İçeriğe atla

Progesteron

Progesteron
Progesteron
Kimyasal Adı17-acetyl-10,13-dimethyl-1,2,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17- tetradecahydrocyclopenta[a]phenanthren-3-one
CAS numarası 57-83-0
ATC kodu G03 DA04
PubChem numarası 5994
DrugBank numarası APRD00700
Kimyasal formül C21H30O2
molekül ağırlığı 314.47
ergime noktası 126
diğer adları 4-pregnene-3,20-dione
bioavailabilityuzun süreli absorpsiyon, yarı ömrü yaklaşık 25-50 saat
proteine bağlılık oranı 96%-99%
metabolizma Karaciğerde, pregnandiol ve pregnanolondan
atılım dönemi yarı ömrü 35-55 saat
atılma yolu renal
Alınma yolu oral, implant

Progesterone (P4), insanların ve diğer türlerin âdet döngüsü, hamilelik ve embriyogenezinde yer alan endojen steroid ve progestojen cinsiyet hormonudur.[1][2] Progestojenler adı verilen bir grup steroid hormona aittir ve vücuttaki ana progestojendir.[2] Progesteronun vücutta çeşitli önemli işlevleri vardır. Aynı zamanda cinsiyet hormanları ve kortikosteroidler de dâhil olmak üzere diğer endojen steroidlerin üretiminde önemli bir metabolik ara maddedir ve bir nörosteroid olarak beyin fonksiyonunda önemli rol oynar.[3]

Doğal bir hormon olan progesteron, doğum kontrolü için östrojen ile kombinasyon hâlinde, rahim veya rahim ağzı kanseri riskini azaltmak için, hormon replasman tedavisinde ve kadınlaştırıcı hormon tedavisinde olduğu gibi bir ilaç olarak da kullanılır.[4] İlk kez 1934'te reçete edilmiştir.[5]

Kimyasal özellikleri

Diğer steroidler gibi, progesteron da birbirine bağlı dört halkalı hidrokarbondan oluşur. Progesteronda keton, metil ve oksijenlenmiş fonksiyonel gruplar bulunur. Diğer steroid hormonlar gibi, polar fonksiyonel grupların yokluğundan dolayı hidrofobiktir.

Sentezi

Progesteron, diğer steroid hormonlar gibi, bir kolesterol türevi olan pregnenolondan sentezlenir. Bu dönüşüm iki aşamada gerçekleşir. 3-hidroksil grubu bir keto grubuna dönüşür ve çift bağ C-4'ten C-5'e geçer.

Pregnenolonun to Progesterona dönüşümü
Progesteron aldosteron (mineralokortikoid) sentezi için önemlidir. 17-hidroksiprogesteron da kortizol (glukokortikoid) ve androstendion (üreme hormonları) için önemlidir.

Progesteron, bir mineralokortikoid olan aldosteronun öncülüdür. Ayrıca, başka bir doğal progesteron olan 17-hidroksiprogesterona dönüştükten sonra, kortizol ve androstendion de ondan kaynaklanır. Andostendion'den testosteron, estron ve estradiol oluşur.

Pregnenolon ve progesteron maya tarafından da sentezlenebilir.[6]

Görevi

Progesteron hormonunun esas işlevi, meydana gelebilecek hamilelik için kadının rahmini hazırlamak ve gebelik gerçekleşmiş ise hamileliğin sürdürülmesini sağlamaktır. Progesteron hormonu, plasenta ve böbrek üstü bezinden salınır. Gebelikte plasentanın oluşmasıyla birlikte plasenta da progesteron üretmeye başlar. Kanda mevcut olan protein miktarına göre dengelenir. Progesteron ve östrojen hormonu beraber çalışmaktadır. Bu sayede döllenmiş olan yumurtanın rahim iç tabakası olan endometriuma yerleşmesine yardımcı olur. Bununla beraber progesteron hormonu yarattığı etki ile birlikte düşükleri engellemektedir. Doğumun gerçeklemesiyle beraber oldukça önemli bir progesteron kaynağı olan plasenta yani bebeğin eşi çıktığında, gebelik dönemi boyunca mevcut olan progesteron salgılanmasında düşüş meydana gelir.[7]

Kaynakları

Progesteronun üretildiği yerler, adrenal bezler, eşeysel bezler (özellikle ovülasyondan sonra corpus luteumda), beyin ve, gebelik sırasında, plasentadır. İnsanlarda gebelik sırasında artan miktarda progesteron üretilir. Bu progesteronun kaynağı başta koriyonik gonadotropinler (hCG) tarafından yok olması engellemiş olan corpus luteumdur. Corpus luteum, gebeliğin ilk 8 haftasında en çok progesteron üretilen yerdir. Hamileliğin 8. ve 12. haftaları arasında plasentada ve corpus luteumda üretilen progesteron miktarları birbirine yakındır. Hamileliğin 12. haftasından sonra en çok progesteron üretimi plasentada olur. Plasenta, hammadde olarak anne kaynaklı kolesterol kullanır, üretilen progesteronun büyük bir kısmı annenin kan dolaşımına girer ama bir kısmı fetal dolaşıma girip orada fetal kortikosteroid üretimi için kullanılır. Gebeliğin sonuna doğru plasenta günde 250 mg progesteron üretir.

Kullanım alanları

Rahim ve rahim ağzı kanserlerinde hormonal tedavi yöntemlerinde kullanılır. Rahim kanserinde progesteron hormonu kullanılarak %9-40 oranında başarı sağlanmıştır.

Kaynakça

  1. ^ Jameson JL, De Groot LJ (25 Şubat 2015). Endocrinology: Adult and Pediatric E-Book. Elsevier Health Sciences. s. 2179. ISBN 978-0-323-32195-2. 14 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2017. 
  2. ^ a b King TL, Brucker MC (25 Ekim 2010). Pharmacology for Women's Health. Jones & Bartlett Publishers. ss. 372-373. ISBN 978-1-4496-5800-7. 
  3. ^ Baulieu E, Schumacher M (2000). "Progesterone as a neuroactive neurosteroid, with special reference to the effect of progesterone on myelination". Steroids. 65 (10-11). ss. 605-612. doi:10.1016/s0039-128x(00)00173-2. PMID 11108866. 
  4. ^ Prior JC (Nisan 2019). "Progesterone Is Important for Transgender Women's Therapy-Applying Evidence for the Benefits of Progesterone in Ciswomen". The Journal of Clinical Endocrinology and Metabolism. 104 (4). ss. 1181-1186. doi:10.1210/jc.2018-01777. PMID 30608551. Evidence has accrued that normal progesterone (and ovulation), as well as physiological estradiol levels, is necessary during ciswomen's premenopausal menstrual cycles for current fertility and long-term health; transgender women may require progesterone therapy and similar potential physiological benefits 
  5. ^ Fischer J, Ganellin CR (2006). Analogue-based Drug Discovery. John Wiley & Sons. s. 47X. ISBN 9783527607495. 
  6. ^ Duport C, Spagnoli R, Degryse E, Pompon D (Şubat 1998). "Self-sufficient biosynthesis of pregnenolone and progesterone in engineered yeast". Nature Biotechnology. 16 (2). ss. 186-189. doi:10.1038/nbt0298-186. PMID 9487528. 
  7. ^ [1] 7 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Plasenta</span> anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organ

Plasenta (döleşi), anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organdır.

<span class="mw-page-title-main">Hamilelik</span> Sperm ile yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem

Hamilelik veya gebelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık dönem.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

Androjen, her iki cinste de bulunan ve çoğunluğu böbrek üstü bezinin korteksindeki zona reticularis'ten salgılanan maddeye denir.

<span class="mw-page-title-main">Meme</span> Göğüs bölgesinde bulunan uzuv

Meme veya emcek, bir primatın gövdesinin üst ventral bölgesinde yer alan iki çıkıntıdan biridir. Her ne kadar erkekler de meme uçlarına sahip olsalar da, memeler kadınlarda daha belirgindir ve fonksiyonları daha fazladır. Yapısal olarak areola, areolar bezi, Cooper ligamentleri, Spence kuyruğu, meme bezi, süt kanalı, terminal uç tomurcuk, meme alveolleri, meme yarığı, meme başı, göğüs boşluğundan oluşur. Kadınlarda, memeler pektoralis majör kaslarının üzerinde bulunur ve genellikle ikinci kaburga seviyesinden insan göğüs kafesinin önündeki altıncı kaburga seviyesine kadar uzanır.

Polikistik over sendromu (PCO), yumurtalıklarda birçok küçük iyi huylu kist oluşmasıyla beliren bir hastalıktır. Yumurtalıkta oluşan ve kist olarak adlandırılan bu organizmalar yumurtalıkların çevresine yerleşmiş çok sayıda yumurta hücresidir. Bu hücreler ultrasonda özel bir görüntü oluşturmaktadırlar.

Serebral palsi (SP), gelişmekte olan beyinde intrauterin dönemde veya yaşamın ilk aylarında oluşan lezyon ya da zedelenme sonucu gelişen, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen, hareketi kısıtlayıcı kalıcı motor fonksiyon kaybı, postür ve hareket bozukluğudur. Bu hastalarda epilepsi, zeka geriliği, davranış bozukluğu, yutma sorunları, kas-iskelet bozuklukları gibi ikincil tıbbi sorunlar görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hipofiz</span>

Hipofiz bezi veya diğer adıyla Pitüiter bez, bir fasulye tanesi büyüklüğünde yaklaşık 0,5 gram ağırlığında bir endokrin bezdir. Beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çıkıntı şeklinde uzanır. Beyni örten dura mater ile çevrilmiştir. Hipofiz hormonu üretip salgılayarak Homeostasiyi düzenler. Bunu bütün iç salgı bezlerini denetleyerek yapar. Bu anlamda hipofiz, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Hipotalamusun salgısı olan RF, kan yoluyla hipofizi uyarır ve hipofizin hedef organının uyarılmasını sağlayan hormonu üretmesini sağlar. Hipofiz bezi ön, orta ve arka lop olmak üzere üç parçalıdır. Ara lob insan embriyosunda görüldüğü halde, ergin insanda körelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Folikül</span>

Folikül, tek bir yumurta hücresini sarmalayan ve onu besleyip koruyan yapıdır. Her yumurtlama döneminde bir folikül olgunlaşarak yumurta hücresini serbest bırakır. Folikül aynı zamanda da östrojen salgılar. Yumurta hücresi yumurtlama (ovulasyon) adı verilen süreçle folikülden atılır. Geriye kalan folikül dokusu yumurtalık içinde büyüyerek korpus luteum denilen yapıyı oluşturur. Korpus luteum gebelikte rahim iç yüzeyini koruyan progesteron ve östrojen hormonu salgılar. Yumurta döllenmezse korpus luteum parçalanır. Corpus hemorrhagicum, corpus luteum, corpus albicans'dan oluşur.

Steroid hormonlar hormon olarak iş gören steroidlerdir. Memelilerde steroid hormonlar bağlandıkları reseptörlere göre beş gruba ayrılırlar: glukokortikoidler, mineralokortikoidler, androjenler, estrojenler ve projestajenler. D vitamini türevleri bunlarla yakından ilişkili ve benzer reseptörleri olan bir hormon grubu oluştururlar ama tanım olarak steroid değil sterol sayılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Lohusalık</span>

Lohusalık ya da loğusalık bir kadının doğum yaptıktan sonra yaşadığı yaklaşık 6 haftalık süreci kapsayan döneme verilen isimdir. Bu dönem, kadınların gebelikte, metabolizma ve genital sistem oluşan değişimlerin geriye döndüğü süreçtir. Lohusalıkta hormon seviyeleri ve rahim boyutları gebelik öncesi seviyelere geriler.

<span class="mw-page-title-main">Corpus luteum</span>

Corpus luteum ya da korpus luteum, sarı cisim dişi memelilerde görülen geçici bir endokrinal yapıdır. Her menstrüel siklusta yeni bir corpus luteum oluşur. Görece yüksek düzeylerde progesteron ile orta düzeylerde estradiol ile inhibin A üretimi ile ilgilidir. Hamileliğin ilk 8 haftasında progesteronun en çok üretildiği yerdir. Hamileliğin 8. haftasından sonra plasentada üretilen progesteron miktarı corpus luteum'da üretilen progesteron fazladır. Beslenme kaynaklı karotenoid konsantrasyonu nedeniyle sarı renklidir ve daha fazla Gonadotropin salıcı hormonun (GnRH) salgılanmaması dolayısıyla da Lüteinleştirici hormon (LH) ve Folikül-uyarıcı hormon (FSH) salgılanmaması için mutedil miktarda östrojen de salgılar.

<span class="mw-page-title-main">Âdet döngüsü</span> kadın üreme sisteminde (özellikle rahim ve yumurtalıklar) oluşan, hamileliği mümkün kılan düzenli doğal değişim

Âdet döngüsü, kadın üreme sisteminde oluşan, hamileliği mümkün kılan düzenli doğal değişimdir. Döngü oosit üretiminde ve rahmin hamilelik için hazırlanmasında gereklidir. Kadınların %80 kadarı âdetten 1-2 hafta önce bazı semptomlar yaşadığını bildirmiştir. Bu yaygın semptomlar arasında akne, memelerde hassasiyet, şişkinlik, yorgunluk hissi, sinirlilik ve ruh hâli değişiklikleri yer almaktadır. Bu semptomlar, gündelik hayatı etkiler ve bu nedenden ötürü bu durum, kadınların %20 ila 30'unda premenstrüel sendrom olarak nitelendirilir. %3 ila 8 oranında şiddetli geçer.

<span class="mw-page-title-main">Progestojen</span>

Progestojenler veya gestojenler, progestojen reseptörlerine bağlanarak reseptörleri aktive edebilen bir steroid hormonu sınıfı. Progesteron vücuttaki en önemli ve en sık bulunan progestojen türüdür. Progestojen kelimesi, hamilelikte rol olan önemli bir hormon olmasından dolayı progestational kelimesinden türetilmiştir. Bu ismine rağmen bu hormon sınıfı hamileliğin dışında âdet döngüsü ve östrus döngüsünde de rol oynar.

Anovülatör döngü, yumurtlama ve luteal fazın olmamasıyla karakterize edilen bir adet döngüsü. Yumurtlamanın olmaması kısırlığa yol açmaktadır.

Hipogonadizm (hypogonadism), cinsiyet hormonlarının yetersizliğidir. Gonadotropik hormonlar (GnRH) hipotalamusta üretilir ve özel bir kan dolaşım sistemiyle hipofize yönlendirilir. Gonadotropik hormonlar (GnRH), gonadotropin salgılatıcı hormonlardır; hipofizi uyarır ve hipofiz gonadotropinleri üreterek kan dolaşımına boşaltır. Hipofiz ön lobuna ulaşan GnRH, follitropin (FSH) ve lutropin (LH) adı verilen iki gonadotropin hormonun aralıklı olarak kana verilmesini (sekresyonunu) tetikler. Pulsatil sekresyon olarak bilinen bu mekanizmada; her 60-90 dakikada bir, 1 dakika süreyle hipofize gelen GnRH uyarısıyla gonadotropin hormonlar kan dolaşımına verilir. Hipofizden kan dolaşımına dökülen gonadotropin hormonlar, kadınlarda ovaryumlara (yumurtalık), erkeklerde testislere ulaşarak cinsiyet hormonlarının üretimini tetikler; GnRH, kadınlarda yumurtlamayı ve östrojen hormon üretimini düzenleyen folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) sentezini tetikler. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler ve sperm üretimini uyarır. FSH ve LH sekresyonu, yine hipofiz ön lobunda üretilen ve prolactin adı verilen hormon tarafından frenlenir. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler.

Transgender hormon terapisi, transgender veya atanan cinsiyetine uygun olmayan kişilere, eşey hormonlarının ve diğer hormonal ilaçların kullanıldığı, kişinin ikincil cinsiyet özelliklerinin cinsiyet kimliğiyle daha uyumlu hale gelmesinin amaçladığı bir hormon terapisi şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı</span> Üreme, ergenlik, cinsel dimorfizm ve davranışla ilişkili hormonal yolak

Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı hipotalamus, hipofiz bezi ve gonadal bezlerin arasındaki etkileşimi ifade eder. Bu bezler genellikle birlikte işlev gösterdiğinden, fizyologlar ve endokrinologlar bunlardan tek bir sistem olarak bahsetmeyi uygun ve açıklayıcı buluyorlar.

Medroksiprogesteron asetat (MPA), progestin tipi bir hormonal ilaçtır. Doğum kontrol yöntemi olarak ve menopozal hormon tedavisinin bir parçası olarak kullanılır. Ayrıca endometriozis, anormal rahim kanaması, erkeklerde anormal cinsellik ve belirli kanser türlerini tedavi etmek için kullanılır. İlaç hem tek başına hem de östrojen ile kombinasyon halinde mevcuttur. Ağızdan alınır veya kas veya yağ içine enjeksiyon yoluyla alınır.