İçeriğe atla

Recep Tayyip Erdoğan Hükûmeti döneminde sivil-asker ilişkileri

Recep Tayyip Erdoğan hükümeti döneminde sivil-asker ilişkileri normalleşme yönünde ilerlemiş ve ordunun etkisi azalmıştır. İktidarı boyunca, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) sık sık orduyla karşı karşıya geldi ve ülkenin laik müesses nizamının bir ayağına meydan okuyarak siyasi güç kazandı.[1]

Türkiye'de 3 Kasım 2002 genel seçimlerinin ardından iktidara gelen AK Parti, 1960'lardan bu yana güçlü Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) periyodik olarak askerî müdahaleler gerçekleştirdiği Türkiye'de ordu ile ters düşen ilk hükûmet değil. Ancak sivil-asker ilişkilerindeki güç dengesinin değişmesi, AK Partinin Türkiye'nin siyasi manzarasında yaptığı en önemli değişikliklerden biri oldu.

AK Partinin iktidarda olduğu dönemde ordu, AK Partinin niyetlerinden şüphe duymaya devam etmekle birlikte, siyasi konularda kamuoyuna açıklama yapma konusunda çok daha az hevesli ve Türkiye'nin standartlarını Avrupa Birliği standartlarıyla daha fazla uyumlaştırma çabalarında, bu tür hamleler TSK'nin kendi yetkilerini kısıtlasa bile, daha işbirlikçi hale geldi.

Erdoğan'ın görev süresi boyunca genelkurmay başkanları

Aşağıdaki kişiler 2002'den günümüze kadar genelkurmay başkanı olarak görev yapmıştır:

Tarih

Adalet ve Kalkınma Partisinin yükselişi

Kendisini laik, demokratik ve cumhuriyetçi Türk devletinin koruyucusu olarak gören ordu, 2002 sonundaki ilk AK Parti hükümetinden bu yana, ülkenin laik rejiminin altını oymayı amaçlayan "İslam yanlısı bir parti" olarak gördüklerini izledi. Ordu, 1996 yılında İslamcı Refah Partisine başarılı bir şekilde meydan okumuş ve 28 Şubat Süreci olarak bilinen aylar süren mücadelenin ardından başbakan Necmettin Erbakan hükümetini devirmişti. Süreç, Erbakan'ın hükûmetten istifası ve partisinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla sonuçlandı.[2]

Ancak 2000'li yıllarda siyasi ortam ordunun siyasetteki etkisi için o kadar da elverişli değildi. Bu değişimin ilk nedeni, ülkede demokratikleşme fikrini besleyen Avrupa Birliği üyelik süreciydi; bir diğeri ise AKP'nin 2002'de bu "demokrat muhafazakar partiye" Mecliste açık bir çoğunluk kazandıran seçim zaferiydi. Geçmişte pek çok üyesinin siyasi tercihlerinin nelere yol açtığını gören AK Parti, bu kez orduyla karşı karşıya gelme konusunda kararlıydı.

Ordunun siyasetteki etkisine son derece eleştirel yaklaşan Avrupa Birliği'ne üyelik müzakereleri hiç şüphesiz AK Partinin elini güçlendirdi. Daha önce ülkeyi yöneten üç partili koalisyon 2001 ve 2002'de bu etkiyi kırmak için ilk adımları atmış ve AK Partinin ordunun siyasi etkisine karşı daha fazla hareket etmesi için uygun bir ortamın hazırlanmasına yardımcı olmuştu.

"1999 yılından bu yana, ordu üzerindeki sivil kontrol güçlendirilmiştir. Anayasal ve yasal çerçeve, silahlı kuvvetlerin sivil otoriteler karşısındaki konumunu netleştirecek şekilde değiştirilmiştir," diyen Avrupa Birliği, 2004 Türkiye İlerleme Raporu'nda sivil-asker ilişkilerine ilişkin çeşitli gelişmelere yer vermiştir. "Geçtiğimiz yıl içinde, AB üyesi ülkelerdeki uygulamalarla uyum sağlanması amacıyla, ordu üzerindeki sivil denetimin güçlendirilmesi için bir dizi değişiklik yapılmıştır."[3]

2001 yılında Milli Güvenlik Kurulunu (MGK) düzenleyen yasa değişerek ülkenin en üst güvenlik kurulunun sivil üye sayısı artırılmış bir danışma kuruluna dönüştürülmüştür. AKP 2003 yılında Milli Güvenlik Kurulunun görev ve yapısını daha da değiştirerek sivil bir sekreter atanmasının önünü açmış ve kurulun toplantı sıklığını iki ayda bire indirmiştir.

Parlamentonun ordunun savunma harcamalarına ilişkin bütçesi üzerindeki denetimini güçlendirmek amacıyla hükûmet 2003 yılında Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerin uygulanmasında hâlâ zorluklar olmasına rağmen, bu değişiklik savunma harcamalarının Parlamento tarafından tam olarak denetlenmesi için yeni bir temel oluşturmuştur. Buna ek olarak, AK Parti hükûmeti döneminde ordunun bütçesi eğitim bütçesinden daha küçük hale gelmiştir.[4]

2006 yılında Askeri Ceza Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle, askerî personel ve siviller birlikte suç işlemedikçe askeri mahkemelerin barış zamanında sivilleri yargılaması engellenmiştir. Bunu, 2009'da sivil mahkemelerin askerî personeli barış zamanında Ağır Ceza Mahkemesine tabi suçlardan yargılamasına izin veren yasa izledi. 2010 yılında, ordunun belirli koşullar altında sivil makamların talebi olmaksızın iç meselelere yönelik operasyonlar yürütmesine izin veren gizli bir plan olan EMASYA protokolü, Genelkurmay Başkanı'nın onayıyla iptal edildi.[5]

2010 yılında halk tarafından referandumda onaylanan bir anayasa değişikliği, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla ihraç edilen askerî personelin temyize gitmesinin önünü açtı.[6]

27 Nisan muhtırası

AK Partinin ordunun siyasi alana müdahale araçlarını azaltmaya yönelik yasal hamlelerine rağmen, ordu önemli bir siyasi etki yaratmaya devam etmiştir. Genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları ve daha düşük rütbeli askerî personel iç ve dış politika konularında, çoğu hükûmeti eleştiren görüşlerini ifade etmekten çekinmemiştir.

Ordu ile hükûmet arasında derin çatlaklara neden olan en önemli konu, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün 2007 yılında iktidar partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak seçilmesine itiraz eden ve ordunun internet sitesinde yayınlanan gece yarısı e-muhtırasıydı. Ordu, eşi başörtülü olan Gül'ün seçilmesinin ülkenin laik düzenine zarar verebileceğini savunuyordu.

Beklenenin aksine hükûmet, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın e-muhtırasına sert bir yanıt verdi ve cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinin askerlerle bir ilgisi olmadığını söyledi.[7] Bu meydan okumanın ardından Büyükanıt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı'nda gizli bir görüşme yaptılar.

Tüm bu gerginliğe rağmen Gül sonunda cumhurbaşkanı seçildi ve Türkiye'nin eşi başörtülü olan ilk devlet başkanı oldu. Üst düzey generaller First Lady Hayrünnisa Gül'ün de bulunacağı resmi etkinliklere katılmaktan kaçındıkları için bu durum Gül ile ordu arasında bir sorun olmaya devam etti.

Kovuşturmalar

İktidar partisi, 2003 ve 2004 yıllarında hükûmete karşı darbe planları yaptıkları iddiasıyla aralarında eski dört yıldızlı generallerin de bulunduğu üst düzey askerî personel hakkında adli kovuşturma başlatan savcıları destekledi. Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamında yüzlerce emekli ve muvazzaf askerî personelin yanı sıra diğer önde gelen isimler de hükûmeti devirmeye teşebbüs suçlamasıyla savcılar tarafından tutuklandılar.[8] Bu davalar, ilk kez bu kadar yüksek rütbeli askerî personelin antidemokratik hareketlerle suçlandığı ve sivil savcılar tarafından yargılandığı davalar oldu.[9]

Kaynakça

  1. ^ Demirtaş, Serkan (2 Kasım 2010). "Civil-military ties enter new era in Turkey under AKP rule". Hürriyet Daily News. 4 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  2. ^ Stephen Kinzer (24 Kasım 1997). "Turkish Court to Rule on Future of Former Premier's Islamic Party". The New York Times. 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  3. ^ "2004 Progress Report on Turkey" (PDF). European Commission. 5 Ekim 2004. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  4. ^ "Bir numaralı bütçe Eğitim'e". Anatolian Agency. Sinop: Yeni Şafak. 19 Kasım 2008. 16 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  5. ^ Delphine Strauss (5 Şubat 2010). "Turkey tries to rebuild confidence in military". Financial Times. Ankara. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  6. ^ "Turkish Daily Press - September 3, 2010". Gatestone Institute (İngilizce). 3 Eylül 2010. 12 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2023. 
  7. ^ Reuters (28 Nisan 2007). "Turkish govt slams army threat". ABC News. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  8. ^ Anita McNaught (26 Şubat 2010). "Turkey's 'sledgehammer plot'". Al Jazeera. İstanbul. 2 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 
  9. ^ Erdal, Büşra (17 Aralık 2010). "Turkey challenges Sledgehammer coup plot in historic trial". Today's Zaman. İstanbul. 20 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">12 Mart Muhtırası</span> 1971 yılında III. Demirel Hükûmetini istifaya zorlayan askerî uyarı

12 Mart Muhtırası, 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesinin; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek 32. Türkiye Hükûmetini istifaya zorladığı askerî müdahaledir.

<span class="mw-page-title-main">Türk Silahlı Kuvvetleri</span> Türkiye Cumhuriyetinin askerî gücü

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmakla görevli askerî kuvvettir. Görevi caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Adalet ve Kalkınma Partisi</span> Türkiyede bir siyasi parti

Adalet ve Kalkınma Partisi, 14 Ağustos 2001 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan ve Türkiye'de faaliyet gösteren bir siyasi partidir. Parti tüzüğüne göre resmî kısaltması "AK PARTİ" şeklindedir. Simgesi ampuldür. TBMM'de 265 milletvekili ile temsil edilmektedir. Genel başkanı Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır.

<span class="mw-page-title-main">Hilmi Özkök</span> 24. TSK Genelkurmay Başkanı

Hilmi Özkök Türk asker. Türk Silahlı Kuvvetlerinin 24. Genelkurmay Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Yaşar Büyükanıt</span> 25. TSK Genelkurmay Başkanı

Mehmet Yaşar Büyükanıt, Türk asker. Türk Silahlı Kuvvetlerinin 25. Genelkurmay Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de çok partili dönem</span> Türkiyede 1945 yılından beri devam eden siyasi dönem

Türkiye'de çok partili dönem, 1945 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dışında ikinci bir partinin -Nuri Demirağ liderliğindeki Millî Kalkınma Partisi (MKP)- kurularak 1946 genel seçimlerine çok partili sistemle gidilmesi ile başlamıştır. Cumhuriyet'te çok partili hayat bundan önce Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası ile başlamış lakin bu partilerin ömürleri çok kısa olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Mobutu Sese Seko</span> 2. Zaire devlet başkanı

Mobutu Sese Seko Nkuku Ngbendu wa za Banga, daha çok Mobutu ya da Joseph Mobutu-Sese Seko olarak tanınır. Doğduğunda adı Joseph-Désiré Mobutu idi. 32 yıl boyunca (1965–1997) o zamanki adıyla Zaire, günümüzdeki adıyla Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanlığını yapmıştır. Bu göreve önceki Devlet Başkanı Joseph Kasavubu'yu devirdiği darbeden sonra gelmiştir. Toplam 32 yıl demir yumrukla ülkeyi yönetmiştir. Çok değerli yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip olan Kongo, yönetim zafiyetleri ve zimmet suçlamalarıyla dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline gelmiştir. Başlangıçta zengin batılı devletlerce iktidarı desteklenen ve hatta darbesi Amerikan destekli olan Mobutu, son zamanlarında bu desteği kaybetmiş ve bundan kısa bir süre sonra da iktidardan düşmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye siyasi tarihi</span> Türkiye Cumhuriyeti siyasetine genel bakış

Türkiye siyasi tarihi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk ulus devletini ihdas etmesine giden yolda bir evre olan Türk Kurtuluş Savaşı ile başlar.

<span class="mw-page-title-main">Albaylar Cuntası</span>

1967-1974 Yunanistan Askerî Cuntası, 1967 ile 1974 yılları arasında Yunanistan'da iktidarı ellerinde bulunduran bir dizi sağ-kanat askerî hükûmete verilen isimdir. Aynı zamanda Albaylar Rejimi, Albaylar Cuntası ya da sadece Cunta olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">E-muhtıra</span> 27 Nisan 2007 askerî muhtırası

E-muhtıra ya da 27 Nisan Bildirisi, Türk Silahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkanlığının cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23.20'de yaptığı, laiklikle ilgili açıklama. Türkiye kamuoyunda hâkim olan görüş, basın açıklamasının "muhtıra" olduğu yönündedir. Bildiri internet aracılığıyla verildiği için "e-muhtıra" olarak da adlandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Jorge Rafael Videla</span> Arjantinli siyasetçi (1925-2013)

Jorge Rafael Videla Redondo, Arjantinli asker ve siyasetçi. 1976-1981 yılları arasında fiilen Arjantin Devlet Başkanı olarak görev yaptı.

20 Mayıs 1969 askerî müdahalesi, Türkiye tarihinde 27 Mayıs Darbesi sonrası siyasi yasaklı olan eski Demokrat Partili Celal Bayar ve arkadaşlarının siyasi haklarının iadesi sürecinde ordu üst kademesi ve siyasiler arasında yaşanan kriz sonucu meydana gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri</span> SSCB Silahlı Kuvvetleri

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri, 1918-1946 yılları arasında Kızıl Ordu ve 1946-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetleri olarak adlandırılan, önce Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'nin ve daha sonra Sovyetler Birliği'nin silahlı kuvvetleriydi.

<span class="mw-page-title-main">Yarı askerî</span> Paramiliter

Bir yarı askerî ya da paramiliter güç, işlev ve örgütlenme olarak askerî ancak düzensiz gönüllülerden oluşan devletçe desteklenen bir tür yapı. Terim Yunanca harici anlamına gelen para ve asker anlamına gelen militer sözcüklerinden türemiştir. Paramiliter, yapısı, taktikleri, eğitimi, alt kültürü ve (çoğunlukla) işlevi profesyonel ordununkine benzeyen ancak bir ülkenin resmî veya meşru silahlı kuvvetlerinin parçası olmayan bir örgüttür. Paramiliter birimler, bir ülkenin askerî veya polis güçlerinin yerine getiremediği veya yerine getirmek istemediği görevleri yerine getirir. Diğer örgütler, silahsız olmalarına veya muharebe rolleri olmamasına rağmen, yalnızca yapıları itibarıyla da paramiliter olarak değerlendirilebilir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde 29 Temmuz 2011 krizi, TSK'da 1 Ağustos 2011 tarihinde gerçekleşecek olan Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) öncesi Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlarının aynı gün emekliliklerini istemesi ile patlak veren kriz. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay 29 Temmuz 2011 tarihinde emekliliklerini istediler. Genelkurmay Başkanı olacak kişinin daha önce kuvvet komutanlığı yapmış olması gerektiği için, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel Kara Kuvvetleri Komutanlığına ve Genelkurmay Başkan Vekilliği'ne getirildi.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de askerî müdahaleler</span> Vikimedya anlam ayrımı sayfası

Türkiye'de askerî müdahaleler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal olarak ya da bazı subayların kendi başlarına inisiyatif alarak sivil yönetime yaptığı müdahalelerdir.

Pretoryanizm silahlı kuvvetlerin kendilerini devletin, mevcut rejimin veya mevcut iktidar ve yöneticilerin koruyucusu olarak görmesi durumudur. Bu anlayışta ordu doğrudan veya dolaylı olarak ülke siyasetine ve gündemine yön verebilmekte gerektiğinde ise müdahalede bulunabilmektedir. Bu müdahalelerde ordunun tamamı veya ordu içerisindeki yüksek rütbeli kişiler ile onlara bağlı olan askerler aktif rol oynayabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Suriye'deki İslamcı ayaklanma</span> Suriyede 1976dan 1982ye kadar süren şiddetli isyan

Suriye'deki İslamcı ayaklanma, Müslüman Kardeşler'in 1976'da suikastlarla başlattığı, 1980 yılından 1982 yılında kadar ise bir dizi ayaklanma ile devam eden ayaklanmadır. Ayaklanma, Suriye'yi kontrol eden laik Baas Partisi'ne karşı çıkarıldı. İslamcılar sivillere, devlet görevlilerine ve askerlere yaptıkları saldırıların ardından ayaklanma çıkardı ve 1982 Hama Harekâtı ile ayaklanma bastırıldı.

<span class="mw-page-title-main">1963 Suriye askerî darbesi</span> Baas Partisini Suriyede iktidara getiren askeri darbe

1963 Suriye askeri darbesi ya da Suriye hükûmetinin adlandırmasıyla 8 Mart Devrimi, Arap Sosyalist Baas Partisi'nin Suriye Bölgesel Şubesi Askerî Komitesi tarafından 8 Mart 1963'te gerçekleştirilen askerî bir darbeydi. Planlamada ve bu planın uygulanmasında, partinin Irak Bölgesel Şubesinin Şubat 1963'te gerçekleştirdiği askerî darbeden esinlenilmişti.

<span class="mw-page-title-main">Askerî cunta</span> Askerî liderlerden oluşan bir komite tarafından yönetilen hükûmet

Askeri cunta askeri liderler komitesi tarafından yönetilen bir hükûmettir. Cunta terimi "toplantı" veya "komite" anlamına gelir ve köken olarak 1808'de Napolyon'un İspanya'yı işgaline karşı İspanyol direnişinin düzenlediği ulusal ve yerel cuntaya dayanır. Günümüzde bu terim oligarşik askeri diktatörlük tipine sahip otoriter hükûmetler için kullanılır. Bu hükûmetler güçlü adam, makine ve patronculuk tipinde olabilir.