eserlerinden uyarlanmıştır. Bu dört dram "Wagner'in Yüzüğü" veya "Yüzük Serisi" veya "Yüzük" olarak anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Götterdämmerung</span> Richard Wagner operası

Götterdämmerung, Richard Wagner'in Nibelungen Yüzüğü adlı opera dörtlemesinin sonuncusudur. İlk gösterimi 17 Ağustos 1876 tarihinde, sonradan "Richard Wagner Tiyatro Salonu" olarak adlandırılan Bayreuth Festivali Salonu'nda, dörtlemenin ilk tam gösteriminin bir parçası olarak gerçekleştirilmiştir. Bu son kısım Nibelungen Destanı'nındaki Siegfried'in ölümüyle Ragnarok olayının birleştirilmesi sonucu oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Siegfried (opera)</span>

Siegfried, Richard Wagner'in librettosunu yazdığı ve bestelediği Nibelung Yüzüğü epik dörtlü operalarının üçüncü kısmıdır. Siegfried operasının prömiyer temsili 16 Ağustos 1876 günü Bayreuth Festivali Tiyatrosu'nda yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">La finta giardiniera</span>

Finta Giardiniera İtalyanca adı ile genellikle anılan; Türkçe adı Bahçıvan Taklidçisi Genç Kız olan, bestesi daha 18 yaşında olan Wolfgang Amadeus Mozart tarafından, İtalyanca liberettosu tartışmalı olarak günümüzde Giuseppe Petrosellini'ye atıfedilen ama uzun bir dönem Ranieri de Cazalbigi'ye atıflı olan bir uvertür ve 3 perde ihtiva eden bir opera buffa janrında opera eseri.

<span class="mw-page-title-main">Vestal Bakiresi</span> Gaspare Spontininin bestelediği üç perdelik opera

Vestal Bakiresi Gaspare Spontini tarafından bestelenmiş üç perdelik tragédie lyrique janrında opera. Eserin librettosu, Fransızca olarak Étienne de Jouy tarafından yazılmıştır. Eserin ilk temsili 15 Aralık 1807'de Paris'te o zamanki "Académie İmpériale de Musique"'na ait olan Salle Montansier tiyatrosunda yapılmıştır. Bu eser Gespare Spotini'nin şaheseri olduğu kabul edilmektedir. Eserin müzik stili Gluck'ten etkilenmiş ve ileride Berlioz, Wagner ve XIX. yüzyıl Fransız Grand Operası'na büyük etkileri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İphigenia Aulide'de</span>

İphigenia Aulide'de Christoph Willibald Gluck tarafından Fransızca olarak hazırlanmış 4 perdelik bir trajedik opera. Eserin librettosu Nicolas-François Guillard tarafından Fransızca olarak tanınmış Fransız trajedi yazarı Jean Racine'in antik Yunan mitinden uyarlanarak yazdığı "İphigenie (1674)" trajedisinden uyarlanarak yazılmıştır. Eserin prömiyer temsili 19 Nisan 1774'te Paris'te "Académie Royale de Musique" tarafından yapılmıştır. Bu eser Fransız opera sahnesinde temsil edilen ilk Fransızca opera eseri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Gök Boğası</span> Antik Mezopotamya mitolojisinde geçen bir figür

Gök Boğası, Göklerin BoğasıGökyüzü Boğası, Cennet Boğası veya Cennetin Boğası, antik Mezopotamya mitolojisinde kahraman Gılgamış'ın savaştığı efsanevi bir canavardır. İlki erken Sümerce bir şiirde geçen, diğeri ise standart Akadcayla yazılmış bir Sümer şiiri olan Gılgamış Destanı'nda yer alan olmak üzere Gök Boğası'na ait hikâyenin iki farklı versiyonu vardır. Sümer şiirinde boğa, belirsiz sebeplerden dolayı tanrıça İnanna tarafından, Gılgamış'a saldırması için gönderilir. Gılgamış Destanı'nın VI. tabletindeki Akadca söylentilerde tanrıça İştar, Gılgamış'a cinsellik içeren bir teklifte bulunur; fakat Gılgamış teklifi reddeder. Bunun üzerine sinirlenen İştar, babası Anu'ya giderek Gök Boğası'nı ondan ister. Böylece İştar, Gılgamış ile Gılgamış'ın arkadaşı Enkidu'ya saldırması için boğayı Uruk'a gönderir fakat ikili, boğayı öldürür. Boğayı yendikten sonra Enkidu, boğanın sağ uyluğunu İştar'a fırlatarak onunla alay eder. Boğanın katledilmesi, tanrıların Enkidu'yu ölüme mahkûm etmesine neden olur. Bu olay, Gılgamış'ta ölüm korkusunun ortaya çıkmasına sebebiyet verir ve destanın geri kalan kısmını yönlendirir.