Ruh biliminde "Büyük Beş" kişilik özelliği, deneysel araştırma ile keşfedilmiş, 5 göze çarpan etmen veya kişilik boyutudur. Bu model hakkında ilk genel ima, 1933 yılında Amerikan Psikoloji Birliği için yapılan başkanlık söylevinde, L. L. Thurstone tarafından yapılmıştır. Thurstone'un yorumları, bir sonraki yıl Psychological Review dergisinde basılmıştır.
Psikiyatr veya psikiyatrist, ruh sağlığını inceleyip ruh hastalıklarını tedavi etmeye çalışan uzman hekimdir. Psikiyatri alanında en az 4 yıllık uzmanlık eğitimine sahip kişidir.
Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.
Psikolojide karar verme, bir fikrin veya hareketin mümkün diğer seçenek arasından seçilmesiyle sonuçlanan zihinsel (cognitive) bir işlem olarak dikkate alınır. Her karar verme işlemi bir hareketle sonuçlansın veya sonuçlanmasın, mutlaka nihai bir seçim ortaya koyar. Tanımlamak gerekirse, karar verme, karar verenin tercih ve değerlerine göre alternatifleri belirlemesi ve onlar arasından seçim yapmasıdır.
Mel ölçeği Stevens, Volkman ve Newman tarafından 1937'de önerilmiş, birbirinden eş uzaklıkta bulunan dinleyiciler tarafından müzikteki perdelere karar verilen kavramsal bir ölçektir. Normal frekans ölçeği ve bu ölçek arasındaki referans noktası 1000 Hz tonu, dinleyici eşiğinden 40 db yukarıda 1000 mellik perdeye eşitleyerek elde edilir. Yaklaşık 500 Hz'in yukarısında daha da büyük aralıklar dinleyiciler tarafından aynı perde artışı olarak algılanır. Sonç olarak Hertz ölçeğinde 500 Hz üzerindeki dört oktav, mel ölçeğinde iki oktava karşılık gelir. Mel adı melodiden gelmektedir ve ölçeğin perde karşılaştırmasına dayandığını gösterir.
IQ, zekâ katsayısı veya zekâ seviyesi, zekâyı ölçme amaçlı birkaç farklı standartlaştırılmış testlerden çıkarılan değer.
Edward Lee "Ted" Thorndike, eğitim psikolojisinin babası olarak bilinen Amerikalı psikolog. Karşılaştırmalı psikoloji alanında çalışmalar yürütmüştür. Öğrenmenin temelini, “Duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bağ oluşturur" önermesini ortaya atmış, bunu bağlaşımcılık teorisi ile açıklamıştır. Bu teori ile eğitimsel psikolojiye bilimsel bir yaklaşım getirmiştir. Thorndike, ayrıca çalışanlarla iligli testler ve sınavlar geliştirerek, endüstriyel problemlerin çözümüne katkı sağlamıştır. 1912 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği'nin başkanlığını yürütmüştür.
Carl Ransom Rogers, psikolojide humanistik yaklaşımın kurucularından ve psikoterapi araştırmaları yapan psikologlar içinde en önemlilerinden birisi olarak görülen Amerikalı psikolog. Rogers, 20.yüzyılın en çok etkilenilen altı psikoloğundan biri ve Sigmund Freud'dan sonra en önemli klinik psikolog olarak gösterilmektedir.
Siyasi yelpaze, siyasi pozisyon veya politik spektrum, farklı siyasi pozisyonları birbirine göre tanımlamak ve sınıflandırmak amacıyla kullanılan bir sistemdir. Bu pozisyonlar, bağımsız siyasi boyutları temsil eden bir veya daha fazla geometrik eksende yer alır. "Siyasi pusula" ve "siyasi harita" ifadeleri, özellikle popüler iki boyutlu modellerine atıfta bulunmak üzere, siyasi yelpazeyi ifade etmek için kullanılan terimlerdir.
Öz belirleme teorisi, kişilik gelişiminin ve davranışların örgütlenmesinin arkasında yatan içsel süreçlere odaklanan bir motivasyon ve kişilik kuramı olarak Edward Deci ve Richard Ryan tarafından geliştirilmiştir. Öz belirleme teorisi davranış düzenlemesi ile ilgili motivasyonları ve kaynakları açıklayan kapsayıcı bir kuramdır. Bu kurama göre, bireyin sosyal etkileşim sürecinde karşılaştığı tutum ve davranışları değerlendirip benimsemesi, güdülenme mekanizmaları aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Hans Jürgen Eysenck, PhD, DSc, Alman kökenli İngiliz psikolog, kariyerini Büyük Britanya'da geçirmiştir. Psikoloji alanın pek çok farklı konusunda çalışsa da en çok bilinen çalışmaları zeka ve kişilik üzerinedir. Eysenk öldüğünde alandaki hakemli dergilerde bulunan çalışmalarda en çok referans gösterilen psikologtu.
Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ruh sağlığını geliştirmek amacıyla yapılan bir psikososyal müdahaledir. BDT tipi terapide, bireye fayda sağlamayan bilişsel bozulmalara odaklanır ve bu bilişsel bozulmalar değiştirilmeye çalışılır. Bireyin duygusal denge haline gelmesini ve kendi günlük yaşam problemlerini çözebilmesi için kişisel başa çıkma stratejileri geliştirmesini sağlamayı hedefler. Yöntem depresyon tedavisinde kullanılmak için tasarlanmış olsa da günümüzde anksiyete dahil birçok ruh sağlığı bozukluğunda kullanılmak üzere geliştirilmiştir. BDT bilişsel ve davranışçı psikoterapilerin kanıta dayalı teknik ve stratejilerini birlikte kullanarak psikopatolojileri tedavi etmektedir.
Ahlâki psikoloji ya da ahlâk psikolojisi hem felsefe hem de psikoloji alanlarını ortak bir zeminde inceleyen çalışma alanıdır. Tarihsel olarak, ahlaki psikoloji terimi, ahlaki gelişim çalışmasını ifade etmek için nispeten daha dar bir şekilde kullanılmıştır. Ahlaki psikoloji sonuç olarak etik, psikoloji ve zihin felsefesinin kesişimindeki çeşitli konulara daha geniş olarak değinmeye başlamıştır. Alanın bazı ana konuları ahlaki yargı, ahlaki akıl yürütme, ahlaki duyarlılık, ahlaki sorumluluk, ahlaki motivasyon, ahlaki kimlik, ahlaki eylem, ahlaki gelişim, ahlaki çeşitlilik, ahlaki temeller, ahlaki karakter, fedakarlık, psikolojik egoizm, ahlaki şans, ahlaki tahmin, ahlaki duygu, duygusal tahmin ve ahlaki anlaşmazlık olarak verilebilir.
Kantitatif psikoloji veya Nicel psikoloji, insan veya hayvan psikolojik süreçlerinin matematiksel modellemesi, araştırma tasarımı ve metodolojisi ve istatistiksel analizine odaklanan bilimsel bir çalışma alanıdır. İnsan yeteneklerini ölçmek için testler ve diğer cihazları içerir. Kantitatif psikologlar, psikolojik ölçüm teorisi ve tekniği ile ilgili bir alan olan psikometri olanlar da dahil olmak üzere çok çeşitli araştırma yöntemleri geliştirir ve analiz eder.
Kişilik psikolojisi alanında makyavelizm, başkalarını manipüle etme ve sömürme, ahlâka kayıtsızlık, duygu eksikliği ve şahsî menfaate aşırı düşkünlük şeklinde ortaya çıkan bir kişilik özelliğidir. Psikolog Richard Christie ve Florence Geis tarafından insan davranışlarını incelemek için Makyavelli'nin eserlerinden alıntılayarak kullandıkları ifadeler ve kavramlar nedeniyle, söz konusu kişilik özelliği adını Niccolò Machiavelli'den almaktadır. 20 sorudan oluşan Likert ölçekli bir kişilik tespit yöntemi olan Mach IV testi, makyavelizmin temel değerlendirme aracı ve ölçeğidir. Ölçekte yüksek puan alanların yüksek düzeyde aldatıcılık ve duyarsızlığa sahip olma olasılığı daha yüksektir.
Hayvan bilişi, insan-olmayan hayvanların zihinsel kapasitelerini kapsayan bir alandır. Bu alanda kullanılan hayvan koşullandırma ve öğrenim çalışmaları, karşılaştırmalı psikolojiden geliştirilmiştir. Aynı zamanda etoloji, davranışsal ekoloji ve evrimsel psikolojinin etkisinde kalmıştır; bazen bu alandan bilişsel etoloji adıyla da bahsedilir. Hayvan zekası terimiyle ilişkilendirilen pek çok davranış aynı zamanda hayvan bilişinin de kapsamındadır.
Neal Elgar Miller, Amerikalı deneysel psikolog. Fizik, biyoloji ve yazarlık dahil olmak üzere çeşitli ilgi alanlarına sahip enerjik bir insan olarak tanımlanan Miller, bunların yanında psikoloji alanına da girdi. Bilimlerde bir arka plan eğitimi olan Miller, profesörlerden ve önde gelen psikologlardan davranışsal psikoloji ve fizyolojik psikolojinin çeşitli alanlarında, özellikle de davranışa organların tepkileri ilişkilendiren çalışmaları için ilham aldı.
Richard Shiffrin Amerikalı psikolog, Indiana Üniversitesi, Bloomington'da Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü'nde bilişsel bilim profesörüdür. Shiffrin, psikoloji alanına bir dizi dikkat ve hafıza teorilerine katkıda bulunmuştur. 1968'de Atkinson-Shiffrin bellek modelini, o sırada akademik danışmanı olan Richard Atkinson ile birlikte yazmışlardır. 1977'de Walter Schneider ile birlikte dikkat teorisini yayınladı. 1980'de Jeroen GW Raaijmakers ile birlikte 2000'li yıllara kadar bilişsel psikologlar için standart hatırlama modeli olarak kullanılan İlişkisel Bellek Araması (SAM) modelini yayınladı 1997 yılında Mark Steyvers ile birlikte SAM modelini Bellekten Etkili Alma (REM) modeliyle genişletti.
Müzik tercihi psikolojisi, insanların farklı müzik tercihleri ile psikolojik faktörlerin arasındaki etkinin incelenmesidir. Son 50 yılda yapılan araştırmalar sonucunda müziğin 500'den fazla işlevi olduğunu ortaya çıktı. Müzik dünyanın birçok yerinde her gün insanlar tarafından duyulmakta, insanları duygusal düzenlemeden bilişsel gelişime kadar çeşitli şekillerde etkilemekte ve kendini ifade etme olanağı sağlamaktadır. Müzik eğitiminin entelektüel gelişimi ve yeteneği geliştirmeye yardımcı olduğu yapılan araştırmalar ile kanıtlanmış olsa da duygu düzenlemesini nasıl etkilediği konusunda çok az bilgi bulunmaktadır. Bireysel kişiliğin müzik tercihi üzerinde etkili olabileceğini göstermek için çok sayıda çalışma yapılmış olmasına rağmen yakın zamanda yapılan bir meta-analiz, kişiliğin kişinin kendi başına müzik tercihlerindeki etkileşimi arasında çok az etki olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalar yalnızca Amerikan kültürüyle sınırlı değil; Japonya, Almanya, İspanya, ve Brezilya dahil olmak üzere dünyanın her yerindeki ülkelerde yapılan önemli araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.