İçeriğe atla

Priene

Koordinatlar: 37°39′35″K 27°17′52″D / 37.65972°K 27.29778°D / 37.65972; 27.29778
Priene
Priene Antik Kenti
KonumTürkiye Aydın, Söke
Bölgeİyonya [1]
Koordinatlar37°39′39″K 27°17′49″D / 37.66083°K 27.29694°D / 37.66083; 27.29694
TürYerleşim
Tarihçe
KuruluşMÖ.6.yüzyıl
Kültür(ler)Hellenistik Dönem, Roma Dönemi
Buluntu(lar)Akropolis, Athena tapınağı,
Athena tapınağının sütunları.
Tiyatro
Prieneliler'in mermer çıkardıkları tepe
Priene Afroditi, İstanbul Arkeoloji Müzesi

Priene, Aydın Söke'de Selçuk-Efes'e yaklaşık 100 km uzaklıkta kurulmuş bir İyon şehridir. Şehir Menderes nehrinin 10 km kuzeyindedir. Şehir kurulduğunda deniz kıyısındaydı. Menderesin alüvyonu nedeniyle şehir şimdi kilometrelerce kara içerisindedir.

Konumu ve Çevresel Özellikleri

Priene kenti Samsun (Mykale) Dağı'nın eteğinde kurulmuştur. Strabon, Mykale'nin yabani hayvanlarla dolu ve çevresinin ağaçlarla kaplı olduğundan bahsetmiştir. Kentin bulunduğu yükseklikten bakıldığında geniş ve düz bir ova görülmektedir. Eskiden bu ovanın bulunduğu yerde deniz yer almaktaydı. Strabon, Maiandros Nehri'nin getirmiş olduğu alüvyonların, önceleri deniz kıyısında olan Priene'yi bir iç kent yaptığından bahsetmiştir. Skylaks ise Priene'nin iki limanı olduğundan söz eder. Büyük İskender'in kente armağanı olan Naulokhon Limanı'nın da Priene'nin toprakları içinde yer aldığı bilinmektedir.[1]

Tarihçe

Belus'un oğlu Aegyptus yönetiminde İyonlar tarafından kurulduğu kabul edilir. Şehir sonra Lidyalı Ardys tarafından alınır. MÖ 6. yüzyılın ortalarında şehrin "Bilge"si Bias yönetiminde, şehir tekrar canlandı ve zenginleşti. MÖ 545 yılında Pers Kralı Cyrus (Kurash) tarafından ele geçirildi. Şehir Perslere karşı İyon Başkaldırısı na (MÖ 499) 12 gemi ile katildi. Komşusu Samos (Sisam) ile ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve Büyük İskender in ölümünün ardından çıkan karışıklar dolayısıyla şehir güçsüzleşti. Roma 155 yılında şehri, Bergama (Pergamon) ve Kapadokya krallarının elinden kurtarmak durumunda kaldı. Kapadokya kralının asi oğlu Orophernes, Romalıların şehri alması ile Priene’ye gömdüğü hazinesine ulaştı ve adak olarak şehirdeki Athena tapınağını onardı. Roma ve Bizans yönetimi altında zengin bir şehir olarak kaldı. MS 13. yüzyılda şehir Türklerin eline geçti.[2] İngiliz (sanat ve eski eser ticareti yapan ve Francis Dashwood tarafından kurulan) Dilettanti Cemiyeti 1765 ve 1868 de, taraçalanmış planlı şehrin kalıntılarını araştırma ile görevli bir grup gönderdi. Bu grubun çalışmaları ve daha sonra Berlin Müzesinden Theodor Wiegand'ın çalışmalarından sonra şehrin tamamen soyulduğu ve harap edildiği görülüyor.[3] Şehir, 4. yüzyıl da tekrar kuruldu. Şehrin yeni planı, yolların birbirini dik açı ile kestiği bir dikdörtkendir. Bu plan günümüzün modern şehir planı Grid in öncüsünü oluşturur. Şehrin üzerine kurulduğu dik yamaç güneye bakar. Şehrin akropolisi 230 m yukarıdadır. Şehir güvenlik kuleleri olan 2 metre kalınlığında taş duvar ile çevrilidir. Şehre giriş, üç ana kapıdan yapılır. Akropolisin aşağısındaki yamaçta Demeter tapınağı bulunmakta idi. Şehrin, 7 m genişliğinde doğu-batı doğrultusunda altı ana yolu ve buları dik kesen genişliği 3,5 m olan 15 tali yolu vardır. Şehirdeki tüm kavşaklar arasındaki mesafe aynıdır. Dolayısıyla şehir 80 eşit alanlı bloğa ayrılmıştır. Özel evler, her bloğa sekiz ev seklinde düzenlenmiştir. Şehirde temiz su ve kanalizasyon yapıları açıkça görülebilir. Priene evleri ile eski Pompei evleri arasında benzerlikler vardır. Athena Polias tapınağı, şehrin bati yarısında, ana yolun kuzeyinde yüksek bir terasa kurulmuştu. Yüksek bir isçiliğin eseri bir merdivenle çıkılan bu tapınak ön yüzünde 6 kolonu bulunan (hexastyle) bir yapıya sahiptir. Tapınağın mimarı aynı zamanda Dünyanın Yedi Harikasından biri Mausoleum'un da mimari Pytheos'tur. 1870'te Athena heykelinin kaidesinin altında, Kapadokya tarafından yapılan restorandan kalması olası, Orophernes resimli gümüş yirmi-drahmiler ve bazi mücevherler bulunmuştur. (Büyük bir olasılıkla Dilettanti Cemiyetinin kazıları sırasında.) Ana yolun bir yanında, yüzü yola bakan bir seri toplantı binaları diğer yanında ise güzel bir alışveriş merkezi vardır. Kuzeyde, Belediye binaları, Roma tipi gymnasium ve iyi korunmuş bir tiyatro vardır. Şehir planının ortasındaki tüm yapılar gibi, Isis ve Asklepios tapınakları tamamen harap haldedir. Büyük bir stadyum, şehrin en alçak yerinde, güneyde duvarların içinde kurulmuştu ve İyon zamanından kalan gymnasium ile bağlantısı vardı.

Araştırma ve Kazı

Priene'deki ilk arkeolojik kazılar 1895'te C. Humann tarafından gerçekleştirilmiş ve sonradan Th. Wiegand yönetiminde 1898'e kadar sürdürülmüştür. Fakat bu kazılardan önce Dilettanti Cemiyeti tarafından yürütülen araştırmaların sonuçları yayımlanmıştır. Kazılar 1992 yılından 2000 yılına dek Frankfurt Üniversitesi'nden W. Raeck ile Münih Teknik Üniversitesi'nden W. Koenigs tarafından sürdürülmüştür. 2001 yılından 2013 yılına kadar W. Raeck tarafından gerçekleştirilmiştir. Kazılar 2014 yılından 2017 Milet Müze Müdürlüğü başkanlığında sürdürülmüştür. 2018 yılından beri H. Mert tarafından kazılar gerçekleştirilmektedir.[1]

Buluntular

Mimari

Yeni Priene'nin MÖ 350'deki kuruluşundan hemen sonra güzel ve sağlam kent duvarları inşa edilmiştir. Priene'nin en eski ve en önemli yapısı olan Athena Tapınağı ise kentin en yüksek yerinde kurulmuş ve MÖ 4. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlendirilmiştir. Priene'de, Hellenistik Dönem'in olduğu kadar antik çağın da en önemli yapılarından biri olan Priene Tiyatrosu, MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir.[4] Kentteki en eski tapınma yerlerinden biri olan ve bereket tanrıçalarından Demeter ve Kore'ye sunulan Demeter Kutsal Alanı ile burada yer alan sunağın Hellenistik Dönem'de yapıldığı kabul edilmektedir. Kentin en eski okulu ve beden hareketleri merkezi olan Yukarı Gymnasion'un MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında ya da MÖ 4. yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir.[4]

Kalıntılar

Priene Kent Planı

Şehir, Milet’li Hippodamos (İ.Ö. 6. yy)’un planına göre kurulmuştur. Sokaklar birbirlerini dik açılı bir şekilde kesmektedir. Priene Hippodamos Planı’nın uygulandığı ilk ve en önemli kent olarak tanınır. İlk olduğu söyleniyor ama biz Urartu kenti Zernaki Tepe (İ.Ö. 8yy) ve Filistin kenti Megiddo’nun Asur katmanlarında uygulandığını biliyoruz. Kentte anayollar doğu-batı yönünde yan yollar ise kuzey-güney yönünde uzanmaktadır ve birçoğu merdivenlerden oluşan sokak şeklindedir. Fakat kenti çevreleyen yaklaşık 2.5 km uzunluğundaki sur duvarları bu plana uyum göstermez, daha çok topografik yapıya bağlıdır.[4] Ayrıca surlar dışta ham bırakılmış ve harç kenet gibi hiçbir malzeme kullanılmamıştır surlarda. Kendi doğu-batı yönünde ortadan ikiye kesen caddenin genişliği 7,10 – 7,50 metredir ve kutsal stoannın önünden geçmektedir. Bu sokağa paralel olan diğer sokakların genişliği ortalama 4,5 metredir. Kuzey-güney yönünde uzanan sokakların genişliği ise 3,5 metre genişliğindedir. Tiyatro caddesi ise 4 metre civarında bir genişliğe sahiptir. Priene’de sokak anıtsal bir planlama öğesi değildir.[1] Ana caddeler parke taşı döşenmiştir. Yan sokaklar ise gerekli olduğu durumlarda ana kayadan oluşmaktadır. Sokakların zemini ise genelde sertleştirilmiş topraktı ve yağmur sularının akıp gitmesi için yer yer taş döşenmiş, kanallar oluşturulmuştur. Kanallar konusunda kentteki yapı oldukça gelişkindir. Yukarıdan gelen temiz su künkler aracılığıyla tiyatronun üst tarafında bir arıtma havuzunda toplanmaktaydı. Kent güneyinde bulunan bir depolama sisteminden dolayı kuşatma altında kalsa bile uzun süre dayanabilecek suya sahip oluyordu. Yağmur sularının surlarda birikmemesi içinse, surlara yağmur delikleri açılmıştı. Şehrin plansal yapısı Roma ve sonraki dönemlerde pek değişikliğe uğramamış ve kent Helenistik yapısını büyük oranda korumuştur. Her bir yapı adacığı ortalama olarak 35,40 metre x 47,20 metre boyutlarında dikdörtgen plandadır. Bu yapı adacıklarına kentin kurulduğu zamanlarda sekizer tane uzun ve dar konut yerleştirilmişti. Ancak zamansal süreçte bu yapı adacıklarının iç düzenlemesinde çeşitli değişikler gözlemlenmiştir. Priene kenti uzun bir süre kurulma evresi geçirmiştir ve kent bir Milet kadar zengin değildi. Buradaki yapı faaliyetleri Büyük İskender ya da Kapadokya Kralı gibi kişilerin destekleriyle gerçekleşmiştir.[4][5]

Yapılar

Priene Tiyatrosu

Tiyatro Roma çağında gerçekleştirilen değişikliklere rağmen Helenistik geleneği korumuştur, bu yönüyle önemlidir. Tiyatronun İ.Ö. 3 yüzyılda inşa edildiği bilinmektedir. Toplamda 50 sıralı bir cavea ile 5000 kişi kapasiteli bir tiyatrodur. Cavea 6 kerkidese sahiptir, prohyria ve tente delikler gözlemlenmektedir. Proscene 21 metre uzunluğunda ve 2,74 metre genişliğindedir. Scene 2 katlıdır, bugün sadece alt katı görünmektedir. Her iki katta da üçer oda bulunmaktaydır ve alt kattaki odalar birer kapı ile prosceneye açılmaktaydı.[4][5][6]

Athena Tapınağı

Antik yerleşim Priene’nin en eski ve en önemli yapılarından birisidir Athena Tapınağı. Yapı Deniz seviyesinden yaklaşık 97 metre yüksekliktedir. Tapınağın mimarisi klasik dönem helen mimarisine uyum göstermektedir. Tapınak naos, pronaos, opisthodomos’dan oluşmaktadır. 6 x 11 sütunlu ion düzeninde inşa edilmiştir. Tapınağın mimari Pytheos’tur. (Mauseleum ve Didyma Apollon Tapınağının mimarı) Opisthodomos’u dor düzeninden alıp, ion düzenine uygulayan mimardır kendisi.Antik Tapınakta 24 yivli sütunlar kullanılmıştır. Vitrivius, De Architectura adlı kitabında ion tapınaklarına örnek olarak bu tapınağı vermektedir.[4][5]

Demeter Kutsal Alanı

Şehrin en eski tapınaklarından biri olup bereket tanrıçaları olan Demeter ve Koreye adanmıştır. Tapınak anteli bir yapıdır ancak alışılmışın dışında bir plana sahiptir. Antik kent akropolisi içinde kalan kutsal alan, Anteler arasında duran iki dor sütununun gövdeleri düzdür ve bu sütunlar iki basamaklı bir altyapı üzerinde yükseliyordu. Kutsal alan Temenosun giriş kapısının yanında yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde heykel kaideleri bulunmuştur. Ayrıca bulunan Yazıtlardan bunların Rahibe Tmanossa ve Nikeso ya ait heykel kaideleri olduğu belirlenmiştir.[7] Antik yapı Tapınağa ait sunak ise girişin hemen biraz ilerisinde bulunuyordu. Bir pronaos ve buna bağlı dörtgen formlu bir naos bulunmaktaydı. Kült odasının batı duvarında steller için yapılmış kaplama taşlar üzerinde oyuklar bulunmuştur. Yapının Naos enlemesine yerleştirilmiştir. Naos güneye doğru devam ettiği için pronaosun enini aşan ölçülere sahiptir. Tapınağın güneyinde kesme taş duvardan inşa eilmiş adak kuyusu tespit edilmiştir. Kare formda 2m derinliğindedir.[2][7]

Bouleuterion ve Prytaneion

Bouleuterion kentteki en iyi korunmuş yapılardan birisidir. Hemen yanındaki Prytaneion ile beraber bir yapı blok oluşturur. Bouleterion 20x21m boyutları ile kareye yakın bir formdadır. Tam ortada bir sunak bulunmaktadır ve 3 duvara paralel oturma sıraları bulunmaktadır. Kuzey kısımda 16, doğu ve batı taraflarında 10’ar basamağa sahiptir. Toplam kapasitesinin 640 kişi olduğu söylenmektedir. Yapının üstü ahşap çatı ile örtülüdür.[4] Prytaneion’u oluşturan Prytanlar, Bouleuterion’un yürütme kuruludur. Prytaneion aynı zamanda devletin temsil edildiği bir yerdi.[5]

Bouleuterion

Tiyatro ile birlikte Priene’nin en iyi korunmuş yapısıdır. Bitişiğindeki Prylaneion ile birlikte birinsulayı kaplar. Kareye yakın bir form gösterip 20 x 21 m ölçülerindedir. Ortasında bir sunak olan ve üç kenarında duvarlara paralel yükselen basamaklar şeklinde oturma yerleri olan kapalı bir salondur. Kuzeyinde 16, doğu ve batısında ise 10’ar basamağa sahiptir. Komşu kent Miletos’unHelenistik Bouleuterion’unda görüldüğü şekilde yuvarlak değil aynen yakınındaki Herakleia ad Latmos ve Notion şehirleri bouleuterionları gibi köşeli oturma basamaklarına sahiptir.[7] Toplam oturma kapasitesi 640 kişidir. İki kapı arasında kalan loca şeklindeki dörtgen niş ise konuşmacılar içindir. Dinleyici salonunun ortasında mermerden bir sunak bulunmaktadır. Sunağın dört yanında defne dallarından oluşan girlantları taşıyan bukranionlar mevcuttur. Bouleuterionun üstü ahşapçatı ile örtülü idi. Yapının pencereleri ise yan taraftaki duvarlar içinde idi. Bouleuterion iyikorunmuş yerlerden biri olarak antik dönemdeki hayatı göz önüne serebilmektedir. Üç tarafında yükselen oturma basamakları ve diyagonal merdivenli dikdörtgen dinleyici mekanıyla günümüzde bile modern sayılan bir plana sahiptir. Plan Jens Misiakiewicz tarafından neredeyse hiç değiştirilmeden Mannhein Üniversitesi patoloji amfisinde uygulanmıştır. Yalnız burada sunak yerine bir otopsi masası bulunur.[1][7]

Prytaneion

Hemen bouleuterionun yanındadır. Peristylli ev şeklindedir yani etrafındaki sütungalerisinin üzeri çatıyla örtülmüş, bir avlunun çevresine dizili mekanlardan oluşmaktaydı. toplam 8 odasının açıldığı kare şeklinde bir avlusu vardı. İki odanın fonksiyonu hakkında kesin bilgilerimizvardır. Güneydeki orta mekân agoranın kuzey galerisinden avluya geçiş vazifesi görüyordu. Hemendoğusundaki bir mekanda ise dikdörtgen şekilli bir ocak ortaya çıkmıştır. Olasılıkla bu ocaktatanrıça Hestia’ya adanan kutsal ateş yanmaktadır. M. Ö. 2. Yüzyıla tarihlenmektedir. Prytaneioniçindeki yarım sütun formundaki kitabede Prytaneionda görev üstlenmiş kişilerin isimleri yeralmaktadır.[1][7]

Priene Kutsal Alan Stoası

Agora’nın hemen kuzeyinde M.Ö. 2 yüzyılda yapılmış bir “Kutsal Stoa” bulunmaktadır. Burada bulunan bir yazıta göre bu stoa Kapadokya Kralı VI. Ariarathes tarafından yatırılmıştır ve bu yazıt ile İ.Ö. 130 yılına tarihlendirilmektedir. Agoradan stoaya 6 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır. Stoa’nın ön yüzünde 49 tane dor sütunu iç kısımda ise 24 tane ion sütunu gözlemlenmektedir. Stoa’nın çatısı muhtemelen ahşaptı. Stoa’nın arka kısmında ise 15 tane oda yer almaktaydı. Batıdan 9 odada İmparator Augustus’un tapınım gördüğü bilinmektedir. Odanın duvarındaki kitabeden, o dönemde Julian takviminin kullanıldığı anlaşılmaktadır.[1]

Agora

İ.Ö. 3 yüzyılda inşa edilmiştir ve şehrin merkezinde yer almaktadır. Üç tarafı stoalarla çevrilidir ve stoaların arkasında da magazinler bulunmaktadır. Agora toplamda 2 blokluk bir araziyi kapsamaktadır ve 75,60 x 46,35 metre boyutlarındadır. Agoranın ortasında Hermes’e adanmış bir sunak bulunmaktadır. Bu sunağında doğusunda da taşlarla oluşturulmuş 2 platform yer almaktadır. Agorada birçok heykel altlığı ele geçirilmiştir.[7]

Ayrıca bakınız

Literatür

  • Society of Dilettanti, Ionian Antiquities (1821), vol. ii.; Th. Wiegand and H. Schrader, Priene (1904); on inscriptions (360)
  • Hiller von Gartringen, Inschriften von Priene (Berlin, 1907)
  • Frank Rumscheid, Priene. A Guide to the Pompeii of Asia Minor (1998) ISBN 975-8070-16-9

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g "Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri - TAY Projesi". 4 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2021. 
  2. ^ a b AKURGAL.Ekrem, Anadolu Uygarlıkları - Ankara (2014)
  3. ^ GÜR.Selçuk, Anadolu Uygarlıkları ve Antik Kentleri - İstanbul (2007)
  4. ^ a b c d e f g GÜN, Gültekin (2018). Priene Antik Kenti Tarihi ve Yapıları, (2018) Belgesel Araştırma Çalışmaları. academia edu. ss. 1,3. 4 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2021. 
  5. ^ a b c d Priene Antik Kenti (PDF). Aydın-Kültür ve Turizm Bakanlığı. 2018. ss. 1,2. 4 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Kasım 2021. 
  6. ^ GATES, Charles, Antik kentler: Antik Yakındoğu, Mısır, Yunan ve Roma'da kentsel yaşamın arkeolojisi (2015)
  7. ^ a b c d e f TOKUŞTEPE, Müslime. Helenistik Dönemde Priene. Academia Edu. ss. 1,3,4. 4 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2021. 

Dış bağlantılar



İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Troya</span> Anadolunun kuzeybatısında Homeros döneminden kalma antik kent

Truva, Kaz Dağı (İda) eteklerinde tarihî bir kenttir. Çanakkale il sınırları içinde, günümüzde Hisarlık olarak adlandırılan arkeolojik bölgede yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Atina</span> Yunanistanın başkenti

Atina, Yunanistan'ın başkenti ve yaklaşık 4 milyon kişilik nüfusuyla en büyük, Avrupa Birliği'nin yedinci büyük şehri. Attika'ya hakim bir konumda olan Atina, aynı zamanda bu idari birimin yönetim merkezidir. 3.400 yıllık yazılı tarihi ve MÖ 7. ile 11. arasındaki binyıllara uzanan insan varlığıyla dünyanın en eski şehirlerinden biridir. Şehir adını Antik Yunan bilgelik tanrıçasından almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Pergamon</span> Günümüzdeki İzmir, Bergama ilçe merkezinin yerinde kurulmuş, UNESCO dünya mirası listesinde yer alan antik kent. (Pergamon)

Pergamon, günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kentin adıdır. Pergamon, eski çağlarda Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi. MÖ 282-133 arasında da Pergamon Krallığı'nın başkentiydi. Pergamon adı, bir söylence kahramanı olan Pergamos'tan gelir. Pergamos'un, Teuthrania kralını öldürdükten sonra kenti ele geçirdiği ve kendi adını verdiği sanılır. Başka bir söylenceye göre de Teuthrania Kralı Grynos savaşta Pergamos'tan yardım istemiş, zaferden sonra iki kent kurdurarak birine onun onuruna Pergamon, ötekine de Gryneion adını vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Efes</span> Anadoluda bir antik kent

Efes, Anadolu'nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesinin üç kilometre güneybatısında yer alan antik bir Luvi şehriydi. Şehir Anadolu'da Yunan sömürgeciliğinin başlamasıyla birlikte İyonya ve daha sonra Roma dönemlerinde de önemini korumuştur. Kuruluşu Cilalı Taş Devri'ne yani MÖ 6000 yıllarına dayanır. MÖ 10. yüzyılda eski Arzava başkentinin yerine Attik ve İyonyalı Yunan kolonistleri tarafından inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Agora</span> Antik şehir devleti yerleşimlerindeki halka açık merkezi alan

Agora, antik Yunan kentlerinde, şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği, tüm kamu binalarının etrafında sıralandığı halka ait geniş açık alan olup, Helenistik dönemde şekillenip Roma İmparatorluğu’nda ortaya çıkan forumların öncülüdür.

Pidasa, Muğla'nın Bodrum ilçesinde bulunan Roma dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">Faselis</span> Likyada bulunan antik Yunan ve Roma kenti

Faselis ya da Phaselis , Likya'da bulunan antik Yunan ve Roma kentidir. Günümüzde Antalya'nın Kemer ilçesi yakınlarındadır. Faselis, tarihî özelliklerinin yanında plajlarıyla da bir deniz turizmi alanı işlevi görmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Seleukia (Antalya)</span>

Seleukeia (Lyrbe) Antalya ili Manavgat ilçesi yakınlarında bulunan antik kent.

<span class="mw-page-title-main">Knidos</span> Muğlanın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşim

Knidos, Muğla'nın Datça ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">Fokaia</span>

Fokaia, İzmir'in Foça ilçesinin Antik Çağ'da ve Bizans Dönemi'ndeki adı. On iki İon kentinden biridir. Önceleri kentin kuruluşu MÖ 11. yüzyıl Aiol'ler tarafından gerçekleştiği, MÖ 9. yüzyılda ise kentin İon tarafına geçtiği düşünülüyordu. Fakat yapılan son araştırmalar kentin kuruluş tarihini MÖ 2000'e kadar geri götürüyor.

<span class="mw-page-title-main">Aigai</span>

Aigai, Manisa ilinin Yunusemre ilçesinde Köseler Köyü'nün 2 km güneyindeki Yunt Dağlarının tepelerinden birisi olan Gün Dağı'nın zirvesinde kurulmuş olan, kısmen ayaktaki harabelerden ibaret bir antik kenttir. Nemrut Kale adıyla da bilinir. Tüm Aiolis bölgesinin en sağlam kalmış kentidir. Denizden 365 metre yüksekliktedir ve çevresi, yüksekliği 1500 metreyi bulan surlarla çevrilidir.

<span class="mw-page-title-main">Sardis</span> Türkiyede bir antik kent

Sardis, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya (Lydia) devletine başkentlik yapmış antik kent. MÖ 1300'de kurulup MS 1200'de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup, İzmir-Ankara karayolunun iki yanına yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Smirni</span> İzmirde bulunan antik şehir

Smirni, İzmir sınırları içinde iki farklı konumda yer alan tarihî kentler. Körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu.

<span class="mw-page-title-main">Assos</span> Ayvacıkda bir antik kent

Assos, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin yaklaşık 17 km güneyindeki Behramkale Köyü'nde yer alan bir antik kent.

<span class="mw-page-title-main">Hattuşa</span> Hititlerin Geç Tunç Çağı dönemindeki başkenti

Hattuşa ya da Hattuşaş, Hititler'in Geç Tunç Çağı dönemindeki başkentidir. Çorum il merkezinin 82 km güneybatısındaki Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Labranda</span>

Labranda - Labraunda - Lambraunda - Labraynda,, Muğla'nın Milas ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşimdir.

<span class="mw-page-title-main">Magnesia (Aydın)</span>

Magnesia veya Menderes Magnesia'sı, tarihi İyonya bölgesinde yer almış bir Antik Yunan kenti. Kent kalıntıları günümüzde Aydın ilinin Germencik ilçesinde yer alan Ortaklar-Söke kara yolu üzerinde, Ortaklar'a 4 km mesafede bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Herakleia Antik Kenti</span> Karya bölgesinde yer alan antik kent

Herakleia Antik Kenti veya Latmos Herakleia, Muğla ili Milas ilçesine 39 km uzaklıkta Kapıkırı Köyü sınırları içinde kurulmuş Antik İyonya bölgesi kent yerleşimlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Iasos</span> Antik Karya şehri

Iasos Antik Kenti, Muğla ili, Milas ilçesi, Kıyıkışlacık Mahallesi sınırları içinde, Milas ilçesinin yaklaşık 26 km batısında Ege Denizi'ne kıyısı olan Güllük Körfezi'ndeki küçük bir koyun bitiminde yer almaktadır. Antik yerleşim Iasos birçok Yunan şehri gibi kökenleriyle övünmüştür. Şehrin sakinleri iasos’un Peloponnesos’taki Argos’tan deniz yoluyla gelenler tarafından kurulduğuna inanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Büyük İskender'in Priene yazıtı</span>

Priene yazıtı, 19. yüzyılda modern Türkiye'deki Priene'de bulunan Athena Polias Tapınağı'nda keşfedilen, M.Ö 330 yılında yazıldığı tahmin edilen, Büyük İskender'e ait bir adak yazısıdır. British Museum'un Antik Yunan epigrafi koleksiyonunun önemli bir parçasıdır ve antik tarihin en ünlü kişilerinden biriyle doğrudan bağlantı sağlar.