İçeriğe atla

Quorum algılama

Quorum Algılama bazı mikroorganizmaların (bakteriler) sinyal moleküller ile birbirleriyle iletişim kurma yöntemidir. Hatta bu sinyal moleküler ile bakteriler kendi sayılarını bile algılayabilirler. Quorum algılama, beslenme, üreme, spor oluşumu, antibiyotiklere karşı direnç, biyofilm oluşumu gibi olaylar bu sinyal molekülleri aracılığıyla gerçekleşir. Mikrobiyologların quorum algılama ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda mikroorganizmalar arasındaki sinyal molekülleri bozarak laboratuvar ortamında mikroorganizmaların sayılarını kontrol altında tutmayı başarmışlardır.[1][2] Bakteriler arasındaki bu sinyal moleküllerini kullanan mikrobiyologlar bakterileri öldürmek yerine aralarındaki bu sinyal molekülleri bozarak, bakteriyal hastalıkları tedavi etmek ve patojenlere karşı direnç oluşturabilme çalışmaları yapılmaktadır. Bu sinyal molekülleri üç farklı yola bozulabilir. Bunlar;

  • Doğal inhibitörler
  • Sentetik analoglar
  • Bazı ilaçlar kullanarak yapılır.

Kaynakça

  1. ^ OrLab On-Line Mikrobiyoloji Dergisi) Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 2 Sayfa: 27-44
  2. ^ Throup J.P., Williams P., Salmond G.P., Stewart G.S., Quorum sensing: a population-density component in the determination of bacterial phenotype, Trends Biochem Sci, 21, 214-219 (1994).

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fermantasyon</span> kimyasal çürüme

Fermantasyon, hücre içinde oksijen yokluğunda meydana gelen metabolik bir faaliyet olarak ‘NAD+'yi yeniden oluşturmak için glikozun glikoliz yoluyla kısmi oksidasyonunu takip eden metabolik adımlar’ şeklinde tanımlanmaktadır. Fermantasyon anaerobik şartlarda, yani oksidatif fosforilasyon olamadığı durumlarda, glikoliz yoluyla ATP üretimini sağlayan önemli bir biyokimyasal süreçtir. Biyokimyanın fermantasyonla ilgilenen dalı zimolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Kloramfenikol</span> kimyasal bileşik

Kloramfenikol, İlk kez Streptomyces venezuelae türü bakterilerin metabolizma ürünü olarak elde edilen, günümüzde yapay yollarla bireşimlenen antibiyotiktir. Hastalık yapıcı birçok bakteri, riketsiya ve mikoplazmaya karşı etkilidir; etkisinin mikroorganizmadaki protein bireşimlenmesini bozarak gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Antiseptik</span>

Antiseptikler enfeksiyon, septisemi veya çürümeyi önlemek amacıyla canlı dokuya uygulanan mikrop karşıtı (antimikrobiyal) maddelerdir. Vücuttaki mikroorganizmaları öldüren antibiyotikler ile canlı olmayan nesnelerde bulunan mikroorganizmaları öldürmekte kullanılan dezenfektanlarla karıştırılmamalıdırlar. Bazı antiseptikler gerçekten mikrop öldürücüyken, yani mikropları öldürebilirken (bakteriyosidal), diğerleri bakteriyostatiktir ve sadece mikropların gelişimini önler veya baskılar. Antibakteriyeller sadece bakterilere karşı kullanılabilen antiseptiklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Mikrobiyoloji</span> mikroskobik organizmaların incelenmesi

Mikrobiyoloji, mikrorganizmaları inceleyen bilim dalıdır. Bakteriler, archaea, virüsler, protistler, mayalar ve küfler gibi mikroorganizmalar mikrobiyolojinin konu alanını oluştururlar. Mikrobiyoloji bilim dalının aktif olarak kullanıldığı uygulama alanları tıp, tarım ve endüstridir.

Toksinler ya da ağılar, mikroorganizmaların salgıladıkları birtakım zehirli maddelerdir. Toksinler iki grupta toplanırlar:

Bant teorisi, bir katıdaki elektronların davranışını tanımlar. Bu teoriye göre katıda elektronlar tarafından doldurulacak sürekli enerji bantları ve elektronların bulunamayacağı enerji aralıkları bulunur. Teori elektriksel direnç ve optik absorpsiyon gibi birçok olayı açıklamada büyük yarar sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Gram negatif bakteri</span> Bakteri ayrımında kullanılan Gram boyasını tutmayan bakteri grubu

Gram-negatif bakteriler Gram boyama prosedürü sırasında kristal viyole boyasını tutmayan bakterilerdir. Gram-pozitif bakteriler, alkolle yıkandıktan sonra mavi rengi tutmaya devam ederlerken, Gram-negatif bakteriler mavi rengi kaybederler. Gram boyama testinde kristal viyoleden sonra bir karşı boya eklenir. Bu boya Gram-negatif bakterileri kırmızı-pembe renge boyar. Bu test, hücre duvarlarının türüne göre çok farklı olan iki bakteri tipini ayırmakta son derece faydalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Fagositoz</span>

Fagositoz, bir fagositin solid partikülleri yakalayıp yutması ve sitoplazmasında oluşturduğu fagosom adı verilen boşluğa hapsederek eritme (sindirme) çabasıdır. Fagosite ettikleri başlıca solid partiküller canlı etkenler (mikroplar), ölü hücre ve doku artıkları, suda erimeyen mineraller ve metal tuzları, yabancı cisimler vb. oluşumlardır. Fagositler ve fagositoz olgusu ilk kez 1882 yılında İlya İlyiç Meçnikov tarafında bulundu. Bu buluşu ona Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazandırdı.

<span class="mw-page-title-main">Molekül</span> birbirine bağlı gruplar halindeki atomların oluşturduğu kimyasal bileşiklerin en küçük temel yapısı

Molekül, birbirine bağlı gruplar halindeki atomların oluşturduğu kimyasal bileşiklerin en küçük temel yapısına verilen addır. Diğer bir ifadeyle bir molekül bir bileşiği oluşturan atomların eşit oranlarda bulunduğu en küçük birimdir. Moleküller yapılarında birden fazla atom içerirler. Bir molekül aynı iki atomun bağlanması sonucu ya da farklı sayılarda farklı atomların bağlanması sonucunda oluşabilirler. Bir su molekülü 3 atomdan oluşur; iki hidrojen ve bir oksijen. Bir hidrojen peroksit molekülü iki hidrojen ve 2 oksijen atomundan oluşur. Diğer taraftan bir kan proteini olan gamma globulin 1996 sayıda atomdan oluşmakla birlikte sadece 4 çeşit farklı atom içerir; hidrojen, karbon, oksijen ve nitrojen. Molekülleri oluşturan kimyasal bağlara Moleküler bağlar denir. Bunlar kovalent, iyonik ve metalik bağlardır.

<span class="mw-page-title-main">Prokaryot</span> fosfolipid barındıran hücre duvarı ve tek helezonlu DNA molekülü hücre içinde serbest halde bulunan mikroorganizmalar

Prokaryotlar ya da Prokaryota; bakteriler, siyanobakteriler, riketsiyalar, aktinomisetler, arkealer ve mikroplazmaların gruplarının dahil olduğu; gerçek çekirdek zarları ve membrana bağlı organelleri olmayan, fosfolipid barındıran hücre duvarı ve tek helezonlu DNA molekülü hücre içinde serbest halde bulunan mikroorganizmaları kapsayan canlılar üst alemdir.

Kapsül, bakteri hücre duvarının dışında yer alan bir tabakanın ismidir. Genelde polisakkaritlerden oluşmakla beraber içinde başka tür malzeme de bulunabilir. Kapsül bakterinin fagositoz yapmasını engeller, ayrıca içinde bulunan su bakteriyi kurumaya karşı korur. Kapsüller fajları dışlarlar, ayrıca deterjanlar gibi çoğu hidrofobik maddenin bakteriye ulaşmasına engel olurlar.

<span class="mw-page-title-main">İrin</span> İltihaplı enfeksiyon olgusu

İrin veya cerahat; organizmanın herhangi bir yerinde yangılanma sonunda ölmüş göze artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu ya da mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat. İrin farklı hayvan türlerinde değişik renklerle tanımlanmaktadır. Örneğin köpeklerde yaygın olarak rengi çikolata renginde ve koyu iken insanlarda ve geviş getirenlerde genellikle sarımtırak tondadır. İrinin temel bir özelliği de pH değerinin asit olmasıdır. Bu özelliği ile birlikte irin bulunan bölgeler anesteziye duyarsız hale de gelirler. Başka önemli bir özellik irin sınırlandırılarak kapsül içine alınır ve apse halini alır. İrin daima fistülize olma eğilimindedir. Yani bulunduğu bölgeyi bir şekilde terk etmek ister ki bu fistül denilen kanal/delik vasıtası ile olur. İrin, çok sayıda ölü nötrofillerden, mikroorganizmalardan ve fibrinden oluşan bir çeşit enkazdır. Bazen irin, bulunduğu bölgeden dolaşıma katılarak vücudun farklı yerlerine taşınıp orada apselere neden olabilir ki bu duruma Piyemi adı verilir. Piyeminin en korkulan sonucu beyine sirayet etmesi ve purulent meningitis, meningoencephalitis purulenta gibi ölüme neden olacak komplikasyonlardır.

<span class="mw-page-title-main">Çürük</span>

Diş çürüğü, bakterilerin ürettikleri asitle dişin sert yapısını oluşturan diş minesi, dentin ve sement tabakalarına hasar verdiği bir hastalıktır. Bu dokularda bakterilerin çalışması sonucu zamanla dişlerde kaviteler meydana gelmektedir. İki grup bakterinin bunların meydana gelmesinden sorumlu olduğu düşünülmektedir: Streptococcus mutans ve Lactobacillus.

Kalıp tanıma reseptörleri veya PRRler, mikrobiyal patojenler veya hücresel stresle ilgili molekülleri tanımak için bağışıklık sistemi hücrelerince üretilen proteinlerdir. Örnek, desen veya patern tanıma reseptörleri olarak da adlandırılabilmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Aromatiklik</span>

Organik kimyada bazı atom halkalarının yapısı beklenenin üstünde kararlıdır. Doymamış bağlar, yalın elektron çiftleri veya boş orbitallerden oluşan konjüge bir halkanın konjüge olmasından beklenecek kararlılıktan daha yüksek bir kararlılık gösterme özelliğine aromatiklik denir. Aromatiklik, halkasal delokalizasyon ve rezonansın bir belirtisi olarak da düşünülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Mikroorganizma</span> mikroskobik bir organizma

Bir mikroorganizma veya mikrop mikroskobik bir organizmadır. Mikroorganizmaları inceleyen, Anton van Leeuwenhoek'un kendi tasarımı olan bir mikroskop kullanarak 1675'te mikroorganizmaları keşfetmesi ile başlayan bilim dalına mikrobiyoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Solucan gübresi</span>

Solucan gübresi, sebze veya gıda atıklarının ayrıştırılarak solucanların sindirim sistemlerinden geçirilmesi sonucu elde edilen organik gübredir. Solucan gübresi'nin dünyadaki yaygın ismi Vermicompost, solucan gübresi üretim biçimine de vermicomposting denir.

Bakteriler, basit canlılar olmalarına karşın özel birçok biyolojik özelliklerden sorumlu çok iyi gelişmiş hücre yapısına sahiptir. Bu özelliklerden birçoğu sadece bakterilere özeldir ve arkelerde veya ökaryot canlılarda bulunmamaktadır. Bakteriler; kendilerinden daha büyük canlılara kıyasla daha basit yapılara sahip oldukları ve deneysel olarak kolayca değişime uğratılabildikleri için, yapıları çok iyi anlaşılmış ve kendisinden daha gelişmiş canlılarda da bulunan birçok biyokimyasal özelliğin bakterilerde bulunduğu ortaya çıkmıştır.

İndol, C8H7N formülüne sahip aromatik bir heterosiklik organik bileşiktir. Beş üyeli bir pirol halkasına kaynaşmış altı üyeli bir benzen halkasından oluşan bisiklik bir yapıya sahiptir. İndol, doğal ortamda yaygın olarak bulunur ve çeşitli bakteriler tarafından üretilebilir. Hücreler arası bir sinyal molekülü olarak indol, spor oluşumu, plazmit stabilitesi, ilaçlara direnç, biyofilm oluşumu ve virülans dahil olmak üzere bakteri fizyolojisinin çeşitli yönlerini düzenler. Amino asit triptofan bir indol türevidir ve nörotransmiter serotoninin öncüsüdür.

Benzimidazol heterosiklik bir aromatik organik bileşiktir.