Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.
Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.
Polis, halkın emniyetini sağlamak, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne, Anayasal düzenine ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirler almak üzere görev yapan kamusal hizmet birimi. Polis birimleri amaç ve sorumluluklarını gerçekleştirmek üzere bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanlarına ulaştırır ve devletin istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapar. İç güvenlik, dış güvenlik, millî güvenlik ve kamu güvenliğinde önemli rol oynamakdadırlar.
Yunan alfabesi, tarihî dönemden çağdaş döneme kadar çeşitli değişikliklerle aslen Yunancanın yazımında kullanılan alfabedir. Aslen Fenike alfabesinden türetilmiş ve ilk olarak MÖ 9. yüzyıl sonlarında ya da MÖ 8. yüzyıl başlarında kullanılmaya başlanmıştır. Latin ve Kiril alfabelerinin atasıdır. Günümüzde Yunanca yazmak dışında matematikte, temel bilim ve mühendislik bilimlerinde bilimsel gösterimler olarak kullanılır. Alfabe, yedisi ünlü, on dördü ünsüz, üçü ise birleşik yirmi dört harften oluşur:
Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest) ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.
Romans, özellikle Orta Çağ şövalyelik sistemini anlatışıyla karakterize olmuş bir edebiyat türü. 12. yüzyıl Fransası'nda ortaya çıkmıştır. Benzer tarzda yazılmış öncülü eserler de bazen aynı isimle anılsa da ayrı bir tür olarak romans, Akitanya düşesi Eleanor'un aristokratik çevresinde ortaya çıkmıştır.
Entelektüel, aydın ya da münevver, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da kişisel amaçlarına erişmekte kullanan kişi. Entelektüel kelimesinin kökeni Latince intellectus (anlamak) sözcüğüne dayanır ve günümüzde genellikle şu anlamlardan birinde kullanılır:
- Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi.
- Mesleği, mal ve hizmet üreten diğer meslek gruplarından farklı olarak, fikir ve bilgi üretmek ve/veya yaymak olan kişi.
- Kültür ve sanat konularında uzman kabul edilen, bu konulardaki bilgisi birikimi kültürel bir otorite olmasına olanak sağlayan ve toplum karşısında çeşitli konularda değerlendirmeler yapan kişi.
Sahne veyahut oyunluk, tiyatro, müzik gibi eserlerin sergilenmesi için ayrılmış olan alanı veya bir tiyatro oyununun ve filmin bölümlerinden her birini ifade eder.
Lokomotif, raylar üstünde bir vagon dizisini çekmede kullanılan buharla ya da bir motorla çalışan makinedir. Fransızcadaki locomotive sözünden alınmıştır.
Buharlı lokomotif, buhar gücü ile çalışan lokomotiflerdir. Buharlı lokomotifler 19. yüzyıl ortalarından 20. yüzyıl ortalarına kadar kullanılmışlardır.
Dominatus, İmparator Diokletian'ın kendisini imparator ilan ettiği MS 284 yılıyla Roma İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasından sonra Batı İmparatorluğunun tarih sahnesinden kesin olarak çekildiği MS 476 yılı arasında kalan, despotik son dönemlerini tanımlamak için kullanılan terim. Principate döneminden farklı olarak, bu dönemde Antik Roma'nın cumhuriyetçi geleneklerinin çoğunlukla sonlandırıldığı, princeps gibi cumhuriyetçi unvanla gizlenen güçlü lider yerine direkt Roma senatosuna ve halka karşı açık bir hükümdarlık sergileyebilen daha despotik bir imparatorların olduğu yönetim benimsenmiştir.
Önbölüm, bir veya birkaç bölüm hâlinde önceden tamamlanmış bir edebiyat eseri veya sinema filminde anlatılan olayların öncesini veya başlangıcını konu eden ama onlardan sonra oluşturulmuş en son bölüm veya bölümlere verilen addır. Oldukça yeni tarihlerde kullanılmaya başlanmış bir sözcük olan önbölüm, İngilizce prequel kelimesinin karşılığı olarak türetilmiştir. Özgün prequel ise iki sözcüğün birleştirilmesiyle türetilmiştir. Bu sözcüklerden ilki öncesi, önceki anlamına gelen bir ön ek olan pre, diğeri de edebiyat ve sinemada devam bölümü anlamına gelen sequel kelimesidir.
Ünlü, sesli veya vokal; ses yolu görece açık durumda iken, ses tellerinin titreşmesi ile bir engele takılmadan oluşan; hecenin en küçük birimini oluşturan konuşma sesi. Ünsüz veya sessiz karşıtıdır. Ünlülük kavramı harflerden ziyade "sesleri" tanımlar zira bir harf kimi sözcüklerde ünlü, kimi sözcüklerde ise ünsüz bir sesi simgeleyebilir.
Polis karakolu veya polis merkezi, polis memurlarının ve polis gücünde görevli sivil memurların görev yaptığı bina ve tesisler. Çoğunlukla sadece karakol olarak adlandırılır. Bünyesinde kısa süreli gözaltı (nezaret) hücreleri ve sorgu odaları bulunur. Polis araçları ve diğer araç-gereçlere ev sahipliği yapar. Polis karakolu, polisin sorumlu olduğu bölgelerde işlenen suçlarda, şüphelilerin götürüldüğü ilk kurumdur. Burada şüphelilerin ilk sorguları yapılır ve gerekirse gözaltına alınırlar. Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, karakollarda araç trafik kaydı işlemleri gibi bazı idari işlemler de gerçekleştirilir.
Litürji, özellikle Hristiyanlıkta, halka açık dinî ibadetlerin (ayinlerin) nasıl yapılacağını belirleyen formlar bütünü. Bu formlara uygun olarak düzenlenmiş ayinlere de litürji denir. Litürji sözcüğü özel isim olarak özellikle Ortodoks Kilisesindeki Efkaristiya anlamında kullanılır.
Klavye bazı müzik aletleri ve cihazlarında bulunan, çoğunlukla kaldıraç mekanizmasına sahip tuşlardan oluşan veya parmakla basılan tuşlara bağlı olarak sabit bir eksen üzerinde hareket eden kollardan oluşan mekanizmadır. Klavye aynı zamanda klavyeye sahip elektronik müzik cihazları için de kullanılan genel bir terimdir.
Yule, Jul veya Yul; Cermen, İskandinav ve Kelt halkları tarafından kutlanan antik bir pagan kış festivali. En uzun gecenin yaşandığı ve günlerin uzamaya başladığı gün olan kış gündönümünün kutlandığı bir bayramdır. Hristiyanlığın yayılması ile birlikte Yule adı 11. yüzyıldan sonra İngilizcede Noel anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Yule, günümüzde bazı neopagan gruplar tarafından kutlanmaya devam edilir.
Leydi, Britanya Adaları'nda bir soyluluk unvanı. Düşes altındaki tüm soylu kadınlar ile baron ve şövalyelerin eşleri için kullanılır. Bununla birlikte günümüzde "hanımefendi" anlamında kibar bir hitap olarak tüm kadınlar için kullanılabilir.
Elaiussa Sebaste veya Elaeousa Sebaste Mersin'e 55 km uzaklıkta, Silifke yönünde bulunan bir antik Roma şehri. Elaiussa terimi zeytin manasına gelmekte olup, şehir M. Ö. 2. yüzyılda kurulmuştur.
Antik Yunan felsefesi, MÖ. 6. yüzyılda başlamış ve Hellenistik çağ ile Roma İmparatorluğu arasında devam etmiştir. Felsefe kelimesi Yunanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Önceleri bilimi, matematiği, siyaseti ve etiği de kapsayan bir terimdi. Yunan felsefesi Batı medeniyetinin bir ürünüydü. Roma'da, Rönesans'ta, Aydınlanma çağında ve İslam filozofları tarafından kullanıldı. Yunan felsefesi Antik Yakın Doğu felsefesinden etkilenmiş olabilir.