İçeriğe atla

Reggio Emilia eğitim yaklaşımı

Reggio Emilia Yaklaşımı, 1970 yılında İtalya'daki okulöncesi eğitim kurumlarında reform yapmak ve yeni yaklaşımları uygulamak amacıyla geliştirilen okul öncesi eğitim programı.

İtalyan hükûmeti tarafından belediyelere verilen okul öncesi eğitimi yaygınlaştırma görevi sırasında ortaya çıkmış ve Malaguzzi tarafından geliştirilmiştir. Malaguzzi; Piaget, Vygotsky, Bruner ve diğerlerinin sosyal yapılandırmacılığa ilişkin görüşlerinden etkilenmiştir.[1] Reggio Emilia Yaklaşımı çocukların nasıl öğrendikleri ile ilgilenir. Bu nedenle Reggio Emilia Yaklaşımının uygulandığı okullarda aktif eğitim yaklaşımı kullanılır. Bu okullar çocukların bağımsız ve hareketli olmasını aynı zamanda yoğun bir etkileşimi desteklediği için Malaguzzi tarafından “sevimli” olarak nitelendirilmişlerdir.[2]

Temel ilkeleri

Genel anlamda Reggio Emilia Yaklaşımı dokuz temel ilke ile açıklanabilir.[3]

  1. Çocuk bir lider olarak algılanır: Çocukların doğuştan yetenekli, kendini yönetebilir, dinlenebilir, üretebilir, güçlü, değerli oldukları ve her çocuğun çevresindekileri araştırarak, inceleyerek merakı ve ilgisi ile kendi öğrenmesini gerçekleştirdiği varsayılır.[4] Çocukların dinlenmesi gereken, bilgiye sahip bireyler olduğu görüşü yaygındır. Reggio Emilia yaklaşımında çocuk; bir ‘kişiliktir’. Çocukların yapamayacaklarına değil, yapabileceklerine yönelim söz konusudur. Çocukların keşifler yapmaları sağlanmaktadır.
  2. Çocuk bir işbirlikçi (ortak) olarak algılanır. Çocukların birbirleri, aileleri, öğretmenleri ve toplumdaki diğer bireylerle etkileşim ve işbirliği içinde olması önemlidir.
  3. Çocuk bir iletişimci olarak algılanır. Çocukların yaptıkları etkinlikler ile(boyama, resim, dramatik oyun, heykel, gölge oyunları, müzik vb.) entelektüel gelişimleri desteklenir. Çocuğun değişik materyaller kullanarak araştırması, sorgulaması, hayal etmesi ve yapması onun kendisini kendi "farklı doğal dilleri" ile ifade etmesini sağlar.
  4. Çevre üçüncü öğretmendir. Çevre çocukların gelişimini desteklemek üzere amaçlı bir biçimde zengin materyallerle düzenlenmeli ve etkileşimi destekler nitelikte olmalıdır. Çünkü çevre kendi başına çocuk için bir öğretmen görevini görür.
  5. Öğretmen bir ortak, bir rehberdir. Öğretmenler problem durumları yaratarak, farklı projeler geliştirerek çocuklarla birlikte öğrenme yaşantıları oluştururlar. Aynı zamanda, çocukları yakından gözleyerek, sorular sorarak onların fikirleri, teorileri hakkında bilgi sahibi olmaya çalışarak öğrenme yaşantıları düzenlerler.
  6. Öğretmen aynı zamanda bir araştırmacıdır. Öğretmen kendisini çocuklarla ilgili dokümanları oluşturmada, okuldaki diğer öğretmenler, çalışan personel ve ailelerle etkileşimde bir araştırmacı olarak görür.
  7. Belgelendirme bir iletişim aracıdır. Belgelendirme, aileleri çocuklarının gelişimleri hakkında bilgi sahibi yapmak, öğretmenlerin çocuklarını daha iyi tanımalarını sağlamak, çocuklara kendi çalışmalarının değerli olduğunu göstermek gibi pek çok amaçla gerçekleştirilir. Aynı zamanda çocukların öğrenme deneyimleri ile ilgili geniş bir arşivin oluşması da sağlanmış olur.
  8. Aile bir ortak olarak algılanır. Ailenin çocuğun öğrenme deneyimlerine ve okul yaşantısına katılımı önemsenir.
  9. Organizasyon temeldir. Reggio Emilia Yaklaşımı'nın uygulandığı okullarda günlük etkinlikler, belgelendirme ve çocukların değerlendirilmesi çok iyi bir organizasyonu gerektirir.

Reggio Emilia Yaklaşımı'na göre eğitimin amacı; büyüme sürecindeki çocuğun gelişimini engelleyen “duvar”ın ortadan kaldırılmasıdır. Eski ve katı kurallar, güncelliğini yitirmiş kavramlar, yetişkinlerce benimsenmiş anlaşılması güç davranış ve tutumlar, geleneksel eğitim yöntemleri bu "duvar"ı oluşturmaktadır. Reggio Emilia Yaklaşımına göre, çocuğun gelişim sürecinde yaşayan toplumdaki yeni kültürel değerler ve rolleri öğrenmesi desteklenmeli böylece gelişimini engelleyen ve eski değer yargılarından oluşan "duvar" ile karşılaştığında bunu kendi kendine aşması sağlanmalıdır. Bu yaklaşıma göre çocuk, teoriler geliştiren, verileri elde etmede ve hipotezler oluşturmada kendi yolları olan bir bireydir. Bu süreçte öğretmenin görevi çocuklara yapılandırılmamış ortamlar sunmak ve çocukların hazırlanan ortam sayesinde kendi kendilerine öğrenmelerini desteklemektir.[5]

Kaynakça

  1. ^ Edwards, C. (2002). Three approaches from europe: waldorf, montessori, and reggio emilia. Early Childhood Research & Practice, 4(1) http://ecrp.uiuc.edu/v4n1/edwards.html 11 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erişim Tarihi:15.07.2011.
  2. ^ Wortham, S., C. (2006). Early childhood curriculum. (Fourth Edition). Ohio: Merril Prentice Hall.
  3. ^ Cadwell, L. B.(2008). The reggio approach to early childhood education bringing learning to life. New York: Teachers College Pres.
  4. ^ Hendrick, J. (2004). Reggio emilia as seen through American eyes. J. Hendrick (Editor), Next steps toward teaching the reggio way accepting the challenge to change pp. 37-49). New Jersey: Pearson Merril Prentice Hall, Inc.
  5. ^ Temel, F. (2005). Okul öncesi eğitimde yeni yaklaşımlar. Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, 62, 1-8. http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi62/temel.htm 19 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. adresinden 12 Temmuz 2011 tarihinde alınmıştır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eğitim</span>

Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.

<span class="mw-page-title-main">Zekâ geriliği</span> nörogelişimsel bozukluk

Zihin yetersizliği veya mental retardasyon, zihinsel işlev kapasitesi, normal kabul edilen sınırların anlamlı ölçüde altında olan ve uyumsal davranışlarda yetersizlikleri olan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinin, sinir hücrelerinin ve beyin ağında meydana gelen bir sapma veya zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinde meydana gelebilecek bir zedelenme sonucu oluşan ve 18 yaşından önce gelişim dönemlerinde farklılık olarak kendisini gösteren Nörogelişimsel bir bozukluktur.

<span class="mw-page-title-main">İlköğretim</span>

İlköğretim, eğitimin ilk aşamasıdır. Okul öncesi eğitimin ardından gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Anaokulu</span>

Anaokulu, 36-72 aylık çocukları, hayata ve ilkokula hazırlamak için, yarım gün veya tam gün eğitim veren okul öncesi eğitim kurumu. Resmi ya da özel olarak kurulabilirler. Orman anaokulu türü de bulunur. Ana sınıfı ile anaokulunu birbirine karıştırmamak gerekir. Bu bağlamda anaokulu; tamamen 36-72 aylık çocukların eğitimine göre tasarlanmış ve yapılmış kurumlardır. Bu kurumlarda her şey çocuklara göre düzenlenir. Öğretmenler bu alanda eğitim almış kişilerden ya da geçerli yerlerden sertifika almış eğitimcilerden seçilir. Tam gün ya da yarım gün eğitim verilebilir. Ana sınıfları ise ilkokul bünyesinde açılır ve 48-72 aylık çocuklara yarım gün eğitim verilir. Binanın yapılmasında okul öncesi çocuklarından çok, ilkokul öğrencileri baz alınır. Anaokulunda çocukların sağlıklı beslenmesi için onlara kahvaltı, öğle yemekleri ve atıştırmalıklar verilir.

<span class="mw-page-title-main">Okul</span> öğrencilere öğretmenler rehberliğinde eğitim veren kurum

Okul, eğitim-öğretim verilen kurum ve bu faaliyetlerin gerçekleştirildiği eğitim kurumu ve diğer tesislerdir. Ayrıca temel öğrenim, ortaokul, lise ve üniversite toplam 16 yıldır. Öğretmenlerin rehberliğinde öğrencilerin öğretimi için öğrenme alanı ve öğrenme ortamı sağlar. Okul sözcüğü çocuk ve gençlerin, devam ettiği örgün eğitim kurumlarının yanı sıra tek bir alanda eğitim veren kurumlar ve bazı yüksek eğitim kurumları için de kullanılır: sanat okulu, spor okulu, müzik okulu, dil okulu, dans okulu, gazetecilik okulu, meslek yüksek okulu gibi. Herhangi bir okulda eğitim alan kimselere öğrenci denir. Öğrenciler için okul üniforması tasarımları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Öğretmen</span> başkalarının bilgi, yeterlilik veya değerler edinmesine yardım eden kişi

Öğretmen veya eğitmen, eğitim kurumlarında önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda öğretim etkinliklerini planlı ve programlı bir biçimde düzenleyerek yürüten uzman eğitmendir. Anaokulu, okul, üniversite, akademi ve başka yerlerde görev yapar. Öğrencilerin öğretim uygulaması yoluyla bilgi, yeterlilik veya erdem kazanmalarına yardımcı olur.

<span class="mw-page-title-main">Albert Bandura</span>

Albert Bandura, sosyal öğrenme kuramı ve öz yarar teorisi üzerindeki çalışmalarıyla tanınan Kanadalı ünlü psikolog.

Yeni teknolojilerle paralel olarak gelişmekte olan uzaktan eğitim geleneksel eğitimden farklı olarak eğitimde mekan ve zaman sınırlanması yapmamaktadır. Yeni düşüncelerin ortaya çıkmasıyla öğrenmenin daha faydalı olması için yeni metotlar denenmektedir. Uzaktan eğitim hakkında birçok teori ortaya atılmıştır.Bazı ülkelerde eğitimde uzaktan eğitim metodunun kullanılması öğrenmenin yüzdesini daha da arttırtığı gorülmüştür. Uzaktan eğitim teorilerinin ve felsefesinin gelişmesinde Rudolf Manfred Delling, Charles A. Wedemeyer ve Michael G. Moore'un önemli yerleri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Okul öncesi eğitim</span>

Okul öncesi eğitim veya kreş, çocuğun doğumundan başlayarak ilköğretim'e başladığı döneme kadar geçirdiği süreç olarak tanımlanabilir. İlköğretime başlama yaşı da ülkeden ülkeye değişiklik gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Çocuk gelişimi</span>

Çocuk gelişimi, doğumdan ergenliğin sona ermesine kadar insanlarda meydana gelen biyolojik, psikolojik ve duygusal değişiklikleri içerir. Çocukluk, yaşamın erken çocukluk, orta çocukluk ve geç çocukluk (preadolesans) olmak üzere 3 aşamasına ayrılır. Erken çocukluk tipik olarak bebeklikten 6 yaşına kadar uzanır. Bu dönemde, ilk kelimeler, emeklemeyi öğrenme ve yürümeyi öğrenme gibi yaşamın dönüm noktalarının çoğu bu dönemde gerçekleştiğinden, gelişim önemlidir. Orta çocukluk/ergenlik öncesi ya da 6-12 yaşlarının bir çocuğun hayatındaki en önemli yıllar olduğuna dair spekülasyonlar vardır. Ergenlik, tipik olarak 12-13 yaşlarında ortaya çıkan menarş ve spermarş gibi belirteçlerle tipik olarak ergenliğin ana başlangıcı civarında başlayan yaşam aşamasıdır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10-19 yaş olarak tanımlanmıştır. Gelişim sürecinde, bireysel insan bağımlılıktan artan özerkliğe doğru ilerler. Öngörülebilir bir sekansa sahip sürekli bir süreçtir, ancak her çocuk için benzersiz bir seyri vardır. Aynı hızda ilerlemez ve her aşama bir önceki gelişimsel deneyimlerden etkilenir. Doğum öncesi yaşam sırasındaki genetik faktörler ve olaylar gelişimsel değişiklikleri güçlü bir şekilde etkileyebileceğinden, genetik ve doğum öncesi gelişim genellikle çocuk gelişimi çalışmasının bir parçasını oluşturur. İlgili terimler, yaşam boyu gelişime atıfta bulunan gelişim psikolojisini ve çocukların bakımıyla ilgili tıp dalı olan pediatriyi içerir.

Ayşegül Ataman, Türk akademisyendir.

Folkeskole, Danimarka'daki devlete bağlı olan ilköğretim ve ortaokul sistemidir. Bir yıl hazırlık sınıfı ile birlikte toplam olarak eğitim süresi on yıldır. Danimarka'da 6-7 yaş ile 16 yaş arası herkes için eğitim zorunludur.

2012 okul öncesi eğitim programı, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Türkiye genelinde tüm bağımsız ana okulları ve ana sınıflarında uygulamaya başlanan eğitim programı. Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve UNICEF'in teknik destek sağladığı program Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kazakistan'da eğitim</span> Kazakistandaki eğitimin incelemesi

Kazakistan 2000'lerden itibaren eğitimi öncelikli bir faktör olarak belirlemiştir. Kazakistan'ın eğitim alanına ayırdığı bütçe her yıl artmaktadır.

Sosyal öğrenme, akranlar arasındaki sosyal etkileşim yoluyla toplumsal bir ölçeğe kadar bireysel veya grupla öğrenmeden daha geniş ölçekte gerçekleşen öğrenmedir. Tutum ve davranışlarda bir değişikliğe yol açabilir veya açmayabilir.

Eğitim yönetimi; bir grubun, bir eğitim sistemini yürütmek için yapıları denetlemek, planlamak, strateji oluşturmak ve uygulamak için, insan ve malzeme kaynaklarını birleştirdiği eğitim sisteminin yönetimini ifade etmektedir. Eğitim; bilgi, beceri, değer, inanç, alışkanlık ve tutumların, öğrenme deneyimleriyle bireylere kazandırılması durumudur. Eğitim sistemi; bakanlıklar, sendikalar, yasal kurullar, kurumlar ve okullar gibi eğitim kurumlarındaki profesyonellerden oluşan büyük bir sistemdir. Eğitim sistemi, zenginleştirmek ve geliştirmek için birlikte çalışan siyasi başkanlar, müdürler, öğretim personeli, öğretim dışı personel, idari personel ve diğer eğitim profesyonellerinden oluşur. Eğitim sisteminin tüm seviyelerinde ise yönetim gerekmektedir. Yönetim; bir kurumun planlanması, organize edilmesi, uygulanması, gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi ve bütünleştirilmesi konularını içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Erken çocukluk eğitimi</span>

Erken çocukluk eğitimi, eğitim bilimleri'nin bir dalıdır. Doğumdan sekiz yaşına kadar olan çocukların resmi ve gayri resmi öğretimi ile ilgilidir. Erken çocukluk eğitimi, Aydınlanma Çağı'nda, yüksek okuryazarlık oranlarına sahip Avrupa ülkelerinde bir öğrenme alanı olarak ortaya çıktı. Anaokulu öncesi, okul öncesi eğitim, anaokulu, ilkokul, eğitim merkezi türleri okul öncesi eğitimde önemli rollere sahiptirler.

Müfredat geliştirme, müfredatı iyileştirme sürecidir. Program geliştirme olarak da adlandırılan müfredat geliştirmede çeşitli yaklaşımlar kullanılmıştır. Yaygın olarak kullanılan yaklaşımlar; analiz, tasarım, seçme oluşturma ve gözden geçirme yaklaşımlarıdır.

  1. Analiz
  2. Tasarım
  3. Seçme
  4. Oluşturma
  5. Gözden geçirme

Farklılaştırılmış denetim modeli Allan A. Glatthorn tarafından ilk olarak 1980'lerin başında öğretmenlik mesleğindeki değişimlerden dolayı ortaya atılmış, öğretmene alacağı denetim ile değerlendirme hizmetleri konusunda yol gösteren ve seçenekler sunan bir çağdaş denetim yaklaşımıdır. Bu yaklaşım öğretmenin mesleki gelişimini ön planda tutarak, potansiyeli doğrultusunda en iyi noktaya gelmesini amaçlamaktadır. Öğretmenler denetimde aktif katılım göstermekte bunun yanında müdür, denetmen, meslektaş ve öğrenci gibi birçok kaynaktan da dönüt alabilmektedir. Bu modelde denetim anlık değil gelişimsel bir süreçtir ve öğretmenlerin mesleğinin her anında sürekli öğrenme ve kendini geliştirme çabalarını destekleyerek onları güdüleyen bir araç olarak görülebilmektedir.

Dil gelişimi; ses, sembol ya da sözcüklerin o dile ait kural ve kullanımlar çerçevesinde gelişmesi süreci. Kültürel açıdan bakıldığında, çocukların genellikle 4-5 yaşına kadar olan dil gelişimi sürecinde seslerin nasıl sözcükler haline geldiğini ve bu oluşan sözcükleri kendi düşüncelerini ifade etmek için nasıl bir araya getirerek kullanabileceklerini öğrenebildikleri görülmektedir. Bu öğrenme sürecinde en çok kendi aile ortamları ve yaşadıkları sosyal çevrenin etkili olduğu bilinmektedir.