İçeriğe atla

Radbruch formülü

Radbruch formülü (Almanca: Radbruchsche Formel), ilk olarak Alman hukuk profesörü ve politikacı Gustav Radbruch tarafından 1946 tarihli bir makalede formüle edilen bir hukuk teorisidir. Teoriye göre bir yargıç, bir kanun ile adil olarak gördüğü şey (adalet) arasında bir çelişki olduğunu görüyorsa ve söz konusu kanun, ancak ve ancak "dayanılmaz derecede adaletsiz" ise veya insanların kanun önündeki eşitliğini ''kasıtlı olarak göz ardı ediyorsa'' yasayı uygulamamalıdır.

Radbruch'un formülü kaynağını bir Kara Avrupası hukuk sisteminden almaktadır. Formülün Radbruch'un Nazi Almanyası'ndaki yargı deneyimine bir tepki olarak ortaya çıktığına inanılmaktadır ve formül Federal Almanya Cumhuriyeti'ndeki mahkeme kararlarında birçok kez uygulanmıştır. Nazi döneminde alınan kararların hepsinin yasal bir dayanağının olması (ırk ayırımını öngören ve Yahudiler ile evlenmeyi yasaklayan 'Nürnberg Yasaları' yasaları gibi) yürürlükte olan kanunların her zaman adil olup olmadığı ve adil değil ise uygulanmak zorunda olunup olunmadığı konusunda tartışmalar yaratmıştır. Hakim önüne gelen olayda yürürlükteki kanunları uygulamak zorundadır ancak ya kanunlar adil değilse ne olacaktır veya eğer hakim yürürlükte olan ve uygulamakla yükümlü olduğu ancak adil olmayan bir kanunu uygularsa daha sonra sorumlu olacak mıdır gibi sorular sorulmuştur. Yürürlükte olan kanunların istisnasız olarak uygulanmasını katı bir şekilde savunan hukuki pozitivizm bu konularda eleştirilmiştir. Bu sorulara ilişkin bir cevap arayışında olan bu formül, savaş sonrası yargılamalarda kullanılmış ve Nazi döneminde yürürlükte olan adaletsiz kanunları uygulayan kişiler bu formülle cezalandırılabilmiştir.

Teoriden ilk kez bahsedilen Gesetzliches Unrecht und übergesetzliches Recht makalesi, bazı yazarlar tarafından 20. yüzyılın en etkili Alman hukuki-felsefi yazılarından biri olarak kabul edilir.[1]

Oluşum

İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Radbruch, hukuk ve ahlak arasında katı bir ayrım olması gerektiğini söyleyen mutlak hukuki pozitivizmin bir destekçisi gibi görünüyordu. Bu görüşe göre yargıçlar pozitif hukuku (yani var olan yürürlükteki yasaları) istisnasız bir şekilde uygulamak zorundaydılar. Üçüncü Reich dönemine dair deneyimleri (o zamanlar bir profesör olan Radbruch'un öğretmenlik yapmasının yasaklandığı dönem), Radbruch'un görüşünü değiştirmiş gibi görünüyordu. Savaşın bitiminden kısa bir süre sonra Radbruch, formülünü ilk kez 1946 tarihli bir makalesinde dile getirdi.

Mahkemelerdeki görünümü

Hem Alman Federal Anayasa Mahkemesi hem de Federal Adalet Divanı Radbruch'un formülünü defalarca uygulamıştır. İlk görünümü Nasyonal Sosyalist dönemindeki suçlarla ilgili davalarda oldu. Bu davalardaki sanıklar, eylemleri sırasında geçerli olan Nasyonal Sosyalist yasalarına göre eylemlerinin yasal olduğunu savundu. Mahkemeler Radbruch'un formülünü kullanarak şunu iddia etti: bazı kanunlar o kadar tahammül edilemezlerdi ki, kanun olarak kabul edilemezlerdi ve dolayısıyla söz konusu fiilleri haklı çıkarmak için kullanılamazlardı. Daha yakın zamanlarda formül, Doğu Alman askerlerine karşı olan davalarda yeniden ortaya çıktı.

Kaynakça

  1. ^ For example S. Paulson and R. Dreier, 'Einführung in die Rechtsphilosophie Radbruchs', in: Gustav Radbruch: Rechtsphilosophie, Studienausgabe (Heidelberg, 1999), pp. 235–250

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Yargı</span> hukuku yorumlayan ve uygulayan mahkemeler sistemi

Yargı, yasal anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları karara bağlayan ve yasal davalarda yasayı yorumlayan, savunan ve uygulayan mahkemeler sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Anayasa</span> devleti yöneten temel ilkeler bütünü

Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (hukuk)</span> mahkemede duruşmalara bakan ve kararı açıklayan yetkili kişiye verilen isim

Hâkim veya yargıç, adaleti sağlamak üzere bağlı bulunduğu topluluğun hukuk kural ve prensiplerine dayanarak bağımsız ve tarafsız olarak karar veren kimsedir. Bazı hukuk sistemleri tek hâkimli, bazı sistemler ise hâkimler heyetinden oluşan yargılama biçimlerini benimsemiştir. Hâkimler ceza, hukuk, idare veya askeri mahkemelerde görev yapabilirler. Yaptıkları görevden ötürü toplum içerisinde saygınlık sahibi, alanında uzman ve güvenilir kişilerden seçilmeleri gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Ortak hukuk</span> Birleşik Krallık sömürgesi olan birçok ülkenin hukuki temelini kuran hukuk sistemi

Anglo-Sakson sistemi,, özellikle tarihinde Birleşik Krallık sömürgesi olan birçok ülkenin hukuki temellerini oluşturur. Emsal kararlar yansıtan, kapsamlı yasallaşmamış kanunları dikkat çeken özellikleri arasında yer alır. Bu emsal kararlar yüzyıllarca yargıçlar tarafından gerçek davalarda verilen hükümlerden elde edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nazi Almanyası</span> 1933ten 1945e dek Nazi Partisi yönetimindeki Almanya

Nazi Almanyası, Almanya’nın 1933 ile 1945 yılları arasında, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) idaresi altında, tek parti rejimine dayalı yönetim sistemiyle “Führer” unvanlı hükûmet (1933-1945) ve devlet başkanı (1934-1945) Adolf Hitler’in liderliğinde egemenlik sürdüğü döneme verilen isim. Alman tarihi içerisinde “Reich”ların üçüncüsüdür; bundan dolayı Üçüncü Reich ismiyle de nitelendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

Basilika, yaklaşık 892 yılında VI. Leon tarafından tamamlanan Bizans hukuk derlemesi. Basilika, I. Basileios'un adından gelmekle beraber Yunancada "Kraliyet Kanunları" anlamına da gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nürnberg Yasaları</span>

Nürnberg Yasaları, 15 Eylül 1935'te Nürnberg'de yıllık Nazi Partisi toplantısında kararlaştırılan Nazi Almanyası'nda antisemitik yasalardı. Yasalar, Alman ve Yahudi insanlarını sınıflandırdı. Bu kanuna göre, ari ırktan olmayanlar alt sınıf insanlardır ve ari ırkına ait insanlar ile evlenmeleri yasaklanmıştır. Kanunlar 26 Kasım 1935'te Romanları ve Siyahileri da kapsayacak şekilde genişletildi.

<span class="mw-page-title-main">Carl Schmitt</span>

Carl Schmitt, siyaset felsefesi alanında da görüşlerine başvurulan, Alman anayasa hukukçusuydu. 20'inci yüzyılın en tanınmış fakat en tartışmalı Alman anayasa hukuku ve uluslararası hukuk uzmanlarından biridir. Schmitt, 1933'ten itibaren Nazi rejimine dahil oldu: 1 Mayıs 1933'te Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne üye oldu ve Nazi rejiminin sonuna kadar partisine sadık kaldı. Schmitt, 1934'te gerçekleşen ve Röhm Darbesi adı verilen darbe hareketini, Führer nizâmı adını verdiği hukuk teorisi ile aklamaya çalıştı. 1935'teki Yahudi düşmanı Nürnberg Yasaları'nı, özgürlük anayasası adıyla nitelendirdi. 1936'da NSDAP çevreleri tarafından oportünizmle de suçlandı. Partideki görevlerine son verildi, ancak NSDAP üyesi olarak kaldı. Hermann Göring'in himayesi sayesinde Schmitt, Prusya Ayan Meclisi'nin bir üyesi olarak kaldı ve Berlin'de üniversite profesörlüğünü de sürdürdü.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti</span> ABD federal yönetimi

Birleşik Devletler'in federal yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri'ni oluşturan 50 eyaletin ait olduğu anayasal cumhuriyetin millî yönetimidir. Federal hükûmet, üç organdan oluşur: yasama, yürütme ve yargı. Bu organlar ve onların güçleri Amerika Birleşik Devletleri Anayasası içinde belirtilmiştir. Güçler hakkında daha çok ayrıntı, Kongre tarafından yürürlüğe konulan kanunlarda belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Almanya cumhurbaşkanları listesi (1919-1945)</span>

Reichspräsident yani İmparatorluk Başkanı, Almanya'nın Weimar Cumhuriyeti (1919–33) ve Nazi Almanyası (1933–45) dönemlerindeki Devlet Başkanı. Günümüzün Almanya Federal Cumhuriyeti'nde Federal Cumhurbaşkanı'nın (Bundespräsident) kısıtlanmış yetkilerinin aksine, çok daha geniş yetkileri vardı.

<span class="mw-page-title-main">Nasyonal Sosyalist Program</span>

Nasyonal Sosyalist Program, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin 25 maddeden oluşan resmî parti programıdır. 24 Şubat 1920 tarihinde Adolf Hitler ve Anton Drexler tarafından yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

Rusya Federasyonu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 14 Kasım 2002 tarihinde kabul edilen ve 1 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe giren. 138-ФЗ sayılı ceza kanunudur.

<span class="mw-page-title-main">Bizans hukuku</span>

Bizans hukuku, artan Hristiyan etkisi ile özünde Roma hukukunun devamıdır. Çoğu kaynak Roma hukuk geleneği olarak Bizans hukuku'nu 6. yüzyılda I. Justinianus hükümdarlığı ile başlatıp 15. yüzyılda İstanbul'un Fethi ile bitirir.

Hukuki yorum, bir hukuk meselesine uygulanacak olan hukuk kuralının belirlenmesi sürecinin önemli parçalarından biridir. Bazı hukuk kuralları, uygulanabileceği işlemler açısından yeterince açık olmayabilir. Bu nedenle söz konusu kuralın bulunduğu metnin incelenmesi ve anlamının belirlenmesi gerekebilir. İşte bu amaçla yapılan anlamlandırma faaliyetlerine hukuki yorum adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Gustav Radbruch</span>

Gustav Radbruch Alman hukukçu ve politikacı. Weimar döneminin başlarında Almanya Adalet Bakanı olarak görev yaptı. Radbruch ayrıca 20. yüzyılın en etkili hukuk filozoflarından biri olarak kabul edilir.

Hukuki şekilcilik ya da hukuki formalizm, hakimlerin yargılama sürecinde nasıl karar vermesi gerektiğini açıklayan teorilerden biri. Hukuki gerçekçilikten farklı olarak, hukuki şekilcilik, hukuki işlemlerin yasalarca öngörülen şekil kurallarına uygun olarak yapılması, hakların yasalarda belirlenen zaman aralıklarında kullanılması ve sonuçlarının kategorik ilkelerle belirlendiği sistemdir. Yapılmak istenen işlemin birtakım şekil şartlarına bağlı olarak yapılabilmesini, böylece işlemin yapılmasını güçleştirmeyi amaçlar. Böylece bu işlemi yapmak isteyenler, öncesinde bu işlemi yapmak isteyip istemediklerini değerlendirerek daha isabetli kararlar alabilecektir.