İçeriğe atla

Refah devleti

Ülkelere göre sosyal harcama grafiği (OECD)

Refah devleti veya sosyal devlet, minimum düzey ötesinde vatandaşlarının refahı için birincil sorumluluk kabul eden devlet kavramı olup devletin vatandaşlarının iktisadi ve sosyal esenliklerinin korunması ve teşvik edilmesinde ana rol oynamasını önerir.[1] Müdahaleci, düzenleyici, yeniden dağıtıcı, girişimci ve bireylere hak ve özgürlüklerin sağlanması bakımından pozitif bir devlet anlayışıdır. Bu şekil devlet kavramı fırsat eşitliği, servetin eşit şekilde dağılması ve nispeten rahat bir hayat sağlamak için gerekli asgari şartlara yetişemeyen kişiler için kamu mesuliyeti prensiplerine dayanır. Bu genel yaklaşım bir ülkenin çok değişik şekilde iktisaden ve sosyal bakımdan organize edilmesini mümkün kılar.

Genel olarak bir refah devletinin iki değişik siyasi ve sosyal yaklaşımı olabilir:

  • Bir modele göre devlet vatandaşlarının refahı için başta gelen birinci merci ve mesuliyet yükü taşıyan kurumdur. Bu teoriye göre devletin mesuliyeti çok geniş kapsamlıdır çünkü bir vatandaşın refahının her yönü üzerinde devlet mesuliyet yüklenmiştir ve bu mesuliyete hiçbir istisna olmadan ülkenin tüm kişileri üzerinedir.
  • Diğer yaklaşıma göre refah devleti devletin vatandaşlarının hayat standartlarının iyice belirlenmiş asgari standartların altına düşmemesi için bir "sosyal güvenlik sağlama ağı" yaratılmasıdır.

"Refah devleti" ve "refah toplumu" İngilizce konuşulan ülkelerde (özellikle ABD'de) bazı kavramsal karışıklıklara yol açmış ve bu önemli tartışma konusu olmuş ve olmaktadır. ABD'de ve bazı diğer ülkelerde asgari refah seviyesi merkezsel devlet tarafından garanti edilip doğrudan doğruya bir merkezden sağlanmamaktadır. Ama her vatandaşın bu refah seviyesine yetişmesi için, bağımsız gönüllüler, hem kar gütmeyen özel sosyal kurumlar ve hem de azami kar hedefli özel şirketler ve mahalli ve çok az da olsa merkezi hükûmet mercileri tarafından bileşik olarak katkılar yapmaktadır. Bu bileşik katkıya "refah sosyetesi" veya "refah sistemi" adı verilmektedir. Bazı tanımlara göre ise buna karşıt olan "refah devleti" kamu sektöründen dolaylı olarak subvansiyon verilmesi gerekli kişilere yapılan fon aktarımıdır ve bu aktarılan fonların baş kaynağı ise eşit dağılım prensiplerine uyan (progresif) vergileri veren özel sektördür.

Örneğin okul ücretsizdir ve hastaları tedavi etmek devletin görevidir. Devlet, işsizlere ve az gelirli kişi veya ailelere gelir subvansiyonu yapabilir. Aynı şekilde devlet kendi evini satın alamayacak ve özel kiralık ev piyasasındaki yüksek kiralar veremeyecek kadar fakir olanlara, ya subvansiyon olarak ev kirası verebilir veya ucuz kamu malı kiralık ev yapıp bunları maliyet altında kiraya verebilir. Bunu yapmak için yüksek vergiler konması gerekebilir. Eğer vergi sistemi progresif ise genellikle zengin insanlar en fazla vergi verenlerdir. Progresif vergi hadlerı değişkendir, bunun nedeni, geliri daha az olanların vergilerini rahatlıkla ödeyebilecek durumda olmasını sağlamaktır. Örneğin Birleşik Krallık'ta, yoksul insanlar, daha zenginlere göre, gelirlerinin daha küçük bir yüzdesini vergi olarak vermektedir. Ayrıca KDV, alınması zaruri olmayan şeylere konur.

"Sosyal devlet" ve "refah devleti"

Sosyal devlet ile refah devleti kavramlarının aynı anlama geldiği ve bu kavramların farklı anlamlara geldiği yönünde iki farklı görüş vardır.

Huber'e göre refah devleti, eşitsizliklerin önüne geçmek için sosyal faydaların yeniden dağıtımı yönünde yapılanların bütününü ifade etmektedir. Sosyal devlet ise, sosyal reformlardan oluşan bir devlettir. Ancak sosyal reform, sadece devletin yardımlarını ifade eden sosyal devlet değildir. Luhmann'a göre refah devleti, sosyal devletten daha kapsamlı sosyal yardımlar sunan bir yapı olarak görmüştür. Refah devleti, ileri derecede sanayileşmiş ülkelerde ortaya çıkmış ve gelişmiştir.

Batı toplumlarında ifade edilen refah devleti kavramı, sosyal devletten farklı bir anlam taşımamaktadır. Örneğin Almanya'da Weimar Cumhuriyeti döneminde refah devleti terimi, daha sonraki yıllarda yerini sosyal devlet kavramına bırakmıştır. Türk hukukunda ise sosyal devlet başta olmak üzere refah devleti ya da sosyal refah devleti kavramları kullanılmaktadır.

Amacı

Refah devletinin amacı, vatandaşlara; insan onuruna uygun bir refah düzeyi sağlamak ve onların dara düşmesini önlemektir. Sosyal devlet olmanın en temel şartı ise ülkede yaşayan herkesin kendini güven altında hissetmesidir. Buna paralel olarak ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanması amacıyla sermaye yatırımlarını teşvik etmekle birlikte, ekonomik faaliyetlerin tam istihdamı sağlayacak düzeyde gerçekleşmesi için gerekli koşulları ve ortamı sağlamaya da çalışır.[]

Özgül amaçlar ise şu şekilde sıralanabilir:[]

  • Gelir dağılımında adaleti sağlamak
  • Yoksullukla mücadele etmek
  • Yoksul kişileri, güçsüzleri ve bakıma muhtaç çocukları korumak
  • Kamu sermayesini kullanarak toplumdaki gelir düzeyinde oluşan eşitsizlikleri düzenlemek

Türleri

Refah devleti uygulamaları, ülkelerin kendine özgü; sosyal, ekonomik, politik ve kültürel koşullarına göre farklılıklar gösterir. Bu durum, birçok refah devleti uygulamasının doğmasına neden olmuştur. Bu türlere ilişkin ilk sınıflandırmayı yapan Titmuss, sosyal devleti aşağıdaki gibi üç başlık altında inceler.[]

  • Piyasa ikamesine dayalı refah devleti modeli
  • Endüstriyel başarı-performans modeli
  • Kurumsal yeniden dağıtıcı modeli

Kaynakça

  1. ^ Béland, Daniel (2021). The Oxford handbook of the welfare state (2. bas.). New York: Oxford University Press. ISBN 978-0198828389. 

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Veri ve istatistikler

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eğitim</span>

Eğitim; okullar, kurslar ve üniversiteler vasıtasıyla bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi. Öğretmen, eğitmen, mentor, pedagoglar gerekli bilgileri öğrencilere verirler.

<span class="mw-page-title-main">Gümrük</span>

Gümrük, eşya ve malların ülke sınırlarından giriş ve çıkışlarında denetimlerinin yapıldığı ve vergilerin ödendiği kamu kurumudur. Gümrük vergisi'nin toplanması, bir ülkeye giren ve çıkan kişiler ve hayvanlar, nakliye araçları, kişisel eşyalar ve tehlikeli maddeler dahil olmak üzere malların akışını kontrol eder. Gümrük kuru sınırlarında, deniz limanları ve hava alanlarında bulunur. Geleneksel olarak gümrük, ithalat ve ihracatta gümrük vergilerini ve diğer vergileri alan mali konu olarak kabul edilmiştir. Gümrük şimdi üç temel konuyu kapsıyor: vergilendirme, güvenlik ve ticaretin kolaylaştırılması.

<span class="mw-page-title-main">Vatandaşlık</span> bir kişi ile bir devlet ya da bir devlet birliği arasındaki bağlantıyı belirtir

Vatandaşlık ya da yurttaşlık, genellikle bir ülke olan politik kurumların bir parçası olmak demektir. Anayasal ülkelerde, o ülkede yaşayanların devlet tarafından anayasada vadedilen haklardan yararlanmaları için o ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olmaları gereklidir. Bu kişilere vatandaş denir. Vatandaşın politik katılım hakkı vardır.

Kurumlar vergisi (KV), kurum kazançları üzerinden alınan doğrudan/dolaysız bir vergi türüdür. Gelir üzerinden alınan vergiler kategorisindedir. Ancak gelir vergisi gibi subjektif değil, objektif nitelikte bir vergidir; bu nedenle artan oranlı tarife yapısına değil, düz/sabit oranlı tarife yapısına sahiptir.

Vergi hukuku, kamu hukuku içinde yer alan ve devletin mali faaliyetlerinin hukuki yönünü inceleyen mali hukukun bir alt dalıdır. Mali hukuk; vergi (gelir) hukuku, harcama (gider) hukuku ve bütçe hukuku olmak üzere üç alt sınıflandırmaya tabidir. Vergi hukuku, devletin kamu gücüne dayanarak elde ettiği kamu gelirlerinin hukuki rejimini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (hukuk)</span> mahkemede duruşmalara bakan ve kararı açıklayan yetkili kişiye verilen isim

Hâkim veya yargıç, adaleti sağlamak üzere bağlı bulunduğu topluluğun hukuk kural ve prensiplerine dayanarak bağımsız ve tarafsız olarak karar veren kimsedir. Bazı hukuk sistemleri tek hâkimli, bazı sistemler ise hâkimler heyetinden oluşan yargılama biçimlerini benimsemiştir. Hâkimler ceza, hukuk, idare veya askeri mahkemelerde görev yapabilirler. Yaptıkları görevden ötürü toplum içerisinde saygınlık sahibi, alanında uzman ve güvenilir kişilerden seçilmeleri gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği müktesebatı</span> Avrupa Birliği hukukunun temeli

Avrupa Birliği Müktesebatı, temel Avrupa Birliği anlaşmalarında ve diğer yardımcı hukuk kaynaklarında yer alan kural ve kurumlar bütününü ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Man Adası</span> Britanya taç toprağı olan ancak Birleşik Krallıkın parçası olmayan ada

Man Adası, İrlanda Denizi'nde, Britanya Adaları'nın coğrafî merkezinde yer alan ada. Birleşik Krallık'a dâhil olmamakla beraber taç toprakları olarak kraliyete bağlıdır..

<span class="mw-page-title-main">Özelleştirme</span> Mülkiyet ve yönetimi devlete ait olan ürün, kurum, fabrika gibi birimlerin özel sektör ve şirketlere devri

Özelleştirme, yaygın ve dar anlamıyla "bir şeyi kamu sektöründen özel sektöre taşımak" demektir. Ayrıca bazen, yoğun bir şekilde düzenlenen özel bir şirket veya sektörün daha az düzenlenir hale gelmesi durumunda deregülasyon ile eşanlamlı olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Hukukun üstünlüğü</span> Her vatandaşın yasalara tabi olduğu siyasi durum

Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir topluluktaki veya ülkedeki yayılmışlığını ve yetkisinin yüksekliğini ifade eder. Özellikle de devlet ve hükûmet yetkisini elinde tutanlara karşı üstünlüğünün altı çizilir.

Gayrisafi millî hasıla (GSMH), bir ülke vatandaşlarının verilen bir yıl için ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin, belli bir para birimi karşılığındaki değerinin toplamıdır. Vatandaşlık ayrımının yapılmasındaki sebep, GSMH'nin gayrisafi yurt içi hasıladan (GSYİH) farklı olduğunu belirtmek içindir. GSYİH, o ülkede faaliyet gösteren yabancı ülke yurttaşlarının ürettiği nihai mal ve hizmetleri de kapsar.

İsveç Modeli Danimarka, Norveç, Finlandiya, İzlanda ve İsveç gibi kuzey ülkelerinde uygulanan benzer iş gücü, eğitim ve sosyal politikalar için kullanılan bir üst terimdir. Bu model politik konsept olarak bu ülkelerdeki refah devletinin temelini oluşturur.

Temel gelir veya vatandaşlık geliri, bir devletin tüm vatandaşlarına düzenli diğer gelirlerinden ya da servetlerinden bağımsız olarak toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle düzenli bir gelir sağlamasını öneren sosyal güvenlik kuramıdır.

<span class="mw-page-title-main">Din ve Marksizm</span>

Marksizm ve din, Marksizm akımı ile dinlerin karşılık ilişkileri, koşutlukları ve karşıtlıkları ile ilgilenir.

Sosyal güvenlik, çocuklar, yaşlı, hasta ve işsiz gibi büyük ve potansiyel olarak zayıf kesimler de dahil olmak üzere yiyecek ile barınak ve nüfus için sağlık ile refahı teşvik etmek için yeterli kaynaklara erişimi güvence altına alma tedbirleri yoluyla nüfusun refahını sağlanması için hükûmet tarafından gerçekleştirilen eylemler programıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kâr amacı gütmeyen kuruluş</span>

Kâr amacı gütmeyen kuruluş, gelirinin giderinden çok olması durumunda onu üyelere ve paydaşlara (hissedarlara) dağıtmayıp hedeflerinin daha iyi gerçekleşmesi için kullanan, gönüllü bir dernek gibi hareket eden organizasyon. Genellikle sorun çözmeye yönelik çalışmalar yaparlar. Çeşitli kişi ve kurumlardan bağış alarak ayakta kalmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik kalkınma</span>

Ekonomik kalkınma, bir ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal refahının geliştiği süreçtir.

<span class="mw-page-title-main">Norveç ekonomisi</span> Ülkenin ekonomisi

Norveç ekonomisi, stratejik alanlarda devlet mülkiyeti barındıran gelişmiş bir karma ekonomidir. Küresel iş döngülerine duyarlı olmasına rağmen, Norveç ekonomisi sanayi devrinin başlangıcından bu yana sağlam bir büyüme göstermiştir. Ülke, diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında çok yüksek bir yaşam ölçünlerine ve güçlü bir şekilde bütünleşik refah sistemine sahiptir. Norveç'in çağdaş üretim ve refah sistemi, doğal kaynakların, özellikle Kuzey Denizi petrolünün kullanımı ile üretilen bir finansal birikime bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Artan oranlı vergi tarifesi</span>

Artan oranlı vergi, vergi matrahı arttıkça matraha uygulanan oranı da artan bir vergi tarifesi türüdür. Örneğin, yıllık 20.000 TL gelire %10 vergi oranı uygulanırken 30.000 TL gelire %15 vergi oranı uygulanması durumunda artan oranlı vergi söz konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Georgizm</span>

Modern zamanlarda Geoizm olarak da adlandırılan ve tarihsel olarak tek vergi hareketi olarak bilinen Georgizm, insanların ürettikleri değere sahip olmalarına rağmen, tüm doğal kaynaklardan, müştereklerden ve kentsel konumlardan elde edilen ekonomik rantın toplumun tüm üyelerine eşit olması gerektiğini tutan bir ekonomik ideolojidir. Amerikalı iktisatçı ve sosyal reformcu Henry George'un yazılarından geliştirilen Georgist paradigma, ekonomik verimliliği sosyal adaletle bütünleştirmeye çalışan toprak hakları ve kamu finansmanı ilkelerine dayalı olarak sosyal ve ekolojik sorunlara çözümler arar.