İçeriğe atla

Psikoloji felsefesi

Psikoloji felsefesi, modern psikolojinin teorik temellerinde yatan birçok konuyu ifade eder.

Giriş

Psikoloji felsefesi ile ilgili olarak, klinik psikiyatri ve psikopatoloji hakkında felsefi ve epistemolojik araştırmalar vardır. Psikiyatri felsefesi temel olarak değerlerin psikiyatrideki rolü ile ilgilenir: felsefi değer teorisi ve fenomenolojiden türetilen değerlere dayalı uygulama, zihinsel sağlık bakımının oldukça karmaşık ortamında klinik karar verme sürecini iyileştirmeyi ve insanlaştırmayı amaçlar.[1]

İnsan davranışlarının sebeplerini açıklayarak insanı açıklama amacı taşıyan psikoloji bilimi deneysel bir bilim olarak şekillenmeden çok önce felsefenin içinde yer almıştır. Felsefi bir bakışla insanı değerlendirmeye çalışan felsefi psikoloji ile deneysel bir bilim olarak şekillendirilen bilimsel psikolojinin sahip olduğu özellikler birbirlerinden farklıdır.[2] Psikoloji felsefesi tarafından incelenen konulardan bazıları, psikolojik araştırma metodolojisiyle ilgili epistemolojik kaygılardır, bunlardan bazıları:

  • Psikoloji için en uygun metodoloji mentalizm, davranışçılık veya uzlaşma mıdır?
  • Özbildirim ölçekleri güvenilir bir veri toplama yöntemi midir?[3]
  • Boş hipotez testlerinden hangi sonuçlar çıkarılabilir?
  • İlk ağızdan duyulan deneyimler (duygular, arzular, inançlar vb.) objektif olarak ölçülebilir mi?
  • Psikoloji ve bilişsel sinirbilimde kullanılan bilimsel karar verme mekanizmaları ve laboratuvar rutinleri nelerdir?[4]

Psikoloji felsefesindeki diğer konular, zihnin, beynin ve bilişin doğası hakkında felsefi sorulardır, daha yaygın olarak bilişsel bilimin veya zihin felsefesinin bir parçası olarak düşünülür, örneğin:

  • Bilişsel modül nedir?
  • İnsanlar rasyonel yaratıklar mı?
  • Doğuştanlık varsayımı nedir?

Psikoloji felsefesi aynı zamanda bilişsel sinirbilim, evrimsel psikoloji ve yapay zeka alanlarında yürütülen çağdaş çalışmaları da yakından izler, örneğin psikolojik fenomenlerin sırasıyla sinirbilim, evrim teorisi ve hesaplamalı modelleme yöntemleri kullanılarak açıklanıp açıklanamayacağını sorgular.[5][6]

Psikolojinin felsefi tarihi

Wundt bir felsefeci olarak psikoloji kürsüsü kurduğunda, psikoloji bir disiplin olarak kurulmuş kabul edilmesine rağmen hem Avrupa hem de Amerika'da, (James McKeen Cattel ilk psikoloji profesörü olarak atanıncaya kadar) psikoloji çalışmaları bir süre daha felsefe bölümleri içinde yer almıştır. Wundt'un psikoloji çalışmalarını yayınlamak için 1881 yılında kurduğu Felsefe Çalışmaları[7] dergisi ilk psikoloji dergisidir. Felsefeden bağımsız olarak yayınlanan ilk dergi ise Amerikan Psikoloji Dergisi olmuştur[8]

Wilhelm Wundt. Gravür Sanatçısı: Synnberg Photo-gravure Co., 1 Wellcome L0023076

Felsefede İngiliz ampiristlerin insanın bilgiyi öğrenme sonucu elde ettiğine yönelik açıklamaları, deneyimin önemi ve duyu organlarının rolü üzerinde daha fazla durulmasına neden olmuştur. Bu düşünceye göre bilginin elde edilme sürecinde duyumlarla gelen dışsal deneyimler ve John Locke’un deyimiyle düşüncelerle gelen içsel deneyimler bütün bilgilerin kaynağını oluşturur ve bunların dışında bilginin oluşması söz konusu değildir. Bu yaklaşım, Descartes’ın insanın bazı bilgilerinin doğuştan geldiği fikrine karşı şiddetli bir çıkıştır. Immanuel Kant ise, zihinde doğuştan örgütleyici bazı yapılar olduğunu kabul etmektedir.[9]

Psikoloji felsefe ilişkisi

İnsanın sahip olduğu psikolojik özellikler teknolojiden gündelik yaşama kadar hemen her alanda değerlendirilmektedir. Buna bağlı olarak bir bilim olarak psikolojinin insan hayatındaki yeri ve değeri de gittikçe artmaktadır. Elde edilen bilimsel gelişmeler bilimlerin birbirleri ile ilişkilendirilmesini de zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda biyoloji ile psikolojinin ya da nöroloji ile psikolojinin ve yapay zekâ çalışmaları ile psikolojinin ortak alanlarının olması kaçınılmaz bir sonuç olarak gözükmektedir. İşte bu nokta felsefe ile bilim ilişkisinin de ana noktasıdır. Bilimlerin kavramlarının, problemlerinin ve yöntemlerinin felsefi bir gözle değerlendirilmesi görevini üstlenen bilim felsefesi ile bilimler sınırlarını, kavramlarını ve problemlerini daha açık bir biçimde belirlemektedir. Psikoloji felsefesi de bu amaçla psikolojinin bir bilim olarak sahip olduğu özelliklere yönelik yapılan felsefi değerlendirmeler bütünüdür. Yani psikoloji bilimine bir üst bakış ile oluşturulan alandır. Bu değerlendirmeler ile hem psikolojinin bilimsel özellikleri belirginleştirilmekte hem de yeni çalışmalar hususunda psikolojiye yeni hedefler gösterilmektedir.[10]

Eleştirel psikoloji

Eleştirel psikoloji adına vurgulanması gereken daha önemli bir nokta, psikoloji tarihinin psikoloji felsefesi ile ilişkisidir. Burada söz konusu olan yalnız psikolojinin metodolojik tercihleri değil, aynı zamanda “genel dünya görüşündeki” değişimlerdir de. Psikoloji batı ülkelerinde daha İkinci Dünya Savaşı öncesinde, salt akademik bir araştırma alanı olmaktan çıkarak toplumsal yaşamda da yaygın olarak karşılık bulmaya başladı. Ancak bu süreç özellikle savaş sonrası dönemde büyük bir ivme kazandı. Psikolojinin bu gelişimini Lucien Goldmann’ın (1998) bu döneme ilişkin bakış açısı ile karşılaştırmak mümkündür. Goldmann’a göre İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa kapitalizmi bir “bunalım kapitalizmi” olmaktan çıkarak bir “düzenleme kapitalizmi” haline evrilmiştir. Bu dönüşüm sırasında daha önceleri felsefenin tuttuğu ideolojik yeri toplumsal bilimler tutmaya başlamıştır ve bu toplumsal bilimler “düzenleme kapitalizminin” kurucu bir ögesi durumuna dönüşmüştür. Nitekim psikolojinin tarihine bakıldığında yalnız pratik uygulamaları 4 bakımından değil, genel paradigmaları bakımından da ideolojik etkileşimlerinin kuvvetli olduğu görünmektedir. Vurgulanması gereken nokta çok temel felsefi tutumda psikolojinin kendi iç bilimsel" dinamiklerinden daha çok, dış toplumsal ve tarihsel dinamiklere bağlı kaldığıdır. Psikoloji tarihi çalışması bu etkileşimi gözler önüne sermesi itibarı ile, yalnız psikolojinin ideolojik karakterini deşifre etmenin ötesinde, psikolojinin modern kapitalist toplum içindeki kurucu rolünün görülmesini de destekleyecektir.[11]

Avusturyalı-İngiliz filozof Ludwig Wittgenstein

Psikoloji felsefesi bağlamında deneyim ve ifade ilişkisi

Wittgenstein'ın psikoloji felsefesi alanındaki çalışmaları; psikolojik kavramların, zihni ve ifadesel davranışları oluşturan dil oyunları bağlamında anlaşılması ve aktarılması gerektiğini öner sürer. Wittgenstein sadece gerçeklik tasarımı, deneyim ve dil unsurları arasındaki ilişkiye değil aynı zamanda iç ve dış deneyimler arasındaki karşılıklı etkileşime de işaret eder.[12]

Davranışların iç benlikle olan ilgisinde yaşam biçimleri ve dil oyunu pratiğinin kültürel taraflarını ortaya koymak, davranışsal dilin nasıl edinildiği ile ilgilenen psikoloji felsefesiyle paralel olarak düşünülebilir. Farklı bakış açılarının kazanılmasında ve düşüncenin gerçekliği kavramasında önemli bir yer tutan yaşam tarzları, Merleau Ponty'nin beden-özne felsefesine benzetilmektedir.[13] Yaşam biçimlerine benzer olarak Ponty'nin beden felsefesi, iç yaşantılarla bedensel aktiviteler arasındaki ilişkide, anlamı ilkin bilinçte değil, bedensel algıda görmüş, açıkça bedensel aktiviteyi dış dünya algısının temeline yerleştirmiştir. Ponty'nin ego-body algısı olarak ele aldığı bu algı biçimi, bedenin duyusal araçlarını zihinsel niyetlerin izini sürmenin birincil kaynağı haline gelmiştir.[14] Bu şekilde bedensel aktivite gibi yaşam biçimleri de bedensel pratik alanı sunarak sözü edilen kültür ortamının aslında insani bir eylem alanı olduğu anlaşılır.

Psikolojik sermaye

Psikolojik sermaye, psikoloji disiplininden evrimleşerek oluşmuştur. Pozitif psikolojik hareket de, psikolojik işlev bozukluğuna odaklanmak yerine psikolojideki pozitif niteliklere dikkat çekmektedir. Pozitif psikoloji hareketi örgütsel davranış alanında önemli bir yer almaya başlamıştır. Pozitif psikoloji felsefesi kullanılarak literatürde iki akım yaratılmıştır. Bu hareketler pozitif örgütsel bilim ve pozitif örgütsel davranıştır.[15]

Psikolojik, sosyal etkilenme ve empatik süreç

Willard Van Orman Quine, analitik felsefede dil ve aklın gelişimi üzerine bir tezle empati üzerine tartışmaya olan ilgiyi tazeledi. Quine'e göre, psikolojinin insan davranışını yaygın olarak açıkladığı sözde kasıtlı durumların atfedilmesi empatiye dayanmaktadır ve insanları inançlara, arzulara ve algılara atfetmeye yönlendirir.[16]

Benedictus de Spinoza portresi RP-P-OB-103.332

İyi ve kötünün conatusun belirlenimindeki rolü

Spinoza felsefesinin temel kavramlarından biri olan conatusun, tüm varlıkların özünde bulunan bir varlığını sürdürme çabası olduğunu açıkladıktan sonra, insanın da doğadaki her varlık gibi conatusu gereğince hareket ederken neleri temele aldığı, yani varolma çabasının bir şeye yönelirken belli başlı kriterleri olup olmadığının da sorgulanması gerekmektedir.

“Spinoza, dış etkenlerin neden olduğu olgusal etkilerin deneyimlerine, tanımı gereği zararlı ya da acı verici olmayan, nötr bir anlamdaki bedensel duygulanımlar (affectiones) adını verir. Bütün diğer şeyler (kayalar, bitkiler, hayvanlar) benzer bir biçimde etkilenir. Bu etkiler, conatus’un uğruna çabaladığı, kendi varoluşunda sürme arayışı açısından sonuçlar doğurur. Bu sonuç olumlu, nötr ya da olumsuz olabilir, yani bu sürme arayışı güçlenir, aynı kalır ya da engellenir.”[17]

Kaynakça

  1. ^ Fulford KWM, Stanghellini G. (2008). "The Third Revolution: Philosophy into Practice in Twenty-first Century Psychiatry". Dialogues in Philosophy, Mental and Neuro Sciences. 1 (1): 5-14. 7 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  2. ^ Psikoloji Felsefesi - Nurten Gökalp. Nobel Akademik Yayıncılık. 2019. 
  3. ^ R. Stewart Ellis (2010). "Research data gathering techniques". Kettering University. 3 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  4. ^ Barwich, Ann-Sophie (2020). Smellosophy: What the Nose tells the Mind. Harvard University Press. ISBN 9780674983694. 
  5. ^ Coltheart, Max (January 2006). "What has Functional Neuroimaging told us about the Mind (so far)? (Position Paper Presented to the European Cognitive Neuropsychology Workshop, Bressanone, 2005)". Cortex. 42 (3): 323-331. doi:10.1016/S0010-9452(08)70358-7. PMID 16771037. 
  6. ^ Klein, Colin (14 Kasım 2016). "Brain regions as difference-makers". Philosophical Psychology. 30 (1–2): 1-20. doi:10.1080/09515089.2016.1253053. 
  7. ^ "2 Wundt bu dergiyi Psikoloji Çalışmaları adıyla yayınlamak istemiş, ancak bu isimde başka bir dergi olması sebebiyle Felsefe Çalışmaları olarak yayınlamaya başlamış, bir süre sonra derginin adını Psikoloji Çalışmaları olarak değiştirebilmiştir". Wihelm Wünd. 
  8. ^ Duane P. Schultz, Sydney Ellen Schultz. s. 65. 
  9. ^ Raymond E. Fancher, Ruhbilimin Öncüleri, (çev. Aziz Yardımlı). İdea Yayıncılık. 1990. 
  10. ^ Psikoloji Felsefesi - Nurten Gökalp. s. 5. 
  11. ^ Türkiye ’de Psikoloji Tarihi Yazımı Üzerine. 1998. ss. 255-264. 
  12. ^ "Wittgenstein'ın Psikoloji Felsefesi Bağlamında Deneyim ve İfade İlişkisi - Cemre UĞURAL". 
  13. ^ Merwe & Voestermans (İngilizce). 2002. s. 172. 17 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  14. ^ S. Strasser, The Idea of Dialogical Phenomenology. Duquesne University Press. 1969. ss. 88-90. 17 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  15. ^ Sweet. 2012. s. 19. 
  16. ^ Pursuit of Truth: Revised Edition. New York: Harvard University Press. 1992. ss. 1990-1992. 
  17. ^ Miriam Van Reijen, “Spinoza’nın Psikoloji Felsefesi: Ruh Hazır, Ten Güçlü Olmasa”, Çev. Sinem Özer, Spinoza Günleri 2, Drl. Reyda Ergün, Cemal Baki Akal. İstanbul 2011. 211. ss. 39-40. 

Dış Bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Bilişsel bilim</span> zihin ve süreçleri hakkında disiplinlerarası bilimsel çalışma

Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.

<span class="mw-page-title-main">Ludwig Wittgenstein</span> Avusturyalı-İngiliz filozof (1889-1951)

Ludwig Josef Johann Wittgenstein, Avusturya doğumlu filozof, matematikçi.

<span class="mw-page-title-main">Epistemoloji</span> bilginin doğası, kapsamı ve kaynağı ile ilgilenen felsefe dalı

Epistemoloji ya da bilgi felsefesi, bilgiyle ilgilenen bir felsefe dalıdır. Epistemologlar, bilginin doğası, kaynağı ve kapsamı, epistemolojik gerekçelendirme, inancın rasyonelliğini ve diğer çeşitli konuları incelemektedir. Epistemoloji, felsefenin etik, mantık ve metafizikle birlikte dört ana dalından biri olarak kabul edilir.

Determinizm, belirlenircilik, gerekircilik veya belirlenimlilik evrenin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile, belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir. Yani öğretiye göre her şey belirlenmiştir ve değişmesi mümkün değildir. Bu görüş başta ahlak felsefesi olmak üzere felsefenin çeşitli dallarının uğraş ve çalışma alanına bir görüştür. Ahlak felsefesindeki "İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?" sorusunu yanıtlamaya çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Maurice Merleau-Ponty</span> Fransız felsefeci ve fenomenolog

Maurice Jean Jacques Merleau-Ponty, Edmund Husserl ve Martin Heidegger tarafından büyük ölçüde etkilenmiş Fransız Fenomenoloji filozofu. Algı, sanat, politika, din, biyoloji, psikoloji, psikanaliz, dil, doğa ve tarih konuları üzerine yazılar kaleme almıştır. 1945 yılında Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir tarafından kurulmuş solcu Les Temps modernes dergisinde baş editörlük yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Wundt</span>

Wilhelm Maximilian Wundt, Alman fizyolog, psikolog, filozof, profesör, tıp doktoru ve modern psikolojinin kurucularındandır. Almanya'nın Leipzig şehrinde 1879 yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını atmıştır. Zihnin yapısını incelemeye alan yapısalcılık ekolünün kurucusu sayılır. Almanya'da Leipzig Üniversitesi'nde kurulan bu laboratuvar sayesinde insan davranışlarının sebepleri bilimsel ortamda araştırmaya tabi tutulmuştur. Wundt özellikle "KBY" olarak bilinen "konfüzyonel beden algısı" isimli konuda yaptığı çalışmaları ile kendisinden söz ettirmiştir. Halen bu çalışmaların psikolojik alanda geçerliliği bulunmamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Dil felsefesi</span>

Dil felsefesi, analitik felsefede dilin doğası ve dili; dil kullanıcıları ve dünya arasındaki ilişkileri araştırır. Dil ile felsefe arasındaki ilişki temelde filozofların dili kullanarak felsefe yapmalarından kaynaklanmaktadır. Özelde ise bu araştırmalar anlamın doğası, kasıtlılık, referans, cümlelerin yapısı, kavramlar, öğrenme ve düşünce içerir; dil felsefesi başlığı altında dilin özü, anlamı, kökeni ve yapısı felsefî açıdan sorgulanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Batı felsefesi</span>

Batı felsefesi, Antik Yunan'dan başlayıp günümüze kadar gelen Batılı felsefe tarihi anlayışı. Özellikle Avrupa'nın ve batı olarak adlandırılan dünyanın 19. yüzyıl'da felsefe tarihini yazarken kategorize ettikleri düşünce geleneği Batı felsefesi olarak adlandrılır. Platon'dan başlayıp modern zamanlara uzanan belirli bir felsefe yapma tarzı batı felsefesinin ayırıcı özelliği, daha ayrıcalıklı özelliği olarak anlaşılır. Bu eğilim genel bir yaklaşımla "Doğu'da felsefe yoktur" savını ileri sürer. Antik Mısır, Mezopotamya, İran, Çin ve Hint kültürleri tarih olarak çok daha eski olmalarına ve buralarda yaşayan insanların belirli düşünce geleneklerine sahip olmalarına rağmen, Batı felsefesi Antik Yunan dönemiyle birlikte başlatılır ve bunlar dışta bırakılır. Doğu felsefesi, Hint ve Çin felsefeleri dahil olmak üzere çok önceleri başlamıştır, bu gelenekler etkileşimlerle sürekli varlıklarını devam ettirmişlerdir, ancak Batı felsefesi bu gelenekleri felsefe-dışı sayma yönelimindedir. Felsefe tarihi kitapları, genel bir eğilim olarak, MÖ 500'lerden başlayarak bugüne kadar, batı olarak addedilen bölgelerde ve batılı düşürlerce ortaya konulan felsefe yapma geleneği Batı felsefesi olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">Zihin felsefesi</span> Zihnin doğasıyla ilgilenen felsefe dalı

Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur. Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir.

Bilişsel psikoloji, düşünme, hissetme, öğrenme, anımsama, karar verme, dil, problem çözme ve yargılama gibi zihinsel süreçlerin en geniş anlamda incelenmesidir. Yani bilişsel psikologlar insanların bilgiyi anlama, saklama ve bilincine geri getirmeleriyle ilgilenirler. Bilişsel psikologlar zihinsel süreçlerin incelenebileceğine ve incelenmesi gerektiğine inanırlar. Her ne kadar bilişsel süreçler doğrudan gözlenemeseler de, davranışlar gözlenebilir ve bu davranışların altında yatan bilişsel süreçler hakkında çıkarımlar yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Deneysel psikoloji</span>

Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu bilimsel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıkları terapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Edward Bradford Titchener</span> Amerikalı psikolog (1867 – 1927)

Edward Bradford Titchener, İngiliz psikolog. Psikolojinin ABD'de deneysel bir bilim olarak yerleşmesine katkıda bulunan kişilerden biridir. 1885'te girdiği Oxford Üniversitesi'nde klasik diller ve biyoloji üzerine bir süre eğitim gören Titchener daha sonra Psikoloji biliminde karar kıldı. 28 yaşında psikoloji profesörü olan Titchener, Wilhelm Wundt'un görüşlerinden etkilenip bu doğrultuda çalışmalar yaptı. Bu yöndeki çalışmalarında içgözlem metodunu kullandı ve bunun psikolojide bir gereklilik olmasını ifade etti.

Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.

Gündelik dil felsefesi, 20. yüzyılda ortaya çıkan bir dil felsefesi akımıdır. Bir felsefe yapma tarzı olarak, mantıkçı pozitivizmin ideal dil anlayışını eleştiren Austin, Searle, Grice gibi filozofların çalışmalarını nitelendirmektedir. Bu filozoflara göre, gündelik hayatta kullanılan dil eksik ve kusurlu değildir, bilakis dilin gündelik kullanımını analiz ederek, dil ve insan hakkında önemli bilgilere ulaşılabilir.

Psikoloji, davranış ve zihinsel süreçlerin bilimidir. Öncelikli hedefi, hem genel prensipler oluşturarak hem de spesifik vakaları araştırarak bireyleri ve grupları anlamaktır.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Psikoloji tarihi</span>

Psikolojinin tarihi, çok eski uygarlıklara uzanmaktadır. Psikoloji "davranış ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesi" olarak tanımlanmaktadır. İnsan zihnine ve davranışına felsefi ilgi, Mısır, İran, Yunanistan, Çin ve Hindistan'ın eski uygarlıklarına dayanmaktadır.

İradecilik ya da istenççilik "iradeye zekâdan daha baskın rol atfeden bir metafizik veya psikolojik sistem" ya da eşit derecede "gerek evrende gerekse insan davranışlarında iradenin temel faktör olduğu öğreti". İradecilik, felsefe tarihi boyunca çeşitli noktalarda ortaya çıkmış, metafizik, psikoloji, siyaset felsefesi ve teoloji alanlarında uygulama görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Bilim tarihi ve felsefesi</span> Bir akademik disiplin

Bilim tarihi ve felsefesi, Bilim felsefesi ve Bilim tarihi'ni kapsayan bir akademik disiplin'dir. Alandaki birçok bilim insanı öncelikle tarihçi veya filozof olarak eğitilmiş olsa da, birçok önde gelen üniversitede HPS'nin akademik derece veren bölümleri mevcuttur. Bilim felsefesi ve bilim tarihi'nin kendine ait disiplinleri olsa da Bilim tarihi ve felsefesi başlı başına ayrı bir disiplindir.