
Diktatörlük, bir diktatör tarafından kontrol edilen bir hükümet biçimidir. Bir diktatörlükte siyaset, diktatör tarafından kontrol edilir ve danışmanlar, general ve diğer üst düzey yetkililerden oluşan bir iç çember aracılığıyla kolaylaştırılır. Diktatör, iç çevreyi etkileyerek ve onları memnun ederek kontrolünü sürdürürken, rakip siyasi partiler, silahlı direniş veya sadakatsiz parti üyeleri gibi herhangi bir olası muhalefeti baskı altına alır. Diktatörlükler, askeri darbeyle gücü ele geçiren önceki hükûmeti zorla deviren bir şekilde veya seçilmiş liderlerin yönetimlerini kalıcı hale getirdiği bir darbeyle oluşturulabilir. Diktatörlükler otoriter veya totaliter olup askeri diktatörlükler, tek parti diktatörlükleri veya mutlak monarşiler olarak sınıflandırılabilir.

Hükûmet, genellikle bir devlet olan düzenli bir topluluğu yöneten sistem veya insan grubudur.

Siyasi parti, belirli bir ülkenin seçimlerinde yarışacak adayları koordine eden bir örgütlenmedir. Bir parti üyelerinin genellikle politika konusunda benzer fikirlere sahip olması yaygındır ve partiler belirli ideolojik veya politika hedeflerini destekleyebilir.

Otokrasi, bir devlet üzerinde mutlak gücün bir kişinin ellerinde yoğunlaştığı bir yönetim sistemidir. Bu kişinin kararları, dış hukuki kısıtlamalara veya düzenli halk kontrol mekanizmalarına tabi değildir.

Sömürge Hindistanı, Britanya Hindistanı, Britanya Rajı ya da Hindistan İmparatorluğu 1858'den 1947'ye kadar Birleşik Krallık'ın Hindistan kolonisinin adıdır. Bu dönem ayrıca dominyon periyodu olarak da adlandırılmıştır. İngiltere kontrolündeki bölge güncel kullanımda Hindistan (India) adıyla bugünkü Hindistan, Pakistan Bangladeş ve Myanmar ülkelerini kapsıyordu. Yöneticisi İngiliz Kraliyet ailesi idi. Başkenti Kalküta (1858-1912) ve Yeni Delhi (1912-1947) olmuştu. Hindistan olarak,1945’te San Fransisco’da II. Dünya Savaşı’nın ardından oluşturulan Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi olmuştur.

Demokrasi Endeksi, The Economist'in araştırma bölümü Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından derlenen bir dizindir. Endeks, 167 ülkede demokrasinin durumunu ölçmeyi ve beş temel kategoride derlemeyi amaçlamaktadır.

Diktatör, mutlak güce sahip olan bir siyasi liderdir. Bir diktatörlük ise bir diktatör veya küçük bir zümrenin yönettiği bir devlettir. Kelime, Roma Senatosu tarafından cumhuriyetin acil durumlarda yönetimi için seçilen bir Roma diktatörü unvanının kökeninden gelmektedir.
Otoriteryanizm veya otoriterlik, siyasi çoğulculuğun reddedildiği, siyasi statükonun ve müesses nizamın korunması için güçlü merkezi otoritenin kullanıldığı ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, demokratik oy kullanma hakkı gibi unsurların azaltıldığı bir siyasi sistemdir. Siyasi bilimciler, otoriter hükûmet biçimlerinin çeşitliliklerini tanımlayan birçok tipoloji oluşturmuşlardır. Otoriter rejimler, otokratik veya oligarşik olabilir ve bir parti veya askerî güç üzerine kurulabilir. Demokrasi ile otoriterlik arasında belirsiz bir sınırı olan devletler bazen "karma demokrasiler", "hibrit rejimler" veya "rekabetçi otoriter" devletler olarak nitelendirilmiştir.
Ancien Régime, Fransa Krallığı'nın Geç Orta Çağ'dan 1789'daki Fransız Devrimi'ne dek süren siyasi ve sosyal sistemi. Yönetimin giderek merkezileştiği bu dönemde yönetim şekli XIV. Louis devrinde mutlak monarşi seviyesine ulaştı. Bu süre zarfında Valois hanedanı, yerini Bourbon hanedanına bıraktığı 1589 yılına kadar hüküm sürmüştür. Ancien Régime, Henry IV, Louis XIII ve Louis XIV'ün ilk yılları da dahil olmak üzere bir dizi reform ve merkezileşme girişimiyle öne çıkmıştır. Merkezi bir devlet yaratma çabalarına rağmen, Ancien Régime Fransa'sı sistemik düzensizlikler ve çatışmalar ülkesi olarak kaldı. Merkezileşme dürtüsü, savaş yürütmek için fon ihtiyacı ve kişisel himaye sistemlerinin kurumsal sistemlerle değiştirilmesiyle körüklendi. Yargıçlar ve kraliyet danışmanları olarak intendants ve noblesse de robe'un devreye girmesi bölgesel soyluların kontrolünü zayıflatırken, bölgesel parlementoların kurulması başlangıçta kraliyet gücünün yeni bölgelere girmesini kolaylaştırdı ancak daha sonra ayrılık kaynağı haline geldi. Ancien Régime terimi zaman zaman Avrupa'nın diğer bölgelerindeki benzer feodal sistemleri tanımlamak için de kullanılmaktadır.

Suriye İç Savaşı Rakka Cephesi, Suriye İç Savaşı'nda Rakka ilindeki çatışmaları kapsamaktadır.

Demokratikleşme, daha demokratik bir siyasi rejime doğru demokratik bir geçişi ifade eder ve demokratik yönde gerçekleşen önemli siyasi değişiklikleri içerir. Demokratikleşme süreci, otoriter bir rejimden tam anlamıyla demokrasiye, otoriter bir siyasi sistemden yarı-demokrasiye veya hibrit bir siyasi sistemden demokratik bir siyasi sisteme geçişi içeren bir durum olabilir.

Metaksizm, Yunan diktatörü İoannis Metaksas'ın oluşturduğu faşist otoriter bir ideolojidir.
Bakır Tugayı, adını Şii On İki İmamların beşincisi olan Muhammed el-Bakır'den alan, Suriye İç Savaşı sırasında Halep'te kurulan Suriye hükûmeti yanlısı milis gücü. 2015 yılında kurulmasına karşın kökleri 2012 yılına dayanır.

Askeri cunta askeri liderler komitesi tarafından yönetilen bir hükûmettir. Cunta terimi "toplantı" veya "komite" anlamına gelir ve köken olarak 1808'de Napolyon'un İspanya'yı işgaline karşı İspanyol direnişinin düzenlediği ulusal ve yerel cuntaya dayanır. Günümüzde bu terim oligarşik askeri diktatörlük tipine sahip otoriter hükûmetler için kullanılır. Bu hükûmetler güçlü adam, makine ve patronculuk tipinde olabilir.

1934 Letonya askerî darbesi veya Letonya'da bilinen adlarıyla 15 Mayıs darbesi veya Ulmanis darbesi, Başbakan Kārlis Ulmanis'in Letonya'daki parlamenter sisteme karşı kendi kendine darbesidir. Bu rejim 1940'ta Sovyetler Birliği'nin Letonya'yı işgaline dek sürmüştür.
İlliberal demokrasi veya kısmî demokrasi ya da “düşük yoğunluklu” demokrasi olarak da adlandırılır, rejim terimi olarak kullanılır. “boş demokrasi” ya da “hibrit rejim” anlamına gelir. İlliberal demokrasi terimini ilk kez siyaset bilimci yazar Fareed Zakaria 1997’de yazdığı “İlliberal Demokrasinin Yükselişi” makalesinde kullandı.

Kirkpatrick Doktrini, Amerika Birleşik Devletleri'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Jeane Kirkpatrick tarafından 1980'lerin başında 1979 tarihli "Diktatörlükler ve Çifte Standartlar" adlı makalesine dayanarak açıklanan doktrindir. Doktrin, Soğuk Savaş sırasında Üçüncü Dünya anti-komünist diktatörlüklerini destekleyen ABD dış politikasını haklı çıkarmak için kullanıldı.
Hibrit rejim veya melez rejim genellikle otoriter bir rejimden demokratik bir rejime geçişin tamamlanamaması sonucunda ortaya çıkan karma bir siyasi sistem türüdür. Hibrit rejimler otokratik özelliklerle demokratik özelliklerin bir kombinasyonu olarak kategorize edilir ve aynı anda hem siyasi baskıları hem de düzenli seçimleri barındırabilir. Hibrit rejimler genellikle petro-devletler gibi bol doğal kaynaklara sahip gelişmekte olan ülkelerde görülür. Bu rejimler sivil huzursuzluklar yaşasa da on yıllar boyunca nispeten istikrarlı ve inatçı olabilirler. Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana hibrit rejimlerde bir artış olmuştur.

Demokratik geçiş, bir ülkenin siyasi sisteminde otoriter bir rejimden demokratik bir sisteme doğru devam eden bir değişiklik sürecini tanımlar. Bu süreç, demokratikleşme olarak bilinir, süreç içerisinde politik değişiklikler demokratik bir yönde ilerler. Demokrasi dalgaları, büyük güçler arasındaki güç dağılımında ani değişikliklerle ilişkilendirilmiştir, bu da geniş kapsamlı içsel reformları tanıtmak için açılışlar ve teşvikler yaratmıştır. Hibrit rejimler daha fazla iç huzursuzluk yaşasa da, uzun yıllar boyunca geçiş aşamasında oldukları için istikrarlı olarak kabul edilebilirler. Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana, hibrit rejimler en yaygın hükûmet biçimi haline gelmiştir. Akademisyenler, demokratik kurumların göstermelik olma seviyesini irdeleyerek, demokratik gerilemeyle beraber, otoriterliğe geçiş sürecinde modern hibrit rejimlerin en yaygın hükûmet biçimi sonucuna varmıştır.
Juan José Linz Storch de Gracia Almanya doğumlu İspanyol sosyolog ve karşılaştırmalı siyaset alanında uzmanlaşmış siyaset bilimci. Yale Üniversitesi'nde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi Emeritus Profesörü ve Juan March Enstitüsü'nde Bilim Konseyi'nin onursal üyesiydi. Otoriter siyasi rejimler ve demokratikleşme üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır.