Basur veya hemoroid ayrıca halk arasında bilinen adıyla mayasıl, anal kanalda dışkı kontrolüne yardımcı olan vasküler yapılardır. Bunlar şiştiği veya iltihaplandığı zaman patolojik hale veya hemoroid memesi hâline gelir. Fizyolojik durumdayken, arteryo-venöz kanallar ve bağ dokudan oluşan bir tampon görevi görürler.
Karaciğer sirozu veya kısaca siroz, uzun süreli karaciğer hasarının neden olduğu, karaciğer fonksiyonunun yaygın ve çoğu zaman geri dönüşümsüz olarak bozulmasıyla karakterize kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Karaciğerde meydana gelen hasar sonucu zamanla normal karaciğer dokusunun yerini fibröz skar dokusu alır ve bu da karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına yol açar. Hastalık tipik olarak aylar veya yıllar içinde yavaşça gelişir. Erken belirtiler arasında yorgunluk, halsizlik, iştah kaybı, açıklanamayan kilo kaybı, bulantı, kusma ve karnın sağ üst kadranında ağrı olabilir. Hastalık ilerledikçe belirtiler arasında kaşıntı, alt bacaklarda şişme, karında sıvı birikmesi, sarılık, kolay morarma ve ciltte örümcek benzeri kan damarlarının gelişmesi yer alabilir. Karında biriken sıvı spontan enfeksiyonlara yol açabilir. Daha ciddi komplikasyonlar arasında hepatik ensefalopati, özofagus, mide veya bağırsaklardaki genişlemiş damarlardan kanama ve karaciğer kanseri yer alır. Sirozun evreleri arasında kompanse siroz ve dekompanse siroz yer almaktadır.
İshal veya diyare, bir günde en az üç kez gevşek, sıvı veya sulu bağırsak hareketlerinin olması durumudur. Genellikle birkaç gün sürer ve sıvı kaybı nedeniyle dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon belirtileri genellikle cildin normal gerginliğini kaybetmesi ve sinirli davranışlarla başlar. Bu durum daha şiddetli hale geldikçe idrara çıkmada azalma, cilt renginde kayıp, hızlı kalp atışı ve yanıt vermede azalmaya kadar ilerleyebilir. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde gevşek ancak sulu olmayan dışkı normaldir.
Sindirim sisteminin anatomisinde kalın bağırsak , ince bağırsak ile anüs arasındaki kısımdır. Toplam uzunluğu 1,5 ile 2 metre arasında olup, sindirim sisteminin beşte birini oluşturur. Başlangıcında yer alan çekumda çapı en geniştir, sonra kolon boyunca gittikçe daralır, anal kanaldan hemen önce yer alan rektumda epeyce bir genişler. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda bumbar adı verilir.
Anatomide fistül, kan damarları, bağırsaklar veya diğer içi boş organlar gibi iki içi boş alan arasındaki anormal bir bağlantıdır. Fistül tipleri bulundukları yere göre tanımlanabilir. Anal fistüller, anal kanal ile perianal cilt arasında bağlantı kurar. Anovajinal veya rektovajinal fistüller anüs veya rektum ile vajina arasında bir delik oluştuğunda meydana gelir. Kolovajinal fistüller kolon ve vajina arasında meydana gelir. İdrar yolu fistülleri idrar yolundaki anormal açıklıklar veya idrar yolu ile başka bir organ arasındaki anormal bağlantılardır; örneğin vezikouterine fistülde mesane ile rahim arasında, vezikovajinal fistülde mesane ile vajina arasında ve üretrovajinal fistülde üretra ile vajina arasında. Bağırsağın iki kısmı arasında meydana geldiğinde enteroenteral fistül, ince bağırsak ile cilt arasında enterokutanöz fistül ve kolon ile cilt arasında kolokutanöz fistül olarak bilinir.
Kolit, kalın bağırsağın (kolon) şişmesi veya iltihaplanmasıdır. Kolit akut ve kendi kendini sınırlayan veya uzun süreli olabilir. Genel olarak sindirim hastalıkları kategorisine girer.
Proton pompa inhibitörleri (PPİ), gastrik asit üretiminde belirgin ve uzun süreli azaltan ilaç grubudur. Bunu, midenin H+/K+ ATPaz proton pompasını geri dönüşsüz engelleyerek yapar.
Kabızlık, bağırsak hareketlerinin seyrekleşmesine veya dışkılamanın zor olmasına neden olan bağırsak işlev bozukluğudur. Dışkı genellikle sert ve kurudur. Diğer semptomlar arasında karın ağrısı, şişkinlik ve sanki dışkılama tam olarak tamamlanmamış gibi bir his yer alabilir.
Epizyotomi veya perineotomi, doğumun ikinci aşamasında kadınlarda perineye ve arka vajen duvarına uygulanan planlı cerrahi kesi işlemidir. Bu işlemin amacı doğum esnasında oluşabilecek kontrolsüz perine yırtıklarını ve yumuşak doku hasarını engellemektir. Lokal anestezi altında yapılır ve doğum sonrası kesi tekrar dikilir. Önceleri doğum esnasında perine yırtıklarını engellemek amacıyla rutin olarak öneriliyordu ancak yapılan çalışmalar sonucu rutin uygulamanın komplikasyonlarının daha fazla olduğu görüldüğünden artık gerekli olduğu durumlarda kullanılması önerilmektedir. 'Cilt dokusu genişletme' tekniği yani vajina girişinin kademeli ve acısız şekilde iki elin dört parmağıyla 7 gün üst üste genişletilmesi epizyotomiye alternatif bir metoddur. Yine de kadınlara özel en yaygın cerrahi işlemlerden biridir. Amerika Birleşik Devletleri'nde 2012 yılı itibarıyla vajinal doğumların %12'sinde gerçekleştirilmiştir.
Lazarus belirtisi ya da Lazarus refleksi beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarda meydana gelen reflekslerdir, bu refleks sarılır gibi kollarını kaldırıp çapraz şekilde bağlama şeklinde görülür. Bu fenomen adını Kutsal Kitap'ta geçen Lazarus'tan alır, Yuhanna İncili'nde İsa'nın Lazarus'u ölüyken dirilttiği anlatılır.
İltihabi inflamatuvar ya da bilinen adıyla bağırsak hastalığı (İBH) veya bağırsak iltihaplanması, bağırsaklarda bir grup enflamatuar koşulların oluştuğu hastalık. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit ana iki türüdür. Ülseratif kolit kalın bağırsak ve rektumu etkilerken, Crohn hastalığı bağırsakların yanında ağız, sindirim borusu, mide ve anüsü de etkileyebilir.
İnternöron insan vücudunda bulunan geniş bir nöron sınıfıdır. İnternöronlar sinirsel devreleri oluşturur, duyusal ya da motor nöronlar ve merkezi sinir sistemi (MSS) arasındaki iletişimi sağlar. Yetişkin memeli beyinlerinde reflekslerde, nöronal salınımlarda ve nörojenezde işlevi vardır.
Piramidal hücreler (piramidal nöronlar) beyinde serebral korteks, hipokampusve amigdala bölgelerinde bulunan bir tür çok kutuplu sinir hücresi. Piramidal nöronlar, memelilerin prefrontal korteksinde ve kartikospinal yolda birincil uyarma birimidir. Piramidal nöronlar ayrıca kuduz enfeksiyonunda, ölüm sonrası karakteristik işareti olan Negri gövdelerinin bulunduğu iki tip hücreden biridir. Piramidal nöronları ilk keşfeden ve çalışan Santiago Ramón y Cajal'dir. O zamandan beri, piramidal hücre çalışmaları nöroplastisiteden bilişselliğe kadar uzanan konular üzerine odaklanmıştır.
Bağırsak geçirgenliği, bağırsak duvarını kaplayan hücrelerden vücudun geri kalan kısmına, yani besin maddeleri sindirim sisteminin içinden geçerken bir kısmının vücudun sindirim sistemi dışına geçişinin kontrolünü tarif eden bir terimdir. Bağırsakların normal olarak sindirilmiş besin maddelerinin ve sindirilmeden faydalı olan vitamin ve minerallerin duvarından geçmesine izin veren bir miktar geçirgenlik sergilemeye ek olarak, aynı zamanda antijenler ve sindirilmemiş besinler gibi zararlı olabilecek maddelerin bağırsaktan çıkmasını ve vücuda daha fazla yayılmasını engelleme işlevi vardır.
Postkolesistektomi sendromu (PKS), kolesistektomiden iki yıl sonra karında hala devam eden semptomların var olduğu bir durumdur. Semptomlar, kolesistektomi geçirmiş hastaların yaklaşık yüzde 5 ila 40'ında meydana gelir, ve geçici, kalıcı veya ömür boyu olabilir. Kronik durum, postkolesistektomi vakalarının yaklaşık %10'unda teşhis edilir.
İstemsiz idrara çıkma olarak da bilinen üriner inkontinans (Üİ), kontrolsüz idrar kaçağıdır. Yaşam kalitesi üzerinde büyük etkisi olabilecek yaygın ve rahatsız edici bir sorundur. Geriatrik sağlık bakımında önemli bir konu olarak tanımlanmıştır. Enürezis terimi genellikle, geceleri enürezis gibi, özellikle çocuklarda idrar kaçırmayı ifade etmek için kullanılır. Üİ, başarılı yönetimin önünde engeller oluşturan ve sorunu daha da kötüleştiren, damgalanmış bir tıbbi duruma bir örnektir. İnsanlar tıbbi yardım almaktan çok utanabilir ve başkalarından gizlilik içinde semptomu kendileri yönetmeye çalışabilirler.
Dış anal sfinkter iskelet kası liflerden oluşan oval bir tüptür. Distal olarak anüs çevresindeki cilde yapışık haldedir. Dinlenme halinde sürekli bir tonik kasılma gösterir ve bulbokavernöz refleks sırasında da kasılır.
Bulbokavernöz refleks (BCR), bulbospongioz refleks (BSR) veya "Osinski refleksi", omurilik şokunu test etmek ve omurilik yaralanmalarının (SKY) durumu hakkında bilgi edinmek için kullanılan çoklu sinaptik bir reflekstir. Bulbokavernöz, bazı tıp kaynaklarında bulbospongioz (bulbospongiosus) için kullanılan daha eski bir terimdir. Bu nedenle bu refleks bulbospongioz refleks olarak da adlandırılabilir.
İç anal sfinkter veya anal kanalın yaklaşık 2,5-4,0 cm'lik bir bölümünü çevreleyen bir düz kas halkasıdır. Yaklaşık 5 mm kalınlığındadır ve rektumun düz dairesel kas liflerinin bir araya gelmesiyle oluşur.
İnterstisyel Cajal hücreleri (ICC), gastrointestinal kanalda bulunan interstisyel hücrelerdir. Farklı işlevlere sahip çeşitli ICC türleri vardır. ICC ve trombosit kaynaklı büyüme faktörü reseptörü alfa (PDGFRα) adı verilen başka bir interstisyel hücre türü, aralıklı bağlantılar aracılığıyla düz kas hücreleriyle elektriksel olarak bağlantılıdır ve birlikte bir SIP fonksiyonel sinsityumu olarak çalışırlar. Myenterik interstisyel Cajal hücreleri (ICC-MY), "yavaş dalgalar" olarak bilinen biyoelektrik olayları üreten pacemaker hücreleri olarak işlev görür. Yavaş dalgalar, düz kas hücrelerine iletilerek ritmik kasılmalara yol açar.