İçeriğe atla

Remziye Hisar

Remziye Hisar
Doğum1902
Üsküp, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm13 Haziran 1992
İstanbul, Türkiye
MilliyetTürk
VatandaşlıkTürkiye
Eğitimİstanbul Darülfünunu
Sorbonne Üniversitesi
EvliliklerReşit Süreyya Gürsey
Çocuk(lar)Feza Gürsey, Deha Gürsey
Ödüller1955 Officiel d'Academie nişanı
1991 Tübitak Hizmet Ödülü
Kariyeri
Çalıştığı kurumlarİstanbul Üniversitesi,
İstanbul Teknik Üniversitesi

Remziye Hisar (1902, Üsküp - 13 Haziran 1992, İstanbul), Türk kimyager.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilk yıllarda çağdaş bilimin öncülerindendir ve kimya mesleğinin Türkiye'deki ilk kadın öncüsü olarak kabul edilir.[1] Darülfünun'da fen bilimleri eğitimi alan ilk kadınlardandır ve Sorbonne Üniversitesinden doktora derecesiyle mezun olan ilk Türk kadındır.[] Fizikçi Feza Gürsey ve Psikiyatrist Deha Gürsey'in annesidir.

Yaşamı

1902 yılında Üsküp'te doğdu. Babası İstihkam Yarbayı Salih Hulusi Bey, annesi Ayşe Refia Hanım'dır.[2] Ailenin dört kızından biridir. Ailesi, Meşrutiyetin ilanından bir yıl sonra İstanbul'a göç etmiştir.[2][3]

Remziye Hanım, Davutpaşa'daki üç yıllık mekteb-i iptida-i'yi, bir yılda henüz dokuz yaşında iken tamamladı.[4] Daha sonra, İttihat ve Terakki Mektebi ve Emirgan İnas Rüştiyesine devam etti; çok sevdiği Türkçe öğretmeninin İstanbul Darülmuallimatı'na (Kız Öğretmen Okulu) transfer olması üzerine, öğrenimini bu okulda sürdürdü.[3] Sınıfın iyi öğrencileri arasında yer alan Remziye Hanım, küçük sınıflardaki öğrencilere geometri ve matematik dersleri verdi. 15 Temmuz 1919 tarihinde okulun Darülfünun'a hazırlamak üzere oluşturduğu iki sınıflık bölümünden birincilikle mezun oldu.

Darülmuallimat'tan mezuniyetinin ardından Darülfünun'un kimya bölümüne kaydını yaptırdı. Kız öğrencilerin erkek öğrencilerden ayrı saatlerde ders aldığı bu dönemde, kimya bölümündeki üç kadın öğrenciden birisi idi.[2] Kimyayı seçme nedenini bir röportajında "Fen derslerinde kanunlarda olsun, buluşlarda olsun hep yabancı isimler görmek beni kahrediyordu. Fen alanında bir tek Türk ismi görememenin ezikliğini, bu dalda başarılı olursam giderebilirim sanıyordum" cümleleriyle açıklamıştır.[3]

Bakü'de açılacak bir okulda öğretmenlik yapmak üzere İstanbul'dan kadın öğretmenler talep edilmesi üzerine hocalarından Sarıklı Vehbi Bey himayesinde beş okul arkadaşıyla birlikte 15 Aralık 1919'da İstanbul'dan ayrılıp Azerbaycan'a gitti.[1] Sovyet Rusya'nın Azerbaycan'ın bağımsızlığına son vermesine kadar bir erkek lisesinde ders verdi. Orada bir kız öğretmen okulunun açılmasıyla ilgili verilen bir toplantıda Yüzbaşı Doktor Reşit Süreyya Bey ile tanıştı. 20 Nisan 1920'de onunla evlendi ve aynı yıl eşi ile birlikte İstanbul'a döndü. Ertesi yıl oğlu Feza Gürsey'i, 1924'te ise kızı Deha Gürsey-Owen'ı dünyaya getirdi.

Türkiye'de Türk Kurtuluş Savaşı'nın devam ettiği bu dönemde Çukurova bölgesinin Fransızlardan geri alınması üzerine kendisi Adana'da Darülmuallima'ya müdür olarak, eşi ise kolordu doktoru olarak tayin oldu. Bir buçuk yaşındaki oğlunu annesine bırakarak Adana'ya gitti.

Cumhuriyetin ilanından sonra istifa etti ve tedavi amaçlı olarak Paris'te bulunan eşinin yanına gitti. Paris'te Sorbone Üniversitesinde kimya eğitimine başladı. Langevin ve Madam Curie gibi çok tanınmış bilim insanlarının öğrencisi oldu. Eğitiminin ikinci yılında Millî Eğitim Bakanlığı bursundan yararlanma hakkı elde etti.[3] Pasteur Enstitüsünü takip ederek biyokimya sertifikası aldı.[2] Doktorasına başlayacağı dönemde bursu kesilince Erenköy Kız Lisesine kimya öğretmeni olarak atanarak yurda döndü. 1924'te kızı Deha Gürsey'i dünyaya getirdi.[5]

Türk bilim insanı Remziye Hisar, laboratuvarda çalışmalarını yürütürken (Ankara, 1938).

1930 yılında Millî Eğitim Bakanlığının yurt dışı doktora bursundan yararlanarak doktorasını yapmak üzere yeniden Paris'e gitti. Eşinden boşanan ve Paris'e çocukları ve kardeşiyle giden Remziye Hisar, 1933 yılında doktora tezini tamamlayarak Türkiye'ye döndü.

1933-1936 yılları arasında İstanbul Üniversitesinde kimya ve fizik kimya dersleri verdi. 1936 yılında bir süre için üniversiteden ayrıldı; Hıfzıssıhha Müessesesi Farmakodinami Şubesinde Kimya Mütehassıslığı görevinde bulundu.[6]

1942-1947 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Okulu Analitik Kimya ve Toksikoloji kürsüsünde görev yaptı. 1947 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Kimya Kürsüsüne atandı. 1955 yılında Fransa'da "Officiel d'Academie" nişanına layık görüldü.[6] 1959 yılında profesör oldu.

1973 yılında emekliye ayrıldı. Yaşamını İstanbul'da Anadoluhisarı Otağtepe'de ailesinden kalma konakta sürdürdü. 1991 yılında Tübitak Hizmet Ödülü'nü aldı.[6] Oğlu Feza Gürsey'i Nisan 1992'de yitirdikten sonra 13 Haziran 1992'de öldü.

Eserleri

Dördü çeviri, beş ders kitabı yayımlamış; ayrıca kimya dalındaki buluşlarını içeren 16 bildirisi Fransa'da yayınlanmıştır. Uluslararası bildirileri arasında, Siirt dağlarında yetişen bir bitki türünün etkilerini içeren buluşu Fransa'da yayımlanarak bilim dünyasına tanıtılmıştır.[1]

1920'lerden itibaren şiir yazan Remziye Hisar'ın bazı şiirleri "Bir Kadın Sesi" adlı kitapta bir araya getirilerek yayımlanmıştır.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Toros, Taha. "Türkiye'de Kimya Biliminin Öncülerinden Remziye Hisar" (PDF). earsiv.sehir.edu.tr:8080. Tarih ve Toplum dergisi, Cilt 26, Sayı 126, Tarih Aralık 1996. 26 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 25 Ocak 2018. 
  2. ^ a b c d "Bir bilim kadınının hikâyesi: Remziye Hisar nasıl ilk kimyagerimiz oldu?". petrol-is.org.tr/. Petrol-İş Kadın dergisi, Sayı: 50, Haziran 2015. 23 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2018. 
  3. ^ a b c d "Bir "Çalıkuşu" Öyküsü...İlk Kadın Kimyacımız Remziye Hisar" (PDF). bilimtarihi.org. Bilim Teknik dergisi, Ağustos 1995. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Ocak 2018. 
  4. ^ "Remziye Hisar". İnovatif Kimya dergisi, 20 Şubat 2017. 26 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2018. 
  5. ^ "Prof. Dr. Dr. h.c. Feza Gürsey (1921 – 1992)". fizikciler.info.tr. Fizikciler.info.tr sitesi. 26 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2018. 
  6. ^ a b c Sungur, Necati. "TÜBİTAK 1991 Bilim-Hizmet-Teşvik Ödülleri sahiplerini buldu" (PDF). core.ac.uk/. Bilim ve Teknik Dergisi, Cilt 25, Sayı 291, Şubat 1992. 26 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Ocak 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Feza Gürsey</span> Türk matematikçi ve fizikçi

Feza Gürsey, Türk fizikçi ve matematikçi.

<span class="mw-page-title-main">Boğaziçi Üniversitesi</span> İstanbulda kurulu devlet üniversitesi

Boğaziçi Üniversitesi (BOÜN), İstanbul'da yer alan bir devlet üniversitesi.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Üniversitesi</span> İstanbulda kurulu devlet üniversitesi

İstanbul Üniversitesi (İÜ), ana yerleşkesi İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan, Türkiye'nin en eski devlet üniversitesidir.

Ayşe Soysal Türk matematikçi.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız Teknik Üniversitesi</span> İstanbulda kurulu devlet üniversitesi

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), İstanbul, Türkiye'de yer alan; 1911 yılında Kondüktör Mekteb-i Âlîsi adıyla kurulmuş devlet üniversitesidir.

Dârü'l-Muallimât; 1870 yılında Osmanlı Devleti’nde, ilk ve orta öğretim kız okullarına öğretmen yetiştirmek için açılan eğitim kurumu. Kız öğretmen okulu.

<span class="mw-page-title-main">Üniversite</span>

Üniversite, yükseköğretim kurumu ya da bilimtay en üst seviyede eğitim verilen, araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlardır. Araştırma alanları çoğunlukla çeşitli disiplinlere ayrılan üniversiteler genellikle yüksek okul, lisans ve lisansüstü okullarından oluşurlar. Araştırma görevlileri ya da akademisyenler, yaptıkları özgün çalışmalar dolayısıyla doçent, profesör gibi çeşitli unvanlarla ödüllendirilirler. Çeşitli akademik disiplinlerde akademik dereceler verir. Üniversiteler genellikle farklı okullarda veya öğrenim fakültelerinde hem lisans eğitimi hem de lisansüstü eğitim sunar.

<span class="mw-page-title-main">Feza Gürsey Bilim Merkezi</span>

Feza Gürsey Bilim Merkezi (FGBM), Ankara'nın Altındağ ilçesi Altınpark bünyesinde faaliyet gösteren, öğrencilerin eğlenceli bir ortamda bilimin temel prensiplerini öğrenmesi için kurulmuş bir tesistir. Türkiye'nin ilk bilim merkezinden birisidir.

Darülfünun, Arapça dar ve fünun (fenler) sözcüklerinden türetilmiş, "üniversite" anlamında kullanılan bir sözcüktür. Aynı zamanda 1900 yılında Avrupa üniversiteleri tarzında kurulan Darülfünun-ı Şahane veya İstanbul Darülfünununu ifade eder. Bu kurum 1933 reformuyla İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi</span> Türkiyenin ilk Fen Fakültesi.

1933 Üniversite reformu ile birlikte kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi, yurt dışından davet edilen öğretim üyelerinin de katkıları ile Zeynep Hanım Konağı'nda eğitim öğretime başlamış, 1935 yılında Rasathane, 1936 yılında Botanik Enstitüsü binaları tamamlanmış, ancak 28 Şubat 1942 tarihinde çıkan yangın ile Zeynep Hanım Konağı tamamen yanmıştır. Yeni binanın yapımına başlanmış ve 1952 yılında tamamlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Salih Zeki</span> Osmanlı-Türk matematik bilgini, bilim tarihçisi, astronom (1864 - 1921)

Salih Zeki Bey, Osmanlı-Türk matematik bilgini, bilim tarihçisi ve astronomdur. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşamış ve yaptığı çalışmalarla çağdaş bilimin Türkiye’de tanıtılmasında ve yayılmasında önemli katkılarda bulunmuştur. Yaşadığı dönemin önde gelen matematik bilginlerinden olmasının yanında; İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat Gazeteleri ile Darülfünun Dergisi’ne yazdığı makaleler ile bilim hayatına sayısız katkıda bulunmuştur. Bilim tarihi açısından çok değerli konferanslar vermiş ve eserler kaleme almıştır. Bu konuda aldığı ilk çalışması, aynı zamanda bir Türk bilim adamının yurt dışında yayınladığı ilk bilim tarihi makalesi olma özelliği taşımaktadır. Ölümünden sonra da Türkiye’deki matematik araştırmalarına öncülük eden ve bilim tarihi açısından da çok değerli olan eseri Asar-ı Bakiye’yi dört cilt olarak düzenlemiştir, ancak hayattayken ilk iki cildi yayımlanmıştır. Verdiği konferanslarda Türk matematikçilerinin o dönemde henüz bilmediği Öklid dışı geometriler, sanal sayılar, sayılar teorisi gibi alanların ülkede tanıtılması sağlamıştır. Bu alandaki katkıları bununla da sınırlı kalmamış verdiği dersler, yazdığı kitaplar ve kaleme aldığı ders kitapları ile matematik dersinin, eğitimin her seviyesinde yayılmasında büyük katkı sağlamıştır. Bunun yanında astronomi, fizik, geometri, mantık gibi birçok alanda hem ders kitabı hem de özgün çok sayıda yapıt vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Aaron Ciechanover</span>

Aaron Ciechanover, İsrailli biyolog, kimyager ve 2004 Nobel Kimya Ödülü'nün sahibi.

İnâs Darülfünunu, Osmanlı Devleti’nde kadınların yükseköğrenim görebilmesi için 1914-1915 ders yılında İstanbul’da kurulmuş 3 yıllık bir yükseköğrenim kurumudur.

<span class="mw-page-title-main">Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey</span>

Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey, Türk matematikçi, eğitimci, çevirmen.

<span class="mw-page-title-main">Gediz Akdeniz</span>

Kamil Gediz Akdeniz, Türk fizikçi ve felsefeci.

Tevfik Remzi Kazancıgil, Türk doktor ve bilim insanıdır. Kadın hastalıkları ve doğum konularının Türkiye’de geliştirilmesinde öncü olmuştur.

Suha Suat Gürsey, Türk fizikçi ve bilim tarihçisi.

<span class="mw-page-title-main">Reşit Süreyya Gürsey</span> Türk yazar

Reşit Süreyya Gürsey (1889-1962), Türkiye'nin ilk radyologlarından biri olup aynı zamanda bir fizikçi ve edebiyatçıdır.

Bilim Tarihi dergisi, bilim tarihçisi Osman Bahadır tarafından 1991-1994 yılları arasında 30 sayı olarak yayımlanmış olan Türkiye'nin ilk bilim tarihi konulu aylık dergilerinden birisidir. Akademik ve hakemli olmamakla birlikte tercüme yazıların yanı sıra bir dizi araştırma makalesini de içeren aylık bir dergi olup, döneminde ilklerdendir ve Türkiye'de bilim tarihi alanına katkı sağlamıştır.

Deha Gürsey Owen , Türk kadın bilim insanı ve psikiyatrist. 1949 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirmiş ve ardından ABD'ye göç etmiştir. Daha sonra John Hopkins Üniversitesi'nde profesör olmuştur. Uluslararası Psikoloji Cemiyeti'nin tek Türk üyesi olarak görev yapmıştır. Annesi ünlü kimyager Remziye Hisar, babası askeri doktor ve radyolog Reşit Süreyya Gürsey, kardeşi ünlü fizikçi Feza Gürsey'dir.