
Bulut, serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir su damlacıkları, buz kristalleri veya her ikisinin karışımından oluşan yapıdır. Bulutlar yer seviyesinden yüksekte bulunur. Yer seviyesinde oluşan sığ bulut katmanları ise sis olarak adlandırılır.

Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.

Teyemmüm, suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması hâlinde abdest veya boy abdesti yerine yapılan bir fiziksel nötrleşme ve ibadete hazırlık faaliyetidir.

Alkol, karbon atomuna doğrudan bir -OH (hidroksil) grubunun bağlı olduğu organik bileşiklere verilen genel ad. Genel formülü CnH2n+1OH olan mono alkoller, alkollerin önemli bir sınıfıdır. Bunlardan etanol (C2H5OH), alkollü içeceklerde bulunan türüdür. Genellikle alkol kelimesi ile etanol kastedilir ki yeni fermente olmuş birada etanol oranı %3-5 arasında iken şarapta %12-15 arasındadır.

Kevlar, çok hafif karbon kökenli çok sağlam liflerden oluşan bir malzemedir. DuPont firması tarafından 1965 yılında icat edilmiş, patentlenmiş ticari bir markadır. Kevlar günümüzde zırh, sağlam halat yapımı, yanmayan koruyucu giysi yapımında kullanılmaktadır. Kevlar çok yüksek çekme gerilimine dayanabilen liflerden oluşan ipliksi bir yapıdır. Dokunabilir, kumaş hâline getirilebilir, kesilebilir ve dikilebilir. Özellikle çelik yelek, miğfer, paraşüt ipi, yol bisikleti lastiklerinde, fiber veya data kabloları için ek sağlamlık sağlayan halat veya gemileri bağlamak için kullanılan hafif halatlar ve kompozit yapılar ile oluşturulan levha, boru veya özel taşıtların gövde veya kanat yapılarının yapımında kullanılmaktadır. "Aynı ağırlıktaki çelikten 5 kat daha sağlamdır" sloganı ile pazarlanmaktadır.

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

Denizaltı, su altında ve su yüzeyinde hareket edebilen bir deniz aracıdır. Deniz Kuvvetlerinde görev yapan diğer tüm gemiler gibi denizaltılar da ön ada sahiptir.

Gemi dünya denizlerini, okyanuslarını, nehir, göl ve diğer yeterince derin su yollarını dolaşan, mal ve yolcu taşıyan veya savunma, araştırma ve balıkçılık gibi özel görevleri yapan büyük bir deniz taşıtı’dır. Gemiler genellikle boyut, şekil, yük kapasitesi ve amaca göre teknelerden ayrılır. Yelken çağı'nda "gemi", en az üç Kabasorta arma‘lı direkleri ve tam cıvadra yelken planıyla yelkenli gemi olarak tanımlanır.

Rota, genellikle deniz ve hava taşıtları için kullanılan, taşıtın bir referans noktasına göre "izlemeye çalıştığı" düz hattı belirten bir kavram. Amerikan sistemini kullanan ülkelerde course, Britanya sistemini kullanan ülkelerde track olarak adlandırılır ve bu durum zaman zaman karışıklıklara yol açmaktadır. Uluslararası standardizasyonu sağlamak amacıyla ICAO da, track sözcüğünün kullanımını tavsiye etmektedir.

Kadırga, daha çok Akdeniz'de kullanılan çektiri (çektirme) tipi bir savaş gemisi. İlk olarak 8. yüzyılda Akdeniz'de deniz savaşlarında kullanılmaya başlandı. 17. yüzyıla kadar gelişme göstermiştir. Antik çağlardan beri kullanılırdı. Asıl hareket mekanizması kürektir ve yelken buna yardımcı olması için tasarlanmıştır.
Â, Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin ve eklerin telaffuzunu Türkçeye uyarlamak için kullanılır. Â harfiyle başlayan kelimeler de vardır: Âkif, Âdem, âlem, âmâ gibi. Şapkalı a genellikle l, k ve g, h ünsüzlerinden sonra kullanılır. Hâlâ, dergâh, rüzgâr, dükkân, kâgir, kâğıt, kâtip, kâr, kâse, Mevlâ, hâl, mekân, mükâfat, yâr, Kâbe, Hakkâri gibi. Uzun okunması gereken diğer ünlüler için kullanılmaz. Fakat kalın okunması gereken k ve g harflerinden sonra gelen uzun a ^ imi almaz. Kasım (Bey), kanun vb. Â harfi Türkçenin her yerinde egemen olmasına rağmen, resmî alfabede yer almaz.
Kök, dil bilgisinde bir sözcüğün ön ve son ekleri çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı kısmıdır. Bir sözcüğün kökü isim ya da eylem olabilir. İsimler varlıkları fiiller de hareketleri karşılayan sözcüklerdir. İsimlerin anlamlı halleri kök olarak kullanılabilirken, eylem kökleri mastar eklerinden uygun olanıyla kullanılır. Dil bilgisinde eylemlerden sonra gelen mastar ekleri - (kısa çizgi) ile gösterilir.

Buharlı gemi, hareket enerjisini su buharı gücünden alan deniz taşıtıdır. Özellikle askerî amaçlarla kullanılan daha küçük buharlı gemilere ise istimbot denir.
IFF, II. Dünya Savaşı esnasında ABD'de askerî amaçlarla üretilmiş bir transponder sistemi. IFF kısaltması İngilizce Identification friend or foe sözcüklerinin akronimidir. Aslen askerî amaçlar için üretilen sistem günümüzde pek çok ülkede gerek askerî gerekse sivil uçakların yer birimlerindeki ikincil radarlar (SSR) ve diğer taşıtlardaki transponder sistemleri tarafından tespiti için kullanılır.
Baş, anatomide hayvan ve insanların vücütlarındaki bir bölümdür.

Pupa veya kıç, bir deniz taşıtının gövdesinin arka kısmı. Türkçeye 16. yüzyılda İtalyanca "puppa" sözcüğünden geçmiştir. Modern İtalyancada sözcük "poppa" şeklindedir. Pupanın tam zıt istikâmetinde olan (öndeki) bölüme ise pruva denir.

Dromon bir kadırga çeşidi ve İtalyan tarzı kadırgalar yerlerini alana kadar Bizans donanmasının 5 ile 12. yüzyıllar arası en önemli savaş gemisi. Roma İmparatorluğu döneminde Roma donanmasının ana ekseni Antik Liburna gemisinden geliştirilmiştir.

Bir yelkenli geminin direği, gemiye omurga hattı boyunca dikey olarak yerleştirilmiş çubuklardan oluşur. Direğin yelkenleri, çubukları, bumbaları taşımak ve seyir fenerleri, gözetleme mevkisi, kumanda konumu, radyo anteni, işaret feneri için gerekli yüksekliği sağlamak gibi görevleri vardır. Büyük gemilerin boyutu ve biçimi geminin tarzına göre değişen birden çok direği bulunur. Neredeyse bütün yelkenli direkleri halatlarla sabitlenmiştir.

Kabasorta arma, birincil hareket yelkenlerinin, geminin omurgasına ve çubuklarına dik veya kare, olan yatay çubuklar üzerinde taşındığı genel bir yelken ve arma dizilimidir. Bu çubuklara seren, serenlerin uçlarına cunda denir. Esasen böyle armalandırılmış bir gemiye kabasorta armalı denir.
Roma mitolojisinde Tranquillitas, huzur, güvenlik, sakinlik ve barışın tanrıçası ve kişileştirilmesiydi. Tranquillitas, Annona ve Securitas ile ilişkili görünüyordu ve bu da Roma İmparatorluğu'nun barışçıl güvenliğine atıfta bulunuyordu. Roma bağlamında, Tranquilitas'ın özellikleri Via Romana'nın kalbindeki değerleri yansıtıyordu ve Roma Cumhuriyeti'ne dünyayı fethetmek ve uygarlaştırmak için ahlaki güç veren nitelikler olduğu düşünülüyordu.