İçeriğe atla

Pydnai

Pydnai
TürkçePydnai
GrekçeΠύδναι
Arka planda Patara Plajı'nın görüldüğü sit alanı
KonumPatara Plajı'nın batı ucu
BölgeMuğla, Türkiye
TürKale
Yüzölçümü4 dönüm
Sit ayrıntıları
DurumYıkılmış
Kamusal erişimEvet

Pydnai (Grekçe: Πύδναι[1]), Muğla ilinin Seydikemer ilçesi yakınlarındaki Patara kumsalının batı ucunda Eşen çayı ile Gelidonya Burnu arasında yer alan terk edilmiş bir Helenistik dönem kalesidir. Likya'nın en önemli şehri olan Ksanthos'a giden yolu korumak için inşa edilmiş olup, tatlı su kaynaklarına ve gemilerin güvenli bir şekilde yanaşabileceği bir alana yakın olması nedeniyle stratejik bir konuma sahiptir. Kale Romalılar tarafından kontrol edilirken, 3. yüzyılda Stadiasmus Maris Magni'de ve Ptolemaios'un Coğrafya adlı eserinde anılmıştır.. Bizans döneminde ise yerel Hristiyan nüfusu yağmacılara karşı korumak için kalenin savunma duvarları kullanılmıştır.

19. yüzyılın ilk yarısında Avrupalı arkeologlar tarafından yeniden keşfedilen kalıntılar, tam bir sur çevresi, 11 kule ve surlara çıkan yedi merdiven grubundan oluşur. Ayrıca Bizans dönemine ait bir kilisenin kalıntıları da görülebilir. Uzun mesafeli yürüyüş rotası Likya Yolu, Pydnai'nin içinden geçmektedir.

Tarihçe

Pydnai, antik Likya kıyısında yer alan bir Helenistik dönem kalesidir.[1][2] Özlen Nehri'nin ağzının yakınlarında bulunmaktadır.[3] İlk olarak anonim bir 3. yüzyıl Roma denizcileri rehberi olan Stadiasmus Maris Magni'de ve 2. yüzyılda yazılan Ptolemy'nin Coğrafya El Kitabı eserinde Kydna ismiyle bahsedilmiştir.[4][5]

Özlen nehri halici

Kale, Likya'nın en önemli şehri olan Ksanthos'a en yakın sahili korumak için inşa edilmiştir. Dağlık bir burnun yakınında bulunan konumu, gemileri Likya kıyılarının tehlikeli derecede güçlü rüzgarlarından ve akıntılarından koruyordu. Denize dökülen yakındaki küçük akarsu, bu kıyı kesiminde pek bulunmayan değerli bir tatlı su kaynağı olarak hizmet vermiştir. Jeomorfolojik çalışmalar, Pydnai'nin aslen kıyı kenarında olduğunu ve yakındaki Bükses kalesinin de aynı şekilde konumlandığını göstermektedir. Her iki kale de bir tür kıyı savunması görevi üstlenmiştir.[6][2]

Hem kale hem de Ksanthos ile deniz arasındaki bataklık alan, şehri korumak için birlikte işlev görmekteydi. Geç Roma döneminde Ksanthos, bataklığı çevreleyen önemli bir yol ile sahile bağlanmıştı. Bu yolun varlığı, yakındaki Karadere köyünde bulunan 3. yüzyıla ait bir askeri sınır taşından anlaşılmaktadır. Yol, Pydnai yakınlarındaki demirleme alanını Ksanthos ve yakındaki Letoon'a bağlamaktaydı.[7]

Pydnai'de bir Bizans kilisesi bulunması, kalenin bir zamanlar yerel Hristiyan nüfusu korumak için kullanıldığını göstermektedir.[8]

Keşfi

Charles Fellows'un Pydnai illüstrasyonu (1841)

Sitenin varlığından, ilk kez 1811 yılında İrlandalı hidrograf Francis Beaufort bahsetti.[9] Kalıntılar Beaufort'un verdiği bilgiler sayesinde, 1838, 1839, 1841 ve 1844 yıllarında Likya'ya arkeolojik keşif gezileri düzenleyen İngiliz kaşif Charles Fellows tarafından keşfedildi.[9][10] Fellows keşfini 1841'de yayımlanan An Account of Discoveries in Lycia, Being a Journal kept during a Second Excursion in Asia Minor (1841) (Likya'daki Keşiflerin Anlatımı, Küçük Asya'da İkinci Gezide Tutulan Bir Günlük) adlı eserinde sundu.[11] Metinde Fellows, yamacın "güzel inşa edilmiş bir Kiklop duvarı, kuleleri ve mazgal pencereleriyle güçlendirildiğini ve antik Yunan tahkimatının güzel bir örneğini sergilediğini" belirtti. Fellows duvarların içinde bir yazıt buldu ve çevirisini "Poseidon'a; Mausolus'un, Alabarchos'un adağı" olarak yaptı. Ayrıca sitenin bir krokisini de çizdi.[12][3]

Pydnai ayrıca 1835 yılında Anadolu'ya arkeolojik keşif gezisine liderlik eden Fransız Charles Texier tarafından da tanımlandı.[13][14]

1842 yılında İngiliz Ordusu subayı William Martin Leake, tahkimatı Pydnai olarak tanımladı. Aynı on yılda kale, kâşifler Edward Forbes ve Thomas Abel Brimage Spratt tarafından da tanımlandı.

Tiyatrodan yola çıktık ve çok düz ve bataklık bir ovadan geçerek kısa ama derin ve durgun bir akarsuya vardık. Bu akarsuyun adı Uzlan Nehri'ydi ve tıpkı Likya'nın alt kısmındaki birçok akarsu gibi, dağların eteklerinden tamamen oluşmuş olarak akıyordu. Yaklaşık üç millik bir mesafe kat ediyordu ve üzerinde bir köprü vardı. Uzlan, iki veya üç evden oluşan ve Rum denizcileri için bir buluşma noktası olan küçük bir iskeledir. Yakınlarında, sanki bir kaya noktasını güçlendirmek için yapılmış gibi bazı devasa Helenistik duvarlar bulunmaktadır. Onun ötesinde ise Fellows tarafından Cydna olarak tanımlanan ve güzelce resmedilen kale yer alır. Harika bir şekilde inşa edilmiştir ve mükemmel durumda korunmuştur. Duvarlar, aslında orijinal mimarinin bir parçası olmayan ancak görünüşe göre orta çağlarda eklenmiş olan korkuluklarla taçlandırılmıştır. Orijinal duvarda, Kiklop ve düzgün stiller karıştırılmıştır. Aralarda mazgallar yerleştirilmiştir. Bu güzel kalenin içinde bir Hristiyan kilisesinin kalıntıları bulunmaktadır.

— Edward Forbes; Thomas Abel Brimage Spratt, Travels in Lycia, Milyas, and the Cibyratis, in company with the Late E. T. Daniell (1847)

İngiliz sözlükbilimci William Smith, 1870 yılında yerleşim yerinin Cragus Dağı'nın eteklerinde bulunan Kydna ismiyle Ptolemy tarafından bahsedildiğini öne sürdü.[15]

Arkeoloji

Alman arkeologlar Otto Benndorf ve George Niemann, 19. yüzyılda Pydnai'deki kalıntılara dair bir açıklama yayınlayan bilim insanları arasındaydı. Kalede doğu ve kuzey tarafında birer tane olmak üzere iki giriş olduğunu kaydettiler; kulelerin kapıları, duvar korkuluğundan erişilebilen üst katı ve mazgalları vardı. Çevrenin etrafında yedi farklı noktada, duvara çıkan dar ve dik merdivenler olduğunu gözlemlediler. İç kısmı keşfetmeleri için bitki örtüsü zorluk çıkardı ve doğu köşesindeki bir kilise kalıntısı dışında yerleşim kalıntısı bulamadılar. Kilise, 4,6 m genişliğinde ölçülmüş, moloz ve harçtan yapılmış küçük, doğuya bakan bir bazilikaydı. Arkeologlar, Fellows tarafından görüldüğü söylenen yazıtları bulamadılar.[16]

Fransız arkeolog Jean-Pierre Adam, Ksanthos'taki bir kulenin Pydnai'deki taş işçiliğine benzediğini ve bu işçiliğin M.Ö. 3. yüzyıla tarihlendiğini göstermiştir. Adam, Ksanthos'taki sur duvarlarının çoğunu da aynı tarihe atfetmiştir.[17] Ancak yine başka bir Fransız arkeolog Jacques Des Courtils'e göre ise bu kalıntılar önemli farklılıklar içerir: Pydnai tek bir homojen dönemde inşa edilirken, Ksanthos'un kulesi farklı zamanlarda değişikliğe uğradığına dair kanıtlar sunuyor. Des Courtils, Ksanthos'ta hem yarım dairesel hem de yuvarlak kulelerin olduğunu, Pydnai'dekilerin ise dörtgen şeklinde olduğunu belirtti. Pydnai'nin 2. yüzyılda (Ksanthos'un yuvarlak kulesinin inşa edildiği dönemde) inşa edilmiş olabileceğini ve Ksanthos savunmasının güçlendirilmesi/yenilenmesi ve kıyıya yakın yeni bir kale inşaatı gibi önemli bir savunma programının parçası olabileceğini öne sürdü.[18]

İnşa tekniklerinden elde edilen kanıtlara dayanarak, Türk arkeolog Cevdet Bayburtluoğlu, tahkimatı MS 1. yüzyıla veya 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirmektedir.[14] Pydnai'de ayrıca bir su kemeri olduğuna dair kanıtlar da mevcuttur.[19] Kalenin yazıtlarıysa Bizans dönemine aittir.[20]

Özellikleri

Pydnai'nin çokgen taş işçiliği

Pydnai'nin toplam alanı 4 dönüm olarak belirlenmiştir.. Alçak bir tepenin yamacında, Patara Plajı'nın batı ucuna yakın konumlanmıştır. Kale benzeri yapının savunma duvarları 90 cm kalınlığında ve 300 metreden daha uzundur.[21][20] 11 kule ve yedi merdivenin bazıları 10 metreden daha yüksektir. Duvarlar, hala iyi durumda olup üzerinde parapetler ve siper yolu mevcuttur. Tüm duvarlar, birbirine sıkıca oturan çokgen şekilli bloklar kullanılarak inşa edilmiştir; iç kısımda bulunan tek yapı ise küçük bir kilisedir.[20][8]

Pyndai'deki duvarlar, Likya şehirlerinin savunma duvarlarında sıklıkla kullanılan bir yöntem olan, birbirine sıkıca oturan çokgen şeklinde kesilmiş taşlardan inşa edilmiştir. Bu tür duvarları tarihlendirmek genellikle mümkün değildir, ancak Pyndai duvarlarının, benzer şekilde inşa edilmiş Ksanthos duvarları ile aynı döneme ait olduğu düşünülmektedir. Bu da, Mısır Ptolemleri'nin tüm Anadolu'nun güney kıyıları gibi Likya'yı da yönettiği bir dönem olan Ptolemaios II Philadelphus'un saltanatı (MÖ 283-246)[22] sırasında inşa edildiklerine dair geçici bir kanıya götürmektedir.[8]

Fethiye'den Antalya'ya uzanan 540 kilometrelik Likya Yolu isimli yürüyüş yolu, Pydnai'nin iki girişinden geçmektedir.[23] Bölgede, patika dışında kalan alanlar ağaçlar ve çalılarla kaplıdır.[24]

Notlar

  • ^Pydnai ayrıca Kydna, Cydna,[15][25] Kydnai[4] ve Pydna[22] olarak da bilinir. ülkemizde ise kalıntılar için Gâvurağılı ismi kullanmaktadır.[9][26]
  • ^Bükses kalesi kalıntıları Karadere yakınında, köyden geçen yola 100 metre uzaklıktadır. Geriye kalan kalıntılar, büyük taşlardan inşa edilmiş 5-6 metre yüksekliğinde duvarlardan oluşmaktadır. Kazısı yapılmamış olan kale 5. yüzyıla tarihlenmektedir.[27]
  • ^1940'larda yazıt arandı ancak bulunamadı.[28]

Kaynakça

Özel

  1. ^ "About: Kydna/Pydnai, Gâvur Ağlı". Digital Atlas of the Roman Empire. Lund University. 5 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mayıs 2023. 
  2. ^ Talbert 2000, s. 65.
  3. ^ Clow 2000, ss. 31, 26, 42 –43.
  4. ^ a b Bayburtluoğlu 2004, s. 264.
  5. ^ "Ptolemaeus, Geography (II-VI)". ToposText. 2019. s. § 5.3.5. 9 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2023. 
  6. ^ Des Courtils 2003, s. 128.
  7. ^ Des Courtils 2003, s. 129.
  8. ^ a b c Des Courtils 2003, s. 127.
  9. ^ a b c Slatter 1994, s. 141.
  10. ^ "Fellows, Sir Charles". Oxford Ulusal Biyografi Sözlüğü (çevrimiçi bas.). Oxford University Press. doi:10.1093/ref:odnb/9268.  Birleşik Krallık Halk Kütüphanesi abonelik veya üyeliği gereklidir
  11. ^ Fellows 1841, ss. 159 –161.
  12. ^ Fellows 1841, s. 160.
  13. ^ "Early exploration". Aphrodisias Excavations Project. 2019. 28 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2023. 
  14. ^ a b Bayburtluoğlu 2004, s. 265.
  15. ^ a b Smith 1870, s. 681.
  16. ^ Benndorf & Niemann 1884, s. 125.
  17. ^ Des Courtils 1994, ss. 289 –290.
  18. ^ Des Courtils 1994, ss. 294 –296.
  19. ^ Farrington 1995, s. 109.
  20. ^ a b c Cook, J. M. (Ekim 1978). "An Encyclopedia of Classical Sites - Richard Stillwell: The Princeton Encyclopedia of Classical Sites. Pp. xxii + 1019; 23 pages of maps. Princeton, N.J., and Guildford, Surrey: Princeton University Press, 1976. Cloth, £86·80." The Classical Review. 28 (2): 323-324. doi:10.1017/s0009840x00228643. ISSN 0009-840X. 
  21. ^ Bean 1978, s. 63.
  22. ^ a b Farrington 1995, s. 65.
  23. ^ Clow 2000, ss. 26, 31.
  24. ^ Clow 2000, s. 43.
  25. ^ Forbes & Spratt 1847, s. 17.
  26. ^ Bean, G.E. (2022). "Pydnai (Özlen) Turkey". The Princeton Encyclopedia of Classical Sites. 30 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2023. 
  27. ^ Des Courtils 2003, ss. 126 –127.
  28. ^ Bean 1978, s. 64.

Genel

Konuyla ilgili yayınlar

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Likya Yolu</span>

Likya Yolu, Türkiye'nin, güneybatısındaki Fethiye'den başlayarak Antalya'ya kadar uzanan, yaklaşık 520 km uzunluğunda bir yürüyüş rotasıdır. Yürümesi ortalama 29 gün süren Likya Yolu, antik Likya`nın kurulduğu Teke Yarımadasındaki patikalardan bir kısmının işaretlenip haritalanması ile oluşturulmuş, ilk uzun mesafeli yürüyüş rotasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Arikanda</span> Finike ilçesi yakınlarındaki antik kent

Arikanda, Antalya il sınırları Finike ilçesi yakınlarındaki Likya antik kent.Elmalı - Finike kara yolunun tam yarısında bulunan Arifköyünün Aykırıçay mahallesine yakın bir ören yeridir. Tarihi Bakır Çağı'na kadar geri gitmektedir ve şehrin adı yerli Anadolu dillerinden olan Luvice'de “yüksek kayaların yakınındaki yer” anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Limira</span>

Limira veya Limyra, Antalya il sınırları Finike ilçesi yakınlarında bulunan bir antik kenttir.

<span class="mw-page-title-main">Bodrum Kalesi</span> Bodrum ilçesinde tarihi bir yapı

Bodrum Kalesi, Türkiye'nin liman kenti Bodrum'da yer alan ve 1402 yılında St. Jean Şövalyeleri tarafından Aziz Peter Kalesi adıyla inşa edilmiş kale. Bodrum'un simgesi haline gelmiş kale, 1960 yılından beri "Sualtı Arkeoloji Müzesi" olarak kullanılanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antifellos</span> Günümüz Kaşda yer alan Likya antik kenti

Antifellos veya Antiphellos, başlangıçta Habesos olarak bilinen, Likya'da yer alan antik bir kıyı kentiydi. Kentin Yunanca adının ilk kez M.Ö. 4. yüzyıla ait bir yazıtta geçtiği görülmektedir. İlk olarak Likyalılar tarafından yerleşilen şehir, M.Ö. 6. yüzyılda Persler tarafından işgal edildi. Yunanlar döneminde önem kazanıp yakınlarındaki iç bölge kenti Phellos’un limanı olarak hizmet verdi. Ancak, Phellos önemini yitirdikçe Antifellos bölgenin en büyük kenti haline gelip kendi parasını basma yetkisine sahip olmuştu. Roma döneminde ise 141 yılında bölgeyi tahrip eden deprem sonrası yeniden inşa edilmesine yardımcı olan Rhodiapolis'li hayırsever Opramoas'tan mali destek aldı.

<span class="mw-page-title-main">Likya</span> Anadolunun Teke Yarımadasının antik dönemdeki adı

Likya veya Lisiya , M.Ö. 15-14. yüzyıldan M.Ö. 546'ya kadar Anadolu'nun Teke Yarımadası'nda varlık göstermiş ulustur. Likya, aynı zamanda bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyon ve daha sonra da Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletidir. "Işık Ülkesi" anlamına gelen Likya, Antalya ve Muğla illeri ile Burdur ilinin iç kısımlarında, Akdeniz'e sınır olan bir bölgede yer alıyordu. Antik Mısır'ın Geç Tunç Çağı kayıtları ve Hitit İmparatorluğu'na ait tarihi belgelerde adından bahsedilen bir devlettir. Hitit kayıtlarında adı Lukka olarak geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kale</span> Orta Çağ boyunca Avrupa, Asya ve Orta Doğuda soylular tarafından inşa edilen müstahkem yapı

Kale ya da kermen, düşmanın gelişinin beklendiği yollar üzerine, stratejik öneme sahip olan şehirlere, geçit ve dar boğazlara savunma amaçlı olarak inşa edilen ordusal yapı. Bu tür tahkimatlar antik çağlardan beri kullanılmıştır. ve askerî işlevlerinin yanı sıra idari, siyasi ve ekonomik merkez olarak iş görmüştür. Kimi kaleler saray halkına konaklama imkanı sağlardı. Kalelerde kuleler ve surlar gibi farklı özelliklere sahip bölümler bulunurdu. 15. yüzyılda topların yaygınlaşmasıyla Orta Çağ kaleleri işlevlerini yitirdi ve yerini İtalyan tarzı kalelere bıraktı.

<span class="mw-page-title-main">Oinoanda</span>

Oenoanda veya Oinoanda, ; Likya bölgesinde, Ksantos vadisinin kuzeyinde bir antik şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">Kibira</span>

Kibyra; Burdur ili'ne 110 km uzaklıktaki Gölhisar ilçesinin batısındaki Akdağ kütlesinin eteklerinde, Gölhisar ovasına hakim tepeler üzerinde bulunan Likya antik kentidir.

<span class="mw-page-title-main">Kız Kulesi (Bakü)</span>

Kız Kulesi,(Azerice: Qız qalası) Bakü'de bulunan antik mimari bir eserdir. Kale, eski kale duvarlarının güneydoğu kısmında, sahil parkının (bulvar) yakınında yer alan savunma amaçlı tarihi bir yapıdır. Yüksek kule şeklindeki bu nadir yapının yüksekliği 28 metre, çapı ise birinci katta 16,5 metredir. Birinci katta duvar kalınlığı 5 metreye kadar ulaşmaktadır. Kalenin iç kısmı 8 kata bölünmüştür. Her kat, yontma taşlarla inşa edilmiş ve kubbe şeklinde bir tavanla kaplanmıştır. Kale 1964 yılından itibaren müze olarak hizmet vermeye başlamış ve 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Foça Kalesi</span> İzmir, Türkiyede bir kale

Foça Kalesi veya Beş Kapılar Kalesi, İzmir'in Foça ilçesindeki bir kaledir. 11. veya 12. yüzyılda inşa edilmiştir. Phocaea antik kentinin etrafındaki sur duvarının tarihi, kaleden de eskidir; MÖ 590-580 yıllarında inşa edilmiştir. Duvarlar Bizans İmparatorluğu döneminde restorasyon görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Antoninus Duvarı</span>

Antoninus Duvarı, Romalılar tarafından Vallum Antonini olarak adlandırılan duvar. Hadrian Duvarı'nın Kuzeyi'ndeki Keltler için ilk savunma hattı olarak, Hadrian Duvarı'ndan sonra inşa edilmiştir. İskoçya'nın ortasında, Firth Of Forth ve Firth Of Clyde arasında bulunmaktadır. Yaklaşık olarak, 63 uzunluğundaki duvarın yüksekliği 3 metre, genişliği 5 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Anakopya Kalesi</span>

Anakopya Kalesi Abhazya'nın, Sohum sahil şeridinden araba yolu olarak 22 km uzaklıktaki, Yeni Afon şehrinde yer alan antik bir askeri kaledir. Yaklaşık 450 × 150 metre genişliğindeki alan, İvanya Dağı'nın zirvesinde, denize yaklaşık 1 mil uzaklıkta yer almaktadır. Kale, Abhazya Krallığı'nın eski başkenti "Anakopya"'dan günümüze kadar gelen yapılar içerisinde, en iyi korunmuş olan yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Güvercinada</span> Aydın, Türkiyede bir ada

Güvercinada, Türkiye'nin Aydın ilinde bulunan bir adadır.

<span class="mw-page-title-main">Perde duvar (tahkimat)</span>

Perde duvar bir kalenin, hisarın ya da kasabanın iki kule veya burç arasında bulunan surudur.

<span class="mw-page-title-main">Trysa Heroonu</span>

Trysa Heroonu, Trysa'da, Türkiye'nin güneybatısındaki antik Likya'da MÖ 380 civarında inşa edilmiş eski bir mezarın adıdır. 1841 yılında Julius August Schönborn adında bir öğretmen tarafından Likya'da yaptığı saha araştırması sırasında keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Abel Brimage Spratt</span>

Thomas Abel Brimage Spratt, İngiliz Koramiral, hidrograf ve jeolog.

<span class="mw-page-title-main">Nereidler Anıtı</span>

Nereidler Anıtı, Likya antik bölgesinde bir şehir olan Ksanthos bölgesinde bulunan bir heykel mezardır. Yontulmuş frizlerle süslü bir kaidenin üzerinde yer alan Yunan tapınağı planlı bir anıt mezardır. MÖ 4. yüzyılın başlarında kral Arbinas'a ait bir mezar olarak inşa edildiği düşünülüyor.

<span class="mw-page-title-main">Limira iki dilli yazıtı</span>

Limyra iki dilli yazıtı, MÖ 4. yüzyılda keşfedilen ve hem Grekçe hem de Aramice yazılmış bir mezar taşıdır. Kazı 1840 yılında, Türkiye'nin güneybatısında bulunan Limira'nın 3 kilometre dışında gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Charles Fellows</span>

Sir Charles Fellows günümüz Türkiye'sinde sayısız keşif gezisiyle tanınan İngiliz bir arkeolog ve gezgindir.