İçeriğe atla

Rasyonel bekleyişler

Ekonomide dairesel akış kavramının karikatürü (Arapça)

Rasyonel bekleyişler veya rasyonel beklentiler birçok makroekonomik modelde kullanılan bir varsayımdır, ayrıca modern ekonomi ve oyun kuramının diğer alanlarında ve rasyonel seçim teorisinin diğer uygulamalarında da kullanılır. Rasyonel beklentiler makroekonominin, ekonomik beklentilerini değerlendirmek için sahip olduğu en uygun modellerindendir. İşçilerin, tüketicilerin ve şirketlerin gelecekteki ekonomik durumlar hakkındaki beklentileri, bu modelin önemli bir parçasıdır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  • Maarten C. W. Janssen (1993) "Microfoundations: A Critical Inquiry". Routledge.
  • Hanish C. Lodhia (2005) "The Irrationality of Rational Expectations - An Exploration into Economic Fallacy". 1st Edition, Warwick University Press, UK.
  • John F. Muth (1961) "Rational Expectations and the Theory of Price Movements" reprinted in The new classical macroeconomics. Volume 1. (1992): 3-23 (International Library of Critical Writings in Economics, vol. 19. Aldershot, UK: Elgar.)
  • Thomas J. Sargent (1987). "Rational expectations," The New Palgrave: A Dictionary of Economics, v. 4, pp. 76–79.
  • N.E. Savin (1987). "Rational expectations: econometric implications," The New Palgrave: A Dictionary of Economics, v. 4, pp. 79–85.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi</span> belirli bir alandaki farklı temsilciler tarafından sınırlanmış mal veya hizmetlerin üretimi, dağıtımı veya ticaretinden oluşan sistem

Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi (bilim dalı)</span> İktisat bilimi

Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır. Mikroekonomi, bireysel ajanlar ve piyasalar, bunların etkileşimleri ve etkileşimlerin sonuçları da dahil olmak üzere ekonomideki temel unsurlar olarak görülen şeyleri analiz eden bir alandır. Bireysel aracılar arasında örneğin hane halkı, firmalar, alıcılar ve satıcılar yer alabilir. Makroekonomi, üretim, tüketim, tasarruf ve yatırımın etkileşim içinde olduğu bir sistem olarak ekonomi ve emek, sermaye ve toprak kaynaklarının istihdamı, para birimi enflasyonu, ekonomik büyüme ve bu unsurlara etkisi olan kamu politikaları gibi ekonomiyi etkileyen faktörleri analiz eder.

Kurumsal iktisat, ekonomik davranışı şekillendirmede evrimsel sürecin ve kurumların rolünü anlamaya odaklanmaktadır. Asıl odak noktası Thorstein Veblen'in bir tarafta teknoloji, diğer tarafta toplumun "törensel" alanı arasındaki içgüdü odaklı dikotomisinde yatmaktadır. İsmi ve temel unsurları Walton Hale Hamilton'un 1919 tarihli American Economic Review makalesine dayanmaktadır. Kurumsal ekonomi, kurumların daha geniş bir şekilde incelenmesini vurgular ve piyasaları bu çeşitli kurumların karmaşık etkileşiminin bir sonucu olarak görür. Daha önceki gelenek, günümüzde ekonomiye önde gelen Heterodoks bir yaklaşım olarak devam etmektedir.

Avusturya Okulu sosyal olguların yalnızca bireylerin motivasyonlarından ve eylemlerinden kaynaklandığı kavramı olan metodolojik bireyciliğe sıkı sıkıya bağlı kalmayı savunan heterodoks bir ekonomik düşünce okuludur. Avusturya Okulu teorisyenleri, ekonomik teorinin yalnızca insan eyleminin temel ilkelerinden türetilmesi gerektiğini savunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Paul Krugman</span> Amerikalı ekonomist

Paul Robin Krugman, Amerikalı ekonomist, entelektüel, köşe yazarı ve yazardır. Krugman Princeton Üniversitesi'nde İktisat ve Uluslararası İlişkiler profesörü ve Londra Ekonomi Okulu (LSE)'de Yüzüncü Yıldönüm Profesörü'dür. Buna ek olarak New York Times gazetesinde köşe yazarlığı görevini sürdürmektedir.

Genel denge teorisi teorik ekonominin bir dalı. Birkaç veya birçok piyasalar ile ekonomideki arz, talep ve fiyat davranışlarını bir bütün içinde açıklamaya çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Siyasi ekonomi</span> üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen ad

Siyasi iktisat aslen üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen addır. Siyasi iktisat kavramı ahlak felsefesinde ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda devletlerin ("polities") iktisatlarının çalışılması olarak gelişmiş dolayısıyla da "siyasi" iktisat (ekonomi) adını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi tarihi</span>

Ekonomi tarihi veya iktisat tarihi, geçmişte yaşanan ekonomik olguların nasıl geliştiği konusunda çalışan bilim dalı. Ekonomi tarihinin analizi; tarihsel durumlara ekonomik teorilerin uygulanması, tarihsel yöntemler ve istatistiksel yöntemlerin bir kombinasyonu kullanılarak ele alınır. Bu başlık, sosyal tarihin örtüşen bazı alanları ve işletme tarihi konularını içerir. Ekonomi tarihinin kantitatif incelenmesine, cliometri de denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Millî muhasebe sistemi</span>

Millî muhasebe sistemi (MMS) veya millî muhasebe, bir ulusun ekonomik faaliyetlerini ölçmek için eksiksiz ve tutarlı muhasebe tekniklerinin uygulanması.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik metodoloji</span>

İktisadi metodoloji iktisadın ve iktisadi düşüncenin temelini oluşturan prensiplerin üzerindeki çalışma yöntemleridir. Bu çalışma yöntemlerinin çoğunu bilimsel yöntem oluşturur. Bu terim aynı zamanda, bir veya birkaç yöntemin teorik veya sistematik yönünü vurgulamakta kullanılır. İktisat metodolojisi, konuları ve yöntemi bakımından, doğa bilimleri ve sosyal bilimlerle pek çok benzerlik taşır.

<span class="mw-page-title-main">Christopher A. Sims</span> Amerikalı ekonomist

Christopher Albert "Chris" Sims, Amerikalı iktisatçı. Uğraştığı alanlar arasında ekonometri, zaman serileri ve yeni neoklasik makroekonomi yer almaktadır. Hâlen, Princeton Universitynde "Harold B. Helms Ekonomi ve Bankacılık Profesörü"'dür.

<span class="mw-page-title-main">Thomas J. Sargent</span> Amerikalı ekonomist

Thomas John "Tom" Sargent Amerikalı iktisatçı. Çalışmalarını yeni neoklasik ekolu makroekonomi, parasal ekonomi ve zaman serileri ekonometrisi konuları üzerinde yoğunlaştırmıştır. 2004'ten günümüze kadar New York Üniversitesi'nde "Ekonomi ve Bankacılık Berkeley Profesörü"'dür.

Adaptif beklentiler diğer bir ifadeyle "Uyarlayıcı bekleyişler" Ekonomi'de, insanların geçmişte olanlara dayanarak gelecekte ne olacağına dair beklentilerini oluşturdukları varsayılan bir süreçtir. Örneğin, insanlar gelecekteki enflasyon oranına ilişkin bir beklenti oluşturmak istiyorlarsa, bazı tutarlılıklar çıkarmak için geçmiş enflasyon oranlarına başvurabilirler ve daha fazla yılı dikkate aldıkça daha doğru bir beklenti elde edebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Çalışma ekonomisi</span>

Çalışma ekonomisi, ücretli işçi pazarının etkinliğiyle dinamiğini anlamaya çalışan iktisat dalıdır. Emek pazarları işçilerle işverenlerin karşılıklı etkinliğiyle çalışır. Emek pazarının talep yanını işverenler, arz yanını işçiler oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Marksist ekonomi</span>

Marksist iktisat veya Marksist iktisat okulu, politik iktisadi düşüncenin heterodoks bir okuludur. Temelleri Karl Marx'ın ekonomi politik eleştirisine kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, ekonomi politik eleştirmenlerinin aksine, Marksist iktisatçılar ekonomi kavramını ilk bakışta kabul etme eğilimindedir. Marksist ekonomi birkaç farklı teoriden oluşur ve bazen birbirlerine karşıt olan birden fazla düşünce okulunu içerir; birçok durumda Marksist analiz diğer ekonomik yaklaşımları tamamlamak veya desteklemek için kullanılır. Ekonomik olarak Marksist olmak için siyasi olarak Marksist olmak gerekmediğinden, iki sıfat eşanlamlı olmaktan ziyade kullanımda bir arada bulunur: Anlamsal bir alanı paylaşırken, aynı zamanda hem yananlamsal hem de düzanlamsal farklılıklara izin verir.

<span class="mw-page-title-main">Piyasa başarısızlığı</span>

Piyasa başarısızlığı, mal ve hizmetlerin serbest piyasa tarafından tahsisinin Pareto verimliliğine sahip olmaması ve genellikle net ekonomik değer kaybına yol açtığı bir durumdur. Piyasa başarısızlıkları, bireylerin saf kişisel çıkarları artırmalarının, toplumsal açıdan bakıldığında geliştirilebilecek verimli olmayan sonuçlara yol açtığı senaryolar olarak görülebilir. Terimin ekonomistler tarafından ilk olarak 1958'de kullanılması karşın konsept Victoria dönemi filozofu Henry Sidgwick'e kadar uzanıyordu. Piyasa başarısızlıkları genellikle kamu malları, zaman tutarsız tercihler, bilgi asimetrileri, rekabetçi olmayan pazarlar, ana temsilci sorunları veya dışsallıklarla ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Hukuk ve ekonomi</span>

Hukuk ve ekonomi veya hukukun ekonomik analizi, ekonomik teorilerin, çoğunlukla Chicago Ekonomi Okulundan akademisyenlerle başlayan, hukuk analizine uygulanmasıdır. Ekonomik kavramlar, yasaların etkilerini açıklamak, hangi hukuk kurallarının ekonomik açıdan verimli olduğunu değerlendirmek ve hangi hukuk kurallarının yürürlüğe gireceğini tahmin etmek için kullanılmaktadır. Hukuk ve ekonominin iki ana dalı vardır: Bunlardan birincisi, neoklasik ekonominin yöntem ve teorilerinin hukukun pozitif ve normatif analizine uygulanmasına dayanır. İkincisi ise ekonomik, politik ve sosyal sonuçlara daha geniş bir odaklanma ile hukuk ve yasal kurumların kurumsal analizine odaklanır. Hukuk ve ekonominin bu ikinci dalı, daha genel olarak siyasi kurumlar ve yönetişim kurumları üzerindeki çalışmalarla daha çok örtüşmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Heterodoks ekonomi</span>

Heterodoks iktisat, ortodoks iktisadi düşünce okullarıyla çelişen veya neoklasik iktisadın ötesinde olabilecek herhangi bir iktisadi düşünce veya teoridir. Bunlar arasında kurumsal, evrimci, feminist, sosyal, post-Keynesyen, ekolojik, Avusturyacı, Marksist, sosyalist ve anarşist iktisat sayılabilir.

Ekonomide dağıtım, toplam çıktının, gelirin veya servetin bireyler arasında veya üretim faktörleri arasında dağıtılma şeklidir.

Neoklasik iktisat, mal ve hizmetlerin üretim, tüketim ve değerlemesinin (fiyatlandırma) arz ve talep modeli tarafından yönlendirildiğinin gözlemlendiği bir ekonomi yaklaşımıdır. Bu düşünceye göre, bir mal veya hizmetin değeri, geliri kısıtlı bireyler tarafından faydanın ve üretim maliyetleriyle karşı karşıya olan ve mevcut bilgi ve üretim faktörlerini kullanan firmalar tarafından kârın varsayımsal maksimizasyonu yoluyla belirlenir. Bu yaklaşım genellikle rasyonel seçim teorisine başvurularak gerekçelendirilmiştir.