İçeriğe atla

Radyo kaynağı SHGb02+14a

Radyo kaynağı SHGb02+14a, Mart 2003'te SETI@home projesinde keşfedilmiş ve 1 Eylül 2004 tarihli New Scientist´te duyurulmuş bir radyo kaynağı ve Dünya-dışı akıllı varlık araştırması (SETI) adayıdır.[1]

Kaynak, hidrojen tarafından soğrulup foton ışıması yayılan bir frekansa oldukça yakın olmasından ötürü Dünya-dışı canlılar tarafından kullanılabileceği düşünülen 1420 MHz frekansı civarında üç kez gözlenmiştir.[2]

Bu adayın, ciddi oranda şüphe oluşmasına sebep olan kafa karıştırıcı pek çok özelliği vardır. Kaynak Balık ve Koç takımyıldızları arasındaki bir bölgede bulunmaktadır ve bu bölgede 1000 ışık yılı mesafe içinde hiç yıldız gözlenmemiştir. Ayrıca çok zayıf bir sinyaldir. Sinyalin frekansı ansızın bir artış gösterir, bu durum Dünya'nın Güneş etrafında dolanırkenki hızının yaklaşık kırk katı hızla kendi yıldızı etrafında dolanan bir gezegenden gelmiş olabileceği ihtimaliyle örtüşmektedir.

Bu sinyal için ayrıca, olası birçok açıklama mevcuttur. SETI@home bu sinyalin Dünya-dışı canlılardan olabileceği yönündeki haberleri yalanlamıştır[3][4] İnsan yapımı bir veri kalıntısı, kozmik gürültü ya da yalnızca gözlem teknolojisindeki bir arıza bu sinyali ortaya çıkarmış olabilir.

Kaynakça

  1. ^ Reich, Euginie (1 Eylül 2004). "Mysterious signals from light years away". New Scientist. 22 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2006. 
  2. ^ "Gaussian Candidate SHGb02+14a". SETI@home. 3 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2006. 
  3. ^ Alexander, Amir (2 Eylül 2004). "SETI@home Leaders Deny Reports of Likely Extraterrestrial Signal". The Planetary Society. 26 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2006. 
  4. ^ Whitehouse, David (2 Eylül 2004). "Astronomers deny ET signal report". BBC News. 15 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2006. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi</span> Güneş ve Güneş merkezli astronomik cisimler

Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

<span class="mw-page-title-main">Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması</span>

SETI, Dünya-dışı bir uygarlıktan veya başka bir gezegenden gelen mesajların varlığının saptanması ve saptanması halinde incelenmesi amacıyla ön çalışmaları 1960'lı yıllarda ABD tarafından yapılan, daha sonra geliştirilerek 1971'de NASA tarafından başlatılan bir projedir. Projenin amacı Dünya dışı bir uygarlıktan veya uzak bir gezegenden gelen mesajların varlığını saptanması ve var olduklarının saptanması halinde bunların incelenmesiydi.

<i>Pioneer 10</i> Amerikan yapımı kaşif, uzay sondası

Pioneer 10, 3 Mart 1972 tarihinde fırlatılan ve Jüpiter gezegenine ilk görevi gerçekleştiren 260 kilogram ağırlığındaki bir Amerikan uzay sondasıdır. Daha sonra, Güneş Sistemi'ni terk etmek için gereken kurtulma hızına ulaşan beş yapay nesneden ilki oldu. Bu uzay araştırma projesi Kaliforniya'daki NASA Ames Araştırma Merkezi tarafından yürütülmüştür. Uzay sondası TRW Inc. tarafından üretildi.

<span class="mw-page-title-main">Drake denklemi</span>

Drake denklemi, dünya dışı yaşam arayışında önemli bir denklemdir.

SETI@home, İnternete bağlı bilgisayarların kullanıldığı bir dağıtık bilgi işlem projesidir. Projeye Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nin Uzay Bilimleri Laboratuvarı ev sahipliği yapmaktadır. SETI, Search for Extra-Terrestrial Intelligence sözcüklerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır. Eski SETI@home istemcisine verilen destek 15 Aralık 2005 tarihinde sona ermiştir. SETI@home BOINC platformundaki yeni istemcisiyle yoluna devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Andromeda Galaksisi</span> Andromeda Takımyıldızında bulunan sarmal bir galaksi

Andromeda Galaksisi, Andromeda Takımyıldızı'nda bulunan sarmal bir galaksidir. Mitolojik bir kavram olan Andromeda'nın Türkçedeki karşılığı, zincire vurulmuş kız anlamına gelmektedir. Ayrıca Messier 31, M31 ve NGC 224 olarak da bilinir. Galaksi, Spitzer Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilere göre bir trilyon yıldıza ev sahipliği yapmaktadır. Samanyolu galaksisi ile arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 2,54 milyon ışık yılıdır. 2006 ölçümlerine göre Samanyolu, Andromeda'nın kütlesinin ancak ~80%'ine sahiptir. Andromeda'nın bir diğer özelliği ise çıplak göz ile Dünya'dan görülebilen en uzak gök cismi olmasıdır. Ayrıca Samanyolu'na en yakın büyük galaksidir.

<span class="mw-page-title-main">Radyo astronomi</span>

Radyo astronomi, gök cisimlerinin radyoelektrik dalgaları alanındaki elektromanyetik ışımasını inceleyen astronomi dalı.

<span class="mw-page-title-main">Wow! sinyali</span> tanımlanamayan bir radyo sinyali

Wow! sinyali, 15 Ağustos 1977'de Ohio Eyalet Üniversitesi'nin ABD'deki Big Ear radyo teleskobu tarafından tespit edilen ve daha sonra dünya dışı zeka arayışını desteklemek için kullanılan güçlü bir dar bant radyo sinyaliydi. Sinyal, Yay takımyıldızı yönünden geliyor gibiydi ve dünya dışı olduğuna işaret eden özellikler taşıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Dünya dışı yaşam</span> Güneş sisteminin içinde veya dışında, kökeni Dünyaya dayanmayan yaşam.

Dünya dışı yaşam, Dünya dışında başlayıp yine Dünya dışında yayıldığı ve hâlen devam ettiği düşünülen, insan dışı form ve organizmaların varlığına dair bir hayat hipotezidir. Hâlihazırda dünya dışında basit bakteri formunda yaşam olabileceği yönünde hipotezler bulunmakla birlikte, günümüze kadar gözlemlenebilen herhangi bir dünya dışı yaşam bulunmamaktadır. Dünya dışı yaşamın varlığı hakkında araştırmalar yapan bilim dalına astrobiyoloji denir.

Fermi paradoksu, dünya dışı uygarlıkların var olma olasılığının gayet yüksek olduğuna dair tahminlerin varlığı ile bunu doğrulayacak herhangi bir kanıtın ya da temasın yokluğu arasındaki çelişkiyi ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Ötegezegen</span> Güneş Sistemi dışındaki gezegenler.

Ötegezegen veya Güneş dışı gezegen, Güneş'in baskın kütleçekim etkisinin dışında başka bir yıldızın veya kahverengi cücenin kütleçekim etkisi içinde olan gezegensel bir gök cismidir. Bir ötegezegenin ilk muhtemel kanıtı 1917 yılında kaydedilmiş, fakat o zamanlar bu şekilde kabul edilmemişti. Tespitin ilk teyidi 1992 yılında gerçekleşmiştir. 1988'de tespit edilen farklı bir gezegen ise 2003 yılında doğrulandı. 20 Ağustos 2024 itibarıyla, 4.963 gezegen sisteminde varlığı doğrulanmış 7.255 ötegezegen bulunmaktadır ve bu gezegen sistemlerinden 1.015 kadarı birden fazla gezegene sahiptir. James Webb Uzay Teleskobu'nun (JWST) daha fazla ötegezegen keşfetmesi ve bunların bileşimleri, çevresel koşulları ve yaşam potansiyelleri gibi özellikleri hakkında daha fazla fikir vermesi beklenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Frank Drake</span> Amerikalı gökbilimci (1930 – 2022)

Frank Donald Drake, Amerikalı astronom ve astrofizikçi. SETI'nin kurucusu olması ve Drake denklemi ile Arecibo mesajının yaratıcı olmasıyla tanınır.

Ozma Projesi, 1960'ta Batı Virginia Green Bank´taki Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevi´nde astronom Frank Drake tarafından yapılmış ve SETI´ye öncülük etmiş olan deney. Deneyin amacı, uzak gezegen sistemlerindeki olası canlıların izlerini yıldızlar arası radyo dalgalarında aramaktı. Program, kurgusal Oz ülkesinin yöneticisi Prenses Ozma´nın adıyla adlandırılmıştır. Yazar L. Frank Baum, serinin The Emerald City of Oz kitabından sonraki kitaplarında, bu ülkede olan bitenden haberdar olabilmek için radyo dalgalarıyla iletişime geçmiş, bu da projenin adına esin kaynağı olmuştur.

SERENDIP Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley kaynaklı bir Dünya-dışı akıllı yaşam araştırması (SETI) programıdır.

<span class="mw-page-title-main">Işık hızı</span> elektromanyetik dalgaların boşluktaki hızı

Işığın boşluktaki hızı, fiziğin birçok alanında kullanılan önemli bir fiziksel sabittir. Genellikle c sembolüyle gösterilir. Tam değeri saniyede 299.792.458 metredir. Metrenin uzunluğu bu sabitten ve uluslararası zaman standardından hesaplanmıştır. Özel göreliliğe göre c, evrendeki bütün madde ve bilgilerin hareket edebileceği maksimum hızdır. Bütün kütlesiz parçacıkların ve ilgili alanlardaki değişimlerin boşluktaki hareket hızıdır. Bu parçacıklar ve dalgalar gözlemcinin eylemsiz referans çerçevesi ya da kaynağın hareketi ne olursa olsun c'de hareket ederler. Görelilik teorisi'nde c, uzay-zaman arasındaki ilişkiyi kurar; aynı zamanda meşhur kütle-enerji eşdeğerliliği formülünde de gözükür E = mc2. Işığın hava veya cam gibi şeffaf maddelerdeki ilerleyiş hızı c'den azdır. Benzer şekilde radyo dalgalarının tel kablolardaki ilerleyişi de c'den yavaştır. Işığın madde içindeki hızı v ile c arasındaki orana o maddenin kırılma endeksi denir. Örneğin, görülebilir ışık için camın kırılma endeksi genellikle 1,5 civarındadır. Yani ışık camın içinde c / 1,5 ≈ 200.000 km/s ile hareket eder. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın ışık ve öteki elektromanyetik dalgalar anında yayılıyormuş gibi gözükür ancak, ölçülebilir hızlarının uzun mesafeler ve hassas ölçümlerle ölçülebilir sonuçları vardır. Uzaydaki keşif araçlarıyla iletişim kurarken mesajların Dünya'dan uzay aracına ya da uzay aracından Dünya'ya ulaşması dakikalar ya da saatler alabilir. Yıldızlardan gelen ışık onları yıllar önce terk etmiştir ve bu sayede uzaktaki nesnelere bakarak evrenin tarihini çalışma şansı verir. Işığın ölçülebilir hızı aynı zamanda bilgisayardaki bilgilerin çipler arasında aktarılması gerektiği için bilgisayarların teorik hızını da sınırlar. Işık hızı, uzak mesafeleri yüksek isabetle ölçebilmek için uçuş zamanı ölçümlerinde de kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">BLC1</span>

BLC1, Aralık 2020'de duyurulan ve muhtemelen Proxima Centauri'den gelen bir SETI radyo sinyali adayıdır. Sinyalin frekansı 982.002 MHz olup, frekansındaki belirgin bir kayma Proxima Centauri'nin iki gezegeninden biri olan Proxima b'nin hareketinin neden olduğu Doppler etkisiyle uyumludur.

San Marino Ölçeği, olası dünya dışı akıllı yaşamı hedefleyen Dünya'dan kasıtlı aktarımlarla ilişkili riskleri değerlendirmek için önerilen bir ölçektir. Ölçek, sinyal yoğunluğunun ve bilgi içeriğinin bir fonksiyonu olarak Dünya'dan yapılan aktarımların önemini değerlendirir. Ölçek 2005 yılında San Marino'da bir konferansta Iván Almár tarafından önerildi. Jüpiter, Satürn ve Neptün'ün radyo çıkışı modelde dikkate alınmamıştır. San Marino Ölçeği daha sonra Uluslararası Astronot Akademisi SETI Daimi Çalışma Grubu tarafından Hindistan'ın Haydarabad kentinde düzenlenen 2007 toplantısında kabul edildi.

Yıldızlararası iletişim, gezegen sistemleri arasındaki sinyallerin iletimidir. Yıldızlararası mesajlar göndermek, şu anda mevcut olan teknolojiler ve ekipmanlarla mümkün olduğu için, yıldızlar arası yolculuktan potansiyel olarak çok daha kolaydır. Bununla birlikte, Dünya'dan potansiyel olarak yerleşik diğer sistemlere olan mesafeler, ışık hızının sınırlamalarını varsayarsak, engelleyici gecikmeler getirir. On binlerce ışıkyılı uzaklıktaki yıldızlara gönderilen radyo iletişimlerine anında yanıt vermek bile birçok insan neslini alacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Margaret Turnbull</span> Amerikalı gökbilimci

Margaret Carol "Maggie" Turnbull Amerikalı bir astronom ve astrobiyologdur.

Dünya dışı zeka, Dünya dışı akıllı yaşam veya insan dışı zeka, varsayımsal akıllı dünya dışı yaşamı ifade eder. Dünya'daki insanlar dışında Güneş Sistemi'nde böyle bir yaşamın varlığı kanıtlanmadı ve diğer yıldız sistemlerinde varlığı hala şüpheli. Başka yaşanabilir dünyaların var olup olmadığı sorusu eski çağlardan beri tartışılmaktadır. Kavramın modern biçimi, Kopernik Devrimi'nin Dünya'nın Güneş'in etrafında dönen bir gezegen olduğunu, diğer gezegenlerin ise tam tersine başka dünyalar olduğunu göstermesiyle ortaya çıktı. Yerleşik başka gezegenlerin veya uyduların var olup olmadığı sorusu bu yeni anlayışın doğal bir sonucuydu. Bilimdeki en spekülatif sorulardan biri haline geldi ve bilimkurgu ve popüler kültürün merkezi teması haline geldi.