İçeriğe atla

Presizyonizm

Charles Demuth, Altın Rengindeki Figür 5'i Gördüm (I Saw the Figure 5 in Gold) 1928. Metropolitan Sanat Müzesi, New York

Presisyonizm ya da kübist-gerçekçilik,[1] 1920'lerde ortaya çıkmış modernist bir sanat akımıdır. "Precisionism" terimi ilk olarak 1920'lerin ortalarında, muhtemelen Museum of Modern Art'ın müdürü Alfred H. Barr tarafından ortaya atılmıştır.[2] ancak Amy Dempsey'e göre "Precisionism" terimi ressam ve fotoğrafçı Charles Sheeler tarafından ortaya atılmıştır.[3]

Belirleyici özelliği, kübist kompozisyonla fütürist makine estetiğinin özel olarak Amerikan ikonografisinde (çiftlikler, fabrikalar, makineler) uygulanmasıydı. Yalın, soyut şekiller, net çizgiler ve yüzeyler, endüstriyel ve ticari özneler hem pop sanatın hem de minimalizmin bir öngörüsü niteliğindedir.

Kaynakça

  1. ^ Milton Brown (1955). American Painting from the Armory Show to the Depression. Princeton University Press. ss. 114-115. 
  2. ^ Stavitsky, Gail (1994). Precisionism in America (1915-1941). New York: Abrams: Reordering Reality. s. 21. 
  3. ^ Modern Sanat, Amy Dempsey. Presisyonizm. Hep Kitap. s. 69. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sanat</span> duygusal veya estetik çekicilik yoluyla dışsal değerler yaratma sürecine denir

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Çağdaş sanat</span> pop art ve kavramsal sanat ile başlayan çağın sanatı

Çağdaş sanat, 20. yüzyılın ikinci yarısında veya 21. yüzyılda üretilen sanattır. Modern sanatın aksine üretim yöntemlerine ve akımlara göre incelenmesi güç; çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı; ağırlıklı olarak küreselleşme, çevre, biyomühendislik, teknoloji, beden, göç, çok kültürlülük, kimlik siyaseti, kültürel bellek, kurumsal eleştiri gibi konularla ilgilenen; 1960'lı veya 1970'li yıllardan günümüze kadar süregelen ve bir akım veya üslup benzeri birleştirici özellikleri olmadığından genel bir deyişle çağdaş olarak adlandırılan sanat biçimleridir.

<span class="mw-page-title-main">Modern sanat</span>

Modern sanat, genellikle 1880'lerin izlenimcilerinden (empresyonistler) 1960-70'lere kadar devam ettiği kabul edilen sanat dönemidir.

<span class="mw-page-title-main">Modernizm</span>

Modernizm veya çağdaşlık, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Batı toplumunda sanayileşme, kentleşme ve teknolojik ilerlemenin getirdiği hızlı değişimlere bir yanıt olarak ortaya çıkan kültürel ve sanatsal bir harekettir. Hareket, yenilik arzusu ve geleneksel sanat, edebiyat ve felsefe biçimlerinin reddedilmesiyle karakterize edilir.

<span class="mw-page-title-main">Marcel Duchamp</span> Fransız ressam ve heykeltraş (1887–1968)

Marcel Duchamp, Fransız-Amerikalı sanatçı. Asıl adı Henri-Robert-Marcel Duchamp'dır. Yirminci yüzyılda Avrupa ve Kuzey Amerika'nın en önemli sanatçılarından olmuş, II. Dünya Savaşı sonrası Amerika'da pop sanatı ve kavramsal sanat akımlarının temellerinin atılmasında etkili olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kübizm</span> 20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak doğan sanat akımı

Kübizm, 20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır.

<span class="mw-page-title-main">İslamofobi</span> Müslümanlara karşı hoşnutsuzluk, korku, düşmanlık veya ön yargı

İslamofobi, kelime anlamı olarak "İslam korkusu" demektir. İslam dinine ya da Müslümanlara karşı duyulan nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına gelir.

Sosyalist gerçekçilik, sosyalizm ideolojisinin sanat ve edebiyata yansıması olarak 1930'lu yıllarda ortaya çıktı. Özellikle SSCB'de ve Çin'de ön plana çıktı ve komünistlerden de destek gördü. Sosyalist ideolojinin idealizmini ortaya çıkarmayı hedefleyen bu akımın etkisinde edebiyat eserlerinde devrimci kahramanlarla, halka örnek olacak kişiler yaratılması hedeflendi. Maksim Gorki'nin Ana romanı bu akımın ilk örneklerinden sayılır. Resim sanatında ise devrimci ruhun ön plana kuvvetli bir imajla çıktığı eserler desteklendi. Sosyalist gerçekçi akımın ana konuları arasında devrim, işçi sınıfı ve sanayi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Soyut sanat</span>

Soyut sanat, genel anlamıyla doğada var olan gerçek nesneleri betimlemek yerine, biçimler ve renklerin, temsili olmayan veya öznel kullanımı ile yapılan sanata denir. Nonfigüratif sanat terimi ile değişmeli olarak kullanılır. 20. yüzyıl başında bu terim, gerçek biçimleri sadeleştirilmiş veya değiştirilmiş halleriyle imgelere indirgeyen Kübist ve Fütürist sanatı tanımlamak için de kullanılmıştır.

Adil kullanım, ABD Telif Hakları Yasası'nda bulunan, telifli malzemelerin, telif sahibinden izin istenmeden, kısıtlı olarak kullanılmasına imkân veren bir doktrindir.

Rhythm and Blues ; caz, rap, gospel ve blues karışımı, ilk olarak Afrika kökenli Amerikalıların ürettiği müzik türü.

Art İzlenimcilik ya da Post-Empresyonizm, Fransa'da, izlenimciliğin kurallarına tepki olarak doğan sanatı ifade etmek için İngiliz eleştirmen Roger Fry tarafından 19. yüzyılın sonlarına doğru bulunan bir terimdir. Art izlenimciliğin temsilcileri olan sanatçılar, sanat yaşamlarına izlenimcilikle başlamışlardır. Ancak bu izlenimcilik akımının kimi sınırlamalarını aşmak ve resimlerine kendi kişiselliklerini katmak istiyorlardı.

<span class="mw-page-title-main">Yeni izlenimcilik</span> sanat hareketi

Yeni izlenimcilik, sanat eleştirmeni Félix Fénéon tarafından ortaya atılmış bir sanat terimidir. 19. yüzyılın son dönemlerinde ortaya çıkmış Fransız akımı tanımlamakta kullanılır. Bu akım pointilist tekniklerin kullanımı, izlenimciliği özellikle şekil bazında daha netleştirmek gibi özelliklere sahiptir.

Post-endüstriyel müzik, 1980'li yılların başında, çeşitli müzik stillerinden alınan elementlerin endüstriyel müzikle karıştırılması sonucu ortaya çıkan müziğe verilen genel bir addır. "Endüstriyel" terimi ilk olarak 1970'lerde Industrial Records sanatçılarını tanımlamak için ortaya çıkmış olmakla birlikte, daha sonraları çeşitli plak şirketleri ve sanatçıları da tanımlamak için kullanılmıştır. Bu kuruluşlar, endüstriyel müziği noise, ambient, folk ve elektronik dans müziği gibi çeşitli müzik türüyle karıştırmaya başlamıştır. Bu müzik kültürü tüm dünyaya yayılmakla birlikte, en önemli örnekleri Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'dan çıkmış; endüstriyel metal en başarılı türü olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">No wave</span> 1970lerde ortaya çıkan müzik, bağımsız sinema, video sanatı ve modern sanat akımı

No wave, 1970'lerde New York şehrinde ortaya çıkan bir müzik, bağımsız sinema, video sanatı ve modern sanat akımıdır. "No wave" terimi ise punk kültürü tarafından dönemin popüler New Wave müzik türü ve bu türün ticari öğelerini hicvetmek için ortaya atılmıştır. Bu müzik tarzı özellikle Talking Heads gibi plak şirketleri ile anlaşan new wave gruplarına ve bu tarzdaki gruplar tarafından sıklıkla kullanılan Chuck Berry gitar riff'lerine karşı doğmuştur. Terim, merkezi New York'un sanat jargonuna Diego Cortez'in küratörlüğünü yaptığı 1981 yılındaki "New York/No Wave" performansı ile katılmıştır. Aynı zamanda "no wave"'in Fransız Yeni Dalga öncüsü yönetmen Jean-Luc Godard'dan da esinlendiği düşünülmektedir. Akım her ne kadar kısa sürmüş olsa da, müzik, bağımsız sinema, görsel sanat ve moda dallarını büyük ölçüde etkilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kızıl Tehlike</span>

Kızıl Tehlike ya da Kızıl Panik, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından ilk olarak 1919-1920 yılında politik aktivistlere ve sosyalistlere karşı başlatılan antikomünist propagandaya verilen ad. Ardından II. Dünya Savaşı'nı izleyen 1947-1957 yılları arasında tekrar Amerika Birleşik Devletleri içerisindeki ve dışarısındaki komünistlerin federal hükûmeti yıkıp yerine komünist bir düzen getirmesi tehlikesine karşı yürütüldü.

<span class="mw-page-title-main">Erol Akyavaş</span> Türk ressam

Erol Hakkı Akyavaş, Türk ressam.

Figüratif sanat veya Figürativizm, doğada mevcut nesneleri betimleyen sanat eserlerini tanımlamak için kullanılan sanat terimi. Soyut sanatın tersi olarak kabul edilir. Terim, soyut sanatın ortaya çıkmasından bu yana, gerçek dünyayla ilgili güçlü referanslar içeren modern sanatın herhangi bir biçimini ifade etmek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Paleo sanatı</span> bilimsel kanıtlara göre tarih öncesi yaşamı tasvir etmeye çalışan sanat türü

Paleo sanatı, tarih öncesi yaşamı bilimsel kanıtlara göre tasvir etmeye çalışan herhangi bir orijinal sanatsal çalışmadır. Paleo sanatına ait eserler, fosil kalıntılarının temsili veya canlılar ile ekosistemlerinin kurgusal tasvirleri olabilir. Paleo sanatı, genellikle tarih öncesi hayvanların popüler kültürdeki tasvirlerine dayanır ve bu da halkın bu hayvanlara yönelik algısını etkiler ve bu hayvanlara olan ilgiyi artırır. "Paleo sanatı" kelimesi, diğer gayri resmi anlamda, tarih öncesi sanatın adı olarak çoğunlukla mağara resimlerinde de kullanılır. Bu terimin alternatif kavramı, arkeolojik toplumun alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dejenere sanat</span>

Dejenere sanat, 1920'lerde Almanya'daki Nazi Partisi tarafından modern sanatı tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Adolf Hitler'in diktatörlüğü sırasında, uluslararası üne sahip sanatçıların birçok eseri de dahil olmak üzere Alman modernist sanatı, devlete ait müzelerden kaldırıldı ve bu tür sanatların Alman olmayan, Masonluk, Yahudi veya Komünist olarak görülüp, "Alman duygusuna hakaret" olduğu gerekçesiyle Nazi Almanyası'nda yasaklandı. Dejenere sanatçı olarak tanımlananlar, öğretmenlik görevlerinden ihraç edilme, sanatlarını sergilemeleri veya satmaları yasaklanma ve bazı durumlarda sanat üretme yasağı gibi yaptırımlara maruz kaldılar.