İçeriğe atla

Ramazanoğulları Beyliği

Ramazanoğulları Beyliği
1352-1608
bayrağı
Bağlı olduğu boyun tamgası
BaşkentAdana
Yaygın dil(ler)Türkçe
Bey 
• 1352-1378
Ramazan Bey
• 1594-1608
Pir Mansur Bey
Tarihçe 
• Kuruluşu
1352
• Dağılışı
1608
Öncüller
Ardıllar
Türkiye Selçuklu Devleti
Osmanlı İmparatorluğu

Ramazanoğulları Beyliği, XIV. yüzyılda Misis ve Adana yöresinde kurulmuş bir Anadolu beyliğidir.

Oğuzların Üçok kolunun Yüreğir boyuna mensup Türkmenler tarafından 1352 yılında kuruldu. Yaklaşık yarım asır Memlûk Devleti'ne tabi idi. 1514 yılında toprakları Osmanlı Devleti hâkimiyetine girdi; yaklaşık yüz yıl boyunca yurtluk-ocaklık statüsünde bir beylik olarak Ramazanoğlu sülalesinden beyler tarafından yönetilmeye devam etti. 1608 yılında Ramazanoğlu Beyi Piri Mansur Bey'in kendi isteği ile beylikten çekilmesi ile son buldu.

Tarihi

Memlûklara tabi olduğu dönem

Beyliğin Kuruluşu ve Ramazan Bey dönemi

Ramazanoğulları Beyliği, Moğol istilaları sonucu kitleler halinde Yakındoğu'ya göç eden Türkmen boylarının kurduğu beyliklerdendir. Horasan ve Azerbaycan’dan gelen ve Memlûk Sultanı I. Baybars'ın Antakya’dan Gazze’ye kadar yayılan bir alana yerleştirdiği Türkmenler, Şam Türkleri olarak anılmaktaydı. Şam Türkleri, İlhanlı Devleti'nde Ebû Said Bahadır Han’ın 1335'te ölümü üzerine başlayan taht mücadeleleri sırasında Memlûklar tarafından Anadolu'ya düzenlenen seferlere katıldılar.[1]

Bu seferlerin en önemlilerinden birisi, Ayas Kalesi'nin fethi idi.[1] Memlukler, Küçük Ermenistan Krallığı'nın elindeki bu liman şehrini, 11 Mayıs 1338 tarihinde sekiz gün süren çok zorlu kuşatmanın ardından ele geçirmişti. Kale'nin ele geçirmesinde özellikle Üç Ok Türkmenleri gayret gösterdi ve bu tarihten sonra Çukurova’da yerleşmeye başladılar.[1]

Bu arada Oğuzların Bozok koluna mensup Türkmenler Halep’ten başlayarak Amanos Dağları'nın doğusundan Elbistan’a kadar yayılan bölgeye yerleşmişti. Halep bölgesinde kışlayıp Uzunyayla’da yaylayan Bozoklu Türkmenler, Dulkadiroğlu Karaca Bey idaresinde bir beylik kurmuşlar ve Memlûk Sultanı 1337'de Kahire'de büyük bir törenle Dulkadiroğlu Karaca Bey'i "Türkmen Beyi" ve Maraş'tan Elbistan'a uzanan toprakların naibi olarak tanımıştı.

Karaca Bey'in itaatsizlikleri üzerine 1352'de onun yerine Türkmen emirlerinden biri olan Ramazan Bey çağrıldı ve Karaca Bey'in emirlik ve iktaı ona verildi. Böylece Ramazanoğulları Beyliği resmen kurulmuş oldu.

İbrahim Bey dönemi

Ramazan Bey'in oğlu İbrahim, babasının ölümü üzerinde 8 Haziran 1354 tarihinde ve yanında armağan olarak getirdiği bin at ile Kahire'ye geldi; Türkmen Emirliği ve ıktaı kendisine verildi. Ne var ki İbrahim Bey Bozok Türkmenleri üzerinde hâkimiyet kuramamamış ve Memlûk Sultanı, 1355'te Karaca'nın oğlu Halil'i Dulkadir Beyi olarak tanımak zorunda kalmıştır.

İbrahim Bey'in Ramazanoğlu Beyi olduğu dönemde Memlûklar, Küçük Ermenistan Krallığı'nın başkenti Sis'i 13 Nisan 1375'te çok sayıda Türkmen'in de katıldığı bir sefer sonucu fethetmiştir. Çukurova'daki Küçük Ermenistan Krallığı böylece son buldu. Ermenilere karşı savaşlarda sağladığı yararlılıklar nedeniyle İbrahim Bey'e "Sarımuddin" ünvanı verildi.[2] Memluklar Ayas, Sis ve Tarsus olmak üzere üç naiplik kurdu. Bu şehirler Türkmen beyleri tarafından idare edildi, bölge tamamen Türkleşti.

Memlûk Devleti'nde, tahttaki sık değişiklikler nedeniyle iç karışıklıklar çıkınca Adana naibi (valisi) Ramazanoğlu İbrahim Bey, Dulkadiroğulları ile ittifak kurarak Memlûklere karşı isyan etti. 1381'de Dulkadiroğlu Halil Bey ile onunla birlik olan Ramazanoğlu İbrahim Bey ve Maraş'taki Türkmenlere karşı sefer düzenleyen Memlûklar, 6 Temmuz 1381'de Türkmenleri yenip Maraş'ı ele geçirdi.[1] İbrahim Bey pişmanlığını bildirip affedildi; Halil Bey ise Sultan Berkûk'un isteği ile öldürüldü.[1]

İbrahim Bey'in Memlûk Sultanı'na itaati uzun sürmmiştir. Ramazanlılar'ın Memlûk hâkimiyetinden çıkmasını isteyen İbrahim Bey, 1382'de Karamanoğulları ile ittifak yaptı. Adı, yol kesmek, Anadolu hacılarını ve tacirlerini soymak, Karaman Beyi Alâeddin Bey ile Sis'i ele geçirmek için işbirliği yapmak gibi olaylara karıştı.[2] Memlûkların Halep naibi Yelboğa en-Nâsiri, 1383'te asi Türkmenler üzerine sefere çıktı ve yapılan çarpışmalarda Türkmenleri hezimete uğrattı.[3] İbrahim Bey savaş meydanından kaçıp Bayat Tükmenleri'ne sığındı ancak Yelboğa ve ordusu onu takip edip ailesi ile birlikte esir aldı. İbrahim Bey ile kardeşi Kara Mehmed, Yelboğa'nın huzurunda öldürüldü.

Ahmed Bey

1383'te İbrahim Bey'in kardeşi Ahmet Bey Ramazanoğulları beyi oldu. Onun dönemi, beyliğin en parlak dönemlerinden biri oldu. Sultan Berkuk'un 1399'da ölümünden sonra, Memlûk emirleri arasında yaşanan rekabetten yararlandı. Zaman zaman Memlûkular'ın yardımına koştu, kimi zaman da Sultan'a karşı cephe aldı. 1410 yılında Halep'e gitti ve orada Sultan Ferec ile görüştükten sonra kızını onunla evlendirdi. Ahmet Bey'in kızı, Mısır sarayında büyük bir itibar görmüs ve kendisine Hunda Kübra (Bas Hatun) ünvanı verilmiştir. Ahmet Bey, damadını ziyaret için Kahire'ye gitti, bir süre kalıp ülkesine döndü.

Ahmet Bey, 12 yıl önce Karamanoğulları idaresine geçmiş olan Tarsus şehrini 1415'te 7 ay süren kuşatma sonunda fethetti ve Memluk Sultanı adına hutbe okuttu. Şehri, oğlu İbrahim'in yönetimine bıraktı. 1417'de öldü.

II. İbrahim Bey

Ahmed Bey'in ölümünden sonra İbrahim Bey, uzun süre kardeşleri ve kardeşlerinin çocukları ile beylik çin savaştı. İbrahim Bey beyliğin yönetimini ele geçirdiğinde Memlûk Sultanı'na bağlı kaldı. Tarsus'un Karamanoğulları'ndan alınıp yeniden Memluklar'ın eline geçmesinden sonra oraya Vali olarak atanmadığı için, Karamanoğlu Mehmed Bey ile ittifak yaparak Tarsus'u kuşattı. Bunun üzerine beylikten azledilerek ve yerine kardeşi Hamza getirildi.

İbrahim Bey, kardeşinin beyliğini kabul etmeyerek Karamanogullari'ndan gördüğü yardım sayesinde Adana'da hüküm sürmeye devam etti. Memlûk Sultanı, Karamanoğulları'nın İbrahim Bey'e desteğine kızarak Tarsus üzerine ordu gönderdi. Hamza Bey'le birleşen Memlûk ordusu Tarsus, Adana ve Misis'i zapt etti. Karamanoglu Ibrahim Bey'in yanında bulunan Ramazanoğlu İbrahim Bey, Memluk Sultanı'na teslim edildi, Kahire'de hapsedildi; 15 Aralık 1427'de idam edildi. Ramazanoğulları Beyliği eski siyasî önemini kaybetti.

Diğer Beyler

Ibrahim Bey'in Kahire'de tutuklanmasının ardından akrabası Mehmet Bey Ramazanoğlu Bey'i yapıldı. Eylük Bey (1440), Dündar Bey (1456-1462), Hasan Bey, Gazi Bey, Ömer Bey, Davudğlu Halil Bey Ramazanoğulları Beyliği'ni yönettiği bilinen beylerdir. Halil Bey 1485 yılından itibaren otuz yıl beyliği yönetti. Halil Bey, Osmanlılar'in Çukurova'da hakimiyetlerini kabul ettirmesinden sonra Osmanlılar ile dostluk kurdu. 1510 yılında öldü. Beyliğin başına kardeşi Mahmut Bey geçti ve Osmanlılarla ilişkileri geliştirdi, bu nedenle beylikten azledildi; onun yerine Halil Bey'in torunu Selim Bey'e hilat giydirildi. Mahmut Bey bunun üzerine Istanbul'a giderek padişah Yavuz Sultan Selim'e bağlılığını bildirmiştir.

Osmanlılar'a tabi olduğu dönem

Mahmut Bey dönemi

Memlûk Devleti tarafından beyliğine son verilen Mahmut Bey, 1514 yılında Yavuz Sultan Selim'e sığındı. Mısır Seferine çıkan Yavuz Sultan Selim'in Kaşlıca (Misis) dolaylarındaki ordugâhını ziyareti sırasında Osmanlı'ya tabiiyeti resmen arz etti.[4] Kendisine sefere katılma imtiyazı verildi. 1516 yılında yapılan Mercidâbık Savaşı'nda büyük yaralılıklar gösterdi ve kendisine Ramazanoğulları Beyliği verildi. 1517 yılında Ridaniye Savaşı'nda sol kolda yer aldı ve bu çarpışmalar sırasında öldü.[2]

Kubat Bey

Mercidâbık ve Ridaniye Savaşları'ndaki yenilgiden sonra Memluk Sultanı Tomambay'ın idam edilmesi ile Memluk Devleti son bulmuş; Çukurova bölgesinin tüm şehir, kasaba ve köyleri Osmanlı idaresine girmiştir. Osmanlılar, Ridaniye Savaşı'nda ölen Mahmut Bey'in ölümü üzerine Ramazanoğulları Beyliliği'nin başına Halil Bey'in oğlu Kubat Bey getirdi. Görevi sadece Adana şehrini yönetmekti. Bir süre sonra bu görevden azledildi, paşalık ünvanı ile farklı görevler verildi; 1558-1559 yılında yılında Halep valisi iken öldü.

Piri Mehmet Bey

Kubat Bey'in görevden alınmasından sonra Adana şehrini ve Çukurova bölgesinin tamamını yönetmek üzere kardeşi Piri Mehmet Bey atandı. Adana şehri onun yönetiminde yeniden kuruldu. Babası Halil Bey'in yaptırmaya başladığı Adana Ulu Camii külliyesi tamamlandı.

Diğer Beyler

Ramazanoğulları Beyliği'nin hukuki statüsü "ocaklık" idi. Diğer sancak beylerinden farkları, beyliğin beli bir aileden olanlara verilmesi idi. Yurtluk-ocaklik kanunu gereği ailenin en yaşlı erkek üyesi yönetimde söz sahibi idi. Beylere, "Adana hâkimi" denirdi. Kubat Bey'in oğlu Süleyman Paşa, Piri Mehmet Paşa'nın oğulları Ömer Paşa, Derviş Mehmet Bey, III. İbrahim Bey; II.Mehmet Bey'in oğlu Abdi Paşa ile Osman Bey, y III. İbrahim Bey'in oğlu II. Mehmet Bey Adana hakimliğinde bulundu. Son olarak II.Mehmet Bey'in oğlu Pir Mansur Bey Adana hakimi oldu. 1600 yılında bu göreve geldiği kabul edilir.

Beyliğin son bulması

Piri Mansur Bey, 1608 yılında kendi isteği ile beylikten çekilmiştir. Bu tarihten sonra Adana'nın yurtluk-ocaklık statüsü son buldu; Halep eyaletine bağlandı ve diğer sancaklar gibi yönetildi; 1867'de ise bağımsız bir vilayet oldu.

Ramazanoğulları Beyiği Anadolu beylikleri içerisinde siyasȋ varlığını en son yitiren beyliktir.[5] Geçmişte beyliği yönetenlerin uzak torunlarının çoğu günümüzde Sivas, Tarsus, Mersin, Adana, Misis, Yumurtalık, Trabzon (Vakfıkebir), Sakarya (Akyazı), Ardahan ve İstanbul civarında yaşamaktadırlar.

Beyler

Bey Hüküm Süresi Notlar
Ramazan Bey1352-1378
İbrâhim Bey1378-1383
Şihâbeddîn Ahmed Bey1383-1416
II. İbrâhim Bey1416-1418
İzzeddîn Hamza Bey1418-1426
Mehmed Bey1426-1435
Eylûk Bey1435-1439
Dündar Bey1439-1470
Ömer Bey1470-1485
Gıyâseddîn Halil Bey1485-1510
Mahmud Bey1510-1514
Selim Bey1514-1516
Mahmud Bey1516-1517
Kubad Paşa1517-1520
Pîrî Mehmed Paşa1520-1568
Derviş Bey1568-1569
III. İbrahim Bey1569-1589
II. Mehmed Bey1589-1594
Pir Mansur Bey1594-1608

Mimari eserler

Ulu Camii
Ramazanoğlu Türbesi
Yağ Camii

Ramazanoğulları Beyliği döneminde, Suriye-Mısır, Artuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı mimari ve süslemesinin bir sentezi niteliğinde eserler meydana getirilmiştir.[6] Beyliğin meydana getirdiği en önemli eser, hem Selçuklu ve Osmanli mimarisini hem de Zengî ve Memlûk mimarisini bir araya getiren Ulu Cami külliyesidir.

Ramazanoğlu Beyliği döneminde meydana gelen mimari eserlerin başlıcaları şunlardır:

  • Akça Mescit. Ramazanoğulları'ndan günümüze gelen en eski eser kabul edilir. "Akça Bey" adındaki bir Türkmen beyi tarafından yaptırılmıştır. Portalde izleri bulunan iki kabartma kuş figürü ebced hesabıyla yapının 1409 tarihinde yapıldığını ortaya koyar.
  • Küçük Mescit. Ulu Cami medresesi yakınında üstü toprak damla örtülmüş sade yapı, Halil Bey döneminde yaptırılmıştır.
  • Harem Dairesi (Vakıf Sarayı). Ulu Cami Külliyesi'nin bitişiğinde üç katlı bir yapıdır. 1495'te inşa edilmiştir. Osmanlı Sultanı IV. Murad Bağdat Seferi sırasında üç gece bu yapıda konaklamıştır.
  • Selamlık Dairesi (Tuz Hanı). Halil Bey'in yaptırdığı sarayın erkeklere ait bölümüdür. 1497'de inşa edilmiştir.
  • Çarşı Hamamı. Piri Mehmet Paşa tarafından 1529 yılında yaptırılmıştır.
  • Gön Hanı. Piri Paşa tarafından 1530 yılında yaptırılmıştır.
  • Yağ Camii. Halil Bey devrinde eski bir kiliseden camiye çevrildikten sonra Piri Paşa döneminde genişletilmiş bir ibadet yapısıdır.
  • Yağ Camii Medresesi. 1558 yılında Piri Paşa'nın yaptırdığı medresedir.
  • Tahtalı Cami. "Sevindikzade" adında bir hayırsever tarafından 1601 yılında yaptırılmıştır.
  • Ulu Cami. İnşası 1513 yılında Halil Bey tarafından başlatılan, 1520 ve1541 yılları arasında oğlu Piri Paşa tarafından yapımı tamamlanan cami.
  • Ramazanoğlu Türbesi.Ulu Camii bitişiğinde bulunan yapıda bulunan sandukalardan biri Halil Bey'e diğerleri Piri Paşa'nın oğulları Mehmet Bey ve Mustafa Bey'e aittir.
  • Cami avlusundaki türbe.Üstü yüksek tamburlu soğan kubbeyle örütü kubbenin Ramazanoğulları ailesinden dört hanıma iat olduğu söylenir.
  • Ulu Cami medresesi. Piri Paşa tarafından 1540 yılında yaptırılmıştır.
  • Savcızade (Kemeraltı) Camii. Piri Paşa tarafından 1548 yılında yaptırılmıştır.
  • Hasan Ağa Camii. Abdullah oğlu Hasan Ağa tarafından 1558 yılında yaptırılmıştır.
  • Cuma Fakıh Mescit ve Medresesi. Cuma Fakıh adlı bir hayırsever tarafından 1541 yılında yaptırılmıştır.
  • Tarsus Eski Camii. Ramazanoğulları devrinde kiliseden camiye çevrilmiştir.
  • Kubatpaşa Medresesi. Kubat Paşa tarafından Tarsus'ta 1550 yılında yaptırılmıştır.
  • Camii-i Nur. Tarsus'ta III. İbrahim Bey tarafından 1579 yılında inşa ettirilmiştir.
  • Kırkkaşık Bedesteni. Camii-i Nur bitişiğinde Piri Paşa'nın oğlu İbrahim Bey tarafından 1579'da imaret ve medrese olarak yaptılmış, daha sonra çarşıya dönüşmüştür.

Kaynakça

  1. ^ a b c d e Yiğit, Fatma Akkuş (1 Mayıs 2013). "Ramazanoğulları Beyliği'nin Kuruluşu". Gazi Akademik Bakış. 7 (13): 209-232. ISSN 1307-9778. 2 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2024. 
  2. ^ a b c Gezen, Nihal (2014). "Ramazanoğulları-Memlûkler Devleti ilişkileri /". Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 
  3. ^ Acar, Hasan; Kiliç, Abdulvahap (9 Temmuz 2020). "Berkuk Dönemi Siyasi Olayları ve Memlük Devleti'nin Sosyopolitik Yapısının Değerlendirilmesi". Avrasya Etüdleri. 57 (1): 225-254. ISSN 1300-1604. 2 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2024. 
  4. ^ Naci Kum, "Ramazanoğulları Tarihi ve Adana Şehrindeki Eserleri", Görüşler, sy. 35, Adana 1941, s. 6-8, 22-23.
  5. ^ Kurt, Yılmaz. "3. Ramazanoğulları'nın Soyu". 3 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2024. 
  6. ^ Özdoğru, Şerife (11 Eylül 2018). "Ramazanoğulları Beyliği Mimarî Eserlerinde Süslemeler". 3 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2024. 

Ek Okuma:

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Karamanoğulları Beyliği</span> Türk beyliği

Karamanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti yıkılmadan önce Nureddin Bey tarafından temelleri atılan ve Kerimüddin Karaman Bey tarafından kurulan Larende merkezli beyliktir. Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçeyi beylik sınırları içerisinde konuşulacak dil ilan etmişti ancak zamanla beylikte Farsça resmî dil olmuştur. 13. yüzyılda Anadolu'daki en güçlü Türk beyliği kabul ediliyordu. Beylerinin Afşar boyuna veya Salur boyunun, Karamanlı oymağının, Begbölük uruğunun, Kallaklar tiresine bağlı olduğu belirtilmiştir. Beyliğin halk kitlesi ise çoğunlukla Salur ve Afşar boyuna bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Menteşe Beyliği</span> Anadoluda bir Türk beyliği

Menteşeoğulları Beyliği Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde Güneybatı Anadolu’da kurulmuş bir Türk beyliğidir. Sınırları aşağı yukarı bugünkü Muğla iline denk gelen bu beyliğin hakimiyeti, 13. yüzyılın ortalarından 15. yüzyılın başlarına kadar devam etti. Diğer Anadolu Beylikleri gibi Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine girdi. Muğla ili Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine kadar Menteşe Sancağı olarak anıldı.

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa. Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde büyük katkıları olmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. Tarihe Çandarlılar Ailesi olarak geçmiş olan ailenin üst düzey bir mevkiye gelmiş ilk bireyidir. İlmiye sınıfından yetişmiş; kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuş; Eylül 1364 ile 22 Ocak 1387 tarihleri arasında 22 yıl 4 ay vezirlik yapmış ve vezirliği döneminde de Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa ismiyle anılan devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu beylikleri</span> 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde kurulmuş olan Türk ülkelerine verilen genel ad

Anadolu Beylikleri, Anadolu Türkmenlerinin 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu’da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan devletlere Birinci Dönem Anadolu Beylikleri denir. Anadolu'nun batı ucunda İznik'i başkent edinen, sonradan da Haçlı Seferleri nedeniyle başkentini Konya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam eden Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler ise İkinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak ifade edilir.

Kayıtbay ya da tam adıyla El-Eşref Seyfeddin Kayıtbay, Memluk sultanlarından Çerkes kökenli Burci hanedanının on sekizinci hükümdarı. 1468 ile 1496 yılları arasında Memluk sultanlığı yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yakapınar, Yüreğir</span> Yüreğir, Adana, Türkiyede mahalle

Yakapınar, Misis antik kenti üzerine kurulmuş, günümüzde Adana ilinin Yüreğir ilçesine bağlı mahalle.

<span class="mw-page-title-main">Yüreğir boyu</span>

Yüreğir boyu Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biridir. Bu boyların Üçoklar kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Dağ Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir.Simgeleri kılıç tır. Orta Çağ dönemine kadar Ortaasya'da Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının arasındaki Yüreğir havzasında yaşıyorlardı.

<span class="mw-page-title-main">Adana Ulu Camii</span> Adanada 16.yüzyılda inşa edilen cami

Ramazanoğulları Camii veya Adana Ulu Cami, Adana'da bulunan 16. yy.'dan kalma tarihi bir camidir.

Hoşkadem tam ismiyle Melik Zahir Seyfeddin Hoşkadem Nasirí el-Muayyadí Bazı kaynaklar ismini Kuşkadam olarak verirler. 1461de bir komplo ile tahtan indirilen Memluk Sultanı Muavyed Ahmed'in yerine geçirilen ve 1461-1467'de saltanat süren, Anadolu Türkü kökenli, ama Çerkes Burci Hanedanı'ndan Memlûk Devleti hükümdarı.

<span class="mw-page-title-main">Yağ Camii</span> Adananın merkezinde, eski çarşı içindeki tarihî cami

Yağ Camii, Adana Eski Cami veya eskiden Surp Hagop Ermeni Apostolik Kilisesi, Adana'nın merkezinde, eski çarşı içindeki tarihî cami.

Garseddin Halil Bey,, Türkmen kökenli Dulkadir beyliklerinin ikinci hükümdarı olarak, 1353'ten 1386 yılına dek saltanatını sürdürmüştür. Kendisi, babası Zeyneddin Karaca Bey döneminde askerî harekâtlara aktif olarak iştirak ederek, Dulkadirlerin nüfuz alanını genişletmiş ve Memlük egemenliği ile çatışmalara girişmiştir. Bu durum, Memlük ile Dulkadiriler arasındaki mevcut gerilimin tırmanmasına önemli ölçüde sebep olmuştur. Özellikle, Halil Bey'in Memluklerle olan kuzey sınırında düzenlediği baskınlar, Memluk Sultanı'nı Dulkadir hanedanında iç çekişmeler yaratmaya sevk etmiştir. Sultan, Halil Bey'in kardeşi ve Harput civarındaki topraklarda Memluklerin tanımasını arzulayan Sarım al-Din İbrahim'i, egemen Halil Bey'e suikast düzenlemeye yönlendirmiştir. Garseddin Halil, bir pusu sonucunda ölmüş ve ardılı olarak tahtı kardeşi Şaban Süli Bey devralmıştır.

Nâsıreddin Muhammed Bey Dulkadiroğulları Beyliği'nin beşinci hükümdarı ve altıncı Osmanlı padişahı II. Murad'ın dedesidir.

<span class="mw-page-title-main">Ramazanoğlu Konağı</span>

Ramazanoğlu Konağı, Türkiye'nin Adana kentinde bulunan bir konaktır. Ramazanoğulları Beyliği döneminde inşa edilmiş olup halen bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır ve Türkiye'deki en eski konak örneklerinden biridir. Ulu Camii'nin güneydoğusunda, Ramazanoğulları'nın Harem'i olarak kullanılmakta olup beyliğinn mütevazı bir ifadesinin yanı sıra Mısır'ın Memlûk konaklarına benzeyen önemli bir eserdir.

<span class="mw-page-title-main">Tarsus Ulu Camii</span> Mersin ilinin Tarsus ilçesinde yer alan 16. yy yapımı cami

Tarsus Ulu Camii, Mersin ilinin Tarsus ilçesinde yer alan tarihi bir camidir.

<span class="mw-page-title-main">Kırkkaşık Bedesteni</span> Mersin ili Tarsus ilçesinde yer alan bedesten

Kırkkaşık Bedesteni, Mersin İli'nin,Tarsus ilçesinde yer alan bir bedestendir.

Ereğli Ulu Camii, Türkiye'nin Konya ilinin Ereğli ilçesinde yer alan bir camidir. Karamanoğlu İbrahim Bey'in oğlu Mehmet Bey tarafından, 1426 yılında yaptırılmıştır. Türkiye'nin en eski minarelerinden olan minaresi gözetleme kulesi olarak, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesud döneminde, 1116 yılında yaptırılmıştır.

Gıyâseddîn Halil Bey Ramazanoğulları'nın Adana beyliğini yöneten onuncu beyidir. 1480 yılında Halep'te öldürülen Dâvûd Bey'in oğlu olan Halil Bey, saltanatını Memlûk Sultanlığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasında barışı sağlamaya ve İslami ilim ve mimarinin geliştiği bir ortam yaratmaya odakladı. Cömertliği ile tanındı ve tebaasına olan sevgisinden dolayı Gıyâseddîn olarak adlandırıldı. Halil Bey 1511 yılında öldü ve yerine kardeşi Mahmûd Bey geçti.

Ramazanoğlu Sarımuddin İbrahim Bey, 1354'ten 1383'e kadar Ramazanoğulları'nın beyi idi.

Piri Mehmed Paşa Ramazanoğlu, 1520-1567 yıllarında Adana'da hüküm süren Ramazanoğulları beyidir. Ramazanoğlullarının Osmanlı idaresi altına girmesinden sonra sancakbeyi olmuştur. Mehmed Bey, saltanatının ilk yıllarında Safevi destekçilerinin çıkardığı birçok isyanı bastırdı. Mayıs 1559'da Konya'da Şehzade Bayezid ile Selim arasında gerçekkeşen savaşta Selim'in yanında yer aldı. Piri Paşa, Adana'nın hükümdarı iken Karaman, Halep ve Şam beylerbeyliği görevlerinde de bulundu. Daha sonra sancakbeyi olarak Adana'ya döndü ve 1567'de öldü.

Sarımüddin İbrâhim Bey, 1417-1419/27 yıllarında hüküm süren Ramazanoğulları beyidir. Babası Ahmed Bey'in ölümünden sonra başlayan taht kavgalarını kazanarak beyliğin başına geçmiştir.