İçeriğe atla

Raqchi

Dairesel biçimli ambarlar. Harçla birleştirilmiş volkanik taştan yapılma ambarların üstü vaktiyle samandan yapılma bir çatıyla örtülüydü.
Tapınaktan görünüş

Raqchi (ya da okunuşuyla Rakçi) Peru'nun Cusco bölgesindeki bir İnka arkeolojik sit alanıdır. Rakchi kalıntıları Vilcanota Nehri'nin kıyısında, denizden yaklaşık 3500 m. yükseklikte yer almaktadır. Rakchi kalıntılarının içindeki en ünlü ve en önemli yapı Virakoça Tapınağı olduğundan, Raqchi kalıntılarından kimi zaman Virakoça Tapınağı olarak söz edilir.

Raqchi kalıntıları her birinin özel bir işlevi olan farklı alan ve yapılardan oluşur. Bu yapılardan en önemlisi, vaktiyle üstü örtülü olan, iki katlı, büyük Virakoça Tapınağı'dır. Virakoça Tapınağı Peru'nun Cusco bölgesindeki, İnkalar'a ait Raqchi arkeolojik sit alanında bulunan en önemli yapıdır. Raqchi arkeolojik sit alanında bulunan bu tapınak İnka mimarisinin en ilginç ve kendine özgü örneklerinden biridir. Silindir biçimli sütunları ve dört adet büyük avlusu bulunmaktadır ve tüm Andlar'da buna benzer başka bir bina yoktur. Vaktiyle üstü örtülü olan, iki katlı ya da tek katlı olduğu sanılan Virakoça Tapınağı 92 m boyunda, 25 m eninde ve 12 m yüksekliğinde olan devasa bir yapıdır. Bu devasa yapıdan, günümüze yaklaşık 12 m yükseklikte bulunan merkezî bir duvar kalmıştır. Vaktiyle bu duvarın her iki yanında silindir biçimli toplam 22 sütundan oluşan iki sütun dizisi bulunuyordu. Günümüze bu 22 sütundan sadece biri tam olarak ulaşabilmiştir. Yüksekliği 6 m olan bu sütunun alttan 3,3 metresi parlatılmış taştan yapılmış, geri kalan üst kısmı ise kerpiçten yapılmıştır. Raqchi sütunları olan tek İnka kentidir. [1]13 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Tapınağın ana binasının duvarlarının alt kısmı birbirlerine çok iyi bir şekilde tutturulmuş taşlardan oluşur; üst kısım ise kerpiç kullanılarak torchis tekniğiyle yapılmıştır. Duvar ve sütunların oturduğu 4m. yükseklikteki kaideler Yukarı İnka taşçılığının (duvarcılık) klasik anlayışının tipik bir örneği olarak göze çarpar. Sütunların alt kısımları birbirlerine mükemmel şekilde tutturulmuş taşlardan yapılmıştır. Tapınağın İspanyollarca tahrip edilmesinden önce, merkezi duvardaki 22 sütun tarafından taşınan çatısının İnka İmparatorluğu'ndaki en büyük yekpare çatı olduğu sanılmaktadır. Kimileri, binanın giriş seviyesindeki kapı aralıklarının daha üst seviyesinde 2 ayrı seviyeden pencere boşlukları bulunmasından ötürü, binanın 3 katlı olduğunu düşünmüşse de, kimileri üst seviyedeki açıklıkların oldukça ağır olduğu tahmin edilen çatıyı taşımak amacıyla bırakılmış mukavemet unsurları olduğunu, dolayısıyla binanın aslında tek katlı olduğunu ileri sürmüştür. Víctor Angles tapınağın 10 kapısı ya da girişi bulunduğunu açıklamıştır. Tapınağın kuzey kenarında din adamlarına ve yöneticilere ait lojmanlar bulunmaktadır. Doğu kenarında her biri 8 m. çapında 150-200 ambar bulunmaktadır. Tapınağın batısında ise suyun kullanıldığı törenler sırasında da yararlanılan bir alan yer almaktadır.

Raqchi arkeolojik sit alanının genel görünüşü, en sağda Virakoça Tapınağı görülmektedir.

Rakchi'nin iklimi yiyeceklerin uzun süre bozulmadan saklanabilmesine imkân sağlıyordu. Kent, lav taşından yapılma bir surla çevriliydi. Bu surda kentin iki girişi ya da kapısı bulunmaktaydı ki, bu kapılardan Machu Picchu’ya varan İnka Yolu’na çıkılırdı. Kentte bir de dibi taşlarla kaplı yapay göl keşfedilmiştir ki, kullanım amacı henüz tam olarak bilinmemektedir. Kentte ayrıca « İnka hamamı » denilen bir çeşmeler sistemi bulunmaktadır. Bu çeşmelerin beslenme sistemi çok iyi bir şekilde düzenlemiştir. Fakat bu çeşmelere gelen suların İnka dönemi boyunca kurumamış kaynağının nerede olduğunu şimdiye dek kimse keşfedememiştir. Sit alanı çevresindeki yerleşimlerde İnka döneminden itibaren bir seramik imalat merkezi bulunduğu anlaşılmıştır.

Bölgeyi çok az sayıda tarihçi incelemiş olmasına rağmen tarihçilerin bir araya geldikleri hususlardan biri de, şehrin İmparator İnka Tupak Yupankui ve karısı Çimpu Okllo yönetimdeyken büyük bir yangın ile hasar görmüş olmasıdır ki, bu olayı tarihçi Pedro Cieza de León taşların küle dönüşmesi” olarak betimler.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Knidos</span> Muğlanın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşim

Knidos, Muğla'nın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">Fokaia</span>

Fokaia, İzmir'in Foça ilçesinin Antik Çağ'da ve Bizans Dönemi'ndeki adı. On iki İon kentinden biridir. Önceleri kentin kuruluşu MÖ 11. yüzyıl Aiol'ler tarafından gerçekleştiği, MÖ 9. yüzyılda ise kentin İon tarafına geçtiği düşünülüyordu. Fakat yapılan son araştırmalar kentin kuruluş tarihini MÖ 2000'e kadar geri götürüyor.

<span class="mw-page-title-main">Priene</span>

Priene, Aydın Söke'de Selçuk-Efes'e yaklaşık 100 km uzaklıkta kurulmuş bir İyon şehridir. Şehir Menderes nehrinin 10 km kuzeyindedir. Şehir kurulduğunda deniz kıyısındaydı. Menderesin alüvyonu nedeniyle şehir şimdi kilometrelerce kara içerisindedir.

<span class="mw-page-title-main">Ağlama Duvarı</span>

Ağlama Duvarı veya kısaca Kotel, Kudüs'ün Eski Şehrinde bulunan, kireçtaşından yapılmış tarihî duvar. Duvarın, mabedin batı tarafında bulunmasından dolayı Batı Duvarı da denmektedir. İslam ve Arap dünyasında ise daha çok Burak Duvarı olarak bilinir. Duvar, Büyük Hirodes'in İkinci Yahudi Tapınağı'nı genişletmek amacıyla başlattığı çalışmalar sonucu inşa edildi ve Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından Tapınak Dağı olarak bilinen doğal ve dik bir tepenin en üstüne, düz bir platformun üzerini kaplayan devasa bir dikdörtgen yapıda dönüşmesiyle sonuçlandı. Böylece Tapınağın kendi ve yardımcı binaları, ibadet edenlerin ve ziyaretcilerin kalabalık olmasına karşın fazlaca alan yaratıldı.

<span class="mw-page-title-main">İnka medeniyeti</span> Kolomb öncesi Amerikan uygarlığı

İnka medeniyeti, Güney Amerika'nın batı kıyısındaki And Dağları bölgesindeki Cuzco şehri civarında, efsanevi kralları ve ilk Sapa Inca olan Manco Capac'ın 11. yüzyılda Cuzco Krallığı'nı kurmasıyla başlamıştır. Manco Capac'ın soyunun egemenliğinde Krallık bölgedeki diğer Andlı topluluklar gibi büyümeye devam etmiş ve 1438 yılında adının birebir çevirideki anlamı yer sallayan olan Pachacutec liderliğindeki İnkalar sınırlarını genişleterek diğer Andlı toplulukları egemenlikleri altına almaya başlamışlardır. Böylece, Pachacutec Amerika kıtasında Kolomb öncesi var olan en büyük imparatorluk olan İnka İmparatorluğu'nu (Tawantinsuyu) kurmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Roma Hamamı</span> Ankarada bulunan Roma hamamı

Ankara Roma Hamamı veya Caracalla Hamamı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir Roma hamamıdır. Günümüzde Hacı Bayram Mahallesi sınırları içerisinde yer alan yapı, ilk katmanı Frigler dönemine kadar uzanan bir höyük üzerine inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Partenon</span>

Partenon, Athena'nın tapınağıdır, MÖ 5. yüzyılda Atina Akropolisi'nde inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sardis</span> Türkiyede bir antik kent

Sardis, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya (Lydia) devletine başkentlik yapmış antik kent. MÖ 1300'de kurulup MS 1200'de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup, İzmir-Ankara karayolunun iki yanına yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İnka mimarisi</span>

İnka mimarisi üç temel kavram üzerine kurulmuştur: hassaslık, kullanışlılık ve sadelik. İnka mimarisinin temel anlayış prensibi "Azı karar çoğu zarar." olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Wiracocha Tapınağı</span>

Wiracocha Tapınağı, Peru'nun Cusco bölgesindeki, İnkalar'a ait Raqchi arkeolojik sit alanında bulunan en önemli yapıdır. Tapınak İnka mimarisinin en ilginç ve kendine özgü örneklerinden biridir. Silindir biçimli sütunları olan yapının dört adet büyük avlusu bulunmaktadır. Andlar'da buna benzer başka bir bina yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Tipon</span>

Tipón İnkalar’a ait kalıntıların bulunduğu bir arkeolojik sit alanı olup, İnkalar’ın başkenti Cusco'nun (Peru) 27 km. güneydoğusunda, Huatanay Nehri vadisinde, Oropesa yakınlarında yer alır. İnka İmparatorluğu’nun su mühendisliğinde ulaştığı üstün teknolojinin en iyi yansıtıldığı arkeolojik sitlerden biri olan Tipón, İnka asilleri için etrafı duvarla çevrili olarak inşa edilmiş, kendi kendini besleyebilmiş, yaklaşık 2.000 dönümlük bir yerleşim yeridir. Yaklaşık 450 yıl boyunca tarımın yapıldığı Tipón, tarım ve sulama konusunda uzman olan İnka mühendisliğinin en güzide örneklerinden biri olarak kendini gösterir. Tarım terasları ve sulama kanalları bakımından ön plana çıkan Tipón’da binalar, çeşmeler, banyolar ve diğer tüm büyük yapılar hem görsel, hem de işlevsel olarak, çevredeki doğayla uyumlu biçimde tasarlanmıştır. Tipón sit alanının yukarı kısmından bir sulama kanalıyla İnka Yolu geçer.

<span class="mw-page-title-main">Moray laboratuvarı</span>

Moray laboratuvarı İnkalar'ın Kutsal Vadi’sindeki eski bir tarım araştırma merkezidir. Deniz seviyesinden yaklaşık 3500 m. yükseklikte yer alan, çeşitli yükseklikteki teraslardan ve su kanallarından oluşan Moray kalıntıları Cuzco şehrinin yaklaşık 50 km kadar kuzeybatısında, Maras tuzlalarına 7 km. mesafede bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kırkgöz Kemeri</span>

Kırkgöz Kemeri ya da Roma dönemindeki adıyla Limyra Köprüsü, dünyadaki en eski basık kemerli köprülerden biridir. 360 m uzunluğundaki bu taş köprü Antalya iline bağlı Finike ilçesin Hasyurt mahallesi sınırları içinde yer alan antik bir Likya kenti olan Limyra'da Alakır Çayı üzerine kurulmuştur. 5,3:1 ok oranındaki 26 adet kemer, köprüye oldukça yassı bir görünüm vermektedir. Bu yassılık oranına köprü yapımı tarihinde daha sonra yüzyıllarca ulaşılamayıp ancak Geç Ortaçağ döneminde yapılan yapılarda ulaşılabilmiştir. Teknik ve tarihi bakımdan olağanüstü önemine rağmen Kırkgöz Kemeri köprüsü veya diğer adıyla Limyra Köprüsü Türkiye'de çok az bilinir. Yapının gittikçe harabeye dönüşmesi, Alman Arkeoloji Enstitüsü'nü 1970'li yıllarda bugüne dek yapılan tek saha araştırmasını yapmaya sevketmişti.

Kolomb öncesi sanat; Kuzey Amerika, Meksika, Orta Amerika, Karayipler ve Güney Amerika'da 15. yüzyılda Avrupa'dan kolonici fetihçiler gelmeden önceki zaman dönemindeki sanat olarak kabul edilebilir. Kolomb öncesi sanat MÖ 1800'den M.S. 1500'lere kadar Amerikalarda gelişip meyve verdiği kabul edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Augustus Tapınağı</span> Ankarada tarihi bir tapınak

Augustus Tapınağı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Hacı Bayram Camii'nin hemen bitişiğinde bulunan, tahminen MÖ 25-20 yılları arasında inşa edilmiş bir tapınaktır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Sinagogu</span> Ankarada bir sinagog

Ankara Sinagogu ya da Ankara Musevi Sinagogu, Ankara'da ibadete açık bir sinagogdur. Yaklaşık 750 yıldır kullanımda olan sinagog Ankara'da tek Musevi sinagogu olma özelliği de göstermektedir. Anafartalar caddesindeki sinagog yüksek avlu duvarları içinde tek katlı ve taştan yapılmıştır. Avluya bakan pencereler yuvarlak kemerli ve oldukça büyüktür. Pencerelerin orta yerinde üstü sivri kemerle son bulan yuvarlak kemerin önüne rüzgarlık yapılmış, buradan binaya giriş sağlanmıştır. Yine avluda duvar üzerinde mermerden üzerinde İbranice yazılar bulunan bir çeşme bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı iç kısımda, ortada iki basamakla yükseltilmiş kenarı ahşap korkuluklu, altıgen bir set üzerinde kürsü bulunmaktadır. Kürsünün üç tarafında ahşap sıralar bulunmaktadır. Kürsünün karşısına gelen yerde, ortada dört sütuna oturan ve üzerinde süslemeler bulunan baldaken yer almaktadır. Oldukça süslü olan tavanın orta yerinde kürsü üzerine gelen yerde, iç içe geçen altıgen kasetli tavan göbeği vardır. Üzeri oluklu kiremitli çatı ile örtülüdür. Yapı 14 Ekim 1972 tarihinde 1. derece kentsel sit alanı olarak tescillenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Teos</span> Antik kent

Teos veya Teo, Eski İyonya'da batısından yer alan bir antik şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">Gudarehi Manastırı</span>

Gudarehi Manastırı Güney Gürcistan'daki bir 13. yüzyıl Gürcü Ortodoks manastırıdır. Kvemo Kartli bölgesine bağlı Tetritskaro belediyesindeki Gudarehi köyünün batısında konumlanmıştır. Manastır kompleksi, ana salon kilisesi, bağımsız çan kulesi, saray, hücreler, şapeller, ahırlar ve şarap mahzeni gibi çeşitli yapıların kalıntılarından oluşmaktadır. Kilise, Orta Çağ taş oymaları ve yazıtlarla süslenmiştir. Kompleks, Ulusal Öneme Sahip Taşınmaz Kültür Anıtları listesine eklenmiştir.

Dedoplis Mindori, Doğu Gürcistan'ın Şida Kartli bölgesinde, doğu ve batı eğimlerinin birleştiği tepede, Kura Nehri vadisinde konumlanmış bir arkeolojik sittir. Çok katmanlı bir sit alanı olan Dedoplis Mindori, Aşölyen ve Musteryenden yapılmış taş aletlere, Geç Tunç Çağı ve Demir Çağından kalma mezarlara, ayrıca Klasik Antik Çağ ve Orta Çağ'dan kalma yerleşim yerleri ve mezarlara ev sahipliği yapmaktadır. Bölgedeki en önemli yapı, MÖ 2 ve 1. yüzyıla tarihlenmiş olan dini yapılar kompleksidir. Kompleks, Ulusal Öneme Sahip Taşınmaz Kültür Anıtları listesine eklenmiştir. Dedoplis Mindori ovasının bitişiğinde Aradetis Orgora adıyla bilinen bir grup höyük bulunmaktadır. Höyükte bulunan arkeolojik buluntuların tarihi, Bakır Çağı'ndan Erken Orta Çağ'a kadar uzanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Iasos</span> Antik Karya şehri

Iasos Antik Kenti, Muğla ili, Milas ilçesi, Kıyıkışlacık Mahallesi sınırları içinde, Milas ilçesinin yaklaşık 26 km batısında Ege Denizi'ne kıyısı olan Güllük Körfezi'ndeki küçük bir koyun bitiminde yer almaktadır. Antik yerleşim Iasos birçok Yunan şehri gibi kökenleriyle övünmüştür. Şehrin sakinleri iasos’un Peloponnesos’taki Argos’tan deniz yoluyla gelenler tarafından kurulduğuna inanıyordu.