İçeriğe atla

Reductio ad absurdum

Reductio ad absurdum, olmayana ergi ya da Osmanlıca abese irca, Latince saçma olana indirgeme anlamına gelir. Bir iddiayı doğru kabul ederek saçma bir sonuca varıp iddianın yanlış olduğu sonucuna ulaşıldığı bir mantık yöntemidir. Bu yöntemde, yanlış olamayacak bir önermenin zorunlu olarak doğru olduğunu kabul eden üçüncü olanağın dışlanması kanunu kullanılır. Aristo'nun sıkça uyguladığı bir yöntemdir.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Matematiksel ispat</span> ilgilenilen bir önermenin, belirli aksiyomlar esas alınarak, doğru olduğunu gösterme yöntemi

Matematiksel ispat, matematiksel bir ifade için türetilmiş varsayımların mantıksal olarak doğru olduğu sonucunu garantileyen, çıkarımsal bir argümandır. Argüman, teoremler gibi önceden oluşturulmuş diğer ifadeleri kullanabilir; lakin prensipte her delil, kabul edilen çıkarım kurallarıyla birlikte yalnızca aksiyom olarak bilinen belirli temel veya orijinal varsayımlar kullanılarak oluşturulabilir.

<span class="mw-page-title-main">Bilgi</span> İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü

Bilgi, genellikle geçerliliği veya doğruluğu varsayılacak şekilde mümkün olan en yüksek kesinlik derecesi ile karakterize edilen, kişiler veya gruplar için mevcut olan bir dizi gerçek. Bilginin tanımı kullanıldığı alana ve bakış açılarına göre değişiklik göstermektedir. Epistemolojide subje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü ürüne denir. Bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala epistemoloji adı verilir.

Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir olmak zorunda olan ifadelere önerme denir. Kesin olan cümleler yanlış veya doğru da olsa önermedir; yani cümlenin yanlış veya doğru olduğunun bilinmesi gerekmez, doğrulanabilir olduğunun bilinmesi yeterlidir. Soru tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru doğruluk ifade etmez.

Safsata, bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır. Safsatalar ilk bakışta geçerli ve ikna edici gibi görülebilen fakat yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte argümanlardır.

İnanç, en geniş tanımıyla bir kişinin belli bir iddiayı ya da varsayımı, sezgisel yol ile (hissetme) "doğru" ya da "yanlış" kabul ettiği psikolojik bir durumdur. İnanç merkezli bir beyne sahip birey için ampirik veya bilimsel ispatın bir önemi yoktur. İnancın tanımlanmasının bir başka yolu ise bunun gerçek olma olasılığına karşı pozitif yönde tutum gösteren bir tutumun zihinsel temsil olarak görülüyor olmasıdır. Antik Yunan düşüncesi bağlamında inanç kavramıyla ilgili olarak pistis ve doxa olmak üzere iki ilgili terim belirlenmiştir. Basitleştirilmiş olarak, pistisin "güven" ve "itimat", doxanın ise "görüş" ve "kabul" anlamlarına geldiği söylenebilir. İngilizcedeki "ortodoks" sözcüğünün kökeni doxaya dayanmaktadır. Jonathan Leicester, inancın gerçeği göstermek yerine eylemde bulunma amacına sahip olduğu görüşünü önermektedir.

Tümevarımcılık, bilimsel teoriler geliştirmek için bilimsel yöntemin geleneksel ve hala yaygın felsefesidir. Tümevarımcılık, bir alanı tarafsız bir şekilde gözlemlemeyi, incelenen durumlardan yasalar çıkarmayı - dolayısıyla tümevarımsal akıl yürütmeyi - ve böylece nesnel olarak gözlemlenenin tek doğal doğru teorisini keşfetmeyi amaçlar.

Hipotez testi, bir hipotezin doğruluğunun istatistiksel bir güvenilirlik aralığında saptanması için kullanılan yöntem.

<span class="mw-page-title-main">Gilbert Ryle</span>

Gilbert Ryle (1900-1976), çağdaş İngiliz filozofudur. Dil felsefesi geleneği içinde yer alır. Ludwig Wittgenstein'ın felsefi sorunlara yaklaşımını paylaşan İngiliz sıradan dil filozofları kuşağının bir temsilcisiydi. Aristoteles'ten etkilenip, Edmund Husserl ve Meinong'la da ilgilenen Ryle'ın en önemli iki kitabı Zihin Kavramı ve İkilemler'dir.

<span class="mw-page-title-main">Sözdebilim</span>

Sözdebilim veya sahte bilim, bilimsel argümanlar kullanılarak ileri sürülen ancak bilimsel çalışmaların gerektirdiği materyal, yöntem, doğrulanabilirlik gibi standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen iddia, inanç, bilgi ve uygulamalar bütününe verilen addır. Sözde bilim genellikle belirsiz, çelişkili, eleştirilere yönelik aşırı tepki ve kişiselleştirmeler, destekleyici verilerin abartılması, sonuçlara yönelik doğrulanması olanaksız abartılı iddialar ile karakterize, kullanıcıları açısından da sosyal, maddi-manevi kazançlar sağladığı düşünülebilecek konular üzerinden yürütülür.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

Dezenformasyon, yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi; bilgi çarpıtma anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Sisamlı Aristarkus</span> Yunan astronom ve matematikçi (MÖ 310 - yak. 230)

Aristarkus, Yunan gökbilimci ve matematikçi. Sisam adasında doğdu. Evrenin merkezine dünyayı değil de güneşi koyan günmerkezlilik inanışının bilinen ilk savunucularındandı. Pisagor'dan ve Filolaos'dan etkilendi. Her ikisi de güneşi merkeze koymalarına rağmen, gezegenlerin diziliş sırası açısından Filolaos'dan farklı görüşlerde oldu. Onun astronomik fikirleri 1800 yıl boyunca geçerliliğini sürdüren Aristo ve Batlamyus'un yermerkezli teorileri karşısında rağbet görmedi, ta ki Kopernik, Kepler ve Newton'un buluşlarına kadar. Ay'daki Aristarkus Krateri'ne onun adı verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Argüman</span> ikna etmeye çalışmak ya da sabitleştirmek veya gerçek bir sonuca varmak

Mantık ve felsefede argüman; sonuç ve onun doğruluk derecesini belirlemeye yönelik verilen öncüllerden kurulmuş bir dizi ifadedir. Bir argüman ifadelerden oluşur. Bunlardan biri sonuç, diğerleri sonucun doğruluğuna dayanak olarak verilen öncüllerdir. Herhangi bir düşünceyle karşılaştığımızda, o düşüncenin içerdiği esas iddiayı ileten ifade argümanın sonucu; onu destekleyen diğer tüm ifadeler argümanın öncülleridir. Bir argümanın doğal dildeki mantıksal formu, sembolik biçimsel dilde temsil edilebilir ve doğal dilden bağımsız şekilde, matematik ve bilgisayar bilimlerinde biçimsel olarak tanımlanmış argümanlar yapılabilir.

Parametrik istatistik, verilerin rastgele dağılım esasına uyduğunu kabul eden ve olasılık dağılımı parametrelerine göre çıkarımlar yapan istatistik dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">John Leslie Mackie</span> Avustralyalı filozof (1917 – 1981)

John Leslie Mackie Avustralyalı bir filozoftur. Din felsefesine, metafizik ve dil felsefesine önemli katkılar sağladı ve belki de en çok meta-etik konusundaki görüşleriyle, özellikle de ahlaki şüpheciliği savunmasıyla tanınıyordur. Altı kitap yazmıştır. En çok bilinen Etik: Doğru ve Yanlış İcat Etmek (1977); kitap, cesurca "Nesnel değer yoktur" ifadesini kullanarak başlamaktadır. Kitap, etik keşfedilmek yerine icat edilmelidir tartışması üzerinedir.

Evrensel ahlakçılık, kültür, ırk, din, milliyet, cinsel yönelim ve diğer herhangi bir ayırt edici özellikten etkilenmeksizin tüm benzer kabul edilen bireyler için bir evrensel etiğin olduğunu savunan meta-etik kavramıdır.

Ahlaki nihilizm ya da Etik nihlizm, ahlakın hiçbir şekilde olmadığına dair meta-etik görüştür; bu nedenle, hiçbir eylem bir diğerine göre daha tercih edilebilir değildir. Örneğin, ahlaki bir nihilist, herhangi bir nedenden ötürü birini öldürmenin ne doğru ne de yanlış olduğunu söyleyebilir. Ahlaki nihilizm, bireysel veya kültürel ahlaki değerleri kabul eden ahlaki görecelilikten farklıdır.

Etik sezgicilik ya da sezgici etik, ahlaki değerlerin sezgi yoluyla kavrandığını, söz konusu değerlerin gerçek, nesnel ve evrensel olarak bağlayıcı ve tüm insanlar için ortak olduğunu sezgi yoluyla anladığımızı iddia eder. Eylemlerin doğru ya da yanlış oluşları, onlar üzerine düşünmeyle ulaşılacak bir sonuç değil, aksine doğrudan sezgiyle varılacak bir bilgidir. Sezgicilik dışında da belirli etik sorunlarına dair genel sezgilerin sorunun çözümüyle uyumlu olmasına çoğu etikçi dikkat etse de sezgicilikte, düşünme ve deneyimin ötesinde bilgiye ve dolayısıyla sonuca sadece sezgiyle varılması gerektiğinden, etik sorunlarının genel sezgiyle tamamen uyumlu bir şekilde çözülmesine önem verilir.

Ahlaki kuşkuculuk, hiç kimsenin ahlaki bilgiye sahip olmadığını iddia eden bir metaetik teoriler sınıfıdır. Birçok ahlaki şüpheci, ahlaki bilginin imkansız olduğuna dair daha güçlü, modal iddiada bulunur. Ahlaki kuşkuculuk, özellikle bilinebilir ve nesnel ahlaki gerçekler olduğu görüşünü savunan ahlaki gerçekçiliğe karşıdır.