İçeriğe atla

Reconquista

Reconquista
Haçlı Seferleri Parçası

Granada'nın düşmesi
Taraflar
Hristiyanlar
Asturias Krallığı
Müslümanlar

Reconquista, Endülüs döneminde İber Yarımadasındaki Hristiyanların, yarımadadaki Müslümanların varlıklarını ortadan kaldırma amaçları ve çabalarına verilen addır. 1492 yılında son Endülüs devletinin yıkılmasıyla başarıya ulaşan Reconquista, İspanyolcada "Yeniden fetih" anlamına gelir.

Kavramsal eleştiriler

Reconquista kavramı tarihsel açıdan nesnelliği tartışmalı olan bir kavramdır. Yeniden fetih kavramı İspanya'nın Müslüman olduğu döneme işgal altındaki bir dönem gözüyle bakan, İspanya'nın yeniden Hristiyan olmasını kesin bir yazgı olarak gören bir bakış açısının parçasıdır. İspanyolların ulusal kimliklerinin vazgeçilmez bir parçası olmakla birlikte, bu kavram aslında tarihe çok taraflı bir açıdan bakan bir kavramdır. İspanya, tarihi boyunca birçok yabancı ulusun istilasına uğramıştır. Arap ve Berberi orduları 8. yüzyılda İspanya'ya girdiklerinde İspanya zaten bir Cermen ırkı olan Vizigotların egemenliği altındaydı. Vizigotlardan önce İspanya, Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altında yaşamıştı. Yani Araplar ve Berberiler İspanya'yı istila eden ilk yabancı uluslar değillerdi.

711 yılında Müslümanların ayak bastıkları İberya Yarımadası, 1492 yılına kadar İslam idaresinde kaldı. Müslümanlar'ın orada bulunan Hristiyan ve Yahudiler ile çok yönlü ilişkileri oldu. Sonuçta, Doğu İslam dünyasında parlayan medeniyet güneşi Endülüs'te zirvesine ulaştı. Modern Çağ'ın Endülüs tarihçilerinin hemen tamamının kabul ettiği bu gerçeği değiştiren şey ise, daha 718 yılında Kuzey İspanya dağlarındaki Covadonga Magaraları'nda Pelayo öncülüğünde başlayan Hristiyan Reconquistası oldu. 718'den 1085'e ilk, 1085'ten 1238'e ve 1238'den 1492'ye kadar geçen üç safhada Reconquista süreci tamamlanmış oluyordu. 1492 yılında İslam hakimiyeti İspanya'da son buldu. Bundan sonra orada kalan Yahudiler (Sefaradlar) hemen, Müslümanlar (Mudejarlar) ise 1610 yılına kadar ara ara ülkeden çıkarıldılar. Endülüs Göçmenleri denilen bu topluluklar içinde özellikle Yahudileri, o zamanın dünyasında güçlü Osmanlı Devleti'nden başka kabul eden olmadı. 2 Ocak 1492'de Gırnata Emirliği de İspanyollara Emir Ebu Abdullah tarafından teslim edilmiştir. Bu olay Reconquista'nın son adımı olarak değerlendirilir. 1508'de yayınlanan bir fermanla 6 yıl içerisinde Müslümanlar'ın kendi kıyafetlerini terk etmeleri ve Hristiyan gibi giyinmeleri şart koşulmuştur. Yaklaşık bir yüzyıl boyunca üç milyon Müslüman, ya sürgün edilmiş, ya din değiştirmeye zorlanarak Hristiyanlaştırılmış ya da kılıçtan geçirilmiştir. Bir mimari harikası olan saraylar yakılmış, kütüphaneler içlerindeki yüzbinlerce kitapla yakılıp talan edilmiştir. Bu yıkımdan sadece Córdoba'da bulunan ve şu an katedral olarak kullanılan Kurtuba Ulu Camii ile el-Kasr, yani Alkazar Sarayı, Medinettu'z-Zehra'nın kalıntıları, Granada'da bulunan Elhamra Sarayı ile Cennetü'l-arif Sarayı kalmıştır.

Kaynakça

  • Lütfi Şeyban, Reconquista Endülüs'te Müslüman - Hristiyan İlişkileri, İz Yayıncılık, İstanbul 2007 ISBN 9789753555265

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Endülüs</span> 711–1492 yılları arasında İber Yarımadasında Müslümanların hakimiyeti altındaki bölgeler

Endülüs, 711-1492 yılları arasında İber Yarımadası'nda Berberi milletinin de katkısı ile Arapların etkisi altında bulunan bölgelere verilen isimdir. Müslümanların İber Yarımadası'ndaki varlığı en son Moriskoların 1609 yılında İspanya'dan Müslümanlığı bırakmadıkları için göçe zorlanarak sınır dışı edilmesiyle son bulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Endülüs Emevî Devleti</span> 756–1031 yılları arasında İber Yarımadasında hüküm sürmüş Arap kökenli Müslüman devlet

Endülüs Emevîleri Devleti, Abbasilerin, Emevî hanedanına son vermesi ile 10. Emevi halifesi Hişam bin Abdülmelik'in torunu ve Muaviye bin Hişâm'in oğlu Abdurrahman'ın İspanya'ya giderek burada 756 yılında kurduğu devlettir.

<span class="mw-page-title-main">El Hamra Sarayı</span>

El-Hamra Sarayı (İspanyolca: Alhambra; Arapça: الْحَمْرَاء‎‎: "Kırmızı", İspanya'nın Endülüs bölgesindeki Granada kentinde yer alan, İslami Arap mimarisinin Kalʿatü'l-Hamrâ mimari anlayışı ile yapılan saray ve kale olarak kullanılmış tarihi binadır. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Toledo, İspanya</span> İspanyanın Toledo ilinde belediye

Toledo, İspanya'nın ortasında Kastilya-La Mancha bölgesinin merkezi şehir. Madrid'in 80 km güneyinde, üç yanı Tajo Nehriyle çevrili engebeli bir burnun üzerinde yer alır. 2005 nüfusu 75,578'dir. Şehrin Romalılar zamanındaki adı Toletum'dur. Milattan sonraki sekizinci asırdaki Müslüman Arap fethinden sonra şehrin adı Araplarca ve diğer Müslüman milletler tarafından Tuleytula olarak tanındı.

<span class="mw-page-title-main">İspanya tarihi</span>

İspanya tarihi, İspanya'da tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan dönem boyunca yaşanan olayları kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Tavaif-i Mülûk</span>

Tavaif-i Mülûk, Mülûkü't Tavaif ya da Tayfa Endülüs Emevi Devleti'nin 1031 yılında çökmesi üzerinde İber Yarımadası'nda kurulmuş ve 1031-1090 yılları arasında hüküm süren Müslüman emirlikler için kullanılan tabirdir.

<span class="mw-page-title-main">Elhamra Kararnamesi</span> 1492 tarihli Yahudileri İspanyadan kovulması kararını bildiren kararname

Elhamra Kararnamesi, Kastilya ve Leon Kraliçesi I. Isabel ile Aragon Kralı II. Fernando tarafından 31 Mart 1492'de Elhamra Sarayı'nda imzalanarak ilan edilen ve İspanya'da yaşayan Yahudilerin kovulması kararını, gerekçeleriyle birlikte ifade eden belgedir. Bu kararnameye göre Yahudi dinine mensup veya biyolojik olarak Yahudi olan herkes İspanya'yı terk edecek; yanına altın, para vb. ziynet eşyası almayacaktır. Kararnamenin muhataplarına ülkeyi terk etmek için 31 Temmuz tarihine kadar süre tanınmış ve bu süre sonunda da ülkeyi terk etmeyenlerin idam edileceği belirtilmiştir. Bu tarihten bir yıl sonra yine II. Fernando'a ait olan Sicilya (1493'te), beş yıl sonra da Portekiz (1497'de) aynı uygulamayı gerçekleştirecektir.

<span class="mw-page-title-main">Portekiz tarihi</span>

Portekiz tarihi, bugünkü Portekiz Cumhuriyeti topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.

Tarihte Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimin tarihi, İslamın Arap Yarımadası'nda doğup buradan yayılmaya başladığı 7. yüzyıla kadar uzanır. Gerek Yahudiliğin gerekse İslamın kökenleri Ortadoğu'da, İbrahim'e dayandığından, her ikisi de İbrahimi olarak kabul edilir. Yahudilik ile İslam'ın paylaştığı birçok ortak yön bulunmaktadır: temel dini görünümü, yapısı, hukuk felsefesi ve uygulaması ile İslam ile Yahudilik birbirine benzer. Gerek bu benzerliklerden ötürü, gerekse Müslüman kültürü ve felsefesinin İslam dünyası içinde yaşayan Yahudi cemaatleri üzerindeki etkisi yoluyla, geride kalan 1.400 yıl boyunca bu iki din arasında kesintisiz ve hatrı sayılır bir fiziki, teolojik ve siyasi örtüşme ortaya çıkmıştır.

İspanya’daki Yahudi kültürünün altın çağı ya da İberya’daki Arap hakimiyetinin altın çağı olarak bilinen dönem, İber Yarımadası’ndaki Yahudilerin toplumda yaygın kabul gördüğü ve Yahudi dini, kültürel ve ekonomik yaşamının canlandığı İslam hakimiyeti altındaki tarihi döneme atıfta bulunmaktadır.

İsrail ve Yahudiye toprakları dışında kalan Orta Doğu bölgelerinde Yahudiler en azından Babil Sürgünü'nden beri 2600 yıldır yaşamaktadır.

Granada Savaşı (1482-1492), İber Yarımadası'da mevcut olan son Müslüman varlığının bitirilmesi amacıyla Hristiyan Kastilya ve Aragon Kralıkları tarafından başlatılan bir savaştır. Endülüs uygarlığının son temsilcisi olan Gırnata Emirliği'nin yönetiminde bulunan toprakların istilası ve emirliğin başkenti olan Gırnata'nın yıllarca süren kuşatmasının ardından 2 Ocak 1492 yılında son kale olan Gırnata Hristiyanlar tarafından teslim alınır. Böylece 10 yıl kadar süren İspanyol-Arap savaşı bitmiş olur. Savaştan sonra Temmuz 1492'de Elhamra Kararnamesi uyarınca pek çok Müslüman ve Yahudi, inanç özgürlüklerini korumak için yaşamış oldukları toprakları terk etmek zorunda kalmıştır.

Müdeccenler ya da Müdecceller, İber Yarımadası'nda daha önce Arapların yönetimi altında bulunan Endülüs'te, Reconquista süreci ve izleyen dönemde Katolik yönetimi altında yaşayan İspanya Müslümanları. Bunların sürdürdüğü mimari üsluba da aynı ad verilir. Müdeccen ya da müdeccel Arapça kökenlidir.

Moriskolar, 1500'lerde Endülüs tamamen yok edildikten sonra Müslümanların ve Yahudilerin İber Yarımadası'ndan sürülmesi üzerine vatanları İspanya ve Portekiz'den ayrılmamak için Hristiyanlığa dönen Müslümanlardır. Daha sonraları bu ünvan, Katolik olarak bilinen fakat gizlice Müslümanlığı yaşamaya devam ettiğinden şüphelenilenlere karşı kötüleyici bir anlamda kullanılmaya başlandı. Morisko sürgününden sonra bazı Moriskolara ise din adamları tarafından verilen fetvalarla; gayrimüslimlere faiz verme, Hristiyan gibi giyinip yaşama, gizlice ibadet yapabilme ve zorunluluk halinde içki tüketme gibi olanaklar ile Hristiyanların baskıları karşısında yaşamlarını idame ettirme olanakları verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Araplaşma</span> Arap olmayan bir bölgenin fethi ile nüfusta Arap etkisinin artması

Araplaşma, Arap olmayan bir bölgenin fethi ile Arap olmayan nüfusta Arap etkisinin artmasını, Arap dilinin, kültürünün, kimliğinin kademeli olarak benimsenmesini tarif eder. İslam dini ve bunlarla ilişkili olarak İslam'a dayanan sosyo-politik düzen ile Arapça bir kitap olan Kur'an Araplaşmada merkezi bir rol oynamıştır. Ve Bu, genellikle fethedilen topraklarda İslamileştirme ile beraber ilerlemiştir. Genel olarak, Arap orijinli unsurlar, fethedilen medeniyetlerden oluşan çeşitli unsurlarla çeşitli şekillerde birleşti. Araplaştırma; Irak, Suriye, Sudan, Moritanya, Cezayir ve Libya'daki Arap milliyetçisi rejimler tarafından Arap yerleşimlerini genişletme, Arap dışındaki azınlıkların sınır dışı edilmeleri ve Arap olmayan nüfusta Arap kimlik ve kültürünün uygulanmasını, özellikle eğitimde Arapça olmayan anadillere izin vermemek gibi yöntemler ile modern çağlarda da devam etti.

<span class="mw-page-title-main">Mozarap mimarisi</span> Romanesk dönem öncesi Hristiyan Mozaraplar tarafından geliştirilmiş mimari tarz

Mozarap mimarisi, romanesk dönem öncesi Hristiyan Mozaraplar tarafından geliştirilmiş ve inşa edilen yapıların sahip olduğu mimari tarzdır. Mozarap mimarisi kendisini bilhassa Endülüs'te ve Reconquista dahilinde yeniden fethedilen bölgelerde göstermektedir. İspanyolca literatürde bu mimari tarz için Arte de Repoblación, kavramı da kullanılmaktadır. Kurtuba Emirliği ve Endülüs Emevi Devleti dönemine ait Mozarap mimarisi örnekleri büyük çoğunlukla günümüze ulaşamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Covadonga Muharebesi</span>

Covadonga Muharebesi, Asturias Krallığı'nın kurucusu ve ilk kralı olan Vizigot kökenli asilzade Pelayu ile Endülüs Emevî Devleti arasında 718 veya 722 yılında yapılan muharebedir. Cantabria Dağlarındaki Picos de Europa Tepelerindeki Covadonga yakınlarında gerçekleşen muharebe Pelayu komutasındaki ordu galip gelmiştir. Müslüman fetihlerine karşı Hristiyanların kazandığı bu önemli zafer sayesinde Hristiyanlar İber Yarımadasından atılmaktan kurtulmuştur. Uzunca bir süre önemli bir direniş noktası olan Asturias Krallığı, kıtanın yeniden Hristiyan egemenliğine girdiği süreç olarak tariflenen Reconquista'nın ilk dayanak noktası olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Pelayu</span>

Pelayu 718 yılında Asturias Krallığının kurucusu ve ilk kralı olan Hispania-Vizigot asilzade. Endülüs Emevî Devleti'ne karşı kazandığı Covadonga Muharebesiyle bilinir. İber Yarımadasının yeniden Hristiyanların eline geçmesini anlatan Reconquista'nın ilk adımını atmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İspanya'da İslam</span>

İspanya, Hristiyan çoğunluklu bir ülke olup, İslam, çoğunlukla Müslüman çoğunluklu ülkelerden gelen göçmenler ve onların soyundan gelenler tarafından uygulanan azınlık bir dindir.

Portus Cale Kontluğu, 9. yüzyılda Reconquista döneminde kurulan ve bugünkü Portekiz'in kuzeyini kapsayan, tarihsel ve stratejik öneme sahip bir feodal yönetim birimidir. Bu kontluk, İber Yarımadası'nda Hristiyan Krallıkları'nın Müslüman egemenliğine karşı verdiği mücadele sırasında kilit bir rol oynamış ve Portekiz Krallığı'nın temellerini atmıştır. Portus Cale, bölgenin kuzeybatısında Douro Nehri'nin ağzında yer alan ve günümüz Porto şehri ile çevresini içeren bir bölgeydi.