İçeriğe atla

Psikolojik şiddet

Psikolojik şiddet (psikolojik istismar, duygusal şiddet ya da duygusal istismar olarak da bilinir), failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.

Psikolojik şiddet uygulayan fail bağırma, korkutma, küfür etme, tehdit, hakaret, küçük düşürme, devamlı eleştirme, mağdurun hareketlerini, giyimini, başkalarıyla ilişkilerini denetleme, sınırlama, değersizlik duygusu uyandırma gibi yollarla sistematik olarak mağdura duygusal baskı uygular. Sıklıkla yakın duygusal ilişkilerde,[1] aile içinde[2] ve iş yerinde görülmektedir. En sık rastlanan ancak en zor önlem alınan şiddet türlerindendir.[3] Daha çok kadına ve çocuklara yönelen bir saldırganlık biçimidir.

Şartların yerine gelmesi halinde Türk Ceza Kanunu madde 96 uyarınca “eziyet” ve/veya madde 106 uyarınca “tehdit” suçu olarak yorumlanabilmektedir.[4]

Yaygınlık

Psikolojik şiddetin yaygınlığının tüm dünyada çok yüksek olduğunu gösteren araştırma bulguları vardır. Araştırmaların çoğu kadınların uğradığı psikolojik şiddet üzerinedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 farklı ülkede (Bangladeş, Japonya, Brezilya, Etiyopya, Peru, Soma, Tanzanya, Sırbistan, Tayland, Namibya) yapılan çalışma, kadınların %20-%75'inin yaşamlarının bir bölümünde psikolojik şiddet maruz kaldıklarını ortaya koymuştur (2005).[5] 2015-2016 yılı arasında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre İtalya'da kadınların %38'i, İspanya'da ise %33'ü 15 yaşından itibaren eşinden herhangi bir şekilde psikolojik şiddet görmektedir.[6]Türkiye İstatistik Kurumu'nun Kadına Yönelik Aile içi Şiddet 2014 yılı araştırması verilerine göre Türkiye genelinde yaşamlarının herhangi bir döneminde psikolojik şiddete maruz kalan kadınların oranı %44'tür.[7]

Eşcinsel ilişki içinde olan bireyler arasında yapılan çalışmalar ile heteroseksüel erkeklerin uğradığı şiddet üzerine araştırmalar, psikolojik şiddetin hem kadın hem erkeklerin maruz kaldığı bir şiddet türü olduğunu ancak cinsiyete göre maruz kalınan psikolojik şiddetin türünün (tehdit, aşağılanma, yok sayılma gibi) değişebileceğini göstermiştir.[8]

Psikolojik şiddet örnekleri

Psikolojik şiddet, aile içinde bir kişinin dışarıya yalnız çıkmasına izin vermemekten belirli tipte bir yemeğin yapılmasına izin vermemek gibi masum görünen davranışlara kadar çok çeşitli davranışlarla ortaya çıkabilir. Mutfakta bulaşık bırakılmadan yatılması aksi halde partnerin sinirlenmesi, kadına sürekli kocasının kendisi olmaksızın başarılı olamayacağının söylenmesi, ayrılık durumunda sudan çıkmış balık gibi olunacağının söylenmesi, duygularından dolayı suçlamak aile içinde görülen psikolojik şiddet şekillerinden bazılarıdır.

İşyerinde psikolojik şiddet, mağdurun iletişimine karşı eylemleri (örn: görmezden gelme, sıklıkla sözünü kesme), itibarına karşı eylemler (örn: gülünç duruma düşürme, arkasından konuşma), mesleki konumuna karşı eylemler (aşağılayıcı işler verme, kapasitesinin çok üstünde veya çok altında işler verme gibi) içerebilir.[9]

Sonuçlar

Sürekli psikolojik şiddete maruz kalmak bir insanı, korku içinde yaşamaya ve delireceği endişesine sürükleyebilir. Depresif duygu durumu, ölüm isteği ve intihar düşüncelerini, endişe bozuklukları, madde ve alkol bağımlılığı yaratabilir, utanç ve suçluluk duygularını ortaya çıkabilir.

Psikolojik şiddete maruz kalan kişinin sosyal ilişkileri, aile ilişkileri ve cinsel yaşamı bozulur. Sürekli yorgunluk, uykusuzluk, aşırı yeme veya hiç yememe şeklinde beslenme sorunları sıklıkla görülür.

Duygusal şiddete uğrayan insanlar, bu davranışları öğrenip, benimsedikleri ve başkalarına da uyguladıkları. aynı davranışı gösteren insanları arkadaş, eş olarak seçmeleri görülür.[10]

Yasal çerçeve

Kaynakça

  1. ^ Akay, Ceren. "Romantik Yakın İlişkilerde Şiddetin Öncülleri" (PDF). Nesne Dergisi Cilt 2, Sayı 3, Yıl: 2014. 9 Eylül 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2020. 
  2. ^ Ünal, Gülseren. "Aile içi şiddet". Aile ve Toplum Yıl: 7 Cilt: 2 Sayı: 9 Ocak-Mart 2005. 10 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2020. 
  3. ^ Akkaş, İbrahim. "Kadına Yönelik Şiddet". Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi Cilt 6, Sayı 1, Yıl 2016. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2020. 
  4. ^ "Kadına Yönelik Aile-içi Şiddetle ilgili iş yeri politikaları geliştirme ve uygulama rehberi" (PDF). Sabancı Üniversitesi, 2015. 17 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2020. 
  5. ^ "WHO Multi-country Study on Women's health and Domestic Violence against Women" (PDF). Dünya Sağlık Örgütü, 2005. 8 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 17 Temmuz 2020. 
  6. ^ "WAVE:Kadına yönelik şiddet karşılaştırmalı raporu, 2015-2016" (PDF). Notus Applied Social Research,. 16 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2020. 
  7. ^ "Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması Özet Raporu" (PDF). Hacettepe Üniversitesi. 27 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2020. 
  8. ^ Nalbantçılar Cankardeş, Sinem. "Yakın ilişkide psikolojik şiddet deneyimi ile travmatik stres belirtileri arasında peritravmatik sıkıntı ve kontrol kaybı ile posttravmatik duyguların aracı rolü". İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü doktora tezi, yıl: 2018. 17 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2020. 
  9. ^ "İşyerinde Psikolojik Şiddet ve İş Tatmini ile ilişkisi". Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi. 2010. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  10. ^ Kan, Çağrı (Aralık 2018). "Kadına Yönelik Aile İçi Psikolojik Şiddet Ve Toplumsal Hukuki Kodları" (PDF). Aile Eksenli Şiddetten Sosyal Travmalara (Yayın Sorumlusu:Adem Solak). Samsun Valiliği. ISBN 978-975-2489-11-0. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Transfobi, transgender veya transseksüel kişilere ya da direkt olarak transseksüelliğe karşı duyulan hoşnutsuzluğu ve olumsuz tutumu kapsamaktadır. Transfobi, toplumun cinsiyet normlarına uymayan insanlara karşı duyulan korkuyu, tiksintiyi, nefreti veya rahatsızlığı ve bunlara bağlı olarak şiddeti kapsayabilir. Genellikle homofobik görüşlerle birlikte ifade edilir ve bu nedenle sıklıkla homofobinin bir türü olarak kabul edilir. Transfobinin mağdurlarından olan çocuklar tacize, okulda zorbalığa ve/veya okul içinde şiddete, koruyucu aileleri tarafından şiddete maruz kalmaktadırlar. Yetişkin mağdurlarsa kamuoyunda alaya, tacize, sataşılmaya, şiddet ile tehdide, soyguna uğramaya ve yanlış tutuklamaya maruz kalmaktadır ve bu yüzden birçoğu toplumda güvensiz hissetmektedir. Bazıları; trans olduğu için kovulacağından veya muhafazakâr politikaların, onları korumak için yasalara karşı çıkan dindar grupların etraflarını kuşatmasının baskısından dolayı sağlık hizmetini reddediyor veya işyeri ayrımcılığıyla mücadele ediyor. Kurbanların yüksek bir oranının cinsel şiddete maruz kaldığı rapor edilmektedir.

Şiddet, bir kişi veya gruba yönelik; mağdurun bedensel bütünlüğüne, mallarına veya simgesel ve kültürel değerlerine zarar verecek şekildeki her türlü davranıştır.

İstismar, Türkçeye Arapçadan geçen ve sözlük anlamı olarak iyi niyeti kötüye kullanma, sömürme anlamına gelen bir sözcüktür.

Çocuk istismarı bir çocuğa bir yetişkin tarafından fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır. Ayrıca çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmali ile çoğu zaman aynı anlama gelir. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."

<span class="mw-page-title-main">Cinsel istismar</span>

Cinsel istismar, kişinin başkaları tarafından cinsel olarak kötüye kullanılması, suistimal edilmesi, istemediği halde başkalarının cinsel yönelimlerine hedef olması durumudur. Her cinsiyetten, her sosyal sınıftan ve meslek grubundan kişiler cinsel istismara uğrayabilmektedir ancak genel olarak kadınların ve çocukların cinsel istismara daha çok maruz kaldıkları söylenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Aile içi şiddet</span> Bir aile üyesinin; diğer veya eski üyesine fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetmesi, zarar vermesi

Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Zorbalık</span> kişinin kendinden zayıf ya da küçük gördüğü birini kasıtlı olarak korkutması durumu

Zorbalık; psikolojide ve hukukta, daha üstün konumda ya da güçlü olanın karşısındakini -genellikle istediklerini yaptırmak amacıyla- etkilemesi, ezmesi ve gözünü korkutması. Bu durum, doğrudan sözlü veya fiziksel tacizi içerebileceği gibi isteksiz birini zorla ikna etmek, tehdit ederek ya da manipüle ederek istediklerini yaptırmak gibi daha üstü örtülü yöntemleri de kapsar. Zorbalığın en yaygın örneklerine okulda öğrenciler arasında veya aile içerisinde genellikle ebeveynlerden birisi olmak üzere bir bireyin diğer aile üyelerine yaptığı zorbalık şeklinde rastlanır. Eğer zorbalık eden taraf bir grup ise, eylem mobbing olarak adlandırılır.

İş yerinde şiddet, işçi veya işveren tarafından yol açılan, organizasyon ve çalışanlar için bir tehdit ögesine dönüşen, şiddet ve zorbalık içeren davranışların tümüdür.

<span class="mw-page-title-main">Mor Çatı</span> Türkiyede bir sivil toplum örgütü

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı; kadınlara karşı şiddetin önlenmesi için çalışmalar yapan, aile içi şiddete uğramış kadınlara psikolojik ve hukukî destek veren ve barınak sağlayan bir sivil toplum örgütüdür. Vakıf adında ve kampanyalarda kullanılan mor renk, şiddet sonucu meydana gelen yaralanmaları vurgulaması için tercih edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ergenlikte eşcinsellik</span>

Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Kadına yönelik şiddet</span> kadınlara yönelen cinsiyet temelli şiddet eylemleri

Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Sözleşmesi</span> kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesiyle ilgili uluslararası sözleşme

İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Flört</span>

Çıkma ya da flört; evlilik, nişanlılık ya da buna benzer başka bir birliktelik içinde olmayan iki birey arasında arkadaşlığın ötesinde duygusal, romantik ve/veya cinsel yakınlık içeren ilişkidir.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun veya 6284 Sayılı Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 8 Mart 2012'de kabul edilen ve 20 Mart 2012'de T.C. Resmî Gazete'de yayımlanan yasadır. Kanunun amacı şiddet gören ya da bu yönde bir tehdit altında bulunan kadın, çocuk, aile bireyi ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunması ve bu kişileri hedef alan şiddetin önlenmesi için alınacak önlemleri düzenlemektir.

Ekonomik şiddet, toplumsal ve ekonomik yapıda dezavantajlı olan bireylerin ekonomik bağımsızlıkları ve bunun oluşum sürecindeki menfi etki ve engelleri tanımlar. Özellikle feminist teori ile ilişkilendirilmektedir. Örneğin, kadınların ekonomik bağımsızlığını elde edememesi üzerindeki menfi etkiler ve bunun kadınlara karşı bir kontrol, tehdit ve yaptırım olarak tezahür etmesi bu şiddet türünün bir örneğidir. Ekonomik şiddetin kapsamı kadınların bağımlı hâlde olmasındaki etkiler dışında kadın istihdamına izin verilmemesi, istenilmeyen bir işte zorla çalıştırılması, iş hayatındaki ileri pozisyonların kısıtlanması, eşit işe eşit ücret verilmemesi ve kadının daha az kazanması, müsadere vb. gibi birçok örnekle genişletilmektedir. Bu eksende kısıtlanan kadın özgürlüğü ile fakirleşme, fiziksel şiddetin daha fazla görünür olması ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmakta ve cinsel istismar, kadın ticareti, HIV ve morbidite oranı artmaktadır. Bu kapsamda kadın istihdamın ve istihdam sürecindeki sorunların giderilmesi, kadına yönelik şiddete karşı çalışmaların yapılması ve mağdurlar için destek servislerinin kurulması önerilmektedir.

Flört şiddeti, flört ilişkisinde eşlerden birinden diğerine beraberlikleri sırasında veya beraberlikleri bittikten sonra yönelen duygusal, fiziksel ve cinsel saldırganlık eylemleri.

Kadın sığınmaevi, kadına yönelik şiddet olaylarına karşı kadınların varsa çocukları ile birlikte, şiddetten geçici olarak korunmasını sağlamak, bu dönemde şiddet mağdurlarının psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi için açılmış sosyal hizmet kuruluşlarıdır. Türkiye'de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları'na bağlı toplam 143 kadın sığınmaevi bulunmaktadır.

Cinsiyet suçlarının kovuşturulması, tecavüz ve diğer cinsel şiddet suçlarının kovuşturulmasına yönelik yasal işlemlerdir.

Seks işçilerine yönelik şiddet, dünya çapında hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde rapor edilmiştir. Kurbanlar ağırlıklı olarak kadınlardır, aşırı durumlarda bu şiddete cinayet de dahildir.