Radyoterapi
Radyoterapi, iyonlaştırıcı ışın kullanarak kanser hastalığının tedavisidir. Hedef, tümör dokusunu komşu sağlıklı dokuları koruyarak yok edilmesidir. Bu konu ile ilgili anabilim dalına Radyasyon Onkolojisi adı verilir. İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkilerini Radyobiyoloji bilim dalı inceler. Radyoterapi kanser tedavisinde tek başına ya da cerrahi ve/veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Cerrahi tedavi ile benzer sonuçlar elde edilen hastalıklarda, organın koruyucu yaklaşım prensibi ile organ kaybı ve ilişkili fonksiyon kaybını önlediğinden tercih edilebilen tedavi yöntemidir.[1]
Uygulama
Radyoterapide kanser hücrelerinin bölünmesini engellemek amacıyla iyonizan radyasyon (yüksek enerjili fotonlar ya da hızlandırılmış subatomik partiküller) kullanılır. Absorbe edilen radyasyonun birimi geçmişte 'rad' olarak tanımlanmaktaydı. Bu tanımlama yaklaşık son 30 yıldır gray (kısaltması Gy) olarak değiştirilmiştir. 1 Gy, 1 kg dokuda absorblanan 1 joule'lük enerji miktarıdır. Radyoterapi gören bir hasta tedavi süresine göre 40-70 Gy'lik radyasyon dozuna maruz kalacaktır. Karşılaştırma yapılacak olursa modern mamografi aygıtlarında film çekmek için maruz kalınan x-ışını miktarı-dozu yaklaşık olarak 0.1 ile 0.2 mili Gray arasındadır.
Radyoterapi esnasında, uygulanan bölgeye x veya gama ışınları veya hızlandırılmış subatomik partiküller ile belirli oranda bir enerji verilmektedir. Hedef; oluşturulacak iyonizasyonlarla hücrelerin genetik materyallerini -DNA- bozarak, bölünmelerini engelleyerek mitotik hücre ölümüne ya da Apoptozis yolu ile hücre ölümüne yol açmaktır. Radyasyonun kanserli hücrelerin yanında sağlıklı hücrelerin DNA'larında hasar oluşturmasına rağmen, sağlıklı hücreler kendilerini tamir ederek tekrar fonksiyonel hale gelebilirler. Radyasyonun hücre DNA'sında oluşturduğu etki, fotonun ya doğrudan DNA'yı oluşturan bazların aralarındaki kimyasal bağları iyonize ederek, DNA bacağının doğrudan kırılmasına bağlıdır. Ya da hücre içerisinde bulunan su moleküllerinde oluşan iyonizasyon sonucu ortaya çıkan serbest radikallerin gene DNA'nın yapısından elektron kopartması ile oluşturduğu kırıklar yolu ile dolaylı yoldandır.
Bir kısım kırıklar subletal -ölüme neden olamayacak- hasar oluşturur. Bu durumda hücrenin kendini tamir yeteneğine bağlı olarak hasar giderilebilir. Bu daha çok kanserli olmayan hücreler için geçerlidir. Kanserli hücrelerin önemli bir kısmı bu yeteneğe sahip değildir. Bunun sonucunda biriken subletal hasarlar hücrenin ölümüne yol açar. Oluşan bir kısım hasar ise, ortamın özelliklerine bağlı olarak, yani hücrenin bulunduğu fiziksel veya kimyasal koşullara bağlı olarak, ölüme yol açabilir ya da tamir olayını başlatabilir. Ameliyatlarda olduğu gibi radyoterapi de lokal bir tedavidir ve sadece uygulanan bölgedeki hücreleri etkiler. Radyoterapi cilt, beyin, meme, prostat ve rahim kanseri tedavilerinde etkin olarak kullanılmaktadır. Ayrıca lenf ve kan kanseri tedavisinde de kullanılır.
Eksternal radyoterapi -harici radyoterapi- dıştan ışınlama, ışın kaynağı ile ışınlanan dokunun arasında mesafe olması anlamını taşır. Radyasyon Onkolojisi uzmanının, hastanın ve hastalığın durumuna göre planladığı tedavinin Co-60 veya Lineer Akseleratör (Linac) cihazları ile, hastaya dışarıdan ve belli bir mesafeden uygulanması esasına dayanır. Verilecek radyasyonun toplam dozu küçük ve eşit dozlara bölünerek, günlük seanslar halinde haftanın 5 günü uygulanır. Tedavi süresi 1 günden 8 haftaya kadar değişebilen uygulamalar mevcuttur.
Harici radyoterapide x ışınları veya fotonlar kullanılır. Işınların içerdiği enerji arttıkça, ışın dokunun daha derinlerine nüfuz eder.
Gama Işını ve Kobalt Terapi Sistemleri
Gama ışınları da radyoterapide kullanılan bir foton türüdür. Gama ışınları radyum, uranyum ve kobalt 60 gibi elementler tarafından ayrışma esnasında ışıma olarak yayılmaktadır. X ve gama ışınları kanser hücrelerine aynı şekilde etki yapar. Kobalt Gama Sistemlerinin büyük bir bölümünün yerini günümüzde lineer hızlandırıcı sistemler almıştır. Kobalt sistemleri lineer hızlandırıcı sistemlerde olduğu gibi yüksek enerjili ışınlar uygulayamazlar bu yüzden kanserli hücreleri yok etmede fazla etkili değildirler. Ayrıca lineer hızlandırıcı sistemlerinde kaynak olmadığı ve enerjiyi kendi ürettiği için istenildiği takdirde kapatılıp açılabilir iken kobalt sistemlerinde ise doğal kaynak kullanılarak tedavi yapılır. Tedavi esnasında kaynak açığa çıkar.Bu cihaz başındaki kaynak çubuğundan görünür. Tedavi bitince kaynak gizlenir. Yani kaynak çubuğu içeri girer.
Radyoterapi tedavisinin planlanması
Radyoterapiye başlanmadan önce x ışınları yardımıyla çeşitli filmler çekilir ve hangi açılardan ışınların uygulanması gerektiği hesaplanır. Bu ölçümler bir simülasyon cihazı yardımıyla (tomografi cihazı gibi) yapılır. Bu simülasyon sırasında hastanın radyoterapi uygulanacak bölgesi işaretlenir. Tedavinin doğru bölgeye yapılması amacıyla bazen dövme veya küçük noktalar şeklinde işaretleme yoluna gidilir.
Radyoterapi merkezlerinin artışıyla onkolojistler tedaviyi planlarken bilgisayar destekli modeller kullanmaktadır. Bu bilgisayar destekli planlama tedavinin daha hassas bir şekilde sağlıklı dokulara zarar vermeden gerçekleşmesi açısında önemlidir. Yapılan ölçümler sayesinde ışınların hangi açılardan gönderilmesinin uygun olduğu hesaplanır. Tedavi planlamasında bilgisayar destekli 3 boyutlu modeller kullanılır. Hastanın filmi Tomografi veya MR cihazları vasıtasıyla elde edilir ve bilgisayarlara gönderilerek gerekli incelemeler yapılır.
Radyoterapi süresince yapılması gerekenler
- Hastalar öncelikle üzerlerinde bulunan kıyafet, mücevher vb aksesuarları çıkarmalıdır. Bazı durumlarda hastaya önlük giydirilebilir.
- Tedaviden maksimum verim elde etmek için hasta cihazın sedyesine doğru bir şekilde yatmalıdır. Mümkün olduğunca hareket etmemesi gereklidir. Hastalar kafalarına takılan her türlü soruyu görevliye sormalıdır.
- Radyoterapiden önce tümörün yerinin belirlenmesi çeşitli simülasyon cihazları ile sağlanır ve bu sayede ışınların geliş direktifi belirlenmiş olur.
- Radyoterapi birden çok seansta yapılır. Bu nedenle hastanın vücuduna tedavi noktasını belirlemek amacıyla küçük noktalar işaretlenir veya dövmeler yapılır.
- Hastanın cihazın sedyesindeki pozisyonu tedavinin hassas olarak yapılması bakımından önemlidir. Hastadan istenen rahat olması ve normal bir şekilde nefes alıp vermesidir. Hasta ayrıca tedavi esnasında istediği takdirde terapist ile konuşabilir.
- Tedavi 5 ila 15 dakika arası sürer. Işınlar görünmezdir ve hasta tedavi süresince hiçbir şey hissetmez.
- Tedavi seansı sonunda hasta terapist yardımıyla sedyeden kalkabilir. Hastaların birçoğu seanstan sonra günlük yaşamlarına devam edebilirler.
- Harici radyoterapi genellikle hastanelerde ve sağlık merkezlerinde yapılır. Hastalığa göre değişmekle birlikte, radyasyon tedavisi genellikle birkaç hafta süresince ve haftada 5 gün verilir. Tedavi sırasında veya sonrasında hasta radyoaktif değildir.
- Dahili radyoterapide ise hasta genelde 1-2 gün hastanede kalır. Implant geçici veya kalıcı olabilir. Hastanede kalınan sürede hastanın radyasyon seviyesi maksimum düzeydedir ve bu nedenle yakınlarıyla görüşmesi uygun değildir. Implant vücuttan alındığında ise radyoaktiflik ortadan kalkar.
Kaynakça
- ^ "Radyoterapi Nedir?". Türkiye Kanserle Savaş Vakfı. 27 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2024.
Dış bağlantılar
- NTVMSNBC'nin sitesindeki Tüm Yönleriyle Radyoterapi makalesi16 Mayıs 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Ankara Tabip Odası sitesindeki Hastalar İçin Radyoterapi Hakkında Bilgi Başlıklı Makale27 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Radyoterapi İle Kanser Tedavisi11 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.