İlahiyat, teoloji veya tanrıbilim, "tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. Temel konusu doğaüstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. Vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. Bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.
Fıkıh, anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir.
Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir.
İhsan, bir İslam dini terimidir.
İlahi, Allah'ı veya çeşitli kutsal kişi ya da varlıkları övmek amacıyla bestelenen sözlü dinî şarkılar. İlahi kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve "Ey Tanrım!" anlamına gelmektedir.
Mersiye, şiirin temel konularından biridir. Ölülerin ardından, onların kaybı nedeniyle duyulan derin üzüntüyü ifade etmek için yazılan ağıt şiirlerini adlandırmak için kullanılan edebî bir terimdir.
Fer'î deliller, bir fıkıh terimi.
Mesâlih-i mürsele ya da İstıslah, İslam hukuku terimi, bir maslahat türüdür.
Örf, Âdet (عادات) ve Teâmül, birbiriyle yakın üç terim olup, İslâm hukukundaki fer'î delillerden birini oluşturur.
Türkiye'de laiklik, Osmanlı İmparatorluğu zamanında yargı ve devlet yönetiminde kısmen kendini göstermeye başlamış, Cumhuriyet devrimi ile anayasanın temel unsurlarından biri haline gelmiş, din ve siyasetin birbirine karışmaması ilkesidir. Laiklik terimi Fransızcadaki karşılığı Laïcité kelimesinden Türkçeye uyarlanmıştır.
Rücu, bir kişinin, hukuken diğerinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını ve sorumluluklarını devralması durumudur. Genellikle sigorta hukukunda karşılaşılır. Sigorta şirketleri, tazminat ödedikleri oranda hukuken sigortalının yerine geçerek kusurlu üçüncü şahıslara rücu etme hakkı kazanırlar.
İctihad, İslam hukukçusunun sosyal hayatta şeriatın birincil kaynaklarında yer almayan sorunları çözmek amacıyla fıkıh usûlü prensiplerini kullanarak hükme varmak için zihinsel çaba harcamasına verilen Arapça terim.
Hiciv, hicviye ya da yergi, edebiyat ve sanatta, bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür..
Ulema, Müslüman ülkelerde eğitimli din alimlerinden oluşan sınıf. Tekili erkekse âlim, kadınsa âlimedir. Geçmiş yüzyıllarda yaşamış âlimlerin pek çoğu hezârfendi. Ulema sınıfı fıkıh ve şeriat konusunda derin bilgiye sahiptir ve bazı âlimler, aynı zamanda şeriatın uygulayıcısıdır.
Senkretizm, sıklıkla çeşitli düşünce ekollerinin uygulamalarını ve yollarını karıştırarak ayrı veya çelişkili inançları birleştirmek veya birleştirmeyi denemektir. Özellikle teolojide ve din mitolojisinde başta birbirinden farklı olan geleneklerin birleştirilmesi ve kıyaslanmasına yönelik olan, böylece farklı inançlarda temelde yatan bir birliği öne sürerek farklı inançlara karşı daha kapsayıcı bir duruşu savunan hareket ve denemeler için de bu terim kullanılabilir.
Molla (Farsça:ملا), İslami ilahiyat ve dini yasa (fıkıh) üzerine eğitim almış din bilginidir.
Rücû, anlatımı güçlendirmek için, söylenilen sözden vazgeçip daha güçlü bir söz söyleme sanatıdır. Edebiyatta ve hitabet sanatında kullanılır.
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İstanbul, Türkiye'de 2010 yılında Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından kurulmuş bir vakıf üniversitesidir. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, Altunizade ve Ümraniye Yerleşkelerinde, 3 fakülte çatısı altında 13 bölümden oluşmaktadır. Hukuk, Felsefe, Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Psikoloji, Mütercim-Tercümanlık (İngilizce), Mütercim-Tercümanlık (Arapça), Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce), Ekonomi (İngilizce), Sosyal Hizmet, İslam ve Din Bilimleri ve Uluslararası İlahiyat bölümleri bulunmaktadır.
İmam, İslâm dinine ait bir terimdir. Genel anlamda önder, lider, devlet başkanı anlamlarına gelir. İslami bir terim olarak ise cemaate namaz kıldıran ve diğer dinî görevleri yerine getiren kişileri ifade eder. İmamlık görevini yerine getirmeye ise 'imamet' denmektedir.
Selef veya Türkçede yaygın kullanımıyla Selef-i Sâlihin, İslâm literatüründe kullanılan bir terimdir.