Mantarlar, çok sayıda çok hücreli ve tek hücreli ökaryotik canlıyı kapsayan bir biyolojik âlemin adıdır. Maya gibi mikroorganizmalardan, küf ve şapkalı mantarlara kadar pek çok üyesi olan bu canlılar grubu, halk arasında genellikle sadece şapkalı mantarları tanımlamak için kullanılır. Biyoloji alanında mantarları inceleyen bilim dalına mikoloji denir.
Karaağaç, karaağaçgiller (Ulmaceae) familyasının Ulmus cinsinden ağaç türlerine verilen ad
Zehir, ağı veya sem, hücrelere ve yaşayan dokulara kimyasal, biyokimyasal ya da radyoaktif nitelikte zararlar veren her türlü maddeye verilen isimdir. Zehrin en tipik özelliği bu zararlı etkisini en küçük dozlarda bile göstermesidir.
Halüsinojen mantarlar, sihirli mantarlar olarak da bilinen, anormal bilinç durumları meydana getiren psilosibin ve psilosin maddelerini içeren bütün psikoaktif mantarlara verilen ad. Bu mantar gruplarına ek olarak Amanita cinsinden bazı türler ile Claviceps purpurea da halüsinatif etkilere sahiptir.
Ağulu mantar, Omphalotaceae familyasından zehirli bir mantar türü. Türkiye'de yetişen "Cüce kız, Meşe mantarı, Horoz mantarı" gibi isimlerle de tanınan Cantharellus cibarus ile karıştırılabilir. Fakat bu tür daha yumurta sarısı renkli, üzeri yağlımsı gibi, lamellerinin çatallı ve aralarının birleşmiş olmasıyla ayırt edilir.
Protistler, ayrışık (heterojen) bir canlı grubudur ve hayvan, bitki ya da mantar olarak değerlendirilemeyen ökaryot canlılardan oluşur. Protistler bilimsel sınıflandırma açısından âlem olarak değerlendirilse de tek soylu (monophyletic) değil, kısmi soylu (paraphyletic) bir gruptur. Protistler içinde değerlendirilen canlıların da görece basit yapılı ya da ileri düzeyde özelleşmiş dokuları olmayan olmak dışında ortak özellikleri pek yoktur.
Zygomycota, gelişmiş mantar bölümlerinden biridir. Hifleri selüloz yapısındadır ve çok gelişmiştir. Yalnız, hiflerde bölmeler bulunmaz. Sitoplazmada çok sayıda çekirdek bulunmaktadır. Miselyumları aracılığıyla besin alırlar ve üremelerini gerçekleştirirler. Döl almaşı (metagenez) görülür. Eşeysiz üreme, eşeyli üremeyi takip eder.
Botulizm veya botulismus, Clostridium botulinum bakterisinin ürettiği toksinden kaynaklanan bir zehirlenme türü. Çoğunlukla, evde hazırlanmış ve uygun şekilde sterilize edilmemiş konservelerden kaynaklanır. Bununla birlikte açık yaralardan da enfeksiyon kapılabilir. C. botulinum bakterisi toprak altında oksijensiz ortamda yaşar ve ısıya dayanıklı sporlar üretir. Sporların tamamen yokedilmesi için, gıdaların en az 120 °C sıcaklıkta kaynatılması gerekir ki bu sıcaklığa ancak düdüklü tencerede veya endüstriyel ocaklarda ulaşılır. Normal tencerede kaynatma yeterince güvenli değildir. Ancak, konservede üreyen bakterilerin ürettiği zehir ısıya çok dayanıklı değildir ve gıdalar yemeden önce en az 2 dakika 70 °C sıcaklıkta pişirilirse toksinler tamamen yokolur.
Bazitli mantarlar veya topuzlu mantarlar, mantar âleminin büyük bir bölümüdür. Topuz şekilli bazit adlı yapılar üzerinde spor oluşturan türlerden meydana gelir. Asklı mantarların kardeş grubu sayılır, tanımlanmış mantarların %37'sini oluşturan yaklaşık 22.300 farklı tür içerir. Bazidyumlu mantarlar geleneksel olarak Homobasidiomyctes ve Heterobasidiomycetes olarak ikiye ayrılmıştır. Günümüzde ise bazitli mantarların üç kladdan oluştukları düşünülür, bunlar Hymenomycotina, Ustilaginomycotina ve Teliomycotina.
Asklı mantarlar, biyolojide mantarlar aleminine ait bir şubedir.
Mantar zehirleri ya da toksinleri, mantarlar tarafından üretilen ve canlılığa olumsuz etkileri bulunan zehirli maddelerdir.
2007-08 Süper Lig, Süper Lig'in 50. sezonudur. Sezon sonunda 79 puan toplayan Galatasaray 17. şampiyonluğunu elde ederken, 2006-07 sezonunda ligi son 3 sırada tamamlayan Antalyaspor, Kayseri Erciyesspor ve Sakaryaspor, bir alt lig olan 1. Lig'e düşmüş; Türk Telekom Lig A'da ilk 2 sırayı alan İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile Gençlerbirliği OFTAŞ ve playoff maçları galibi Kasımpaşa, Süper Lig'e yükselmiştir.
Küf mantarı, özellikle havada bulunan sporları nemli ve besinli ortamda çoğalarak meydana gelen mantar türüdür. Besinlerin bozulmasına sebep olurlar. Binlerce çok küçük mantarın bir araya gelmesiyle oluşur, küf oluşumuna sebep olurlar. Çevredeki atıkları çürüterek doğaya katkıda bulunurlar. Sütü ekşitirler. Besinleri küflerken besinlere tutunurlar. Bunu hif denilen organlarıyla gerçekleştirirler. Bir kısmı hayvanlar ve insanların üzerinde parazit olarak yaşarlar. Küf mantarları, penisilinin icadında kullanılmıştır. Hastalık yapan küf mantarları ise çok çeşitli hastalıklara yol açar. Bu hastalıklar öldürücü olabilirler.
Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.
Gözlük, çerçeveli mercek ya da merceklerden oluşan bir aksesuar, bir araçtır.
Asalak ya da parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizmadır. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabilirler.
Biyoçeşitlilik, bir ekosistem, biyom veya tüm Dünya'da bulunan yaşam formlarının çeşitliliğidir. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için yaşadıkları çevrede, temiz su ve havanın, verimli toprakların, besinlerin ve diğer gereksinimlerinin karşılandığı, kullanacağı çeşitli maddelerin bulunması gerekir. Yaşam için gerekli madde ve koşullar, çevrenin abiyotik etkenleri ile bakteri, Protista, mantar, bitki ve hayvanlar tarafından sağlanır. Bu canlıların tamamına biyoçeşitlilik denir. Bu çevredeki biyoçeşitlilik arttıkça o çevrenin ekolojik hizmetleri de o oranda artar. Yalnız bu artış biyolojik çeşitliliği oluşturan türler arasında dengeli etkileşimin gerçekleşmesi durumunda geçerlidir. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik arttıkça, ekosistemlerdeki madde dolaşımı ve enerji akışları daha etkin halde gerçekleşir. Bunun aksine, ekosistemdeki biyolojik çeşitlilik azaldığında, ekosistem hizmetlerinde azalma olur. Örneğin, yılan bulunduğu ekosistemdeki fare ve kurbağa gibi türleri besin olarak kullanır. Böylece fare ve kurbağa popülasyonlarının aşırı artışı engellenir. Bunun sonucunda, fare ve kurbağalarla aynı besini paylaşan diğer hayvanların besinlerden yararlanmalarına olanak verilmiş olur.
Spor, döllenme özelliğinde olmayan, monoploit bir üreme hücresidir. Ancak her spor, başka bir hücre ile birleşmeden, tek başına yeni bir organizma oluşturabilir. Sporların dış yüzeyinde bulunan bir örtü, onları çevrenin olumsuz şartlarından koruma özelliği kazandırır. Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücrelilerde, mantarlarda, su yosunlarında, kara yosunu ve eğrelti otu gibi yerleşik bitkilerde görülür.
Hepatotoksisite ; karaciğerde kimyasal madde kaynaklı oluşmuş hasara verilen addır. Karaciğer hasarı olarak da adlandırılabilir.
Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu, Türkiye'de görme engelliler için sporu teşvik eden ve geliştiren yönetim organıdır. Uluslararası Görme Engelliler Spor Federasyonu (IBSA) ve Uluslararası Paralimpik Komitesi'nin (IPC) üyesidir.